Nargile Kültürü

sEmih

Kayıtlı Üye
Nargile Tarihçesi

İlk olarak milattan önce, ibadet amacıyla yakılan tütün yapraklarının verdigi keyf ile fark edilip, hayatımızın vazgeçilmezlerinden oldu. Tarih boyunca pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbir şekil, tütünle "nargile" kadar bütünleşmedi.
Hindistan cevizinin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hintliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular. Zaten ismi de Farsçada "Hindistan Cevizli" anlamına gelen "Nargil" kelimesinden geliyor. Ve nargile aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü.
Hindistan Cevizi zamanla yerini ilk önce kabaga ardından da porselen ve bronz gövdeli nargilelere bıraktı ve bunlarıçini, gümüş cam gövdeliler izledi. Önce iranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı.
Osmanlı ise tütünü 16. yüzyılda tanıdı. Tiryakilerin bir anda çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkardı. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınladı. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmadı.
Araplar ''sisa'', iranlilar ''kalyan'' adını verir.




Dünya'da Nargile


Nargile, Yakın ve OrtaDoğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibariyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.
Lübnan
Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmisteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
Suriye
Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor. Suriye'nin diğer bir özelliğiyse önemli bir nargile ihracatçısı olması.
Ürdün
Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
Yunanistan
Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
Mısır
Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
Libya
Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar. Libya'da nargile severlerin kendi tütünlerini içmek istemeleri olağan karşılanıyor.
Tunus
Küçük kentlerde rastlanmasa da büyük ve orta ölçekli Tunus şehirlerinde nargile içiliyor. Bu ülkede özellikle turistler nargileye büyük ilgi gösteriyorlar.
Yemen
Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İran
Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiginde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
Hindistan
Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
Afganistan
Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
Çin
Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
Fransa
Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibariyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.
Amerika
Amerikalılar arasında nargileyle tanışıp da onu sevmeyen yok. Bu ülkede tütün karşıtı pek çok yasa bulunmasına karşın nargileseverler buna pek aldırmıyorlar, her geçen gün nargile içilen mekan sayısı artıyor.




Nargile Kültürü

Masa - Meşe - Köşe - Ayşe
Çok eski bir keyif olduğu için zaman içinde nargileyle ilgili özlü sözler de üretilmis. ''Masa, Meşe, Köşe, Ayşe'' bunlardan bir tanesi.

Masa, içeceğinizi koyacağınız yer.
Meşe, ateşi yakmakta kullanılan odunu meşe kömürünü anlatmaktadır. Bu da yalnızca meşenin ''pirnav'' adı verilen türünden elde ediliyor.
Köşe, bu keyfin ortalık yerde yapılamayacağını,
Ayşe ise servis yapan garsonları ve servisin kalitesini anlatan kelimeler.

Nargile içmenin adabı Bir kere sigara içer gibi içilmiyor nargile. Havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın. Havayı ağzınıza çok yavaşça ve hafifa bir havada sürekli çekmelisiniz. Nargilenin marpuçu ağzınızda durmalı ve nargilenin fokurdadığını duymalısınız.
Tömbeki lüleye yerleştirildikten sonra üzerine odun kömürü ateşi konur. Ateşi söndürmeden, tömbekiyi devirmeden içmek maharet istiyor. Nargilenin en büyük keyfi muhabbeti, çünkü tek başına içilen nargile tiryakilere göre bir sey ifade etmiyor. İşte hem muhabbet ihtiyacından hem dumanına katlanmak zor olduğundan, nargileciler nargile kahvelerine gidiyorlar.

Muhabbet özelliği, sigaradan kurtulmanın ve nargile tiryakisi olmanın en önemli nedenidir. Eğer nargile bilerek içilirse, sigaradan çok daha az zararlı. Doğru içim dumanı içe çekmeden yapılıyor. Bir doldurum en az bir buçuk saat sürüyor, ehli olanlar bu süreyi dört saate kadar çıkarabiliyor.
İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah içinde yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hirçin yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduguna inanıyorlar.

