Nizami'nin Leyla ve Mecnun'u İle Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i Arasında Bir Karşılaştırma

ashli

Bayan Üye
Nizami'nin Leyla ile Mecnun'uyla Shakespeare'in Romeo ile Juliet arasında net bir şekilde karşılaştırma bulunmaktadır. Her ikisi de kendi geleneklerine göre birbirini delice seven aşıkların romantizmine somut bir örnek teşkil ediyor ve her ikisi de kendilerini bilen herkesi karşılaştırmak için okumaya sevk ediyor. Romeo ile Juliet kendine çok özgün olan bir oyun olup iki saatten biraz daha az sürecek halk karşısında ki bir oyunda başarısı görülmek ve duyulmak için yazılmıştır. Nizami'nin romantizmi ise çok yavaş bir hızla okunmak için yazılmıştır.

İki yapıtın birleştiği yer iki genç aşığın taşıdığı dayanılmaz tutkudur. Bunun yanında ayrıldıkları yol ise o tutkunun gösterimindedir. Leyla ile Mecnun'da aşk mutluluk kadar acı veren bir hastalıktır. Romeo ile Juliet'de ise aşk sevinç ve umudun yegâne kaynağıdır. Zaten kendi merkezinde aşkın huzuruna en çok sahip olan bir yapıtı düşünürsek bile bulmak zordu. Mesela Leyla ile Mecnun kontrolden çıkmış aynı zamanda da her iki aşığın ailesini ve genel olarak da toplum üzerinde etki yapan bir gençlik hırsını tartışmaktadır. Öbür tarafta Romeo ile Juliet ise kendi kahramanı başkalarını öldürmeye kalkışan ve iki aşığın da trajik bir şekilde ölmesi ile sonuçlanan bir aşkı topluma salgın olan şiddete karşı çözüm olarak sergilemektedir.

1188'de tamamlanan Nizami'nin şiiri İran edebiyatında yazılmış ilk aşk hikayesi değildir. Nizami'nin şiirinden yaklaşık olarak ikiyüzyıl önce Ayyuki Varke ile Gülşah'ı bitirmiş olup bir çok başka aşklara yazar olmuştur. Leyla ile Mecnun geleneksel İran aşk hikayelerinin yeni bir uyarlaması da değildir. Aksine bu aşk hikayesi Arap edebiyatında ki aşk şiirlerinin "kara sevdalı aşığı" yani Mecnun'a ve Mecnun'un Leyla'ya olan tutkusu ile büyümüş anekdotlara mâl edilmiş ünlü sekizinci yüzyıl derlemesinin üzerine yapılanmıştır. O zamanların Leyla ile Mecnun'u Nizami'nin şair ününe ulaşmadan önce İslam dünyasında çok geniş çapta bilinmiş ve sevilmişti. Leyla ile Mecnun'un sahip olduğu bu iyice yapılanmış şöhret Şaron Şah Aksitan Manuher'i Nizami'nin bu hikayeyi yeniden yazması için görev vermesine inandırmıştı. Nizami dağılmış anekdotları düzenleyip dizeleri kolayca anlaşılan hale getirdi. Bunun yanında anlatım bozukluğunu düzeltti fakat tek değişmeyen şey orijinal eserin iki ıstırap çeken aşığı ve özellikle Mecnun'du.

Nizami ilk bu görevi aldığında isteksiz göründü fakat bütün eserleri içinde Leyla ile Mecnun kendi adını gerçek anlamda ölümsüzleştirendir. 1188 de ortaya çıkan hikayenin hem dilde hem de anlatımda ki başarısı İranlı şairlerin ve onların okurlarının sanki o zamandan önce hiç romantizm yazılmamış gibi dikkatini çekti. Nizami'nin eseri hem taklitlerle hem de çevirilerle dünya edebiyatında büyüdü. Bunların ilki yüzyıl sonra 1300'de Amir Khosrow tarafından yazıldı ve Khosrow'un Leyla ile Mejnun'u hem Farsça'da hem de Türkçe'de sonradan gelecek olan bir sürü benzer eserin müjdesini verdi. Öyle bir sürü ki bu gün halen daha devam eden.

Benzer bir şekilde Shakespeare'in Romeo ile Juliet'i hemen hemen İngilizce'de dramatik ve şiirsel bir şekil verilen ilk hikaye oldu ve Leyla ile Mecnun gibi Romeo ve Juliet de orijinal bir eserden alındı. Shakespeare'in oyunu Robert Brooke'un İtalyan öykü yazarı Matteo Bandello'nun (1485-1561) Fransızca'dan çeviri hikayesinin ilhamıyla yazdığı The Tragical Historye of Romeus and Juliet (Romeo ile Juliet'in Trajik Hikayesi) adlı şiirinin üzerine yapılandı. Fakat bunun yanında daha da eski bir oyunun yazılıp kaybolduğu da söylenen ihtimaller arasında. Shakespeare'in oyunu kısa sürede sadece Romeo ile Juliet'in değil bütün "kara sevda" romantizminin unutulmaz bir eseri oldu. Böyle olmasına rağmen Romeo ile Juliet'in dışında Nizami'nin Leyla ile Mecnun'u gibi bir düzine başka Romeo ile Julietler yazılmadı. Avrupanın diğer dillerine de çevrilen oyun diğer medyalarda ki bir çok artiste de ilham verdi. Leyla ile Mecnun gibi Romeo ile Juliet'in olağanüstü şöhreti bu güne dek aynı şekilde devam etti. Romeo ile Juliet halen daha Shakespeare'in en çok oynanan oyunlarından bir tanesi. Shakespeare'in oyunu bir çok kez de beyaz perdeye aktarıldı. Tabi ki bunların en başarılısı Franco Zefirelli tarafından yapılanıydı (1968). Bundan başka Shakespeare'in Romeo ile Juliet'nin kültürel etkisi Allan Jay Lerner ve Leonard Bernstein tarafından West Side Story (Batı Yakası Hikayesi) adlı günümüzün mükemmel çevirisi ile kanıtlandı. Bunun dışında "Shakespeare in Love" (Shakespeare Aşkta) adlı 1998'de gösterime giren film genç Shakespeare'in kendi içinde kurgulanmış romantizmine yer verdi.

Sonuç olarak, bu iki eserin dünya edebiyatına etkisi kendi kültürlerinde görülebilir ki iki aşığın isimleri göründüğü eserlerde kendilerine özgün anlamlar elde etti. İslam dünyasında ve Batı dünyasında aşkın adamı olarak tanılan bu iki aşık "Mecnun" ve "Romeo'dur." Ya "romantizmin tutkusuyla acı çekmiş bir genç" yani Mecnun ya da "hanımların adamı" yani Romeo.


Kaynak:
"A Comparison of Nizami's Layli and Majnun and Shakespeare's Romeo and Juliet"by Jermone W. Clinton
"The Poetry of Nizami Ganjavi: Love, Knowledge, Rheotic." Edited by Kamran Talattof and Jermone W. Clinton, Palgrave, December 2000

Jerome W. Clinton
İngilizce'den Çeviren: Bilal Ali Kotil
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst