Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Tubanur

Kayıtlı Üye
Arkadaşlar bu yazımızda namazla ne kadar irtibatımız var ona biraz bakacağız. Namaza karşı duruşumuz nedir, hatta namaz nedir biliyor muyuz ya da farkında mıyız, namazdan kazandıklarımız nedir, kılmazsak kaybettiklerimiz nelerdir ona bir bakacağız. Umarım hepimiz nefsimize bir ders çıkarırız bu yazının sonunda. Bu satırlardan sonra bu yazıyı baştan sona okumak, hepimizin üzerine bir borç olmuştur. Çünkü mesulüz ve devekuşu gibi kafamızı toprağın altında ebediyen tutamayız. İnanıyorum ki birçoklarımız için bir başlangıç olacaktır bu yazı.

Çok zaman kendimiz zorlanıyoruzdur, sizler de farkındasınızdır. Yani namaz deyince, o 10 dakikalık o ilahi huzurda durulan o vazife, sanki 3 saatlik böyle bir inşaat işçiliğine dönüşüyor, sanki beton işçiliği kadar zor geliyor bizlere. Ezan okunuyor, sanki acı bir haber duymuş gibi hissediyoruz. ‘’ Off yaa şu namazı kılayım da aradan çıksın hemen.’’ gibi düşüncelere girenler bile vardır içimizde. Gerçek bu yani, hiç kıvırmaya gerek yok, ezan okununca acaba kaçımız ‘’Ohhh ferahladık yine’’ diyebiliyor? Hepimizde nefis var, şeytan var. Peki ama ne yapacağız? Namaz bir tarafta Allah Teala’nın çok kati bir emri iken, bizim nefis ve şeytan ise bize böyle emrederken bizim halimiz de bu durumdayken biz ne yapacağız? Bunları tekrardan bir değerlendirmemiz lazım.

Bir örnekle başlayacağız yazıya. Bir zaman, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin yanına biri geliyor ve diyor ki:

‘’ Namaz iyidir, fakat hergün hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.’’

Bediüzzaman yazıya şöyle bir giriş yapıyor:

‘’O zatın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra nefsimi dinledim ve işittim ki aynı sözleri söylüyor. Ve ona baktım gördüm ki tembellik kulağı ile Şeytan’dan aynı dersi alıyor. O vakit anladım o zat o sözü bütün kötülüğü emreden nefislerin namına söylemiş gibidir veya söylettirilmiştir. O zaman ben de dedim madem nefsim kötülüğü emreder nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez.’’

Evet arkadaşlar, dikkat edip dinlerseniz bizim nefsimizde de hemen hemen aynı sözlerin çınladığını duyacaksınız. Şimdi buradaki karşılaştığımız mesele nedir? Hakikaten her gün
her gün namaz kılınması insana ister istemez iç dünyasında bir yük oluşturuyor. Yani bunu çok cesaret edip dillendiremiyoruz ama iç dünyamızda bu duyguları yaşıyoruz. Peki, bu nefsin hem de sürekli kötülüğü emreden bu nefsin, nasıl olacakta dizginlerini elimize alacağız da o namazı şevkle, gayretle, büyük bir keyifle, manasına uygun bir halde kılacağız? Bunun için ne yapmamız lazım? İşte onu, yani nefsimizi uyarmamız lazım. Bediüzzaman Hazretleri’nin kendi nefisine söylemiş olduğu ikazları biz de kendi nefislerimize söyleyeceğiz, inşallah nefsin bu oyunlarından kurtularak namazın hakkıyla edasına, Allah’ın izni ile muvaffak olacağız.

‘’ Ey bedbaht nefsim acaba ömrün ebedi midir?’’ diye başlıyor Üstad.
Bunu sormak lazım değil mi en baştan. Acaba ömrümüz ebedi mi? Mesela, niçin yalnız kalmak istemiyoruz. Evde biraz yalnız kalsak, şöyle 1 hafta veya 10 gün ve hiç kimse ile konuşmasak, büyük ihtimal birçoğumuzu afakanlar basar. Çok geçmeden hemen bir arkadaşınızı cep telefonunuzdan aramak istersiniz veya internetten birileri ile konuşmaya çalışırsınız. En iyi senaryo hemen televizyonu açar içerde ses olmasını istersiniz. Birileri ile bir şeyler yapmak görüşmek istersiniz. Çünkü korkarız, kendimizle baş başa kalıpta kendi yapmadığımız vazifelerin hatırlanmasından dolayı korkarız. Ölüm bile gelir insanın aklına. İşte burada sormak gerekir, ‘’ Ey bedbaht nefsim acaba ömrün ebedi midir?’’ diye. Ama maalesef ki bedbaht nefis bizim yerimize cevap veriyor ve diyor ki: ‘’ Senden yaşlı bir sürü insan var, daha yaşayacaksın, çok kafaya takma işin içinden çıkamazın.’’ Evet, yukarıdaki soruya hepimiz ömrümüz ebedi değil, elbet bir gün öleceğiz diyordur ama kapıdan dışarı çıkınca maalesef ki unutuyoruz.