Nargile İçmenin Raconu :
- Nargile içimi sigara gibi değildir. Havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın.
- Nargile şişeinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğundan geliyor. Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve gelen duman suyun içinde süzülerek ve soğuyarak size ulaşıyor. Sigarayla en büyük farkı da dumanın soğuk olması.
- Nargile havadar ve sakin mekanlarda içilir. Gürültülü konuşmak, etrafın sukunetini bozmak raconu da bozar.
- Asla nargile ateşinden sigaranızı yakmayın.
- Nargilenizi asla yüksek bir yere koymayınız.
- Eğer nargileyi biriyle ortak içiyorsanız, marpucunuzu direk partnerinizin eline vermeyin. Masaya bırakın oradan alsın.
- Ve asla nargilede tütüne ek başka birşey içmeyin.

Nargile: Bir Nefes Keyif

Meyvelisi, çeşitli aromalı tatları veya tömbeki hali ile nargile pek çoğumuzun vazgeçilmez bir parçası. İnsanoğlu, tütünü keşfetti ve tütün yapraklarının kendilerine verdiği zevkin farkına varınca onu bir daha bırakamadı. Tütün kah pipo oldu kah puro. Sigara oldu ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbiri, nargile gibi tütün ile birleşemedi…

Nanelisi, meyvelisi, güllüsü, ballısıyla nargile, hem damakları tatlandırıyor hem de sohbetlerin lezzetine lezzet katıyor. Sohbet ortamlarının vazgeçilmezi nargilenin de ilginç bir serüveni var. Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplarca "şişa", İranlilarca ise "kalyan" olarak adlandırılan nargilenin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. Hindistancevizinin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketimine yeni bir boyut katarken, hindistancevizi ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş ve cam gövdeli nargileler izledi. Pek çok kişinin 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok! Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Kökeni Hindistan’a dayanıyor

Nargile üzerine yapılan araştırmalarda çıkış noktası olarak Hindistan, Afrika ve İran gösterilmiş. Bu ülkelerde yapılan arkeolojik kazılarda çok eski dönemlere tarihlenen nargileler bulunmuş. Sonunda uzmanların çoğu nargilenin Hindistan'dan çıkmış olabileceğine karar vermiş ama bu görüşe muhalefet edenlerin sayısı halen hiç de azımsanmayacak kadar çok.

Hindistan'da nargile önceleri hindistancevizi kabuğunda içiliyormuş ve de henüz o dönemde tütün bulunmamış olduğu için tedavi amacıyla bazı şifalı otlar kullanılıyormuş. Sonraları Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşmış, bu arada tütün de bölgeye gelmiş. Nargile burada öyle çok sevilmiş ki, şekli bugünkü halini almış ve de son 200-300 yıldır hiç değişmemiş. Halen dünyanın nargile içilen bölgelerinde bu biçim muhafaza ediliyor.

Nargile de yasaklananlar arasındaydı

On yedinci yüzyılın hemen başında Amerika'dan tütün ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'na ulaştığında, Türkler bunu içmekten çok büyük keyif almışlar. 1623 yılında nargile Osmanlı İmparatorluğu'nda öylesine popüler olmuş ki, nargileseverler büyük coşkuyla bir araya gelir olmuşlar. 1633 yılında insanları birbirine bu kadar çok yakınlaşmasını sağlayan nargile IV. Murad tarafından yasaklanmış, içenlere ölüm cezası verileceği bildirilmiş. Ancak bu yasaklama pek de ciddiye alınmamış, nargileseverler bu keyiflerini gizli gizli sürdürmeye devam etmişler, 14 yıl sonra bu yasak kaldırılmak zorunda kalınmış.Bu dönemde sonra nargile önemli bir sembol olmuş, birine nargile içmeyi teklif etmek gerçek dostluk göstergesi haline gelmiş.

Geçmişte de günümüzde de nargile kahveleri son derece ekonomik olduğundan her sosyal sınıftan insanların gidebildiği bir yer olmuş. Bu nedenle toplumda birbiriyle diyalog kurma olanağı olamayan insanlar buralarda bir araya gelmiş, bu nedenle nargile kahveleri önemli bir diyalog yerleri olarak da kabul ediliyor. Çünkü bir nargile ortalama olarak bir buçuk iki buçuk saat arasında içiliyor. Böylesine uzun zaman diliminde farklı sosyal sınıftan, ayrı dinlerden ve de farklı cinsiyetlere sahip olan insanlar uzun uzun sohbet etme olanağına kavuşmuş oluyorlar.

Nargilenin kısımları

Nargile temel olarak dört bölümden oluşuyor. Ağızlık, lüle (nargilenin üstü), marpuç (boru), gövde (içi suyla dolu olan bölüm). Nargilenin bu dört bölümünden her biri farklı zanaatkarlar tarafından yapılıyor. Bu zanaatkarlar yaptıkları bu parçaların adlarıyla anılıyorlar, örneğin Marpuççular halen hem nargilenin bu bölümünü üretenleri hem de bulundukları semtin adını karşılıyor.

Lüle ağırlıklı olarak Tophane'de, gövdeyse Beykoz'da üretiliyormuş. Gövde gümüş ya da kristalden imal ediliyormuş. Bunların üzerinde yer alan süslemeler, Türk el işçiliğinin en güzel örneklerini halen sergiliyor. Ağızlıksa kehribardan oyuluyormuş, çünkü o dönemlerde kehribarın mikrop tutmadığına inanılıyormuş. Günümüzdeyse ağızlıklar plastikten ve de tek kullanımlık.

Her tütün nargilede kullanılmaz

Nargilede her tütün kullanılmıyor. İran'dan ithal edilen koyu renkli, kuvvetli tütün en popüleriymiş. Tütün çok sert olduğu için kullanılmadan önce birkaç kez yıkanıyor.

Nargileyi yakmak içinse sadece meşe kömürü kullanılıyor, böylelikle nargile yanarken meşenin kattığı aroma da lezzete dahil oluyor. Bazı nargile düşkünleri vişne, üzüm gibi meyveleri, bazılarıysa nar ya da gülsuyunu gövde içinde yer alan suya ilave ederek farklı lezzetler elde ediyorlar. Nargile günümüzde de tıpkı eskiden olduğu gibi kahve ya da çay eşliğinde içiliyor. Nargilenin suyuna herhangi bir meyve eklenmesi gerekmiyor, çünkü artık aromalı ithal tütünler sayesinde arzu edilen lezzete kolaylıkla ulaşılabiliyor.

İstanbul'daki en gözde nargile mekanları Tophane, Kuledibi, Gedikpaşa, Eminönü, Beyazıt, Aksaray, Topkapı, Unkapanı, Beşiktaş ve Kadıköy'de bulunuyor. Tophane'de bulunan nargile kahveleri yirmi dört saat nargileseverlere hizmet veriyor.

Hayatı ferah yaşayanlar için

İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hırçın yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduğuna inanıyorlar. Siz siz olun sakın bir nargile içicisinden közlerini kullanmayı istemeyin, çünkü bu davranış nargile adabına tamamıyla aykırı bulunuyor ve de tatsızlık çıkarıyor.

Nargile nasıl içilir

Tophane’deki nargile uzmanlarından aldığımız bilgilere göre, nargilenin de içim şekli ve adabı var. Nargile, nefes alınır gibi içilmeli. Uzun ve sık aralıklar ile dumanı çekmemelisiniz. Nargilenin şişesine soğuk su ve bir miktar buz koymalısınız. İçim esnasında boğazda yanma, öksürme veya tıkanma olur ise kömürler üç beş dakika lüle üzerinden çekilmeli, lüle dolayısıyla tütünler kendi halinde soğutulmalıdır. Bu esnada şişe içerisindeki ağır duman marpuçdan hava üflemek suretiyle tahliye supabından boşaltılmalıdır. Bekleme zamanı sonrasında kömürler tekrar lüle üzerine konularak içime devam edilmelidir. Bir nargilenin ortalama içim süresi 1.5 saattir. Bu süre içerisinde kahve ve kavun aromalı tütünlerde kullanılan marpuç ile başka aromalı tütünleri kesinlikle içmeyiniz. Nargileyi açık ve havadar yerlerde içebilirsiniz ancak hava rüzgarlı ise bunu kesinlikle yapmayınız. Bir de nargileyi boş vaktinizde için. Çünkü o bir keyif aracıdır. Ayrıca nargilenizi içerken, yanında kuruyemiş, çay veya vişne suyu tavsiye ediliyor. Nargilenin hemen arkasından sigara sarılmayın. Bu hem sağlığınız için olumsuz bir davranış hem de nargileye saygısızlık olarak kabul ediliyor.

Dünyada nargile

Nargile, Yakın ve Orta Doğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibarıyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.

LÜBNAN: Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmişteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
SURİYE: Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor.
ÜRDÜN: Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
YUNANİSTAN: Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
MISIR: Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
LİBYA: Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar.
YEMEN: Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İRAN: Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiğinde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
HİNDİSTAN: Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
AFGANİSTAN: Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
ÇİN: Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
FRANSA: Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibarıyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.
Nargile: Bir Nefes Keyif

Meyvelisi, çeşitli aromalı tatları veya tömbeki hali ile nargile pek çoğumuzun vazgeçilmez bir parçası. İnsanoğlu, tütünü keşfetti ve tütün yapraklarının kendilerine verdiği zevkin farkına varınca onu bir daha bırakamadı. Tütün kah pipo oldu kah puro. Sigara oldu ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbiri, nargile gibi tütün ile birleşemedi…

Nanelisi, meyvelisi, güllüsü, ballısıyla nargile, hem damakları tatlandırıyor hem de sohbetlerin lezzetine lezzet katıyor. Sohbet ortamlarının vazgeçilmezi nargilenin de ilginç bir serüveni var. Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplarca "şişa", İranlilarca ise "kalyan" olarak adlandırılan nargilenin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. Hindistancevizinin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketimine yeni bir boyut katarken, hindistancevizi ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş ve cam gövdeli nargileler izledi. Pek çok kişinin 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok! Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Kökeni Hindistan’a dayanıyor

Nargile üzerine yapılan araştırmalarda çıkış noktası olarak Hindistan, Afrika ve İran gösterilmiş. Bu ülkelerde yapılan arkeolojik kazılarda çok eski dönemlere tarihlenen nargileler bulunmuş. Sonunda uzmanların çoğu nargilenin Hindistan'dan çıkmış olabileceğine karar vermiş ama bu görüşe muhalefet edenlerin sayısı halen hiç de azımsanmayacak kadar çok.

Hindistan'da nargile önceleri hindistancevizi kabuğunda içiliyormuş ve de henüz o dönemde tütün bulunmamış olduğu için tedavi amacıyla bazı şifalı otlar kullanılıyormuş. Sonraları Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşmış, bu arada tütün de bölgeye gelmiş. Nargile burada öyle çok sevilmiş ki, şekli bugünkü halini almış ve de son 200-300 yıldır hiç değişmemiş. Halen dünyanın nargile içilen bölgelerinde bu biçim muhafaza ediliyor.

Nargile de yasaklananlar arasındaydı

On yedinci yüzyılın hemen başında Amerika'dan tütün ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'na ulaştığında, Türkler bunu içmekten çok büyük keyif almışlar. 1623 yılında nargile Osmanlı İmparatorluğu'nda öylesine popüler olmuş ki, nargileseverler büyük coşkuyla bir araya gelir olmuşlar. 1633 yılında insanları birbirine bu kadar çok yakınlaşmasını sağlayan nargile IV. Murad tarafından yasaklanmış, içenlere ölüm cezası verileceği bildirilmiş. Ancak bu yasaklama pek de ciddiye alınmamış, nargileseverler bu keyiflerini gizli gizli sürdürmeye devam etmişler, 14 yıl sonra bu yasak kaldırılmak zorunda kalınmış.Bu dönemde sonra nargile önemli bir sembol olmuş, birine nargile içmeyi teklif etmek gerçek dostluk göstergesi haline gelmiş.

Geçmişte de günümüzde de nargile kahveleri son derece ekonomik olduğundan her sosyal sınıftan insanların gidebildiği bir yer olmuş. Bu nedenle toplumda birbiriyle diyalog kurma olanağı olamayan insanlar buralarda bir araya gelmiş, bu nedenle nargile kahveleri önemli bir diyalog yerleri olarak da kabul ediliyor. Çünkü bir nargile ortalama olarak bir buçuk iki buçuk saat arasında içiliyor. Böylesine uzun zaman diliminde farklı sosyal sınıftan, ayrı dinlerden ve de farklı cinsiyetlere sahip olan insanlar uzun uzun sohbet etme olanağına kavuşmuş oluyorlar.

Nargilenin kısımları

Nargile temel olarak dört bölümden oluşuyor. Ağızlık, lüle (nargilenin üstü), marpuç (boru), gövde (içi suyla dolu olan bölüm). Nargilenin bu dört bölümünden her biri farklı zanaatkarlar tarafından yapılıyor. Bu zanaatkarlar yaptıkları bu parçaların adlarıyla anılıyorlar, örneğin Marpuççular halen hem nargilenin bu bölümünü üretenleri hem de bulundukları semtin adını karşılıyor.

Lüle ağırlıklı olarak Tophane'de, gövdeyse Beykoz'da üretiliyormuş. Gövde gümüş ya da kristalden imal ediliyormuş. Bunların üzerinde yer alan süslemeler, Türk el işçiliğinin en güzel örneklerini halen sergiliyor. Ağızlıksa kehribardan oyuluyormuş, çünkü o dönemlerde kehribarın mikrop tutmadığına inanılıyormuş. Günümüzdeyse ağızlıklar plastikten ve de tek kullanımlık.

Her tütün nargilede kullanılmaz

Nargilede her tütün kullanılmıyor. İran'dan ithal edilen koyu renkli, kuvvetli tütün en popüleriymiş. Tütün çok sert olduğu için kullanılmadan önce birkaç kez yıkanıyor.

Nargileyi yakmak içinse sadece meşe kömürü kullanılıyor, böylelikle nargile yanarken meşenin kattığı aroma da lezzete dahil oluyor. Bazı nargile düşkünleri vişne, üzüm gibi meyveleri, bazılarıysa nar ya da gülsuyunu gövde içinde yer alan suya ilave ederek farklı lezzetler elde ediyorlar. Nargile günümüzde de tıpkı eskiden olduğu gibi kahve ya da çay eşliğinde içiliyor. Nargilenin suyuna herhangi bir meyve eklenmesi gerekmiyor, çünkü artık aromalı ithal tütünler sayesinde arzu edilen lezzete kolaylıkla ulaşılabiliyor.

İstanbul'daki en gözde nargile mekanları Tophane, Kuledibi, Gedikpaşa, Eminönü, Beyazıt, Aksaray, Topkapı, Unkapanı, Beşiktaş ve Kadıköy'de bulunuyor. Tophane'de bulunan nargile kahveleri yirmi dört saat nargileseverlere hizmet veriyor.

Hayatı ferah yaşayanlar için

İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hırçın yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduğuna inanıyorlar. Siz siz olun sakın bir nargile içicisinden közlerini kullanmayı istemeyin, çünkü bu davranış nargile adabına tamamıyla aykırı bulunuyor ve de tatsızlık çıkarıyor.

Nargile nasıl içilir

Tophane’deki nargile uzmanlarından aldığımız bilgilere göre, nargilenin de içim şekli ve adabı var. Nargile, nefes alınır gibi içilmeli. Uzun ve sık aralıklar ile dumanı çekmemelisiniz. Nargilenin şişesine soğuk su ve bir miktar buz koymalısınız. İçim esnasında boğazda yanma, öksürme veya tıkanma olur ise kömürler üç beş dakika lüle üzerinden çekilmeli, lüle dolayısıyla tütünler kendi halinde soğutulmalıdır. Bu esnada şişe içerisindeki ağır duman marpuçdan hava üflemek suretiyle tahliye supabından boşaltılmalıdır. Bekleme zamanı sonrasında kömürler tekrar lüle üzerine konularak içime devam edilmelidir. Bir nargilenin ortalama içim süresi 1.5 saattir. Bu süre içerisinde kahve ve kavun aromalı tütünlerde kullanılan marpuç ile başka aromalı tütünleri kesinlikle içmeyiniz. Nargileyi açık ve havadar yerlerde içebilirsiniz ancak hava rüzgarlı ise bunu kesinlikle yapmayınız. Bir de nargileyi boş vaktinizde için. Çünkü o bir keyif aracıdır. Ayrıca nargilenizi içerken, yanında kuruyemiş, çay veya vişne suyu tavsiye ediliyor. Nargilenin hemen arkasından sigara sarılmayın. Bu hem sağlığınız için olumsuz bir davranış hem de nargileye saygısızlık olarak kabul ediliyor.

Dünyada nargile

Nargile, Yakın ve Orta Doğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibarıyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.

LÜBNAN: Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmişteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
SURİYE: Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor.
ÜRDÜN: Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
YUNANİSTAN: Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
MISIR: Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
LİBYA: Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar.
YEMEN: Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İRAN: Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiğinde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
HİNDİSTAN: Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
AFGANİSTAN: Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
ÇİN: Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
FRANSA: Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibarıyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.
Nargile: Bir Nefes Keyif

Meyvelisi, çeşitli aromalı tatları veya tömbeki hali ile nargile pek çoğumuzun vazgeçilmez bir parçası. İnsanoğlu, tütünü keşfetti ve tütün yapraklarının kendilerine verdiği zevkin farkına varınca onu bir daha bırakamadı. Tütün kah pipo oldu kah puro. Sigara oldu ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbiri, nargile gibi tütün ile birleşemedi…

Nanelisi, meyvelisi, güllüsü, ballısıyla nargile, hem damakları tatlandırıyor hem de sohbetlerin lezzetine lezzet katıyor. Sohbet ortamlarının vazgeçilmezi nargilenin de ilginç bir serüveni var. Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplarca "şişa", İranlilarca ise "kalyan" olarak adlandırılan nargilenin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. Hindistancevizinin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketimine yeni bir boyut katarken, hindistancevizi ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş ve cam gövdeli nargileler izledi. Pek çok kişinin 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok! Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Kökeni Hindistan’a dayanıyor

Nargile üzerine yapılan araştırmalarda çıkış noktası olarak Hindistan, Afrika ve İran gösterilmiş. Bu ülkelerde yapılan arkeolojik kazılarda çok eski dönemlere tarihlenen nargileler bulunmuş. Sonunda uzmanların çoğu nargilenin Hindistan'dan çıkmış olabileceğine karar vermiş ama bu görüşe muhalefet edenlerin sayısı halen hiç de azımsanmayacak kadar çok.

Hindistan'da nargile önceleri hindistancevizi kabuğunda içiliyormuş ve de henüz o dönemde tütün bulunmamış olduğu için tedavi amacıyla bazı şifalı otlar kullanılıyormuş. Sonraları Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşmış, bu arada tütün de bölgeye gelmiş. Nargile burada öyle çok sevilmiş ki, şekli bugünkü halini almış ve de son 200-300 yıldır hiç değişmemiş. Halen dünyanın nargile içilen bölgelerinde bu biçim muhafaza ediliyor.

Nargile de yasaklananlar arasındaydı

On yedinci yüzyılın hemen başında Amerika'dan tütün ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'na ulaştığında, Türkler bunu içmekten çok büyük keyif almışlar. 1623 yılında nargile Osmanlı İmparatorluğu'nda öylesine popüler olmuş ki, nargileseverler büyük coşkuyla bir araya gelir olmuşlar. 1633 yılında insanları birbirine bu kadar çok yakınlaşmasını sağlayan nargile IV. Murad tarafından yasaklanmış, içenlere ölüm cezası verileceği bildirilmiş. Ancak bu yasaklama pek de ciddiye alınmamış, nargileseverler bu keyiflerini gizli gizli sürdürmeye devam etmişler, 14 yıl sonra bu yasak kaldırılmak zorunda kalınmış.Bu dönemde sonra nargile önemli bir sembol olmuş, birine nargile içmeyi teklif etmek gerçek dostluk göstergesi haline gelmiş.

Geçmişte de günümüzde de nargile kahveleri son derece ekonomik olduğundan her sosyal sınıftan insanların gidebildiği bir yer olmuş. Bu nedenle toplumda birbiriyle diyalog kurma olanağı olamayan insanlar buralarda bir araya gelmiş, bu nedenle nargile kahveleri önemli bir diyalog yerleri olarak da kabul ediliyor. Çünkü bir nargile ortalama olarak bir buçuk iki buçuk saat arasında içiliyor. Böylesine uzun zaman diliminde farklı sosyal sınıftan, ayrı dinlerden ve de farklı cinsiyetlere sahip olan insanlar uzun uzun sohbet etme olanağına kavuşmuş oluyorlar.

Nargilenin kısımları

Nargile temel olarak dört bölümden oluşuyor. Ağızlık, lüle (nargilenin üstü), marpuç (boru), gövde (içi suyla dolu olan bölüm). Nargilenin bu dört bölümünden her biri farklı zanaatkarlar tarafından yapılıyor. Bu zanaatkarlar yaptıkları bu parçaların adlarıyla anılıyorlar, örneğin Marpuççular halen hem nargilenin bu bölümünü üretenleri hem de bulundukları semtin adını karşılıyor.

Lüle ağırlıklı olarak Tophane'de, gövdeyse Beykoz'da üretiliyormuş. Gövde gümüş ya da kristalden imal ediliyormuş. Bunların üzerinde yer alan süslemeler, Türk el işçiliğinin en güzel örneklerini halen sergiliyor. Ağızlıksa kehribardan oyuluyormuş, çünkü o dönemlerde kehribarın mikrop tutmadığına inanılıyormuş. Günümüzdeyse ağızlıklar plastikten ve de tek kullanımlık.

Her tütün nargilede kullanılmaz

Nargilede her tütün kullanılmıyor. İran'dan ithal edilen koyu renkli, kuvvetli tütün en popüleriymiş. Tütün çok sert olduğu için kullanılmadan önce birkaç kez yıkanıyor.

Nargileyi yakmak içinse sadece meşe kömürü kullanılıyor, böylelikle nargile yanarken meşenin kattığı aroma da lezzete dahil oluyor. Bazı nargile düşkünleri vişne, üzüm gibi meyveleri, bazılarıysa nar ya da gülsuyunu gövde içinde yer alan suya ilave ederek farklı lezzetler elde ediyorlar. Nargile günümüzde de tıpkı eskiden olduğu gibi kahve ya da çay eşliğinde içiliyor. Nargilenin suyuna herhangi bir meyve eklenmesi gerekmiyor, çünkü artık aromalı ithal tütünler sayesinde arzu edilen lezzete kolaylıkla ulaşılabiliyor.

İstanbul'daki en gözde nargile mekanları Tophane, Kuledibi, Gedikpaşa, Eminönü, Beyazıt, Aksaray, Topkapı, Unkapanı, Beşiktaş ve Kadıköy'de bulunuyor. Tophane'de bulunan nargile kahveleri yirmi dört saat nargileseverlere hizmet veriyor.

Hayatı ferah yaşayanlar için

İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hırçın yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduğuna inanıyorlar. Siz siz olun sakın bir nargile içicisinden közlerini kullanmayı istemeyin, çünkü bu davranış nargile adabına tamamıyla aykırı bulunuyor ve de tatsızlık çıkarıyor.

Nargile nasıl içilir

Tophane’deki nargile uzmanlarından aldığımız bilgilere göre, nargilenin de içim şekli ve adabı var. Nargile, nefes alınır gibi içilmeli. Uzun ve sık aralıklar ile dumanı çekmemelisiniz. Nargilenin şişesine soğuk su ve bir miktar buz koymalısınız. İçim esnasında boğazda yanma, öksürme veya tıkanma olur ise kömürler üç beş dakika lüle üzerinden çekilmeli, lüle dolayısıyla tütünler kendi halinde soğutulmalıdır. Bu esnada şişe içerisindeki ağır duman marpuçdan hava üflemek suretiyle tahliye supabından boşaltılmalıdır. Bekleme zamanı sonrasında kömürler tekrar lüle üzerine konularak içime devam edilmelidir. Bir nargilenin ortalama içim süresi 1.5 saattir. Bu süre içerisinde kahve ve kavun aromalı tütünlerde kullanılan marpuç ile başka aromalı tütünleri kesinlikle içmeyiniz. Nargileyi açık ve havadar yerlerde içebilirsiniz ancak hava rüzgarlı ise bunu kesinlikle yapmayınız. Bir de nargileyi boş vaktinizde için. Çünkü o bir keyif aracıdır. Ayrıca nargilenizi içerken, yanında kuruyemiş, çay veya vişne suyu tavsiye ediliyor. Nargilenin hemen arkasından sigara sarılmayın. Bu hem sağlığınız için olumsuz bir davranış hem de nargileye saygısızlık olarak kabul ediliyor.

Dünyada nargile

Nargile, Yakın ve Orta Doğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibarıyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.

LÜBNAN: Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmişteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
SURİYE: Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor.
ÜRDÜN: Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
YUNANİSTAN: Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
MISIR: Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
LİBYA: Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar.
YEMEN: Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İRAN: Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiğinde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
HİNDİSTAN: Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
AFGANİSTAN: Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
ÇİN: Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
FRANSA: Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibarıyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.
 
---> Nargile Kültürü

Sigarayı nargile nargileyi ölüm temizler :)
Bizim içtiğimiz tütünler orjinal'ın bir altı.
Güzeldir nargile.
Teşekkürler.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst