Nişan Ayakkabısı Hazır,Duvak Hazır,Kocayı Nerden Bulacaz?Getir Çekim Yasası:)

nones

Bayan Üye
İstemek...Kilit kelime ''istemek''miş.Milyonlarca sayfa kitapda okusanız,binlerce insanın hayat hikayesinide dinleseniz,dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsunuz;İSTEMEK...
 
''Ben istiyorum ama olmuyor'' diyor birileri şimdi değil mi?Kusura bakmayın ama demek sadece diliniz istiyor,beyniniz değil.Ya da yüreğiniz istiyor ama diliniz ya da beyniniz değil.İkilem,hatta üçlemler arasında kaldığınız zaman,bence bunun adı ''istemek'' değil,''kararsızlık'' oluyor.Eğer siz bir şeyi gerçekten istiyorsanız ve onu istediğinizden eminseniz,o zaman görüyorsunuz ki,aslında istediğiniz şeye sahip olmak düşündüğünüz kadar zor değil.Yeter ki görmesini bilin...
 
Toprak,(evet gerçek adı bu değil,ama biz ona toprak diyoruz)bu olaylar yaşandığı zaman 33 yaşında olan kız bir arkadaşım.Orta okul yıllarında başlayan arkadaşlığımız,yaşımızla beraber büyüdü ve dostluğa dönüştü.6 kızkardeşin en büyüğü ve sanki annesi erkek çocuk doğurmayı becerememiş,bunun faturası da babası tarafından Toprağa çıkarılmış gibi bir durum söz konusu;çit-çubuk,bağ-bahçe ile toprak ilgilenmek zorunda.Üniversite tercihini de bu yönde yapmak zorunda kaldı ve okulu bitirir bitirmez bir nevi babasının işlerini devraldı.Yani toprak,toprakla mecburi bir evlilik yaptı.Yeri geldi şalvar giydi,yeri geldi traktör tepesine çıktı.Saçlar kısacık,üstünde bir jean,sarı çizmeleri,yağmurluğu...Çamur,yağmur,güneş demedi,diyemedi..Tarlalarda bahçelerde dolaştı durdu.
 
Evet aile çok önemli ama,çevresel faktörlerde bir o kadar önemli yer tutuyor hayatımızda.Şivemizden tutun alışkanlıklarımıza,hatta karakterimize kadar bir çok konuda değişmemizi sağlıyor.Erkekler arsında kala kala erkek gibi olmuş bir kızdı Toprak;hatta bazen o kadar delirtirdi ki,''kızım sen aslında erkekmişsin ama doğum esnasında biri pipinden çekmiş koparmış,sende zorunlu kadın olarak yaşamak zorunda kalmışsın'' derdim.
 
''Çocukda yaparım kariyerde' diye bağırsa da Nil,ha deyince yapamıyorsunuz.Birini yaparken biri eksik kalıyor.Bir de eğer kadınsanız,babanızla v.s çalıyorsanız,siz istemeden bir takım sorumluluklar yüklenmişse sırtınıza,ve bir takım maddi güçleriniz ve geniş bir çevreniz varsa,''ben bu adamı çok beğendim ya,acaba nasıl tavlarım ki?'' sorusunu kendinize bile sormaya cesaret edemez hale getiriyorlar sizi.Adam alacak anasını babasını gelecek,önce aile görecek,onlar beğenecek,sonra kafalarına yatarsa sen beğeneceksin falan filan...Seçimi baba yapıyor,ama yatağa kız giriyor...''Baba buyrun siz yatın damat-kayınbaba, bana müsade'' diyemediği için de ''ben evlenmeyecem,gelmesin bana kimse'' deyip kapıları kapadı Toprak...
 
