Öğretmenlerin Beklentileri-4 (Sözleşmeli öğretmenler- Son)
Öğretmenlerin atama ve yer değiştirme yönetmeliği ile ilgili çalışmalar sırasında öğretmenlerde büyük bir beklenti oluşmuş ve bu konuda kafalarında var olan soru işaretlerini özellikle mail yoluyla iletmişlerdir. Bunlara bir nebze tercüman olmak adına bu konuyu daha önce 3 ayrı başlıkta ele almıştık. Son olarak Sözleşmeli Öğretmenlerin bu yönetmelikteki yeri ve Kurum içi, kurumlar arası atmayı ve eksik kalan diğer konuları ele alacağız.
Öğretmenlerin beklentileri (Zorunlu Hizmet)
Öğretmenlerin Beklentileri-2 (Yer değiştirmeler)
Öğretmenlerin Beklentileri-3 (Özür grubu)
Sözleşmeli ÖğretmenÖğretmenlerin atama ve yer değiştirme yönetmeliği ile ilgili çalışmalar sırasında öğretmenlerde büyük bir beklenti oluşmuş ve bu konuda kafalarında var olan soru işaretlerini özellikle mail yoluyla iletmişlerdir. Bunlara bir nebze tercüman olmak adına bu konuyu daha önce 3 ayrı başlıkta ele almıştık. Son olarak Sözleşmeli Öğretmenlerin bu yönetmelikteki yeri ve Kurum içi, kurumlar arası atmayı ve eksik kalan diğer konuları ele alacağız.
Öğretmenlerin beklentileri (Zorunlu Hizmet)
Öğretmenlerin Beklentileri-2 (Yer değiştirmeler)
Öğretmenlerin Beklentileri-3 (Özür grubu)
Sendikaların da ısrarlarına rağmen sözleşmeli öğretmenlerimizin bu yönetmelikte pek de yeri olmadığını belirterek başlayalım. Sözleşmeli öğretmenlerin doldurdukları kadroların pozisyon olarak ifade edildiğini daha önce belirtmiştik.
Yani maliye bakanlığı ve devlet personel başkanlığınca tahsis edilen sözleşmeli öğretmenlik kontenjanları iller bazında sabitlenmektedir. Örneğin A iline 100 sözleşmeli öğretmenlik pozisyonu verilmişse A ilinde 1000 öğretmen açığı da olsa sözleşmeli olarak 101. Kişiyi alamazsınız. Bu sınırlama nedeniyle onların serbest yer değiştirmeleri mümkün olamamaktadır. Özür grubunda dahi yer değiştirme olanağı verilebilmesi için pozisyon boşalması gerekir. (ya bir kişi sözleşmeliden istifa edecek, ya kadroya geçecek ki boşluk oluşsun)
Hukuk müşavirliğinin de görüşü doğrultusunda bu yönetmelik hükümlerine sözleşmeli öğretmenlik konulmamıştır. Mevcut durumda sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenler gibi yer değiştirmelerine olanak sağlamak maalesef mümkün değildir.
Bu noktada Sözleşmeli öğretmenin mucidi olan bakanın “Sözleşmeli ve Kadrolu arasında fark yok” sözü bir kez daha hafızalara gelmektedir.
Bu nedenle hükümetin öncelikle bu sorunu çözmesi lazım. Eğer hükümet sorunu çözmek istiyorsa MEB’de bulunan sözleşmeli öğretmen pozisyonlarının hangi il ya da branşta kullanılacağına MEB’in karar vermesine olanak sağlamalıdır. Yani iller bazındaki tahsise son vermelidir. İşte bu durumda sorun çözümlenecek ve sözleşmeli öğretmenler de kadrolu öğretmenler gibi puan esasına göre yer değiştirebileceklerdir.
Bu sorun yönetmelikle ilgili yapılan toplantıda aşılabilecek bir sorun olmamakla beraber bu konudaki taleplerin iletilmesi görüşünde hemfikir olunmuştur.
Bunlara rağmen;
Özellikle Sözleşmeli öğretmenler için özür grubunda bakanlığı rahatlatacak durumun Haziran ayında ortaya çıkacağını belirtebiliriz.
Haziran ayında yapılacak kadrolu ataması ile Sözleşmeli öğretmenlerin bir çoğu kadroya geçeceklerdir. Buradan boşalacak yaklaşık 6-7bin civarındaki (beklenen durum) pozisyon özür grubu yer değiştirmelerde kullanılacaktır. Bakanlığın Haziran döneminde bu şekilde ortaya çıkacak boş pozisyonlara sözleşmeli öğretmen almak gibi bir düşüncesi halen bulunmamaktadır.
Ayrıca; Sözleşmeli öğretmenlerin kademeli olarak kadroya geçmelerine ilişkin tasarının meclis tatile girmeden kanunlaşacağını söylemektedirler. Böylece bu yaz döneminden itibaren kademeli geçiş gerçekleşecektir.
Bakanlığın tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi ve sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesi yönünde bir görüşü, politikası olmadığını belirtmek isteriz. Fakat sözleşmeli pozisyonu arttırmayıp mevcut sayıda tutmak gayretleri vardır. Yani maliye baklanlığınca tahsis edilen mevcut pozisyonda oluşacak boşluklar öncelikle sözleşmelilerin yer değiştirmeleri ile ondan sonra da yeni sözleşmeli alımları ile doldurulacaktır.
Toplantıda sendikaların sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması, mevcut sözleşmelilerin koşulsuz kadroya alınması taleplerinin karşılanması bu aşamada pek beklenen bir durum değildir.
Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama
Bu kategorideki atamalarla ilgili olarak en çok gelen talep Milli Eğitim Bakanlığında başka kadroda bulunanların öğretmenlik kadrosuna geçmeleri noktasında olmuştur.
Taslağa göre örneğin MEB’de memur olarak çalışmakta olup mezuniyeti itibari ile öğretmen olabilecekler ile başka bakanlıkta memur olarak çalışmakta olup MEB’de öğretmen olmak isteyenler aynı şartlara sahip olarak atanacaklar.
Buna bir kısım sendikalar da dahil olmak üzere karşı çıkmaktadırlar. Karşı çıkış sebebi ise MEB’in kendi teşkilatında çalışanlara öncelik tanınmasını istemeleri noktasında.
Bu duruma ilk bakışta haklılık verilebilir fakat bakanlık yetkililerinin “her bakanlık bize gelip öncelik istiyor, oysa ki biz taslakta hangi bakanlıkta olursa olsun öğretmen olarak atanabilecek varsa eşit yaklaşmak istiyoruz. Çünkü eğitim öğretime katkı açısından İçişleri bakanlığı merkez teşkilatında memur olarak görev yapan bir kişi ile bizim bakanlığımızda memur olarak görev yapan bir kişinin farklı olmadığını düşünüyoruz. Çünkü iki gruptakiler de kendi kurumlarında eğitim öğretim hizmeti değil idari görev yani memurluk görevi yapmaktadırlar” şeklindeki açıklamalarında çok da haksızlık payı olmadığını düşünüyorum.
Ayrıca ki bu kategoride bulunanlar yani MEB’de Eğitim Öğretim hizmetleri dışında görev yapanların öğretmen olarak atanabilmeleri için hizmet puanının yanı sıra İlk atama şartlarına göre de atanma şansları var. Bu adaylar KPSS sınavına girerek de atanma talebinde bulunabileceklerdir.
Bu başlıkla ilgili olarak atama dönemlerinde yapılacak atamaların;
a) % 7’si , Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama
b) % 2’si , Açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama,
c) % 1’i Millî sporcuların atamasına
ayrılacak.
Bu iyi bir durumdur. En azından belli bir sabitlemeye bağlanmıştır. Keyfiyetten uzak bırakılmıştır. Bu sayının toplamının %10 olduğu düşünüldüğünde atama bekleyen işsiz öğretmen sayısının yüzbinler olduğu bir ortamda bu oranın arttırılmasını talep eden bazı sendikaların pek de haklı oldukları söylenemez. Bu konuda toplantıda yapılan bir söylem “mevcut kişilerin en azından işleri vardır işsiz bekleyen bu kadar kişi varken kurum içi ya da kurumlararası atamayı arttırmayı talep etmek haksızlıktır” şeklindedir.
Tabii ki bu konular detaylı olarak tartışılabilecek konulardır. Bizim bu yazılarda amacımız yayımlanacak yönetmeliğin genel hatlarının nasıl oluşacağı noktasında en azından ön bilgi sahibi kılmaktır.
Yani maliye bakanlığı ve devlet personel başkanlığınca tahsis edilen sözleşmeli öğretmenlik kontenjanları iller bazında sabitlenmektedir. Örneğin A iline 100 sözleşmeli öğretmenlik pozisyonu verilmişse A ilinde 1000 öğretmen açığı da olsa sözleşmeli olarak 101. Kişiyi alamazsınız. Bu sınırlama nedeniyle onların serbest yer değiştirmeleri mümkün olamamaktadır. Özür grubunda dahi yer değiştirme olanağı verilebilmesi için pozisyon boşalması gerekir. (ya bir kişi sözleşmeliden istifa edecek, ya kadroya geçecek ki boşluk oluşsun)
Hukuk müşavirliğinin de görüşü doğrultusunda bu yönetmelik hükümlerine sözleşmeli öğretmenlik konulmamıştır. Mevcut durumda sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenler gibi yer değiştirmelerine olanak sağlamak maalesef mümkün değildir.
Bu noktada Sözleşmeli öğretmenin mucidi olan bakanın “Sözleşmeli ve Kadrolu arasında fark yok” sözü bir kez daha hafızalara gelmektedir.
Bu nedenle hükümetin öncelikle bu sorunu çözmesi lazım. Eğer hükümet sorunu çözmek istiyorsa MEB’de bulunan sözleşmeli öğretmen pozisyonlarının hangi il ya da branşta kullanılacağına MEB’in karar vermesine olanak sağlamalıdır. Yani iller bazındaki tahsise son vermelidir. İşte bu durumda sorun çözümlenecek ve sözleşmeli öğretmenler de kadrolu öğretmenler gibi puan esasına göre yer değiştirebileceklerdir.
