ashli
Bayan Üye
New York şehrinin sembollerinden birisi Central Park’tır. Yüksek binaların ve gürültülü caddelerin arasındaki cennetten bahçe, hem New York’luların, hem de tüm dünyadan ziyaretçilerin en gözde uğrak yerlerinden biridir. Dünyanın en güzel parklarından biri olarak anılan Central Park, şehir karmaşasından bunalıp, çok uzaklara gitmeden doğayla başbaşa bir dinlenme imkânı arayanlar için birebirdir. Bu fikre katılan birçok kişi olacak ki bu çeşit çeşit bitkiler ve hayvanlarla dolu parkı, yılda ortalama 25 milyon kişi ziyaret eder.
Şehirleri gitgide beton bloklarla istila edilen New York’luların bir açık hava parkına olan ihtiyacı, 1800’lü yılların ortalarında şair William Cullen Bryant ve mimar Andrew Jackson Downing tarafından dillendirilmiş ve açılan tasarım yarışması sonucu en iyi park planı seçilmiştir. New York’un Manhattan semtinde, şimdilerde gökdelenlerle çevrili 4 km’lik bir alanda konumlandırılan park; neredeyse 20 yıllık çalışmanın bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
New York’u sadece beton yığınlarından ibaret sananların, Central Park’ı görünce hayranlıklarını gizleyememeleri oldukça doğal karşılanması gereken bir olgudur. Çünkü 800 m eninde, 4 km uzunluğundaki bu oksijen deposu sığınak; 120 farklı bitki türü, 26 binden fazla ağaç, 215 kuş türü ve 130 hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır.
The Central Park Zoo and Wildlife Center
Parkın hayvan nüfusunun çoğu The Central Park Zoo’da yaşamaktadır. Merkez, doğal yaşama ortamlarını hayvanlara sağlamak için oldukça titiz bir şekilde dizayn edilmiştir. Bahçenin birçok özel bölümü vardır. Bunlardan bazıları kutup ayılarının mekânı The Polar Circle, birçok kuş ve sürüngen türünün barındığı The Rain Forest ve leopar, deniz aslanı ve kırmızı pandaların bulunduğu The Temperate Territory’dir.
Lake
Eskiden bir bataklık olan ve yapılan çalışmalarla göle çevrilen Lake, parkın en ilgi çeken manzaralarından birini sunar. Kimi ziyaretçiler bu manzaranın seyrine dalarken kimileri de sandal ve tekne gezileriyle suda olmanın tadını çıkarırlar. Gölün kuzeydoğusundaki bisiklet, sandal kiralama merkezi ve bir restoran olan hizmet veren Loeb Boathouse’dan sandal kiralanabilmektedir. Göl faunasında ördekler, yaban ördekleri ve kaplumbağalara rastlayabilirsiniz.
Bethesda Terrace
Lake’in hemen bitişiğindeki Bethesda Terrace; park ve göl manzaraları ile Bethesda Çeşmesi ve Angel of Waters heykelinin harikulade izlenebildiği, mimarisiyle dikkat çeken bir yapıdır. Bu mimari ve doğa güzelliklerinin birleşimi nokta, birçok moda ve film çekimi için gözde bir set görevi görmektedir. Teras, özellikle daha sosyal bir dinlence imkânı arayanlar için bir buluşma noktasıdır.
Belvedere Castle
Parkın en masalsı görüntüsünü, Vista Rock üzerine kurulu Belvedere Castle oluşturur. Kaleden parka panoramik bir bakış attığınızda, Central Park’ın birçoğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Görebilecekleriniz arasında amfitiyatro Delacorte Theater, yemyeşil çayır Great Lawn ve ördeklerin yuvası Turtle Pond yer almaktadır. Kale günümüzde hem bir meteoroloji merkezi, hem bir müze, hem de bir kuş gözlem merkezi olarak hizmet vermektedir.
Delacorte Theater
New York Shakespeare Festivali dolayısıyla binlerce kişi yaz aylarında Central Park içerisindeki Delacorte Theater’a akın eder. Programında en az bir Shakespeare eserine yer verilen festival, ücretsiz olarak izlenebilmektedir. Ziyaretinizi yaz aylarına denk getiriyorsanız birçok ünlü oyuncunun yer aldığı performanslardan birini görmeli, bunun için oyun günlerinde öğlen saat 1’de dağıtılan biletlerden almak için sıraya girmelisiniz.
