Gece ince ince dokunurken sabaha
bir “eyvallah” daha demek istedim asi şarkı sözleriya...
sonu hüzünlü hikayenin kahramanı soysuz aşklar kapısında biçare...
kıyısında kent yaşlı bir aşk nihayetinde hüzün;
sallantı da bir düş son noktayı koymazdı yine de aşka...
bu sevdaya bir son nokta kalmadı pejmurde karanlıkta...
sahte kahramanlar masalımızı yeniden işgal ediyordu.
ve izin veriyorduk; sevda başımızın tacıydı.
yabancı bir bakış değince kabuğumuza çekilirdik salyangoz gibi...
kendimizi aşka emanet edememek
uzaktan yakılan türkülere mum ışığında yakın olamamak...
çok geç!
geciktik hep gecikmekteyse geç kalmadık hiç...
eski aşk yenilenmiyordu...
yıllanıyordu tarih sayfalarında kilitler vuruluyordu üzerine bir bir...
revaydı bu yangınlar...
yazdıklarımıza sadık olamadık yandık da yandık bu iç savaşta...
acı yükleniyor her satıra...
armağanla tezat düşer hüzün ama gelip çöreklenir yalnızlığıma
aynalar düştü gözümden aksimi yansıtmaz olmuş...
sen söyle hangi kimlikte dolanırdım senin olduğum vakit
kara duvak başımda gelin oluyordum senin oluyordum...
bedbaht tahtlar tabumuzu yıkarken sivri diller yaş olur telaş yapardı...
değerimiz azaldı mı hangi düş bu şehri aldattı?
alemi cehenneme çeviren ıstırap yüklü gülüşler
nihayetine "gülüştü" ama sayısız can alırdı...
rüzgarla yüzleşmek canımı acıtırdı yalvarır olurdum bir zavallı gibi...
bir şiir oldum her suçuma
yine de söylemeliyim ki ben suçsuzum
neresinden bakarsak bakalım bir karanlık oluyordu yaşamak
düşen yüzünden kaldıramıyorduk sinsi bakışlarını
yolcu yolunda gerekti ve oyalanmak büyük bir yürek isterdi.
yıldızlar geceyi haczedince yaşam seni ezer de geçerdi.
yaramı deş şimdi kan kokusu karışsın havana
korku içime düştü gönlüm kanadı.
“canımı yolda buldum ! “ haykırışlarım birer kördüğüm...
eski susmalar şimdi neye yarar?
karanlığı silecek bir tek ışık arar...
yolumu bulmak için körkütük dolaşırım şehri
ikindiyle öten bülbülleri beklerim "gül" gibi...
sade bir törenle kabul ederim umudu...
gönlüm açıktır çekinmesin buyursun...
söyle şimdi bana;
sevda çiçekleri hangi bahar açmakta ?
bir “eyvallah” daha demek istedim asi şarkı sözleriya...
sonu hüzünlü hikayenin kahramanı soysuz aşklar kapısında biçare...
kıyısında kent yaşlı bir aşk nihayetinde hüzün;
sallantı da bir düş son noktayı koymazdı yine de aşka...
bu sevdaya bir son nokta kalmadı pejmurde karanlıkta...
sahte kahramanlar masalımızı yeniden işgal ediyordu.
ve izin veriyorduk; sevda başımızın tacıydı.
yabancı bir bakış değince kabuğumuza çekilirdik salyangoz gibi...
kendimizi aşka emanet edememek
uzaktan yakılan türkülere mum ışığında yakın olamamak...
çok geç!
geciktik hep gecikmekteyse geç kalmadık hiç...
eski aşk yenilenmiyordu...
yıllanıyordu tarih sayfalarında kilitler vuruluyordu üzerine bir bir...
revaydı bu yangınlar...
yazdıklarımıza sadık olamadık yandık da yandık bu iç savaşta...
acı yükleniyor her satıra...
armağanla tezat düşer hüzün ama gelip çöreklenir yalnızlığıma
aynalar düştü gözümden aksimi yansıtmaz olmuş...
sen söyle hangi kimlikte dolanırdım senin olduğum vakit
kara duvak başımda gelin oluyordum senin oluyordum...
bedbaht tahtlar tabumuzu yıkarken sivri diller yaş olur telaş yapardı...
değerimiz azaldı mı hangi düş bu şehri aldattı?
alemi cehenneme çeviren ıstırap yüklü gülüşler
nihayetine "gülüştü" ama sayısız can alırdı...
rüzgarla yüzleşmek canımı acıtırdı yalvarır olurdum bir zavallı gibi...
bir şiir oldum her suçuma
yine de söylemeliyim ki ben suçsuzum
neresinden bakarsak bakalım bir karanlık oluyordu yaşamak
düşen yüzünden kaldıramıyorduk sinsi bakışlarını
yolcu yolunda gerekti ve oyalanmak büyük bir yürek isterdi.
yıldızlar geceyi haczedince yaşam seni ezer de geçerdi.
yaramı deş şimdi kan kokusu karışsın havana
korku içime düştü gönlüm kanadı.
“canımı yolda buldum ! “ haykırışlarım birer kördüğüm...
eski susmalar şimdi neye yarar?
karanlığı silecek bir tek ışık arar...
yolumu bulmak için körkütük dolaşırım şehri
ikindiyle öten bülbülleri beklerim "gül" gibi...
sade bir törenle kabul ederim umudu...
gönlüm açıktır çekinmesin buyursun...
söyle şimdi bana;
sevda çiçekleri hangi bahar açmakta ?