AySe^^
Bayan Üye
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur…
Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam
dergâhta
bir Mevlevi ile bir Bektaşi”nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini
nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.
Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya
her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.
Adam bir yandan onları dinlerken
bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.
Mevlevi’nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir
hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil
elleri de kapatmaktadır.
Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.
Elbisenin kolu daracıktır
neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için
eller ta bileklere kadar açıktır.
Bu duruma hayret eden adam
sebebini öğrenmek ister.
Büyük merakla
önce Mevlevi’ye sorar:
“Pirim
kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?”
Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.
İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır
sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der:
“Evet
özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını
ayıplarını
kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız.”
Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi”ye döner:
“Peki ya siz
pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa?
Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?”
Bektaşi kendi kollarına bakar
birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der:
“Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.
Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz.”
ÖZETLE:
Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara
ne de insanda kusur.
Birincisini zaten bulamazsın
ikincisinde ise
bulduğun her kusur
öğrendiğin her ayıp sahibini değil
seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için
ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun…
Aynı dili konuşanlar değil
aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. [Mevlâna]
Yaşam paylaşmakla.. . Hayat sevince güzel…
Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam
Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya
Adam bir yandan onları dinlerken
Mevlevi’nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir
elleri de kapatmaktadır.
Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.
Elbisenin kolu daracıktır
eller ta bileklere kadar açıktır.
Bu duruma hayret eden adam
Büyük merakla
“Pirim
Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.
İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır
“Evet
kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız.”
Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi”ye döner:
“Peki ya siz
Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?”
Bektaşi kendi kollarına bakar
“Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.
Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz.”
ÖZETLE:
Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara
Birincisini zaten bulamazsın
Aynı dili konuşanlar değil
Yaşam paylaşmakla.. . Hayat sevince güzel…