ashli
Bayan Üye
Bazı düşünürler, bazı bilgeler, olayla olay olmamayı tavsiye ederler. Mümkün olduğu kadar, mevcut olan olayların, her şeyin dışında kalmayı önerirler. Yani, "Bakın, görün ama gözünüz yaşarmasın; seyredin, kaydedin, bilgiyi alarak tasnif edin, fakat hiçbir zaman olayla olay olmayın; olayla kendinizi özdeşleştirmeyin."
Özdeşleştirdiğimiz zaman zaafa düşüyoruz. Aslında, özdeşleşmek demek, o duygusal hayatın insanı kontrol altına alması demektir. Ama olayla özdeşleşmiyorsanız, siz onu devamlı kontrol altında tutuyorsunuz demektir.
Bir olay karşısında, diyorsunuz ki, "Ben bunu yaşadım; şimdi bu olayla özdeşleşmiyorum; onunla aynı değilim. Ama o haleti de yaşadım, bilirim, anlarım." Örneğin, ayakkabının nasırı acıtması olayında şikayet edene diyorsunuz ki, "Nasır nasıl acıtır, bilirim. Çünkü benim de vardı, acıtmıştı." Şimdi siz olayla özdeşleştiniz mi? Hayır.
Ama önceden böyle bir halet yaşamamış olsaydınız hiçbir şeyden haberiniz olmazdı, hiçbir şey anlamazdınız; çünkü oradaki olayla aranızda bir iletişim yoktur. İşte, tecrübe budur. Tecrübenin insana kazandırdığı şey, bir şey söylendiğinde derhal anlamasıdır.
Tecrübe sahibi insan "Haklısın." diyor ve elinden geldiği kadar o hali gidermeye, ıstırabı varsa hafifletmeye, yardım etmeye çalışıyor ya da teselli ediyor vs. Bunların hepsi, ayrı ayrı, insanlık vazifeleridir. Ama tecrübeli insan olayla özdeşleşmiyor, yani o duygusal hayatı uzun zaman sürdürmüyor, her yere beraberinde götürmüyor.
Albert Pauchard
Özdeşleştirdiğimiz zaman zaafa düşüyoruz. Aslında, özdeşleşmek demek, o duygusal hayatın insanı kontrol altına alması demektir. Ama olayla özdeşleşmiyorsanız, siz onu devamlı kontrol altında tutuyorsunuz demektir.
Bir olay karşısında, diyorsunuz ki, "Ben bunu yaşadım; şimdi bu olayla özdeşleşmiyorum; onunla aynı değilim. Ama o haleti de yaşadım, bilirim, anlarım." Örneğin, ayakkabının nasırı acıtması olayında şikayet edene diyorsunuz ki, "Nasır nasıl acıtır, bilirim. Çünkü benim de vardı, acıtmıştı." Şimdi siz olayla özdeşleştiniz mi? Hayır.
Ama önceden böyle bir halet yaşamamış olsaydınız hiçbir şeyden haberiniz olmazdı, hiçbir şey anlamazdınız; çünkü oradaki olayla aranızda bir iletişim yoktur. İşte, tecrübe budur. Tecrübenin insana kazandırdığı şey, bir şey söylendiğinde derhal anlamasıdır.
Tecrübe sahibi insan "Haklısın." diyor ve elinden geldiği kadar o hali gidermeye, ıstırabı varsa hafifletmeye, yardım etmeye çalışıyor ya da teselli ediyor vs. Bunların hepsi, ayrı ayrı, insanlık vazifeleridir. Ama tecrübeli insan olayla özdeşleşmiyor, yani o duygusal hayatı uzun zaman sürdürmüyor, her yere beraberinde götürmüyor.
Albert Pauchard