The Obelisk
MÖ 1500’lü yıllarda Mısır’ın Heliopolis şehrinde dikilen bu obelisk, önce MÖ 12. yüzyılda İskenderiye şehrine taşınmış; buradaki yüzyıllarca süren ikâmetinin ardından ise aylarca süren bir gemi seferiyle 1879 yılında Amerika’ya getirilmiştir. Cleopatra’s Needle (Kleopatra’nın İğnesi) ismiyle de anılan dikilitaş, 22 metre uzunluğunda ve 244 ton ağırlığındadır. Yapı, üzerindeki kabartmalar ve yazılar ile dikkat çeker.
Great Lawn
Güneşlenmek, müzik dinlemek, kitap okumak, arkadaşlarla sohbet etmek, hafif tempolu yürüyüş ve koşular yapmak... Great Lawn, Central Park’ın en dinlendirici ve eğlenceli alanıdır. Çimenlerle kaplı bu geniş düzlük, birçoğu için güneşi hissetmek anlamına gelir. Özellikle bahar aylarında, Great Lawn, kısa bir uyku çekmek ve elinde kitabıyla bu bol oksijenli havanın keyfini çıkarmak isteyenlerin gözdesidir. Çocuklu aileler de şehrin ortasındaki bu güvenli alanı tercih ederler. Düzenlenen senfoni konserleri ise Central Park’ın alametifarikalarındandır.
Strawberry Fields
Beatles grubunun eski üyelerinden John Lennon’ın anısını yaşatmak için 1981 yılında, parkın batı yakasında, 71 ile 74. caddeler arasında kalan alana Strawberry Fields ismi verilmiştir. Bu isim, Lennon’ın Strawberry Fields Forever adlı şarkısından gelmektedir. Alanın tam ortasında Imagine mozaiği bulunmaktadır. Lennon hayranları, bu mozaiği çiçeklerle süsleyerek sanatçıya olan sevgilerini ifade ederler. Burada çileklerin yanı sıra birçok ağaç ve çiçek türünü de görebilirsiniz.
Shakespeare Garden
Central Park’ın gizli köşelerinden biri güllerle bezeli Shakespeare Garden’dır. 1916 yılında ünlü şairin onuruna bu ismi alan bahçeye, sadece şairin eserlerinde isimleri geçen bitkilerden ekilmiştir. Bahçede görebileceğiniz bitkilerden bazıları hasekiküpesi, çuhaçiçeği, pelinotu, ayva, sedefotu, yabangülü ve ketendir.
Reservoir
Tam ismiyle Jaqueline Kennedy Onassis Reservoir, Manhattan semti sınırlarındaki en büyük su birikintisidir ve 43 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Özellikle jogging yapmak isteyenler için mükemmel imkânlara sahiptir. Bunun sebebi ise sağladığı güzel park ve göl manzarasının yanı sıra, gölün etrafını saran ortalama 2.5 km uzunluğundaki pisttir.
Kısa kısa...
Parkın yapımı 15 yılda tamamlanmış ve zamanın parasıyla 14 milyon dolara mal olmuştur. Günümüzde bunun 200 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Her yıl 25 milyon kişi parkı ziyaret eder.
Parkta 21 tane oyun alanı bulunmaktadır.
Parkta 51 heykel, 36 köprü ve kemer bulunmaktadır.
Park, 94 km yaya yolu, 7 km atlı yolu, 11 km araç yolu ve 11 km’lik banklı yola sahiptir.
Parkta 26 binden fazla ağaç bulunmaktadır.
Şimdiye kadar parkta 275’den fazla göçmen kuş türü gözlemlenmiştir.
Peki nerede yemeli?
Central Park içerisinde iki adet restoran bulunmaktadır. Bunlardan birisi yeşillikler arasına saklanmış, cam dış kaplamasıyla orman içerisinde ferah bir yemek zevki sunan Tavern on the Green, diğeri ise göl kenarındaki muhteşem güneş batımı manzarasıyla ünlü Boathouse Restaurant’tır.
Nasıl gidilir?
THY’nin İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan New York John F. Kennedy Havalimanı’na düzenli uçuşları bulunmaktadır. Uçuşlar ortalama 11 saat sürmektedir.
kaynak: maximiles.com.tr