''Sona kalan dona kalır''.Valla doğru...Patır patır bulan gitti,bulan gitti,onun kocası,öbürünün çocuğu,şu bu derken,bizim o devasa ''kızlar klubü'' ufaldıkça ufaldı.Hoş bazen gidenler popolarına baka baka geri de döndü,o da ayrı bir konu ama,hani şu kale olayı;evlenenler bekarlara,bekarlar da evlilere kedinin ciğere baktığı gibi bakıyor ya,Toprak da ara ara keşke ile başlayan,zamanında evlenseydim gibi cümleler kurmadı değil...
 
Ben bu kişisel gelişme programlarıyla tanışmadan önce,biz Toprak'la beraber Marx,Engels,Darwin okurduk hatta ben Engels'a platonik olarak aşıktım;yani ona göre ben sonradan bir mutasyon geçirdim ve feci şekilde bozuldumTabii birden bire sohbetlerin yönü 360 derece değişti.Eskiden okuduktan sonra birbirimize anlattığımız,tartıştığımız kitaplarda değişti.Birden pozitif düşünce,çekim yasası,şükran yasası,etki yasası,tepki yasası,yok enerji,yok niyet...Tepesinde vıdı vıdı vıdı...Her konuşmanın sonunda ''aaaa,yeter be,enerjini de al, git nereye gidiyorsan''diyordu
 
Bu arada biz kızlarla beraber çekim denemeleri yapıyoruz,sevgi kelebekleri gibi ordan oraya uçuşuyoruz,bir gün bir baktık,bu yanında bir akrabası ile geldi bizim toplantılardan birine;lakin getirdiği akraba kadın bir psikiyatristYa bu ne?Kızlar rahat olun,bendesiniz,korkmayın hiç acımıyacak,bakın abla sizi şimdi tedavi edecek,kendinize getirecekTabii abla bizi tedavi edemedi,sağımıza baktı,solumuza baktı,bozulan bir taraf yok,kapadı bıraktı gitti
 
Zamanla Toprak baktı yapacak birşey yok,bizi kendi halimize bıraktı Ama ben ne okursam ona anlatmaya devam ettim.O da masal dinler gibi dinledi.Ona göre bütün yaşadıklarımızın açıklaması çok basitti;tesadüf...Birinin kocasının döneceği vardı döndü,öbürünün koca bulacağı vardı buldu falan fişman...Kesinlikle kabul etmedi.Hala bile etmez,tükürdüğünü yalamayacak ya,''e nasıl oldu peki'' dediğimde,''sen çok safsın ya,Allah bu yüzden senin duanı kabul etti,o yüzden oldu'' der.Saf olayında iltifat mı ediyor,hakaret mi ediyor,orasına girmek hiç işime gelmiyor
 
''Evrenden Torpilim Var''...Kitap çıktı.Gittim aldım,geldim okumaya başladım.''Ne yapıyorsun'' diye aradı.''Kitap okuyorum''.''Ne okuyorsun?''''Evrenden Torpilim Var''.''Ha anladım senin hikaye kitaplarından birini okuyorsun''Ya dalga geçme!''''Geçerim!!!''
Geçemezsin!''''Geçerimmm''.''Varmısın demeye!!!?''Varım lem,deneyelim ama bi halta yaramazsa ..........(bippppp)
 
Toprak'' ben evlenmeyeceğim'' fikrine çok alıştırmıştı kendini.Yani artık bu düşüncede gel-gitleri,huzursuzlukları,ikilemleri yoktu.Ve doğal olarak bu düşünceyle alakalı bir korkusuda yoktu.Bu yüzden bu fikri onun aklına sokmak ve buna inandırmak da aslında çok kolay oldu.
 