Buradaki mesele ne peki? Arkadaşlar, bu böyle yüzlerce kişinin içinde olmuyor. Bu olay yalnız başınıza, gecenin bir yarısı tek başına yürüdüğünüz zaman oluyor. O zaman ‘’ Ölüm var, ömrüm ebedi değildir diyorsunuz.’’ Ya da yatağa yattığınız zaman gece yalnız kaldığınız bir anda oluyor. Dikkat edin siz de fark edeceksiniz. Ve aynı duygulara bürünmüş olduğunuzu göreceksiniz. Son bir tavsiye, gerçekten ölümü hissetmek istiyorsanız etrafınızda insan bulundurmayın. İnsanların bulunduğu ortamda her yer şen şakrakken ölümü düşünmeniz bir hikâyeden öteye geçemez. Çok basit bir örnek, çarşıda dolaşırken bir durak öteye yürüyene kadar Yüce Yaratan’ı hatırlayan var mıdır içimizde? Her daim, her an onunla mıyız? Kandırmayalım kendimizi. Korktuğumuz zaman ya da zor durumda kaldığımız zaman hatırlarız genelde. Devam edelim Bediüzzaman’ın ikazlarıyla.

‘’Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat’î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın? ‘’

Evet, hakikaten de yok kati bir senedimiz. Yarına çıkacağımız garanti de değil. Belki 5 dakikaya çıkacağımız belli değil. Ama sabah kalkınca böyle bir şey hissediyor muyuz? Nefsim adına konuşuyorum, hissetmiyorum. Çünkü ölümle ilgili hala birçoğumuzun problemi yok ki. Mesela ben daha 23 yaşındayım ama nedir buradaki hadise ‘’daha çok yaşayacaksın, askere gideceksin, evleneceksin, çocukların olacak, ohoooo daha çok zaman dilimi var önümüzde. Şimdi ölümü düşünme vakti değil, bak baban hayatta, annen yaşıyor hatta dedelerin bile daha ölmemişken sen niye dert ediyosun’’ der arkadaşlar. Sadece dinlemeyi bir deneyin. Tek başınıza kalınca bir ses verin. Bunu bizleyen nefse aldanıp ne yapıyoruz? Bütün hedeflerimizi maalesef ki dünya boyutuna göre ayarlıyoruz. Ama Bediüzzaman ne diyor bize? Sen nefsine de ki:

Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat’î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Sana usanç veren, yani bu namaz 5 defa kılmak çoktur, bitmeden usanç veriyor denilen hadise vardıya arkadaşlar, işte bize usanç veren buradadır. Bakın nefsin oyunu işte tam olarak burada. Neymiş nefsin oyunu? Tevehhüm-ü ebediyet. Yani bana ebedi olarak ya da çok uzun yaşayacağımı zannettiriyor. Onun içinde ne oluyor? Örneğin yatsıyı kıldık sonra ne düşünüyoruz? ‘’Ohoooo ben daha 40-50 daha namaz kılacağım yaaa, yarın da kılacam, sonra ki gün de. Kıl kıl bitmiyor.’’ Ama hakikatte böyle bir durum söz konusu mu? Yok.

