meridyen2
Kayıtlı Üye
NATO, Mısıra Türkiye modelini önerdi
NATO Savunma Kolejinde hazırlanan bir raporda, hükümete karşı büyük protesto gösterileriyle başlayan olayların yaşandığı Mısır için en uygun modelin Türkiye olduğu dile getirildi.
NATO komutanlarını ve diplomatlarını yetiştiren Romadaki kolejin Kuzey Afrika ve Ortadoğudaki halk hareketleriyle ilgili araştırma raporunda, Tunus örneğinin aksine kısa ve orta vadede liderlerin hızla düşmesinin beklenmemesi tavsiye edildi.
-TÜRKİYE MODELİ-
Mısırda krizden çıkış için Türkiye modelinin önerildiği raporda, şöyle kaydedildi: Bazıları için rahatsız edici olsa da tüm Arap kamuoyu mevcut Türk rejimini model olarak görüyor.
Türkiyedeki rejimin şüphe götürmez şekilde cumhuriyet ve demokrasi olduğu, Türkiyede ordunun artık iktidarı ele geçirmeye çalışmadığı ve bazı sınırların aşılmaması için hakemlik yaptığı ifadelerinin kullanıldığı raporda, Türkiye dünyaya açık. Açıkça ekonomik küreselleşmeden yana ve serbest ticaret prensiplerine saygılı. Sağlam ve güçlü temele dayanan ekonomik büyümesi inanılmaz. Herşeyden önce dengeli dış politikasıyla kendisiyle gurur duyuyor denildi.
Türkiye ile Suriye 6 önemli adım atacak
Başbakan Erdoğan, Suriye ile Türkiye arasında önümüzdeki dönemde altı önemli adım atılacağını açıkladı.
"Bugünden itibaren Asi nehri, bizi birbirimizden ayıran, aramıza sınır çizen bir nehir olmaktan çıkıyor, bizi birbirimizle buluşturan, kucaklaştıran bir nehir haline dönüşüyor" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
Suriye ile altı alanda 2011 yılı sonuna kadar somut neticeler almayı hedefliyoruz. Bu hedefler, Nusaybin-Kamışlı ortak gümrük kapısının inşa edilmesi, Türkiye ile Suriye arasında ortak banka kurulması, Gaziantep-Halep arasında hızlı tren seferleri başlatılması, İki ülkenin doğalgaz şebekelerinin birbirine bağlanması, Türkiye Eximbankının Suriye hükümetine kredi sağlaması ve Asi Nehri üzerinde Dostluk Barajının temelinin atılmasıydı. Bugün bu altı hedeften birini gerçekleştirdik, barajın en kısa sürede bitirilmesini temenni ediyorum. İnşaAllah buradan ürettiğimiz elektriği ortak kullanacak, her iki taraf da topraklarımızı sulayacak, her iki tarafı da taşkınlardan koruyacağız.
Tarihin bize öğrettiği hem de acı tecrübelerle öğrettiği çok önemli bir ders var. Biz artık şunu çok iyi biliyor, görüyor ve hissediyoruz; bu coğrafyada herhangi bir ülkenin meselesi, herhangi bir ülkedeki sorun, o ülkenin halklarını olduğu kadar bölgedeki diğer halkları da derinden etkiliyor. Lübnanın meselesi, sadece Lübnanın değil, aynı zamanda bizim de meselemizdir. Mısırın, Tunusun meselesi sadece oralarda yaşayan kardeşlerimizin değil, bizim de meselemizdir. Filistin meselesi, sadece Filistinlilerin değil, en az onlar kadar bizim de Türkiyenin de Suriyenin de meselesidir.
Osmanlıdan Beri İlk Kez Bu Kadar Aktif
Ortadoğuda en büyük ve hızlı büyüyen ekonomi olarak Türkiyenin, bölgede yeni ortaya çıkmakta olan hükümetler için alternatif modeller sunduğu belirtildi.
Brandeis Üniversitesine bağlı Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi ve German Marshall Fund uzmanı Joshua Walker, Türkiyenin, Ortadoğunun kendi kendine atanmış kilit aktörü ve uluslararası oyuncusu olduğunu belirterek, Ortadoğuda en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomi olarak Türkiyenin, benzersiz bir şekilde, (yaşanan son gelişmelerle birlikte) bölgede yeni ortaya çıkmakta olan hükümetler için alternatif modeller sunmada belirleyici rol oynayabileceğini kaydetti.
Walker, Foreign Policy Dergisinde Türklerin Ortadoğunun Kilit Aktörü Olarak Dönüşü başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Tunustaki rejimi deviren olayların Mısır, Yemen ve Ürdündeki protestolara ilham olduğunu, Lübnanda istikrarsızlık bulunduğunu hatırlatan Walker, analistlerin, Arap dünyasındaki bu olay ve devrimleri, daha çok Soğuk Savaşın izlerinin en son örneği olarak gördüğünü belirtti.
Walker, Arap dünyasındaki uzmanların açıklama ve tahminlerinin, ABDnin konuya dahiliyetiyle ilgili tartışmalarla birlikte protestolara yol açan bastırılmış öfkelere ve halk hareketlerine odaklandığını belirterek, Aslında, üzerinde durulması gereken bir o kadar önemli konu, bölgesel dinamiklerin bu etkisinin, Ortadoğudaki büyük iktidar mücadeleleri oyunlarına yeni bir oyuncunun kayda değer bir şekilde gelmesi ve geleneksel oyuncuların oyun dışı kalmasına öncülük etmesi değerlendirmesinde bulundu.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 81. sayı (Mart 2011) 38. sayfada yayınlanmıştır.