''Evlenseydin şayet,hangi ayrıntı senin için çok önemli olurdu?''cevabını ''duvak'' olarak verdi.Kalktık gittik bir moda evine ve kelimenin tek anlamıyla muhteşem bir duvak hazırlattık.Hatta muhteşemlik olayını bir hayli abartmışız biz,çıkan faturayı görünce Toprak resmen canıma okudu,''bu paraya gelinlik alınırdı'' diye
 
Duvağını aldıktan sonra uzak bir yerlerde bir kuaför bulup gittik ve saçını hazırlattık.E mecbur uzak olacak,tanıdık bir yere gidip biz çekim yapıyoruz,bu da düğün provası desek,ambulansı çağırıp en yakın akıl hastahanesine götürecekler bizi.Neyse saçı yapıldı,makyajı yapıldı ama bu arada Toprak hala işin dalgasında,''maymun ettin beni echo,hay senin aklına uyanı.....''diye saydırıyorDuvağı saçına takıldı,Straples beyaz bir bluz giydirdim,boynuna inci bir kolye taktım,ama altta jean varNeyse,her şey bitti,hadi bak aynaya dedi,Toprak kendini gördü ve bence işte o an olay başladı...Çok güzel olmuştu canımın içi yaa..!Yüzünde o kadar güzel bir tebessüm,gözlerinde o kadar büyük bir istek vardı ki bunun bir prova değil,gerçek olması için,bunu size anlatamam,ancak görmeniz lazımdı.Olayın içine girdiği andı o an...
 
Bir sürü resmini çektim.Gülerken,şaşkın şaşkın kendini seyrederken,ağzını burnunu garip garip oraya buraya çevirirkenSonra evine gitti ve bu resimlerin içinden en hoşuna gidenleri seçti.Pc sine koydu,telefonuna koydu,hatta çerçeveleyip başucuna koymuş.Benim bile ekran koruyucumdu o resimlerden biri,bakıp bakıp,''seni bir gün o gelinliğin içinde görecem'' diyordum;ve de Allaha şükürler olsun ki gördüm,hatta gelinliğini bile ben seçtimİşin en komik tarafıda,resmi gören biri,resimdekinin Toprak olduğunu hayatta anlamaz;o kadar değişti ki...''Ben neymişim abi,2 parça boya insanı bu kadar mı değiştiriyormuş'' diye gezdi durdu ortalıkta günlerce
 
Bu arada da,duvak siparişini vermeye gittiğimiz gün,bir ayakkabıcının önünden geçiyorduk.Dore,taşlarla hazırlanmış,dekolte,çok yüksek ama çok şık bir ayakkabı var vitrinde...''Echo şuna bak'' dedi,bende bunu tuttuğum gibi attım mağazaya.''Ya manyakmısın sen
nerde giyecem ben bunu'' dedi,bende ''nişanında giyersin'' dedim.''Tabii tabii,nişan ayakkabısı hazır,duvak hazır,kocayı nerden bulacaz?''''E onu da çekim yasası yasası getirecek Toprak.''Echo?''Efendim?''''biipppppppppppp''Bu arada kasaya giderken söylem söylem söyleniyor''ayakkabılar yazlık,allah bilir ne kaç para bunlar,hem nerden biliyorsun benim yazın nişanlanacağımı,ya yağmur yağarsa,ya çamur varsa,,....''Toprakk yürü!!!
 
Çaktırmıyor ama cidden havası değişti Toprağın...O ''ben evlenmeyecem'' diyen kız,duvakla çekilmiş resimlerini gördükçe daha bir değişti,farklılaştı,en azından sağına soluna bakınmaya başladı.Kafasını kuma gömmekten,''bitti,kapandı o sayfa'' gibi saçma sapan cümeleler kurmaktan vazgeçti...Bütün samimiyetimle söylüyorum,hiç ekstra bir olumlama,yazma,çizme,boyama,hiçbir şey yapmadı.Ama çok inandı.Kesinlikle evlilikle alakalı bir şey yaşayacağına şüphesiz inandı.Artık zamanı gelmişti ve birşey olmak zorundaydı.Hayatına biri girecekti.Hayatın giren o kişiyle evlenecekti.Çok güzel bir evliliği olacaktı.O çok mutlu ve huzurlu olacaktı.Bu kısacık metni,gün içinde kaç defa telefonuna attım,inanın anımsamıyorum.Ama bunu hep okudu...

Tabii bu arada,benim kapama düğmesi arızalanan,ve hep pozitif cümleler kuran,şirin sevimli çenemin(pozitifçe,gevezenin tanımı bu oluyor arkadaşlar)katkılarını da unutmamak lazım,hiç durmadım tahmin edeceğiniz üzere...Beraber vakit geçirdiğimiz(ki çok sık bir araya gelirdik)sürelerde,hep evlilik üzerine konuşuyorduk.Ben ona yüzükten tutun da,tencereye varana kadar aklınıza gelen her türlü ev ya da kişisel eşyanın resmini yolluyordum,Kötü-iyi,doğru-yanlış hep ilişkiler,aşk,beraberlikler üzerine sohbetler ediyorduk.Yani evlilik lafı hiç gündemden düşmedi...Arkadaşımı çok iyi tanıdığım için,hiçbir şekilde aşırıya kaçıp bunaltmadan,kimi zaman başkalarından,kimi zaman geçmişten,kimi zaman gelecekten bahsederek,ne tümüyle kendini kaybetmesine,ne de inanma zincirini kırmasına müsade etmeden sürdürdük biz bu sohbeti...

Denizin(Yani Toprağın eşi)hikayesine çok detaylı girmeyecem,çünkü onun da kendince denediği çok değişik bir çekim hikayesi var,bir başka yazıda da onu anlatırım size.Denizle Toprak üniversiteden tanışıyorlar.Deniz üni. bittikten sonra master için A.B.D ye gidiyor,orda iş buluyor,v.s ve oraya yerleşiyor.Aradan yıllar geçiyor,ama bağları hiç kopmuyor,çok iyi arkadaşlar,hatta kanka modundalar(kankalara dikkat)Sürekli telefonda,msn de sohbet ediyorlar,hatta hatta Toprak bir ara bozmuştu niyeti,Denizi evlendirelim diyordu,kız aranıyordu ona
 
Toprak bir gün dayanamıyor(yani bize göre bir gece sabaha karşı) msn de,Deniz'e bu bizim yaptıklarımızı anlatıyor.''Echo beni maymuna çevirdi,duvak taktım,resimler çekti,çok komikti,aslında çok eğlendik,şöyle oldu,böyle oldu'' diye anlatınca,o da gayri ihtiyari''yolla bakim sen şu resimleri,belki o maymuna tanıdık bir maymun buluruz'' diyor.Bizimki resimleri yolluyor,2 dk sonra bir cümle düşüyor msn'e''Toprak benimle evlenir misin?''Deniz sen dalga geçme bari,aşkolsun sana!''''Toprak çok ciddiyim,şakası dalgası yok,benimle evlenir misin?''Bizim ki msn i o dakika bırakıp kalkıyor masadan,hatta hemen odadan çıkıyor...
 
Daha önce de dedim ya,ben telefon sesiyle uyanmaktan nefret ediyorum!Saat gecenin 4 ü,cebim kapalı,ama bizimki o derece kopmuş,ne saat düşünüyor,ne anne,ne baba,evin telefonu viyak viyak bağırıyor.Annem fırlıyor,babam kendine gelmeye çalışıyor,''garanti biri öldü,haber veriyorlar'' düşüncesiyle...Toprak telefonda,annemi ben sanıp allah bilir nasıl bir hızla anlatıyorsa, bu arada da annem sadece ''deniz,maymun,evlilik'' kısmını anlayabiliyor.''Allah cezanı versin senin emi,bir de kız gibi sesin var,git tedavi ol önce sonra sapıklık yap''diyor kapatıyor telefonu.Tabii Toprak o an anlıyor telefondakinin annem olduğunu,ama bir daha aramaya cesaret edemiyorYok valla ben hiç uyanmadım,hem odamın kapısı kapalı,hem yorganı tepeme kadar çekmişim,hem de ohooo,pirelerle çekim yapıyordum ben o saatte,olanları sabah öğrendim.Yani babam arama sonucu telefonda çıkan numarayı nasıl bulacağını sorunca;polise verecekti Toprağı telefon sapığı olarak
 