Olmayan bir durumla ne yapıyor bize? Bizim sabrımızı tükettiriyor. Aslında, eğer ki şu vaktin namazını kılmışsak, namaz bizim için bitmiştir arkadaşlar. Bir sonraki vaktin ezanı okunmadığı müddetçe, biz de eğer o vakite ulaşmadığımız süre için de üzerimizde hiçbir namaz kalmamıştır. Yani 40-50 sene sonra kılacağımız namazları düşünmenize gerek yok. Çünkü onlar bize daha farz olmadı. Sadece şu an tek bir vakitten sorumluyuz. İşte şimdi nefsimize karşı biz kılıcımızı çekip ne diyeceğiz: ‘’ Ey nefis! Beni kandıramazsın. Benim ömrüm ebedi değil ki ya da benim yarına çıkacak kati bir senedim yok ki, sen neyin tezgahını yapıyorsun? Neden usanç verdirmeye çalışıyorsun? Ben son namazımı kıldım. Şayet bir daha Cenab-ı Hak huzuruna çağırırsa ve ben de o çağırdığı anda hayatta olursam elbette o an yine koşarım.’’ İşte bu şuuru nefsimize vermemiz gerekiyor. Bakalım Said Nursi Hazretleri sözlerine nasıl devam ediyor.

‘’Keyif için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasaydın ki ömrün azdır……. ‘’

Bakın burada çok enteresan bir mesele ortaya çıkıyor. ‘’Eğer anlasaydın ki ömrün azdır’’. Mesela bu yazıyı okuyan gençlerimizden veya büyüklerimizden namaz kılmayanlar olabilir. Bu neyi gösteriyor arkadaşlar. Namaz kılmayanlar ömürlerinin az olduğunu anlayamamışlar.

‘’Eğer anlasaydın ki ömrün azdır, hem faydasız gidiyor; elbette onun yirmi dört saatten birisini, hakikî bir ebedi hayatın saadetine sebep olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete harcamak, usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir arzu ve hoş bir zevki tahrike sebep olur.’’

Evet, 24 saatte bir saat. Bu Bediüzzaman Hazretleri’nin vermiş olduğu müthiş bir misal. Hakikaten öyle değil mi arkadaşlar. Yani toplasak 5 vakit namaz; abdest ve tesbihleri dahil 1 saatimizi almıyor mu arkadaşlar? Ve bunu da taksit taksit yapıyoruz. Ve bir namaz kılmak kadar, insan vücuduna ferahlık veren, ruhi dünyasına ferahlık veren başka hangi amel var ? Allah için insafınıza soruyorum. Zor mu? 5 dakika 4 rekatlık namazı kılmak zor mu? Gerçekten de biz ne nankör insanlarız. Bu kadar nimetin içerisinde, 24 saatlik hayatımızın bir gününün, 23 saatinin tamamını dünyadaki keyif ve lezzetlerimiz için harcarken ve kendi nefsimizin ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele verirken Allah Teala’nın hem de şu kainatın sultanı ve padişahı olan Yüce Yaratan’ın hem de bizim bütün ihtiyaçlarımızı karşılayan Rabbimizin, bizden istemiş olduğu hem de bizim için istemiş olduğu. hem de yaparsak onunla bizi mükafatlandıracağı ve o amelle bizi affedeceği, günahlarımızı bağışlayacağı hem de bizim için en lazım olan ibadete 10 dakika ayıramayacak kadar nankörüz arkadaşlar. Bakın Rabbimiz nasıl yemin ediyor.

Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. (Adiyat Suresi, 1-6. Ayetler)

Bakın nasıl devam ediyor Bediüzzaman yazısına;

‘’ Ey Sersem Nefsim! Acaba şu vazife-i ubudiyet neticesiz midir?

Yani kulluk vazifemiz ve görevimiz olan namaz çok mu kıymetsiz? Şimdi size soruyorum. Kaç paraya çalışıyorsunuz ? Bu yazıyı okuyan arkadaşlarımızın içinde 5000 TL maaşı olan var mıdır? Büyük ihtimalle yoktur. Birçoğumuz ya 1000 ya da 2000 TL maaş alıyoruzdur. Sabah 8.00 akşam 18.00. Hadi sıkıyorsa işe geç kalın ya da erken çıkın. Hadi işe bir iki gün üst üste gelmeyin. Hadi gün içerisinde saatten çalın, işi savsaklayın. Yapamayız değil mi arkadaşlar? Çünkü biz böyle acayip bir insanız. 1000 TL’ye insana kul oluruz da Cenab-ı Hakka kul olamayız. Nefse kul oluruz 23 saati heba ederiz de Allah Teala’ya kul olup 1 saat harcayamayız. Ağır ama hakikat bu kardeşim. Namaz kılmayanlar çoooooook büyük bir nankörlük içindeler.

Devam ediyor Bediüzzaman Said Nursi:

‘’ Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubûdiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor?’’

Size soruyorum, siz içinizden cevap verin arkadaşlar.Ücreti az mı gerçekten? Neticesine bakalım. Sabah 8.00 akşam 18.00. Neticesi 1.000 TL. Hem de tam performans, gevşemeden. 1.000 TL için o kadar gayret, o kadar bilgi, o kadar efor harcıyoruz. Bilemedin 2.000 hadi 5.000 TL için. Peki, namazın neticesi yetersiz mi geliyor bize? Namazla kazanacağımız hem de sadece 10 dakika ile kazanacağımız o ücret, bizim için yetersiz mi?

‘’Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubûdiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor? Halbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır; ve aksatmadan çalışırsın. Acaba bu dünya misafirhanesinde âciz ve fakir kalbine gıda ve zenginlik…..’’

Namaz kılıp da ‘’ Yaa bu neydi beee, o kadar sıkıldım o kadar rahatsız oldum ki ! ‘’ diyen birini hiç gördünüz mü arkadaşlar? Namaz kıldıktan sonra genel bir ifadedir değil mi? İnsanlar birbirine bakar ve gülümser, o an bir samimiyet oluşur. İşte bu huzur ve ferahlığın sadece dışa yansıyan birkaç yönüdür. Neticesi budur arkadaşlar, dünyada dahi iken budur. Dikkat edin yavaş yavaş geliyoruz.

‘’ ….ve elbette bir menzilin olan kabrinde gıda ve ziya…’’

Yani orada beslenmemiz için, orada bizim ışığımız yerine geçecek olan neymiş arkadaşlar? Namaz. Peki nerde? Kabirde. Yani öldüğümüz an ilk gideceğimiz menzil. Haşir meydanına kadar ilk bekleyeceğimiz yerde neyle besleneceğiz? Hiç düşünmez misiniz? O karanlık menzil nasıl aydınlanacak? Hiç akletmez misiniz? İşte namaz o kabri aydınlatıyor, o kabirde bizim gıdamız oluyor. İşte bunlar namazın neticesi. Hani diyorya, neticesi bize az mı geldi ki usançla bu namazı kılmıyoruz? Üstad devam ediyor:

‘’……..….ve elbette bir menzilin olan kabrinde gıda ve ziya; ve herhalde mahkemen olan mahşerde sened ve berat; ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat köprüsünde nur ve burâk olacak bir namaz neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır?’’

Evet, arkadaşlar çıkacağız değil mi mahşer meydanına, hesap vereceğiz, kurtulmak için büyük mücadeleler sergileyeceğiz değil mi, çok ciddi pişmanlıklar yaşayacağız değil mi, yani bir el bize uzansın da bizi kurtarsın diye bekleyeceğiz mahşerde. Annelerin, babaların, kardeşlerin veya evlatların birbirini tanımadığı, herkesin kendi derdine düştüğü bir zamanda, insanların boyunlarına kadar ter içerisinde kaldıkları, ‘’Acaba cehennemlik mi olacağım?’’ diye korkunun bütün vücudun zerrelerini kapladığı bir anda, bir kurtuluş istemiyor musunuz? Bir beraat istemiyor musunuz, ya da hakkınızda bir senet istemiyor musunuz? İşte o namaz mahkememiz olan mahşerde senet ve kurtuluşumuz olacak.

Peki, arkadaşlar korkutmuyor mu altı cehennem olan buradaki insanların istisnasız gireceği, o yürüyeceği, üzerinden geçeceği sırat, düşmekten korkmuyor muyuz? Cehennem endişe vermiyor mu? İşte kurtulmak isteriz değil mi? Sırat köprüsünün geniş bir cadde olmasını isteriz kendimize. Oradan rahat geçmek isteriz. Nasıl mı? Bizim için bir nur ve binek olacak olan namazla.

Arkadaşlar hem dünyada, hem kabirde, hem mahşerde, hem de sıratta namaz bizi yalnız bırakmayacak. Az mı geldi ücreti? Sizce 2.000 TL’den daha mı değersiz? 10 saatimizi işe ayırırken, 10 dakikamızı ayıramıyor muyuz? Hiç mi aklımız yok, hiç mi kafamız ticarete çalışmıyor. Bu kadar kısa sürede, bu kadar faydayı elde edebilecekken neden kaybediyoruz, neden nefsin bu oyununa geliyoruz? Bediüzzaman ikazına devam ediyor:

‘’Bir adam sana yüz liralık bir hediye va’d etse, yüz gün seni çalıştırır. Hulfü’l-va’d edebilir ’’

Yani sözünde durmayabilir. Değil mi arkadaşlar? Çokça görülmüştür bu hadiseler. Sözünde durmayabilir ama sen yine de çalışırsın ay sonuna kadar. Bir ihtimaldir dersin. Peki, sözünden dönmesi imkânsız olan bir Zat, yani Cenab-ı Hak, bize söz vermedi mi arkadaşlar; cennete sizi alacağım diye ayet-i kerimelerle söylemedi mi?
Evet arkadaşlar, cennet dedi. Bütün sevdiklerinle beraber ebedi bir mutluluk dedi, orada köşkler, saraylar, bahçeler dedi, üzüntü, tasa, gam, kederin olmadığı yer dedi. Şaşırdık mı arkadaşlar? Dünyada tuğladan yapılmış evler yerine, niçin biz ahretteki köşk ve saraylara gözümüzü dikmedik. 10 dakika ile yapıyorsunuz bunu. Evet sadece 10 dakika ile kazanıyorsun bütün bunları. Ücreti az mı buluyorsun? Peki, namaz kılmayanları geçtik bir de kılanlara bakalım ne diyor Üstad Said Nursi:

‘’……..sen hizmet etmezsen veya isteksiz, gülünç veya usançla, yarım yamalak hizmetinle Onu va’dinde itham ve hediyesini küçümsesen……..’’

Evet arkadaşlar, ezan okundu, isteksiz, ben diyeyim maskara gibi siz deyin palyaço gibi. Allah Teala’nın huzuruna gidiyoruz, kikir kikir gülüyoruz. Gayet laubali, laçka, ciddi olmayan bir tavırla, sanki kainatın sultanının huzuruna değil de prova yapmaya çıkıyoruz. Bazen oflayıp pufluyoruz. Sanki işkence ediyorlarmış gibi ızdırap çekiyoruz namazlarımızda. Cenab-ı Hak’ın hediyesini küçük görmeyelim arkadaşlar. Yani o cennet, Cemalullah, ebedi hayat bir şey değil desen, hafife alsan, benim için 2.000 TL daha kıymetli desen, senin Cennetin senin ebedi saadetin ne oluyormuş ki 2.000 Tl’nin yanında, ben tuğladan yapmış olduğum 2 katlı binada daha memnun olurum Allah’ım, niye isteyeyim ki ben senin ebedi saadet yurdunu desen. Namaz kılmamak bu anlama geliyor değil mi arkadaşlar? Diyorsanız ki yok Allah’ım biz tuğladan evler istiyoruz, biz 3-5 senelik bir dünya hayatı mutluluğunu istiyoruz, biz nefsimize köle olacağız, biz dünyanın bütün zevklerini tatmak istiyoruz, biz zengin olup gururlu gururlu dolaşıp insanlara hava atmak istiyoruz demek olmuyor mu arkadaşlar? Bir daha düşünün. Ve Risale-i Nur’un son cümlesi arkadaşlar:

‘’Dünyada hapsin korkusundan en ağır işlerde fütursuz hizmet ettiğin halde, Cehennem gibi bir haps-i ebedînin havfı, en hafif ve lâtif bir hizmet için sana gayret vermiyor mu? ‘’

Yani yapmazsak bir de cehennem gibi bir ceza ile bizi cezalandıracağını buyuruyor Allah Teala. Evet sevgili kardeşim, bu cehennem sizi korkutmuyor mu? En hafif ve en latif bir ibadet için bize gayret vermiyor mu bu cennet ve cehennem? Şimdi oturup bir muhasebe yapmamız ve tekrardan düşünmemiz lazım. Namaz kılmayan kardeşim varsa, şu an vakti geçirmeden derhal başlaması gerekir. Yine hatırlatıyorum ki 40-50 senelik namazlar değil sadece şu vakit üzerimize farz. İlerisini düşünüp vesveselenmeyin. Şeytan böyle kandırıyor. Çekin kılıcınızı artık siz ona saldırın. ‘’Yeter artık bizi esaret altında tuttuğun!’’ deyin.

Karar verelim arkadaşlar. Kime kulluk ediyoruz? Nefsimize mi yoksa Yüce Mevla’ya mı? Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin namaz ile ilgili yazmış olduğu bu yazının tamamını Risale-i Nur Külliyatında Sözler Adlı Eserde 21. Sözde baştan sona okumanızı tavsiye ederim. Hatta şimdi internetten açıp okuyabilirsiniz değerli kardeşlerim. Link vermem kurallara aykırı olduğundan veremiyorum ama Risale-i Nur’dan okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Duanıza muhtaç kardeşiniz için bir dua etmeniz temennisi ile…

Es-Selamu Alekûm ve Rahmetullahi ve Berakatûhû

 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

ben durutsem,
kafam guzelken de gecerim kildan kopruden...
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Bazı şeyleri gözden kaçırıyorsunuz.Bizim dinimizde gönüllülük esastır. Namazda da, böyle oruçtada böyle. Yüce yaradan orucun faydalarını saydıktan sonra , diyor ki, bütün bunlara rağmen sana zor geliyorsa,sıkıntı veriyorsa orucu tutma diyor. Namazda aynen böyledir. Bir şeyin vaktinin saatinin gelmesi gerekiyor. İnsana sıkıntı veriyorsa( bunun birçok sebebi olabilir) kılınmaması daha iyidir. Ne zaman ki namaz kılmak istiyorum diye bir duygu ,bir düşünce oluşursa insanda, o zaman kılsın. Bu namaz diğerlerinden daha değerlidir. İstek ve arzu ile kılındığı için. Birde, namaz kişisel bir borçtur. Amma herşey demek değildir. Keşke bütün bunlar kendi fikriniz olsaydı. Kendi kaleminizden çıksaydı. Daha anlamlı,daha manalı olurdu. Şimdi ise sadece kopyala ve pastala yapmışsınız. Bilinen kişinin bilinen fikirleri. Kendi fikrinizi ve kendi aklınızı kullanmanız daha doğru olacaktır.
Güzel bir paylaşım.Saygılar.
 
Son düzenleme:
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Bazı şeyleri gözden kaçırıyorsunuz.Bizim dinimizde gönüllülük esastır. Namazda da, böyle oruçtada böyle. Yüce yaradan orucun faydalarını saydıktan sonra , diyor ki, bütün bunlara rağmen sana zor geliyorsa,sıkıntı veriyorsa orucu tutma diyor. Namazda aynen böyledir. Bir şeyin vaktinin saatinin gelmesi gerekiyor. İnsana sıkıntı veriyorsa( bunun birçok sebebi olabilir) kılınmaması daha iyidir. Ne zaman ki namaz kılmak istiyorum diye bir duygu ,bir düşünce oluşursa insanda, o zaman kılsın. Bu namaz diğerlerinden daha değerlidir. İstek ve arzu ile kılındığı için. Birde, namaz kişisel bir borçtur. Amma herşey demek değildir. Keşke bütün bunlar kendi fikriniz olsaydı. Kendi kaleminizden çıksaydı. Daha anlamlı,daha manalı olurdu. Şimdi ise sadece kopyala ve pastala yapmışsınız. Bilinen kişinin bilinen fikirleri. Kendi fikrinizi ve kendi aklınızı kullanmanız daha doğru olacaktır.
Güzel bir paylaşım.Saygılar.

Not-) Cübbe giymekle iyi bir müslüman olamazsınız. İyi bir müslüman olabilmek için aklınızı kullanmalısınız.

Değerli kardeşim öncelikle şunu belirteyim, ben Bediüzzaman'ın yazısı üzerine kendi yorumlarımla bir yazı yazmaya çalıştım. Yani kopyala yapıştır olayına girmedim. Çok dürüst bir şekilde söylüyorum ki en az 1 günümü aldı. İkincisi insanın üzerine farz olan bazı görevler vardır. Bu görevlerinde belli şartları vardır. Bunlardan bir tanesi de vakit ve niyettir. Namazın vakti girince kılınması gerekir. Benim içimdem kılmak gelmiyor diyebilirsin ama kılınmamasından daha iyidir diyemezsiniz. İstemeyerek kılmak diye bir tabiri sizden duyuyorum ilk defa ve emin olun bunca insanla görüş fikirleri yapmışımdır daha önce sizin ki gibi bir yorumu ilk defa duydum. Ben de size şunu söylemek de fayda görüyorum. Namaz bir itaatin ürünüdür. Oruç da öyle. Yani birkaç beden hareketi değildir. Ya da sadece aç kalmak değildir oruç. Yüce Yaratan, kulum benim emrimi ne kadar yerine getiriyor ya da bana itaat ediyor mu diye bizi bu ibadetlerle imtihan eder. Yani namaz kılmak içimden gelmiyor demen Allah'a itaat etmek içimden gelmiyor demek olur. Doğal olarak da itaat etmemek daha iyidir diyorsun. Peki ben sana soruyorum. Niçin itaat etmiyorsun. İçinden gelmediği için mi yoksa Kainatın Yaratıcısı'nın gücünü ve kudretini küçümsediğin için mi? Bir daha düşün kardeşim.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Değerli kardeşim öncelikle şunu belirteyim, ben Bediüzzaman'ın yazısı üzerine kendi yorumlarımla bir yazı yazmaya çalıştım. Yani kopyala yapıştır olayına girmedim. Çok dürüst bir şekilde söylüyorum ki en az 1 günümü aldı. İkincisi insanın üzerine farz olan bazı görevler vardır. Bu görevlerinde belli şartları vardır. Bunlardan bir tanesi de vakit ve niyettir. Namazın vakti girince kılınması gerekir. Benim içimdem kılmak gelmiyor diyebilirsin ama kılınmamasından daha iyidir diyemezsiniz. İstemeyerek kılmak diye bir tabiri sizden duyuyorum ilk defa ve emin olun bunca insanla görüş fikirleri yapmışımdır daha önce sizin ki gibi bir yorumu ilk defa duydum. Ben de size şunu söylemek de fayda görüyorum. Namaz bir itaatin ürünüdür. Oruç da öyle. Yani birkaç beden hareketi değildir. Ya da sadece aç kalmak değildir oruç. Yüce Yaratan, kulum benim emrimi ne kadar yerine getiriyor ya da bana itaat ediyor mu diye bizi bu ibadetlerle imtihan eder. Yani namaz kılmak içimden gelmiyor demen Allah'a itaat etmek içimden gelmiyor demek olur. Doğal olarak da itaat etmemek daha iyidir diyorsun. Peki ben sana soruyorum. Niçin itaat etmiyorsun. İçinden gelmediği için mi yoksa Kainatın Yaratıcısı'nın gücünü ve kudretini küçümsediğin için mi? Bir daha düşün kardeşim.

Merhaba Tubanur kardeşim. Öncelikle uslubunuz çok güzel. sizinle her türlü paylaşımda bulunabiliriz. Çok az insanda bulunan,bir zerafet,bir saygı bir hoşgörü gördük sizde. Bizim önce insan ,sonra Müslüman olarak yüzümüzü ağartacak bir insansınız. Fikirler değişebilir. önemli olan sizin tavrınızdır.
Saidi nursi yazısının üzerinde çalışmışsınız. Ok fakat herkesin yanlışı gibi yazı bir saidi nursi yazısı olmuş. Herşeyi okuyun,öğrenin. Birbirleri ile kıyaslayın. Çeşitli kaynaklardan yararlanın. Sadece belli bir kesimin,belli bir zümrenin kaynakları ile yetinmeyin. Yetinmeyinki bilgileriniz sağlam olsun. Birde içine aklınızı katacaksınız. Sonrada oturun fikirlerinizi paylaşın. Ama bu fikirler sizin beyninizin damgasına sahip olsun. Hiç kimse ,ama hiç kimse sizden de, bendende daha zeki,daha akıllı değildir. Çünkü bizlere bu aklı yüce mevlamız bahşetmiştir. Bu nedenle öğrenin, ama aklınızı da kullanın. İster filitre olarak isterseniz kaynak makinası gibi kullanın. Yeter ki kullanın.
Gelelim ibadet konularına. Oruçtan misal verelim. oruç farz olan bir ibadettir ana hatları ile. Sadece bazı istisnai durumları vardır, hastalık, ihtiyarlık ve yolculuk gibi. Bunları biliyorsunuz zaten. Ama yaradan kitabında bazı açıklamalarda da bulunuyor. Hastamısınız o halde tutmayın, yolcumusunuz tutmayın,...vs.... söylüyor. En sonunda ise sizin hiç bir mazeretiniz yok ama içinizde tutmak gelmiyorsa, o zaman da tutmayın. Bizim sizin gönülsüz olarak tuttuğunuz orucunuza ihtiyacımız yok diyor. Oruç sizin, bizzat kendinizin için diyor. İçinizden gelmiyorsa, tutmak istemiyorsanız tutmayın diyor. Tahminim bu ayeti biliyorsunuzdur.
Bütün ibadetler böyledir. İslam dini öyle muhteşem bir dindir ki aslında, her emri ,her istediği, insanlar için bulunmaz, paha biçilmez tatlar içerir. Gönülden kılınan namaz bir başkadır. Ciyerinizden gelen bir dua yine başkadır. Yani samimiyet ve gönülden geliyorsa makbuldür. Aksi ise islamın ilgisini çekmez.
işte bizim bahsettiğimiz budur. İnsan namaz kılmayı gönlünden arzu etmedikçe bu iş olmaz. islam kolaylıklar dinidir, zorluklar değil. Aksi durumda bütün ibadetler şekilden ibaret kalmaktadır. Çevremize baktığımızda %99 islam olan ülkede ne rezillikler görüyoruz. Amma cumalarda ise yer yurt yok, bulunmuyor. Eee bu durumda ne oluyor?. Bir yerde yanlış var. İşte bu yanlış budur. Her şey gönülden olmalıdır. Emirdir, mecburdur, vs... ile olmaz. Zaten dinimizde de böyle bir şey yoktur. Size birkaç ip ucu sunduk haddimiz olmadan. Din ve akıl birlikte olmalıdır. Yoksa dediğiniz, anlatığınız şeyleri günümüzde bilmeyecek bir insan zaten yoktur. Son bir rica, hiç kimseyi sizden daha küçük, daha bilgisiz diye imada dahi bulunmayın. İyi bir mümin, her zaman saygılı ve engin gönüllü olmalıdır. Sürçü lisan etti ise affola. Saygılar güzel kardeşim.
 
