'hayaL
Bayan Üye
İmâm Cafer Sâdık (r.a) şöyle buyuruyor:
.Bir kimse Allâh'ın rızâsını iddia edip de Allâh'tan başka bir şeye güvenirse, o şey onun düşmanı ve azâbı oluverir. İlâhî yardım olmaksızın Allâh'tan başka hiç bir şeyin güç ve kudretinin olmadığını bil.
Bu sözlerin belki de birden çok anlamları vardır. Ama biz yine de düşünmeye çalışalım. Her ne kadar önümüze düşünmemiz gereken dünyevi pek çok şey getirilip konmuşsa da biz bir kaçamak yapıp, hak ve hakikatleri, ötelerde bizlerin neler beklediğini bir düşünmeye çalışalım.
Doğrusunu Allah daha iyi bilir. Önce şu aklıma geliyor. Sözlerin baş tarafında Allahın rızasını kazanma derdinde olmayanlar kaale alınmıyor sanki, belki de azap bile verilmiyor. Allah bizi bu durumlara düşmekten korusun. Allahın rızasını kazanma derdinde olmayanlara daha büyük bela olmaz ki. Onlar zaten belasını bulmuş. Onların azabı belki bu dünyaya sığmayacağı için ahirete mi bırakılmış yoksa?
Ama imanlı yaşayan bilir, görür ve anlar ki Allahsız bir hayatı yaşamak ızdırap verir. Bize Allahsız yaşamamızı, Onun emir ve yasaklarını kaale almamamızı söyleyenler böyle kişiler mi yoksa? Yoksa ötelerde kendi gideceği yere rehber olmaya mı kalkıyorlar?
Allahın rızasının peşinde olanlarsa Allahtan başka birşeye güvenmemeli. Çünkü bütün diziginler, bütün yularlar Allahın elinde. Mızrak Onun elinde. Mızrak ise sebepler sadece.
Hal böyleyken Allahtan başkasına güvenmenin hiç imkânı olmaz zaten.
Allaha -yarattı bıraktı-diyenler. Yaratıcı sıfatına tamam deyip diğerlerini kabul etmeyenler çok büyük hata ederler.
İnsan başkasına güvenirse o şey onun düşmanı ve azabı oluyor. Güvendikleri herşey onları daha da düşürür. Güvendikleri servet, mal, mülk, kariyer, makam, mevki, para, pul, evlat, aşiret ne olursa olsun, onlardan tokadını yer.
Örnek mi. Başörtüsünü açtırmaya kalkanlar, Acaba Allaha değil de ileride kazanacağı kariyere, bilgilere, gireceği işe filan mı güvenmelerini istiyorlar. Bu hal sadece talebeleri değil belki de milyonlarca mümin insanların yüreğini fena halde incitiyor. Çünkü insanlarımız Allahını, peygamberini, kitabını çok ama çok seviyor. Onlar biliyorlar ki üniversitelerin her bir taşının zerresini Allah yarattı. Onların hocalarını da talebelerini de Allah yarattı. Öğrenme kabiliyetini, aklı, fikri, düşünceyi, hafızayı, gözü, kulağı, yürüyen ayakları, tutan eli, rızkını Allah veriyor. Yediren içiren sayısız nimetlendiren Allah. Allah. Allah. Üniversite de ruhani varlıklar yok mu sanki. Haydi. Onları da engellesinler. Her nereye giderlerse gitsinler sağında ve solunda bulunan yazıcı melekleri ne yapacaklar?
Bu ülke savaş zamanı şehidlik naraları atanlardan, barış zamanı ise Allahsız yaşamayı isteyenlerden çok incindi. Adam gibi yaşamak isteyenler bu tutarsız işlerden, bu akılsız saçmalıklardan, bu sapıklıklardan artık bıktı usandı. Son sözüm ise şu:
Allahtan korkun.