Neyi protesto ettiğiniz belli değil!

Until The Grave

fσяυм ρяє&#
Prenses
Galatasaray ve Trabzonspor’da akıl tutulması devam ediyor.

Benim yönetimim aylardır bas bas bağırıyor, 58. maddenin değiştirilmesini istemiyoruz, suç işleyen cezasını çeksin diye. Galatasaraylı ve Trabzonsporlular neden yürüyüş yapıyor? 58. Madde değişmesin diye!

Peki, aklı tutulmuş kardeşlerim, bunu yaparken madem bir amaç birliğimiz var, neden Fenerbahçe’ye küfür ederek bu ahlaksız ittifakınızı gerçekleştiriyorsunuz? İçinizden biri de çıkıp Madem sen de istemiyorsun, gel hep beraber formalarımızla kolkola yürüyelim neden demiyor?

1 Mayıs’ta bunu Beşiktaşlı kardeşlerimizle yaptık. Demek ki yapılabiliyormuş.

Sizin amacınız bu değil ki! Fenerbahçe’den korkuyorsunuz, her branşta söz sahibi olmasından, borsadaki değerinden… Sizin amacınız fikir veya mantık çerçevesinde bir hedefe ulaşmak değil, tek hedefiniz Fenerbahçe’yi küçük aklınızla yok etmek. Küçük aklınız diyorum, çünkü Fenerbahçe’nin yok edilemeyeceğini anlamıyorsunuz.

Hadi en güzel rüyanızda böyle bir şey oldu, bugünden itibaren Fenerbahçe yok! Eeee? Kafanız mı güzel? Geçen sene başarısızlıktan dolayı Galatasaray küme düşme potasına girdiğinde tırnaklarımı yiyordum, çünkü tek heyecanım Galatasaray maçları. Bu heyecan da elimden alınırsa ne anlamı kaldı ki ligin? Korkudan bunu mantıklı düşünemiyorsunuz, bizim de görevimiz size bunu anlatmak.

Fenerbahçe olmasa yönetiminiz yıldız futbolcu alma ihtiyacı bile duymaz. Bunu görmeniz için kafanıza tokmakla mı vuralım? Hani geçende bir adam kafasına darbe aldı diye matematik dehası olmuş ya, o şekil. Kimbilir, belki siz de darbeyi yediğinizde anti-Fenerbahçeli olmak yerine, gerçek Trabzonsporlu veya Galatasaraylı olursunuz.

Daha da trajikomik olan, gidip Fenerbahçe’yi ve federasyonu devamlı UEFA’ya şikayet ediyorsunuz. Twitter’da beyinsiz taraftarlarınız #banturkey gibi ülke çıkarlarının aleyhinde, Türk Takımlarının UEFA’dan men edilmesi için kampanya başlatıyorsunuz. Sonra da, tüm yönetim ve taraftarlarınız federasyonu Bu sene Avrupa’ya gidemezsek görürsünüz diye tehdit ediyorsunuz. Cidden kafanız güzel!

Nedir derdiniz olm sizin? Fenerbahçe korkusu neden bacayı sardı? Bir takıma yapmadığınızı bırakmayın, siyasi, ekonomik, dini tüm unsurları kullanın, yüklendikçe yüklenin, sonuç; herifler yine futbolda iki kulvarda şampiyon olma olasılığı olan tek takım, her branşta ya Avrupa Şampiyonu, ya Türkiye Şampiyonu, ya da en kötü, ikinci, hala borsada tüm takımların toplam değerinde… Ben de olsam ben de ürkerim. Derdiniz bu…

Hala olayın siyasi olduğunu kafanız basmadı mı? Biz izin alıp, çoluklu, çocuklu, etliye sütlüye yan bakmadan yürürken polis bize biber gazı sıkar… Siz, izinsiz yürüyüşünüzde, Demirören AVM’ye maddeler atarsınız, polis size bakar. Bu ülkenin savcıları nerede? Valilik bu yürüyüş izinsizdir diyor, siz resmi siteden yürüyün diyorsunuz ve yürüyorsunuz. Hoş, 300-500 kişilik kalabalık ama polisin izinsiz gösteride 30 kişiye bile daldığını ben her seferinde görüyorum. Bu resmi ve yerel otoriteye baş kaldırı, kanuna itiatsizlik değil midir? Nerede o her olaya dava açan savcılar?

Fenerbahçe Yönetimi şu gün, şurada yürüyüş var dese, oraya minimum 30.000 kişi gider. Valilik böyle bir izniniz yok, yürüyüş yasadışıdır dese, biz de gitsek, acaba kulübümüz resmi açıklama yaptı diye ne ceza alır? Taraftarımıza ne tür bir şiddet uygulanır? Buna cevap verilmesi lazım, bunları birinin sorması lazım. Ama kimsenin sorduğu yok.

Galatasaraylılar arasında, fazla sesi çıkmayan, çok aklı başında insanlar var. Onlara söylüyorum; beyler, bugün bize, yarın size. Cinconlu dediğim, beyinsiz, sadece Fenerbahçe düşmanlığı ile beslenen, sayıları aslında fazla olmayan ancak sesleri çok çıkan o güruhun kafası basmıyor, onlara siz anlatın.

Ülkemizdeki asayiş için 2 Haziran 2012 tarihi çok önemli. Bu tarihte her şey belli olacak. Şu an, o gün için planlar yapılıyor. Çünkü olayı daha fazla sürüncemede bırakamayacaklar. Hapiste yatan insanlar henüz neden yattığını bile bilmiyor. Suçlamalar sabit olmadan içeri atıldılar, çoğu çıktı, hala neden çoluklarından çoçuklarından ayrı kaldıklarını, özgürlüklerinin neden ellerinden alındığını bilmiyorlar. Kimse de cevap veremiyor.

Siz bu adaletsizliğe şu an destek veriyorsunuz. Ama sıranın size gelmeyeceği garantisi yok. Adaletin bu kadar yıprandığı, insanların buna göz yumduğu bir yerde, adalet olmaz. Seneler önce asker dokunulmaz görülüyordu, onlara kimse bir şey diyemezdi. Şu an nasıl? Geçen sene bugün Başkanım Aziz Yıldırım’ı kim sorgulayabilirdi? Bu aklınızdan geçer miydi? Şimdi nasıl? Başkan tüm iddiaları çürütmedi mi? Etik Kurulu bile temiz raporu vermedi mi? Hala anlamıyor musunuz?

Bu ortamda Fenerbahçe’yi yenmek çok kolay olacak diye düşündüğünüz için akıl tutulması yaşıyorsunuz. Sonuçta bu spor… Yenersin, yenilirsin, zaten sonucunu tahmin edemediğinden heyecan ve zevk var. Rakibin de bu heyecanı körükleyen, kendini daha çok geliştirmeni motive eden bir unsur. Siz ise, rakibine haksızlık yapıldığını gördüğün halde, sırf kısa yoldan maç kazanmak için adaletsizliğe alkış tutuyor, hatta bu adaletsizliğin destekçisi oluyorsunuz. Kendinize gelin! Bizim kimseye biat edeceğimiz yok, ama gün olur, sizin bize ihtiyacınız olur, o zaman biz daha evvel yaptığımız gibi Rakibime Dokunma kampanyası başlatırız.

Ülke menfaatleri her menfaatin üzerindedir, çünkü burası bizim gemimiz ve bu gemi batarsa hepimiz batarız. Sizse şu an gemiye delikler açıyorsunuz, açana malzeme veriyorsunuz, sırf sportif rekabette rakibiniz darbe alsın diye üstelik. Rakibiniz Fenerbahçe’nin başına bu sene olanlardan daha kötü bir şey gelemez. Gelirse de çok aleni olur ve buna izin verilmez. Bunlara rağmen hala ayaktayız, hala savaşıyoruz, savaşmaya da devam edeceğiz. Bundan sonra, tüm Fenerbahçeliler eğitimli, bilinçli taraftar, çünkü en dibi gördüler. Gerekirse küme düşmeye bile hazırlıklılar. Eskiden seyirci olan, bu olanlardan sonra gerçek taraftar oldu. Bu zaten Fenerium cirosundan bile belli oluyor. Eskiden senede belki bir forma alırdım. Bu sene aldığım ürünler için yeni dolap almak zorunda kaldım, çevremdekilere boş zamanlarımda Fenerium’dan alışveriş yapıyorum, sırf kulübüme destek için. Daha bariz bir fatura çıkar, yönetimim şu kadar zarar ettik, bu kadar lazım derse, Fenerbahçeliler o açığı da bir haftadan kısa sürede kapatır.

Bir musibet bin nasihattan iyidir. Bizim başımıza bu sene birkaç musibet birden geldi. Siz son saniyede şampiyon kaybetmeye bile alışık değilsiniz, biz onları da gördük. Artık travmatik dönem bitiyor, 2 Haziran’da olabilecek en kötü şeye de hazırlıklıyız, son saniye şampiyonluğun kaçmasına da. Çünkü biz bu takımı şampiyonlukları için sevmediğimizi belki de bu sene anladık. Haksızlığa karşı tek yumruk olmak, tanımadığın insana sarılıp ağlamak, takımın için adliye kapılarında biber gazı yemek, Fenerbahçeliyim demenin başka takım düşmanlığından ziyade Çubuklu Forma’ya, Sarısına Lacivertine, Lefter’ine Sporel’ine aşık olmak olduğunu belki de bu sene öğrendik.

Sizin birleştiğiniz tek nokta ise Fenerbahçe Düşmanlığı. Bunu görüp düzeltmeniz için başınıza bu saydıklarımdan birinin yüzde biri gelmesi yeterli.

Arap ülkelerine girip onları dağıtmak kolaydır. Çünkü Arap olmalarına rağmen millet anlayışları yoktur. Aşiret usülüyle, küçük küçük klanlara ayrılmışlar, çıkar kavgaları yüzünden topluluk olamamışlar, bir aşireti yanına çektiğinde tüm toplumu ele geçirmek için zemin hazırlamışlardır. Onları, tarihleri boyunca tek bir arada tutan Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. Zaten en güzel devirlerini de Osmanlı himayesinde geçirmişlerdir. Şu an sizin sendromunuz da bu’dur. Bana bir şey olmasın, rakibim ölsün! Tevekkeli değil, Eski Galatasaray Başkanı Ali Tanrıyar, yıllar sonra gelen şampiyonluk sonrası, akşam kutlamalarda sarhoş sarhoş ‘’Gassarayı sevmeyen ölsünjjj’’ gibi bir laf edip, ayıldığında özür dilemiştir.

Fenerbahçelilik eskiden sadece takımdaşlıkken, artık dava kardeşliğine dönmüştür. O ilk ceza aldığımız maçta, kadınlar ve çocuklarımız 36 saat içinde, hiç beklenmedik şekilde stadı doldurduklarında gözyaşlarımızı tutamadık. Maçta berabere kaldık, maçtan sonra biraz da kafamı dinginleştirmek için dışarı çıktım. Gittiğim yerde maçtan çıkmış, üzerinde forması olan bir arkadaşımı gördüm. Hayatından bir parça koptuğunda bile gözyaşı dökmeyen ben, o an ona sarılıp ağladım. Beni en son kim ağlarken gördü, hatırlamıyorum bile. İki haneli yıllar geçmiş olabilir. Bu normal bir durumda bu şekilde olabilir miydi, onu da bilmiyorum. Fenerbahçeli olmak asıl bu sene ne güzel bir şey…

İyi günde zaten destekçin çok olur, herkes senin ismini haykırır, elini sıkar, yanında olur. Maksat, böyle bir günde bile yanında olanlarla amaç birliği yapıp hayatı dolu dolu yaşamaktır. Biz de bu sene bunu yaşıyoruz, acısıyla, dibine kadar acısıyla, ama tutkunun da zirvesinde.

Bu futbol takımı, Fenerbahçe Futbol Takımı, oyuncusuyla, yöneticisiyle, teknik heyetiyle, çalışanıyla ve taraftarıyla bu sene benim nazarımda 5 kere şampiyondur, 10 kere şampiyondur. Bundan sonra gelecek kupalar veya galibiyetler benim için amaç değil, araçtır. Ben bu sevgiyi, bu tutkuyu damarlarıma kadar yaşadım ya, Fenerbahçeli kardeşimle aynı amaç uğruna kolkola yürüdüm ya, o bana yeter. Sizin kurmaya çalıştığınız düzeninizdeki şampiyonluk sizin olabilir. Göğsünüze istediğiniz kadar yıldız ekleyebilirsiniz, benim takımımın ve taraftarımın göğsünde evrendeki tüm yıldızlar var, farkında değilsiniz.

Aynaya bak, gördüğün şey ile gurur duy, çünkü sen Fenerbahçelisin ve gurur senin doğum hakkın.

Cengizhan Yeldan
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst