'hayaL
Bayan Üye
Ölmek bu kadar kolay bir eylem midir?
Yummak yaşama gözlerini..Ağlayabilmenin erdem olduğu zamanlardan saklanması gerektiğine inanılan bir hale gelmesi yüreğini acıtıyordu. Bu kez sinema salonunu terk ederken silmemişti göz yaşlarını. Daha çok ağlamak istiyordu. Gözyaşları olamasa nasıl yeşerirdi içindeki toprağa düşen tohumlar. Tuz, su canımın içinden akan can suyum süzülmezse yanaklarımdan kurak bir toprak gibi çatlamaz mıyım?
Suyun içinde olduğunu düşündü anasının canının içindeki can suyu. Acaba orada da ağlamış mıydı? Kim fark edebilirdi ki suyun içinde ağlayan bir bebeği. Dünyaya geldiğinde kuruluk canını acıtmıştı ağlamaya başladı o zaman. Kendi can suyu ile ıslatabilmek için derisini.
Evinin kapısını açtığında ağlamaktan yorgun düşmüş bedenini usulca bıraktı yatağına. Huzurluydu..Uyku dedi: Vuslatıdır kirpiklerimin! Tebessüm vardı yüzünde neyzenin üflediği ney'den derin bir nefes aldı..Elhamdülillah dedi bir kez daha verdiği nimetlerin şükrü için Rabb'e.
Bu apartman ilkin çok ıssız gelmişti ona yaşlı kadın öldüğünde vermişler güzelim evi, yıkıp çok katlı yaş pasta yaşamlar kurmak için. Binaya ilk taşınan olmanın verdiği ürküntü ile geçmiş geceler. Sonra tuhaf bir adam gelmiş tam da karşı daireye. Suskunluğun çıldırmaya denk olduğunu düşünürken bir gece yarısı ney sesi ile uyanmış uykusundan. Evde ne kadar ses yapan alet varsa çekmiş fişini. Gece ney, çöl annesi geçmişini de alıp çıkmış yola. Sabahın ışımasına yakın ezan başlayınca susmuş neyzen..
Sabah kapıda görünce neyzeni sadece tebessüm etmiş. Susmanın tadını alınca insan kelimeler ne kadar büyük bir yüktür ya Rab!
Bu gece sinemada izlerken onun hayatını tebessüm ve gözyaşı yaşanmış geceler, bu ağrının tek ilacı..
Geceler tükenirken böylece neyzenin ney'i susmuş gecelerden bir gece..
Ölüm bir bilmece..
Dökülüyor şimdi dudaklarımdan hece hece..
Leyla gibi ölüm de iki hece...
Yummak yaşama gözlerini..Ağlayabilmenin erdem olduğu zamanlardan saklanması gerektiğine inanılan bir hale gelmesi yüreğini acıtıyordu. Bu kez sinema salonunu terk ederken silmemişti göz yaşlarını. Daha çok ağlamak istiyordu. Gözyaşları olamasa nasıl yeşerirdi içindeki toprağa düşen tohumlar. Tuz, su canımın içinden akan can suyum süzülmezse yanaklarımdan kurak bir toprak gibi çatlamaz mıyım?
Suyun içinde olduğunu düşündü anasının canının içindeki can suyu. Acaba orada da ağlamış mıydı? Kim fark edebilirdi ki suyun içinde ağlayan bir bebeği. Dünyaya geldiğinde kuruluk canını acıtmıştı ağlamaya başladı o zaman. Kendi can suyu ile ıslatabilmek için derisini.
Evinin kapısını açtığında ağlamaktan yorgun düşmüş bedenini usulca bıraktı yatağına. Huzurluydu..Uyku dedi: Vuslatıdır kirpiklerimin! Tebessüm vardı yüzünde neyzenin üflediği ney'den derin bir nefes aldı..Elhamdülillah dedi bir kez daha verdiği nimetlerin şükrü için Rabb'e.
Bu apartman ilkin çok ıssız gelmişti ona yaşlı kadın öldüğünde vermişler güzelim evi, yıkıp çok katlı yaş pasta yaşamlar kurmak için. Binaya ilk taşınan olmanın verdiği ürküntü ile geçmiş geceler. Sonra tuhaf bir adam gelmiş tam da karşı daireye. Suskunluğun çıldırmaya denk olduğunu düşünürken bir gece yarısı ney sesi ile uyanmış uykusundan. Evde ne kadar ses yapan alet varsa çekmiş fişini. Gece ney, çöl annesi geçmişini de alıp çıkmış yola. Sabahın ışımasına yakın ezan başlayınca susmuş neyzen..
Sabah kapıda görünce neyzeni sadece tebessüm etmiş. Susmanın tadını alınca insan kelimeler ne kadar büyük bir yüktür ya Rab!
Bu gece sinemada izlerken onun hayatını tebessüm ve gözyaşı yaşanmış geceler, bu ağrının tek ilacı..
Geceler tükenirken böylece neyzenin ney'i susmuş gecelerden bir gece..
Ölüm bir bilmece..
Dökülüyor şimdi dudaklarımdan hece hece..
Leyla gibi ölüm de iki hece...
