Dünyanın dört bir yanındaki hayvanat bahçesi çalışanları, soyu tükenmekte olan türlerin çeşitliliğini ve canlılığını devam ettirebilme baskısı altında. Şempanzelere nesillerin devamı için ötenazi uygulanıyor.
Öte yandan kapasiteleri sınırlı. Önlerinde tepki çeken ikiy öntem var: D oğum kontrolü veya ötenazi. ABDde başvurulan çözüm doğum kontrolü. Şempanzeler doğum kontrol hapı alıyor, zürafaların yemeklerine hormon katılıyor ve boz ayıların ön ayaklarına kana yavaş karışan hormonlar enjekte ediliyor. Küçük sıçanlar da bile bu sürece dâhil ediliyor. Saint Louis Hayvanat Bahçesindeki Vahşi Yaşam Doğum Kontrol Merkezini yöneten Cherly Asa, ötenazinin gönül rahatlığıyla uygulanabilecek bir şey olmadığını söylüyor. Duygusal açıdan bakacak olursak, böyle bir şeyi yapmam ya da kültürümüzün bunu kabul etmesi söz konusu değil diyor. Asa doğum kontrolünün daha iyi bir yaklaşım olduğunu söylüyor. Hayvanat bahçesinin bakabileceğinden fazla hayvan üremesini durdurarak kalanlara daha iyi bakabiliriz diyor.
Ancak Avrupada bazı hayvanat bahçeleri, anne babalara yavrularını dünyaya getirme ve onları büyütme deneyimi yaşatmak için istenmeyen yavruları olgunlaştıktan sonra öldürmeyi tercih ediyor. Kopenhag Hayvanat Bahçesinin başındaki Bengt Holst, Onların yırtıcılık ve yırtıcılara karşı kendilerini savunma özelliklerini zaten ellerinden aldık. Ebeveynlik özelliklerini de ellerinden alırsak geriye fazla bir şeyleri kalmaz diyor. Bu yüzden Holst ve çoğu Avrupalı meslektaşı, doğal olarak ebeveynlerinden ayrılacakları yaşa gelene kadar hayvanların yavrularına bakmasına izin veriyor. Hayvanat bahçesi yetkilileri, yetiştirme planına uymayan yavrulara işte o zaman ötenazi yapıyor. Geçen i lkbaharda Kopenhag Hayvanat Bahçesi, iki yaşlarındaki iki leopar yavrusunu iğneyle uyuttu. Leopar yavrularının genleri, hayvanat bahçesindeki leoparlarda fazlaca bulunan genlerdendi. Leoparlar Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından soyu tükenmek üzere olan hayvanlar kategorisine sokuluyor. Ancak bu türün genetik çeşitliliğini korumak için hazırlanan bir plan kapsamında, bu yavruların kaderi henüz doğmadan çizilmişti. Holst, Kopenhag Hayvanat Bahçesinin her yıl 20 ila 30 egzotik hayvanın (ceylan, hipopotam ve hatta nadir durumlarda şempanze) hayatına son verdiğini söylüyor.
Bu stratejinin, kedigiller familyasına mensup yavruların yüzde 80′inin yırtıcı hayvanlar, açlık ya da yaralanmalar yüzünden hayatını kaybettiği vahşi yaşamı taklit ettiği düşünülüyor. Ötenaziye Amerikan Hayvanat Bahçeleri Derneğinin yönetmelikleri izin veriyor ama derneğin sözcüsü Steve Feldman, ötenazinin genelde sadece hasta ya da yaşlı hayvanlara uygulandığını söylüyor. Yetkililer doğum kontrolünün Kuzey Amerikada çok daha yaygın olduğunu ama yavaş yavaş Avrupaya da yayıldığını söylüyor. Amerikan hayvanat bahçeleri aslanlar gibi aşırı doğurgan hayvanlara doğum kontrol yöntemleri uygulamaya 1970′lerde başladı.
Doğum kontrolü sayesinde istenmeyen hamileliklerin önlenmesi için, erkek ve dişi hayvanların ayrı yerlerde tutulmasına gerek kalmıyor ve bu da daha doğal bir hayvanat bahçesi ortamı sağlıyor. Bunun, hayvanat bahçesi çalışanları için de avantajları var:
Erkeklere verilen doğum kontrol haplarındaki hormonlar, hayvanların agresif davranışlarını törpülüyor. Genetik çeşitlilik, aynı soydan çiftleşmeyi önlediği ve hayvanların günün birinde doğada yaşamak için ihtiyaç duyabileceği çok sayıda özelliği koruduğu için, türlerin uzun süre hayatta kalması açısından son derece önemli. Hayvanat bahçeleri derneğinin hayvan yetiştirme programını yöneten Kristen Lukas, doğum kontrolünün Amerikadaki yaklaşık 50 hayvanat bahçesinde tutulan Gümüş sırtlı dişi gorillerin yarısından fazlasında uygulandığını söylüyor. Ancak Asa, çoğu egzotik hayvana uygulanan doğum kontrol yöntemlerinin, maymunlara uygulananlar kadar gelişmiş olmadığını söylüyor. Hormon tedavisi gören büyük kediler ve köpeklerde, rahim enfeksiyonları ve tümörler daha sık görülüyor.
Filler gibi diğer hayvanlarsa, doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra yeniden adet görmekte zorlanıyor. Ötenaziyi tercih den Avrupadaki hayvanat bahçeleri, doğum kontrol yöntemlerinin taşıdığı sağlık risklerinin yanı sıra (hayvanları uyutma kararı son derece tartışmalı olsa da) ebeveyn olmanın faydalarından da bahsediyor. Bu politikayı benimseyen Danimarka, halkı eğitmek konusunda çok derece istekli.
Buna karşın Almanya ötenaziye yalnızca makul gerekçeler varsa izin veriyor. Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Derneği Başkanı Lesley Dickie, bu gerekçeleri belirlemenin zor olduğunu söylüyor. Ancak hayvanat bahçeleri, yavrulara ötenazi yapmak için anne babaları onları büyütene kadar beklese bile, kafalarda soru işaretleri oluşabiliyor. Hayvanat bahçelerinin en sevimli çağını geride bırakır bırakmaz (yavru hayvanlar hayvanat bahçelerinde büyük ilgi görüyor) bir hayvanı öldürmesi, şüphe uyandıran bir yaklaşım. Ancak Holst, zamanlamanın doğa tarafından belirlendiğini söylüyor. Hayvanat bahçesi yetkilileri anneleriyle kavga etmeye başladıklarında, küçük leoparları öldürme vaktinin geldiğini biliyor. Bu bize acı veriyor olabilir ama onlar için daha doğal bir durum diyor.
THE NEW YORK TIMES