Tabii Deniz titretiyor titretiyor msn'i,bizimkinden tık yok.Bizimki dalga geçiyor sandı,o yüzden cevap vermiyor düşüncesiyle de ha bire yazıyor Allah yazıyor''Ben ciddiyim Toprak,dalga geçmedim Toprak,Zaten uzun zamandır aklımdaydın,hatta bende çekim denemeleri yapıyordum Toprak''...Tabii Toprak şokta,anca ağız bir karış açık okuyor yazılanları...Bu arada Deniz arıyor bunu,cevap vermiyor,veremiyor,''bu telefonun sahibi kapsama alanı dışındadır''durumunda.Ya uyudu,ya birşey oldu düşüncesiyle,1-2 saat sonra çıkıyor Deniz msn den.Ama bizimki 2 saat boyunca msn başında hareketsiz bir şekilde bekliyor.Mause'u bile elleyemiyor o derece *****laşmış durumda...3 gün boyunca,hep aynı cümleleri kurdu''ben ona echo beni maymuna çevirdi dedim,o bana yolla resimleri,ben sana maymun bulurum'' dedi''E tmm işte Toprak,adam bulmuş sana maymun,sorun nerde?''''Echoooo bippppppppppppp''
 
Tam bir hafta.Hem kendi kıvrandı,hem adamı kıvrandırdı hem beni!Ya aç şu msn i!'I-ıhh,açamam,hazır değilim!''''Kızım arasana!Arayamam echo,ben ne dicem şimdi,ne söyleyecem''Echo,cebim çalıyor,Deniz arıyor''''Toprak sen beni neden arıyorsun?Açsana telefonunu!''''Yok,yok geç oldu,yarın bakarız!''Ufff,var ya,resmen şiştim,hatta şişmekle kalmadım patladım...Erkekleri bu konuda tebrik ediyorum,sayemizde mi mutasyona uğruyorlar,yoksa genetik olarak mı bu kadar genişler bilemeyecem ama o sinir olduğumuz rahatlıklarına hayranım benBen olsam hayatta koşmazdım senin peşinden dedikçe,Toprak bana yattı kalktı beddua etti;inşallah benden beter olursun echo,kıvrım kıvrım kıvranırsın echo,elin ayağın birbirine dolansın emi echo...Ay şimdi geldi aklıma;tutar mı ki acep,ne dersiniz?Bir gün geliyormuş ben kendi hikayemi yazıyormuşum burda,beni şöyle süründürdü,böyle kıvrandırdı,aramadı,aramadım diye,ne komik olur ama

Kaçan kovalanıyooorr.Kimse kusura bakmasın da,insanlar bazen kovalamaca oynamaktan zevk alıyor gibi geliyor bana,2+2=4..Sonunda 8. gün Deniz aramayınca,bizimkinin aklı başına geldi,''ay ben ne yapacam şimdi,ay kaçtı mı ne,ay bu nasıl döner geriye?Hayır banane?Ba-na-ne?Ararken,''sorarken,hazır değilim''diyordun,demek bıktı senin hazırlanmanı beklemekten,olamaz mı?Hakkı yok mu?.Ne gerek var bu kadar naza,niyaza anlamıyorum ki ben!Ay ben bir saydırdım buna,ay ama bir rahatladım anlatamam size...Tabii bu fırçayı yiyince,baktı artık işin şakası yok,kuzu kuzu gitti ve aradı...Deniz hastalanmış,yatak döşek yatıyormuş,sesi mesi gitmiş,meğerse o yüzden arayamamış,kovalayamamış bunu...Bizimki zil takıp oynadı resmen...İşte bir de böyle birşeyiz biz kadınlar,adam hasta olmuş yatıyor,biz sevinçten zil takıp oynuyoruz,bir de erkeklere şöyle böyle deriz(yok,yokk,asla onların tarafında değilim,hala feministim,valla bozulmadım)

Adım atabilmek.O cesareti toplayabilmek.Başını kaldırıp hedefine bakabilmek.Ne kadar zor gibi görünüyor değil mi?Yok inanın zor değil,''beklemek'',''acaba mı'' demek,sorular,cevaplar,aslında zor olan bu.İnsanı yoran kesinlikle bu...1 hafta boyunca yemedi,içmedi,uyumadı,çalışamadı.Zombi gibi gezdi durdu ortalıkta.Ne oldu?Kendine ve bana yaptı işte;hayır benim günahım neyse,kocaları bulan onlar,cefayı çeken ben!

Sonrasında ne oldu?Telefon,msn devam ettiler 10 gün kadar daha...Sonra baktı olmayacak böyle,yaş da zaten kemale eriyorDeniz atladı uçağa geldi TR ye.Önce gitti ailesine haber verdi,sonra onları alıp buraya geldi.Tabii bu arada bizimki ailesine durumu anlattı.Kısmat dedikleri bu işte,kimsenin gıkı çıkamadı,ağızları dilleri bağlandı...Biz mi?Ohoo,biz ayakkabıya göre nişan elbisesi derdine düştük.Bu arada ayakkabıya göre elbise almak hiç de mantıklı bir fikir değilmiş arkadaşlar,denemeyin derim ben,Valla çok zorlandık.Denizle çıktılar,kararlarının doğru olduğundan emin oldlar.Hemen nişan yapıldı,aynı hafta içinde de nikahları kıyıldı,çünkü Toprakta A.B.D ye gidecekti.İşlemler v.s için nikahın kıyılması gerekiyordu.1 ay sonra da düğünleri oldu.Tabii duvağa göre gelinlik seçme olayına hiç girmeyecem,tahmin edebilirsiniz ne kadar zor olduğunu...''Bu işi başıma sen sardın,temizle bakalım'' dedi,hayatta rüya görmeyen ben,1 ay boyunca tek gördüğüm rüya gelinlik ve gelinlikçiler oldu,ve tek kelimeyle hepsi kabustu
 
Çok mutlu benim dünyalar güzeli canım arkadaşım,darısı evlenmek isteyen ya da o yola çıkan tüm insanların başına olsun inşallah...2 ayımız kaldı,Allahın izniyle de aynı babasına benzeyen çok yakışıklı bir de oğlumuz olacak.''Bana bir koca lazım,o da bu gece lazım''ı okumuş.''Teessüf ediyorum sana,onunkini yazmışsın,hani benim hikayem?'' dedi.Hem onu kırmamak için,hem de sizlere İSTEMEK ve İNANMA'nın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anımsatabilmek için yazmak istedim.

Tanıdığım,tanımadığım,sanal-real herkese hep aynı şeyi söylüyorum ve bana sorulduğu müddetçe de söylemekten de asla vazgeçmeyecem.Yaşadığınız ya da yaşayacağınız şeyin adı ne olursa olsun bunun bir önemi yok,buraya takılmayın.Biz ''Allah'' diyoruz,başkası ''Tanrı'',bir başkası ''kutsal ruh'' diyor ama hep aynı güçten bahsediyoruz;farkında mısınız?...Sizde istediğiniz kadar kitap okuyun,bu kitapları tüm yazarlar,aslında anafikrinde İNANMAK diyor.Kendinize inanın.İstediğiniz şeye inanın...Onun bir gün sizin olacağına inanın.İnanın ki,onu elde edebilme adına,onu bulabilme adına,ona ulaşabilme adına önünüzde açılan yolları görebilin.İnanın ki,şayet o yakınızdaysa,onu daha net görebilin ve alabilin...
 
Sevgiyle,çok ama çok mutlu kalın...

(echo)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst