27 Ekim 1938de Du Pont şirketi tekstilde kullanılabilecek daha kuvvetli ve esnek, yeni sentetik bir maddenin, naylonun üretildiğini açıkladı. Du Pontlar 1802de Fransadan ABDye gelmişler, ünlü kimyager Antoine Laurent de Lavoisierin yanında çalışmış olan Eleuthere Du Pont burada barut fabrikası kurmuş ve Amerikalılar İngiltereye karşı savaşta bu barutu kullanmışlardı.
Birinci Dünya Savaşında da ABDnin barut ihtiyacının yüzde 40ını karşılayan şirket, savaştan sonra kimya sanayiinde büyük güç haline gelmiş ve araştırmalara büyük kaynak ayırmaya, vernik, otomobil boyası vb. imalatına başlamıştı. Naylonun icadının açıklanmasıyla sanayi, bir yandan ipek bağımlılığından kurtulmaktan hoşnut, bir yandan dayanıklılığın artmasının satışları düşüreceğinden tedirgindi.
Naylon iplik 1939 Dünya Fuarında sergilendi ve naylon çorapların deneme giyimi yapıldı. Du Pontun çorap imalatçılarına sattığı iplikle üretilen ve ABDnin büyük satış noktalarına dağıtılan naylon çorapların Naylon Günü ilan edilen 15 Mayıs 1940tan önce satışa çıkartılmaması kararlaştırıldı. Düzenlenen kampanyayla satış o gün başlatıldı ve dükkanların önünde daha kepenkler açılmadan kuyruklar oluştu, kadınlar saatlerce beklediler, piyasaya sürülen çorapların tamamı aynı gün tükendi.
Ne var ki İkinci Dünya Savaşı başlamış ve naylon; paraşüt, çadır, ip yapımına ayrılmıştı. Naylon çorap karaborsaya düştü ve kadınlar bacaklarını bej renge boyayıp siyah dikiş çizgisi çizdiler. Üretici Du Pont dikişsiz naylon tasarlamıştı ama savaş koşulları tabaka halinde naylon üretip sonradan dikmeyi gerektirmişti. Fakat bu çizgi çok seksi bulunuyordu.
Naylon ABD de üretilmiş ve Avrupaya ihraç edilmeden İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. İngiltereye giden bütün naylon, savaş malzemeleri için kullanılıyor, naylon çorap yalnızca kaçak yollarla ve Amerikalılar, özellikle de askerler tarafından ülkeye sokuluyordu. Naylon çorap bulabilen İngiliz kızlar kıskanılıyordu. Bu kıskançlığın naylon çorap edinmek için Amerikalı askerlerle ilişki kurmaya kadar vardığı söyleniyordu. Nayloın çorabın hikmeti bu ki, kırk yıl sonra Doğu Bloku rejimlerini yıkan nedenin de aynı tutku olduğu söylenecekti. Etek boyuyla birlikte kalınlığı ve rengiyle kadının toplumsal statüsünü bildiren naylon çorap, çalışan kadınlar ve öğrenci kızlar için yıllarca bir yandan da kaçmaıslyla sorun oluşturduktan sonra, kalitelilerinin üretilmesi, pamukluların ilgi görmesi, külotlu çorabın yay-gınlaşması ve sonunda tayt ve streç giymenin çocuklardan başlayarak teyzelere kadar olağanlaşmasıyla daha rahat günler başladı.
Eteklerin kısalıp sonunda dizin üstüne çıkması jartiyer kullanımını olanaksız kılmış ve naylon çorap gittikçe uzayarak külotlu çorap ve tayta dönüşmüştü. jartiyer Fransada 14. yüzyıldan beri kullanılmaktaydı. İngilterenin en büyük şövalyelik nişanı 1344te verilmeye başlanan Order of Garterdır (Dizbağı Nişanı). Şemseddin Saminin 1886da dizbağı diye çevirdiği jartiyer, ortaçağ sonlarına kadar erkek kıyafetinin ayrılmaz parçasıydı ve kullanımı yakın yıllara kadar devam etmişti. Naylon çorapla birlikte Türkiyede de çorap lastiğinin yanındaki yerini alan jartiyer, bu gelişmelerle tekrar özel hayata çekildi.