ashli
Bayan Üye
Victor Hugo’nun ve Fransız romantizm akımının en ünlü eserlerinden biri olan Notre Dame’ın Kamburu (Fransızcası Notre Dame de Paris, 1831)’nu bilmeyen yoktur. Hüzünlü bir aşk hikâyesini anlatan eserin başkahramanlarından biri, Quasimodo adında bir zangoçtur. Çirkin bir bebek olarak dünyaya geldiği için ona bu adı uygun görmüşlerdir, yani “tamamlanmamış, eksik” anlamına gelen Quasimodo adını. Bu küçük çocuk büyüyünce Papaz Frollo onu kilisenin zangocu yapar. Ama Quasimodo’nun çaldığı çanın sesi öyle yüksektir ki Quasimodo bir süre sonra sağır olur. Yıllar yılı çanını çaldığı katedral ise Notre Dame Katedrali’nden başkası değildir elbette. “Güzel ve çirkin” teması üzerinde ilerleyen bu eserde Quasimodo ne kadar çirkinse, Notre Dame Katedrali de bir o kadar güzel tasvir edilir.
Romanın konusunun ilk kıvılcımlarının da Notre Dame Katedrali’nde parladığı söylenir. Victor Hugo, bir gün Notre Dame’da gezip katedralin detaylarını araştırırken birden dikkatini duvarlardan birinde bulunan, oldukça büyük Gotik tarzda puntolarla yazılmış ve duvara derince kazınmış Yunanca bir kelime çeker: ANAΓKH. Eski Yunanca’da “kötü talih” anlamına gelen bu kelimeyi okuyan Hugo “Eski kilisenin alnına bir suç ya da cinayet damgasını vurmadan bu dünyayı terk etmek istemeyen ve acı içinde kıvranan ruh acaba kimindi?” diye düşünmeye başlar ve cevap arayışları bu ölümsüz eserin konusu için esin kaynağı olur yazara.
Sivri çatılarıyla ve kuleleriyle göğe doğru yükselen, bu dev boyutlu Gotik katedralin böylesi önemli bir esere mekân olarak seçilmesi de rastlantı değildir elbette. 19. yüzyıl başlarında, Paris’te süregelen yoğun şehir planlaması çalışmaları kapsamında Notre Dame de Paris Katedrali bakımsız olduğu öne sürülerek yıkılmak istenmiş. Halkın ilgisizliğini gören Hugo ise katedrale ilgi çekmenin yolunu en iyi yaptığı şeyde, yazmakta bulmuş. Roman halk arasında büyük ilgi görünce katedral yıkılmaktan kurtulmuş ve restorasyon çalışmaları başlamış. Böylece hem dünya edebiyatına hem de müzikallere unutulmaz bir eser kazandırılmış. Müzikal zamanla romanla özdeşleşmiş ve müzikalin Belle, Dechire ve Tu Va Me Detruire gibi şarkıları unutulmazlar arasına girmiş.
Gotik tarz mimarinin ilk ve en önemli örneklerinden biri olan Notre Dame Katedrali Paris’i ikiye bölen Seine Nehri’ndeki Cité Adası üzerindedir. Gotik dönem boyunca yapımı sürmüş, daha sonraki yıllarda da yenilenmiş olan katedral; günümüzde turistlerinin akınına uğramasına rağmen Paris Başpiskoposluğu’na ev sahipliği yapmaktadır.
Batı Cephesi
Katedralin en ünlü kısmı Batı Cephesi’dir. Yapımı 50 yıla yakın sürmüş olan bu cephede Güney ve Kuzey Kuleleri bulunur. Cephenin yüksekliği kulelerle birlikte 63 metreyi bulur, genişliği ise 41 metredir. Cephe genel olarak iki kule, bir Gül Penceresi, Büyük Galeri, Krallar Galerisi, Meryem Ana figürü ve üç büyük kapıdan oluşur.
Batı Cephesi’nin en önemli kısımlarından biri Güney Kule’de bulunan ünlü Emmanuel Çanı’dır. Çan, katedralin en eski parçasıdır.
Galerie des Chimères (Büyük Galeri), iki kuleyi birleştiren ve ünlü chimère’lerin sergilendiği kısımdır.
Büyük Galeri’nin hemen altında ve cephenin ortasında Batı Gül Penceresi bulunur. Bu pencere dönemin vitray sanatının en dikkat çekici örneklerinden biridir. Vitraylı camların içeriye verdiği renkli ışıklar katedralin ruhani atmosferine katkı yapar. İşlemelerle süslü bu pencerenin önünde bir ölümlü olan Meryem’in ve hem ölümlü hem de tanrı olan İsa’nın heykelleri bulunur.
Krallar Galerisi, Yahuda’nın 28 kralının heykellerinin sergilendiği bir koridor şeklinde uzanır. Galeride bulunan heykeller Fransız Devrimi’nde büyük zarar görmüştür. Bunun sebebi ise; o dönemde bu heykellerin Fransız krallarına ait heykeller olduğunun ve Kraliyet sistemini sembolize ettiğinin düşünülmesidir.
Krallar Galerisi’nin altında ise 3 adet büyük kapı bulunur. Ortadaki kapı Son Hüküm Kapısı, bunun sağındaki kapı Azize Anne Kapısı ve orta kapının solundaki kapı ise Meryem Ana Kapısı’dır. Her bir kapıda, kapının adının hikâyesi kabartmalı figürlerle resmedilmiştir.
Gül Pencereleri
Katedralin batı, kuzey ve güney cephesinde üç adet gül penceresi bulunur. Renkli vitray camlarla ve oldukça ince bir el işçiliğinin eseri olan oyma desenlere sahip çerçevelerle süslenmiş bu yuvarlak pencereler, katedralin az sayıdaki renkli camlı pencerelerindendir.
Katedrale dair birkaç etkileyici rakam:
Kulelere çıkan merdivenler: 380 basamak
Kulelerin yüksekliği: 69 metre
Çan kulesinin yüksekliği: 96 metre
Ana kubbenin yüksekliği: 43 metre
Güney Kulesi’nde her biri yaklaşık 1-2 ton ağırlığında 4 çan vardır.
Güney Kule’deki Emmanuel adlı çan, tam 13 tondur.
Romanın konusunun ilk kıvılcımlarının da Notre Dame Katedrali’nde parladığı söylenir. Victor Hugo, bir gün Notre Dame’da gezip katedralin detaylarını araştırırken birden dikkatini duvarlardan birinde bulunan, oldukça büyük Gotik tarzda puntolarla yazılmış ve duvara derince kazınmış Yunanca bir kelime çeker: ANAΓKH. Eski Yunanca’da “kötü talih” anlamına gelen bu kelimeyi okuyan Hugo “Eski kilisenin alnına bir suç ya da cinayet damgasını vurmadan bu dünyayı terk etmek istemeyen ve acı içinde kıvranan ruh acaba kimindi?” diye düşünmeye başlar ve cevap arayışları bu ölümsüz eserin konusu için esin kaynağı olur yazara.
![3639529.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/3639529.jpg)
Sivri çatılarıyla ve kuleleriyle göğe doğru yükselen, bu dev boyutlu Gotik katedralin böylesi önemli bir esere mekân olarak seçilmesi de rastlantı değildir elbette. 19. yüzyıl başlarında, Paris’te süregelen yoğun şehir planlaması çalışmaları kapsamında Notre Dame de Paris Katedrali bakımsız olduğu öne sürülerek yıkılmak istenmiş. Halkın ilgisizliğini gören Hugo ise katedrale ilgi çekmenin yolunu en iyi yaptığı şeyde, yazmakta bulmuş. Roman halk arasında büyük ilgi görünce katedral yıkılmaktan kurtulmuş ve restorasyon çalışmaları başlamış. Böylece hem dünya edebiyatına hem de müzikallere unutulmaz bir eser kazandırılmış. Müzikal zamanla romanla özdeşleşmiş ve müzikalin Belle, Dechire ve Tu Va Me Detruire gibi şarkıları unutulmazlar arasına girmiş.
![26092129.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/26092129.jpg)
Gotik tarz mimarinin ilk ve en önemli örneklerinden biri olan Notre Dame Katedrali Paris’i ikiye bölen Seine Nehri’ndeki Cité Adası üzerindedir. Gotik dönem boyunca yapımı sürmüş, daha sonraki yıllarda da yenilenmiş olan katedral; günümüzde turistlerinin akınına uğramasına rağmen Paris Başpiskoposluğu’na ev sahipliği yapmaktadır.
Batı Cephesi
![26146714.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/26146714.jpg)
Katedralin en ünlü kısmı Batı Cephesi’dir. Yapımı 50 yıla yakın sürmüş olan bu cephede Güney ve Kuzey Kuleleri bulunur. Cephenin yüksekliği kulelerle birlikte 63 metreyi bulur, genişliği ise 41 metredir. Cephe genel olarak iki kule, bir Gül Penceresi, Büyük Galeri, Krallar Galerisi, Meryem Ana figürü ve üç büyük kapıdan oluşur.
![2801742.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/2801742.jpg)
Batı Cephesi’nin en önemli kısımlarından biri Güney Kule’de bulunan ünlü Emmanuel Çanı’dır. Çan, katedralin en eski parçasıdır.
Galerie des Chimères (Büyük Galeri), iki kuleyi birleştiren ve ünlü chimère’lerin sergilendiği kısımdır.
Büyük Galeri’nin hemen altında ve cephenin ortasında Batı Gül Penceresi bulunur. Bu pencere dönemin vitray sanatının en dikkat çekici örneklerinden biridir. Vitraylı camların içeriye verdiği renkli ışıklar katedralin ruhani atmosferine katkı yapar. İşlemelerle süslü bu pencerenin önünde bir ölümlü olan Meryem’in ve hem ölümlü hem de tanrı olan İsa’nın heykelleri bulunur.
![8177782.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/8177782.jpg)
Krallar Galerisi, Yahuda’nın 28 kralının heykellerinin sergilendiği bir koridor şeklinde uzanır. Galeride bulunan heykeller Fransız Devrimi’nde büyük zarar görmüştür. Bunun sebebi ise; o dönemde bu heykellerin Fransız krallarına ait heykeller olduğunun ve Kraliyet sistemini sembolize ettiğinin düşünülmesidir.
Krallar Galerisi’nin altında ise 3 adet büyük kapı bulunur. Ortadaki kapı Son Hüküm Kapısı, bunun sağındaki kapı Azize Anne Kapısı ve orta kapının solundaki kapı ise Meryem Ana Kapısı’dır. Her bir kapıda, kapının adının hikâyesi kabartmalı figürlerle resmedilmiştir.
![21033526.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/21033526.jpg)
Gül Pencereleri
![1325294.jpg](http://www.maximiles.com.tr/maximiles/images/gezirehberi/unlu/NotreDameKatedrali/1325294.jpg)
Katedralin batı, kuzey ve güney cephesinde üç adet gül penceresi bulunur. Renkli vitray camlarla ve oldukça ince bir el işçiliğinin eseri olan oyma desenlere sahip çerçevelerle süslenmiş bu yuvarlak pencereler, katedralin az sayıdaki renkli camlı pencerelerindendir.
Katedrale dair birkaç etkileyici rakam:
Kulelere çıkan merdivenler: 380 basamak
Kulelerin yüksekliği: 69 metre
Çan kulesinin yüksekliği: 96 metre
Ana kubbenin yüksekliği: 43 metre
Güney Kulesi’nde her biri yaklaşık 1-2 ton ağırlığında 4 çan vardır.
Güney Kule’deki Emmanuel adlı çan, tam 13 tondur.