Ey ben,
uzun zamandır tatbikine bir şekilde muvaffak olamadığım halde şu an sana sesleneceğim. Bütün ruhumla hatta senden soyutlanarak sadece ruhumla.
Sen ki, her şeyden önce yalnızsın. Doğduğunda yalnızdın, öldüğünde yalnız kalacaksın. Yalnız amellerinle başbaşa kalacaksın. Hani hep iyiliği başkalarına emredip, kötülükleri kendin yapardın ya. O zaman seni kurtaracak hiçbir şeyin olmayacak. Ne akıl aldığın şeytanların, ne putlaştırdığın heveslerin, ne şehvetin, ne şöhretin!
İşte o zaman Vay haline!
Sen ki, bütün insanları Şeriate göre yargılayıp kardeşlerinin her birini aklının darağacında bitmek tükenmek bilmeyen bir öfke ile sallandıran, sen; kendini en tolere edilmiş, bahanelerinle yumuşatılmış şeytanların nizamsızlığına göre yargılayıp, en pis işlerden en katı vicdan mahkemelerinden aklardın.
Mizanda Vay haline!
Sen ki, Rabb'inin ayetlerini çok küçük dünya metaına bir çırpıda söyleyiverirdin. Hayır o emirler senin içindi. Her bir ayet, her bir sure; Kur'an başta sana inmişti ey gafil!
Bilemedin Vay haline!
Sen ki, menfaatine dokununca pireyi deve, menfaatine gelince deveyi pire yapardın. Kardeşinin en küçük aybını açığa vurur, kendi ayıbını şeytanın kılıfıyla örterdin. Ey ahmak, bilesin ki Rabb'in her şeyi ayan beyan görmekte, senin uydurma kılıfın neyi örter ki!
Her şeyin ayan beyan gün gibi ortada olacağı o günde Vay haline!
Sen ki, aklınla bildiğini, dilinle söylediğini, ellerinle yapmadın. Ellerinle yaptığın sahte ilahların, heveslerin, seni boğum boğum boğacak, gideceğin yerdeki ateşten bir zerre olan güneşin dibinde o gerçekleri akledemeyen aklın, idrak edemeyen beynin fokur fokur kaynayacak, bilesin!
Suç ortakların sana şahidlik edecek, rezil olacaksın Vay haline!
Sen ki, bütün iyilikleri, Rabb'inden sana indirilenleri hep ertelerdin. O gün azab seni çepeçevre kuşatacak, bir an bile ertelenmeyecek bilesin!
Düşünce/sizlik/lerin ateş, yaptıkların odun olup sana azab olacak Vay haline!
Sen ki, bir 'alak'tan olan sen, her bir başarıyı, insanların rızasını kendine kesen; kötülüğü başkalarından bilip, kibirlenip insanları kendinden aşağı gören suçlayan, sen;
ayaklarınla düşüncesizce çiğnediğin toprak olmak isteyeceksin de olamayacaksın,
Ey aciz o gün Vay haline!
Sen ki; Peşinde gezdiğin dünya hayatı senden şikayetçi, faydalanıp şükrünü eda etmediğin mahlukat senden şikayetçi, küçük zevk fısıltıları ile kendine arka çıkarak hakkını yediğin kullar senden şikayetçi. Nereye kaçacak, ne ile ödeme yapacaksın? Haydi ver hesabını!
Veremezsen Vay Haline!
Sen ki, kendini, kardeşlerini, insanları hep kandırdın. Güzel göründün, göründüğün gibi olmadın. Görünen sen değil, para eden sen değil, görüntün ve söylediklerindi. Şimdi masken düştü! Yalnız ALLAH için yapılanlara değer verilen yerde, şimdi kurtarsın seni, boyadığın gözler, taktığın takva maskeler, riyakar sözler, boşa çıkardığın ameller.
Rabb'ini de kandıramazsın ya, Vay haline!
Sen ki, haramla yatar haramla kalkardın, helali bırakıp harama bakardın. Helal bal dururken, haram sirke ile tatlanırdın. Şimdi her şey Hakk'ın yanında, gözlerini durdur gücün yeterse, dilini, ellerini, ayaklarını, kulaklarını. hepsi aleyhinde şahidlik ediyor. Neden dinlemiyorlar seni artık ey gafil! Zira onlar senin değildi; Rabb'ine kulluk etmen için sana Rabb'inden emanetti. Çok bağrdılar duyamadın, gözüne sokuldu göremedin, sırtına yüklendi taşıyamadın.
Şimdi taşı bakalım bu azim azabı, Vay haline!
Sen ki, sabredemezdin, hiç bekleyemezdin. Her şey hemen gelsin, olsun, bitsin isterdin. Sıkıntılardan kar edemedin, rahatlıkta hep zarardaydın, bir türlü dönemedin.
Şimdi azabun'nar da bir pervanesin, azabın dehşetinden dön bakalım Vay haline!
Sen ki Ey Nefsim, Rabb'ine kul olamadın, O nur Peygamberine ümmet olamadın o güzel hidayet rehberlerine tabii olamadın. Peki şimdi ALLAH için bir kere doğruyu söyle;
Sen ne işe yararsın?
uzun zamandır tatbikine bir şekilde muvaffak olamadığım halde şu an sana sesleneceğim. Bütün ruhumla hatta senden soyutlanarak sadece ruhumla.
Sen ki, her şeyden önce yalnızsın. Doğduğunda yalnızdın, öldüğünde yalnız kalacaksın. Yalnız amellerinle başbaşa kalacaksın. Hani hep iyiliği başkalarına emredip, kötülükleri kendin yapardın ya. O zaman seni kurtaracak hiçbir şeyin olmayacak. Ne akıl aldığın şeytanların, ne putlaştırdığın heveslerin, ne şehvetin, ne şöhretin!
İşte o zaman Vay haline!
Sen ki, bütün insanları Şeriate göre yargılayıp kardeşlerinin her birini aklının darağacında bitmek tükenmek bilmeyen bir öfke ile sallandıran, sen; kendini en tolere edilmiş, bahanelerinle yumuşatılmış şeytanların nizamsızlığına göre yargılayıp, en pis işlerden en katı vicdan mahkemelerinden aklardın.
Mizanda Vay haline!
Sen ki, Rabb'inin ayetlerini çok küçük dünya metaına bir çırpıda söyleyiverirdin. Hayır o emirler senin içindi. Her bir ayet, her bir sure; Kur'an başta sana inmişti ey gafil!
Bilemedin Vay haline!
Sen ki, menfaatine dokununca pireyi deve, menfaatine gelince deveyi pire yapardın. Kardeşinin en küçük aybını açığa vurur, kendi ayıbını şeytanın kılıfıyla örterdin. Ey ahmak, bilesin ki Rabb'in her şeyi ayan beyan görmekte, senin uydurma kılıfın neyi örter ki!
Her şeyin ayan beyan gün gibi ortada olacağı o günde Vay haline!
Sen ki, aklınla bildiğini, dilinle söylediğini, ellerinle yapmadın. Ellerinle yaptığın sahte ilahların, heveslerin, seni boğum boğum boğacak, gideceğin yerdeki ateşten bir zerre olan güneşin dibinde o gerçekleri akledemeyen aklın, idrak edemeyen beynin fokur fokur kaynayacak, bilesin!
Suç ortakların sana şahidlik edecek, rezil olacaksın Vay haline!
Sen ki, bütün iyilikleri, Rabb'inden sana indirilenleri hep ertelerdin. O gün azab seni çepeçevre kuşatacak, bir an bile ertelenmeyecek bilesin!
Düşünce/sizlik/lerin ateş, yaptıkların odun olup sana azab olacak Vay haline!
Sen ki, bir 'alak'tan olan sen, her bir başarıyı, insanların rızasını kendine kesen; kötülüğü başkalarından bilip, kibirlenip insanları kendinden aşağı gören suçlayan, sen;
ayaklarınla düşüncesizce çiğnediğin toprak olmak isteyeceksin de olamayacaksın,
Ey aciz o gün Vay haline!
Sen ki; Peşinde gezdiğin dünya hayatı senden şikayetçi, faydalanıp şükrünü eda etmediğin mahlukat senden şikayetçi, küçük zevk fısıltıları ile kendine arka çıkarak hakkını yediğin kullar senden şikayetçi. Nereye kaçacak, ne ile ödeme yapacaksın? Haydi ver hesabını!
Veremezsen Vay Haline!
Sen ki, kendini, kardeşlerini, insanları hep kandırdın. Güzel göründün, göründüğün gibi olmadın. Görünen sen değil, para eden sen değil, görüntün ve söylediklerindi. Şimdi masken düştü! Yalnız ALLAH için yapılanlara değer verilen yerde, şimdi kurtarsın seni, boyadığın gözler, taktığın takva maskeler, riyakar sözler, boşa çıkardığın ameller.
Rabb'ini de kandıramazsın ya, Vay haline!
Sen ki, haramla yatar haramla kalkardın, helali bırakıp harama bakardın. Helal bal dururken, haram sirke ile tatlanırdın. Şimdi her şey Hakk'ın yanında, gözlerini durdur gücün yeterse, dilini, ellerini, ayaklarını, kulaklarını. hepsi aleyhinde şahidlik ediyor. Neden dinlemiyorlar seni artık ey gafil! Zira onlar senin değildi; Rabb'ine kulluk etmen için sana Rabb'inden emanetti. Çok bağrdılar duyamadın, gözüne sokuldu göremedin, sırtına yüklendi taşıyamadın.
Şimdi taşı bakalım bu azim azabı, Vay haline!
Sen ki, sabredemezdin, hiç bekleyemezdin. Her şey hemen gelsin, olsun, bitsin isterdin. Sıkıntılardan kar edemedin, rahatlıkta hep zarardaydın, bir türlü dönemedin.
Şimdi azabun'nar da bir pervanesin, azabın dehşetinden dön bakalım Vay haline!
Sen ki Ey Nefsim, Rabb'ine kul olamadın, O nur Peygamberine ümmet olamadın o güzel hidayet rehberlerine tabii olamadın. Peki şimdi ALLAH için bir kere doğruyu söyle;
Sen ne işe yararsın?