Bu sorun yönetmelikle ilgili yapılan toplantıda aşılabilecek bir sorun olmamakla beraber bu konudaki taleplerin iletilmesi görüşünde hemfikir olunmuştur.
Bunlara rağmen;
Özellikle Sözleşmeli öğretmenler için özür grubunda bakanlığı rahatlatacak durumun Haziran ayında ortaya çıkacağını belirtebiliriz.
Haziran ayında yapılacak kadrolu ataması ile Sözleşmeli öğretmenlerin bir çoğu kadroya geçeceklerdir. Buradan boşalacak yaklaşık 6-7bin civarındaki (beklenen durum) pozisyon özür grubu yer değiştirmelerde kullanılacaktır. Bakanlığın Haziran döneminde bu şekilde ortaya çıkacak boş pozisyonlara sözleşmeli öğretmen almak gibi bir düşüncesi halen bulunmamaktadır.
Ayrıca; Sözleşmeli öğretmenlerin kademeli olarak kadroya geçmelerine ilişkin tasarının meclis tatile girmeden kanunlaşacağını söylemektedirler. Böylece bu yaz döneminden itibaren kademeli geçiş gerçekleşecektir.
Bakanlığın tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi ve sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesi yönünde bir görüşü, politikası olmadığını belirtmek isteriz. Fakat sözleşmeli pozisyonu arttırmayıp mevcut sayıda tutmak gayretleri vardır. Yani maliye baklanlığınca tahsis edilen mevcut pozisyonda oluşacak boşluklar öncelikle sözleşmelilerin yer değiştirmeleri ile ondan sonra da yeni sözleşmeli alımları ile doldurulacaktır.
Toplantıda sendikaların sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması, mevcut sözleşmelilerin koşulsuz kadroya alınması taleplerinin karşılanması bu aşamada pek beklenen bir durum değildir.
Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama
Bu kategorideki atamalarla ilgili olarak en çok gelen talep Milli Eğitim Bakanlığında başka kadroda bulunanların öğretmenlik kadrosuna geçmeleri noktasında olmuştur.
Taslağa göre örneğin MEB’de memur olarak çalışmakta olup mezuniyeti itibari ile öğretmen olabilecekler ile başka bakanlıkta memur olarak çalışmakta olup MEB’de öğretmen olmak isteyenler aynı şartlara sahip olarak atanacaklar.
Buna bir kısım sendikalar da dahil olmak üzere karşı çıkmaktadırlar. Karşı çıkış sebebi ise MEB’in kendi teşkilatında çalışanlara öncelik tanınmasını istemeleri noktasında.
Bu duruma ilk bakışta haklılık verilebilir fakat bakanlık yetkililerinin “her bakanlık bize gelip öncelik istiyor, oysa ki biz taslakta hangi bakanlıkta olursa olsun öğretmen olarak atanabilecek varsa eşit yaklaşmak istiyoruz. Çünkü eğitim öğretime katkı açısından İçişleri bakanlığı merkez teşkilatında memur olarak görev yapan bir kişi ile bizim bakanlığımızda memur olarak görev yapan bir kişinin farklı olmadığını düşünüyoruz. Çünkü iki gruptakiler de kendi kurumlarında eğitim öğretim hizmeti değil idari görev yani memurluk görevi yapmaktadırlar” şeklindeki açıklamalarında çok da haksızlık payı olmadığını düşünüyorum.
Ayrıca ki bu kategoride bulunanlar yani MEB’de Eğitim Öğretim hizmetleri dışında görev yapanların öğretmen olarak atanabilmeleri için hizmet puanının yanı sıra İlk atama şartlarına göre de atanma şansları var. Bu adaylar KPSS sınavına girerek de atanma talebinde bulunabileceklerdir.
Bu başlıkla ilgili olarak atama dönemlerinde yapılacak atamaların;
a) % 7’si , Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama
b) % 2’si , Açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama,
c) % 1’i Millî sporcuların atamasına
ayrılacak.
Bu iyi bir durumdur. En azından belli bir sabitlemeye bağlanmıştır. Keyfiyetten uzak bırakılmıştır. Bu sayının toplamının %10 olduğu düşünüldüğünde atama bekleyen işsiz öğretmen sayısının yüzbinler olduğu bir ortamda bu oranın arttırılmasını talep eden bazı sendikaların pek de haklı oldukları söylenemez. Bu konuda toplantıda yapılan bir söylem “mevcut kişilerin en azından işleri vardır işsiz bekleyen bu kadar kişi varken kurum içi ya da kurumlararası atamayı arttırmayı talep etmek haksızlıktır” şeklindedir.
Tabii ki bu konular detaylı olarak tartışılabilecek konulardır. Bizim bu yazılarda amacımız yayımlanacak yönetmeliğin genel hatlarının nasıl oluşacağı noktasında en azından ön bilgi sahibi kılmaktır.