NATO Savunma Kolejinde hazırlanan bir raporda, hükümete karşı büyük protesto gösterileriyle başlayan olayların yaşandığı Mısır için en uygun modelin Türkiye olduğu dile getirildi.
NATO komutanlarını ve diplomatlarını yetiştiren Romadaki kolejin Kuzey Afrika ve Ortadoğudaki halk hareketleriyle ilgili araştırma raporunda, Tunus örneğinin aksine kısa ve orta vadede liderlerin hızla düşmesinin beklenmemesi tavsiye edildi.
-TÜRKİYE MODELİ-
Mısırda krizden çıkış için Türkiye modelinin önerildiği raporda, şöyle kaydedildi: Bazıları için rahatsız edici olsa da tüm Arap kamuoyu mevcut Türk rejimini model olarak görüyor.
Türkiyedeki rejimin şüphe götürmez şekilde cumhuriyet ve demokrasi olduğu, Türkiyede ordunun artık iktidarı ele geçirmeye çalışmadığı ve bazı sınırların aşılmaması için hakemlik yaptığı ifadelerinin kullanıldığı raporda, Türkiye dünyaya açık. Açıkça ekonomik küreselleşmeden yana ve serbest ticaret prensiplerine saygılı. Sağlam ve güçlü temele dayanan ekonomik büyümesi inanılmaz. Herşeyden önce dengeli dış politikasıyla kendisiyle gurur duyuyor denildi.
Türkiye ile Suriye 6 önemli adım atacak
Başbakan Erdoğan, Suriye ile Türkiye arasında önümüzdeki dönemde altı önemli adım atılacağını açıkladı.
"Bugünden itibaren Asi nehri, bizi birbirimizden ayıran, aramıza sınır çizen bir nehir olmaktan çıkıyor, bizi birbirimizle buluşturan, kucaklaştıran bir nehir haline dönüşüyor" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
Suriye ile altı alanda 2011 yılı sonuna kadar somut neticeler almayı hedefliyoruz. Bu hedefler, Nusaybin-Kamışlı ortak gümrük kapısının inşa edilmesi, Türkiye ile Suriye arasında ortak banka kurulması, Gaziantep-Halep arasında hızlı tren seferleri başlatılması, İki ülkenin doğalgaz şebekelerinin birbirine bağlanması, Türkiye Eximbankının Suriye hükümetine kredi sağlaması ve Asi Nehri üzerinde Dostluk Barajının temelinin atılmasıydı. Bugün bu altı hedeften birini gerçekleştirdik, barajın en kısa sürede bitirilmesini temenni ediyorum. İnşaAllah buradan ürettiğimiz elektriği ortak kullanacak, her iki taraf da topraklarımızı sulayacak, her iki tarafı da taşkınlardan koruyacağız.
Tarihin bize öğrettiği hem de acı tecrübelerle öğrettiği çok önemli bir ders var. Biz artık şunu çok iyi biliyor, görüyor ve hissediyoruz; bu coğrafyada herhangi bir ülkenin meselesi, herhangi bir ülkedeki sorun, o ülkenin halklarını olduğu kadar bölgedeki diğer halkları da derinden etkiliyor. Lübnanın meselesi, sadece Lübnanın değil, aynı zamanda bizim de meselemizdir. Mısırın, Tunusun meselesi sadece oralarda yaşayan kardeşlerimizin değil, bizim de meselemizdir. Filistin meselesi, sadece Filistinlilerin değil, en az onlar kadar bizim de Türkiyenin de Suriyenin de meselesidir.
Osmanlıdan Beri İlk Kez Bu Kadar Aktif
Ortadoğuda en büyük ve hızlı büyüyen ekonomi olarak Türkiyenin, bölgede yeni ortaya çıkmakta olan hükümetler için alternatif modeller sunduğu belirtildi.
Brandeis Üniversitesine bağlı Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi ve German Marshall Fund uzmanı Joshua Walker, Türkiyenin, Ortadoğunun kendi kendine atanmış kilit aktörü ve uluslararası oyuncusu olduğunu belirterek, Ortadoğuda en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomi olarak Türkiyenin, benzersiz bir şekilde, (yaşanan son gelişmelerle birlikte) bölgede yeni ortaya çıkmakta olan hükümetler için alternatif modeller sunmada belirleyici rol oynayabileceğini kaydetti.
Walker, Foreign Policy Dergisinde Türklerin Ortadoğunun Kilit Aktörü Olarak Dönüşü başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Tunustaki rejimi deviren olayların Mısır, Yemen ve Ürdündeki protestolara ilham olduğunu, Lübnanda istikrarsızlık bulunduğunu hatırlatan Walker, analistlerin, Arap dünyasındaki bu olay ve devrimleri, daha çok Soğuk Savaşın izlerinin en son örneği olarak gördüğünü belirtti.
Walker, Arap dünyasındaki uzmanların açıklama ve tahminlerinin, ABDnin konuya dahiliyetiyle ilgili tartışmalarla birlikte protestolara yol açan bastırılmış öfkelere ve halk hareketlerine odaklandığını belirterek, Aslında, üzerinde durulması gereken bir o kadar önemli konu, bölgesel dinamiklerin bu etkisinin, Ortadoğudaki büyük iktidar mücadeleleri oyunlarına yeni bir oyuncunun kayda değer bir şekilde gelmesi ve geleneksel oyuncuların oyun dışı kalmasına öncülük etmesi değerlendirmesinde bulundu.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 81. sayı (Mart 2011) 38. sayfada yayınlanmıştır.