Son düzenleme:
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Benim şahsi görüşüm şudur ki Allah ve resul'üne itaat etmek insanın kurtuluşuna yeter mahiyettedir. Yani bazı şeyleri aklım almıyor diyerek vazgeçen insanların çok doğru yaptığını düşünmüyorum. Bir askere emir verilmişse sorgulamayamaz, itaat etmelidir eğer ki isyankar değilse. Bazı konularda akıl bu yolda gidemez. Çünkü akıl her işin içinden çıkamıyor.

İkincisi ben kendi düşüncelerime ve kafamdaki tüm sorulara en iyi cevap bulduğum kaynaklar olan Risale-i Nurlar üzerinden istifade ediyorum ki diğer tüm ehli sünnet cemaatlerin de ortak görüşüdür ki bu kitapların yazarı olan Bediüzzaman Said Nursi kendi asrının en büyük Alim idi. İnkar etmek isteyen edebilir. Gözünü kapamakla insan sadece kendine karanlık yapar güneş gibi bir gerçeği ortadan kaldıramaz. Risale-i Nurlar yazarının belirttiğine göre zaten kuran kaynaklıdır ve bir kuran tefsiridir.

Şu da unutulmamalıdır ibadetler derece derecedir. İstemeyerek yaptığın bir ibadetle can-ı gönülden yaptığın bir ibadet eşit değildir. Bir padişaha hediye sunuyorsun. Biri en güzel ve en pahalı hediyelerden biri de eski püskü, çürümüş bir hediye. Padişah rahmeti ve büyüklüğü neticesinde iki hediyeyide kabul edebilir ama mükafatı asla aynı olmaz. Yani n olursa olsun insan kulluk borcunu Yaratan'a ödemeli. Çünkü borç bu. Bu benim şahsi görüşümdür. Selam ve dua ile.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Emeginiz için Allah razı olsun öncelikle.... Bu yazılarınızı başka sitelerde de paylaşıyormusunuz ?
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Bazı şeyleri gözden kaçırıyorsunuz.Bizim dinimizde gönüllülük esastır. Namazda da, böyle oruçtada böyle. Yüce yaradan orucun faydalarını saydıktan sonra , diyor ki, bütün bunlara rağmen sana zor geliyorsa,sıkıntı veriyorsa orucu tutma diyor. Namazda aynen böyledir. Bir şeyin vaktinin saatinin gelmesi gerekiyor. İnsana sıkıntı veriyorsa( bunun birçok sebebi olabilir) kılınmaması daha iyidir. Ne zaman ki namaz kılmak istiyorum diye bir duygu ,bir düşünce oluşursa insanda, o zaman kılsın. Bu namaz diğerlerinden daha değerlidir. İstek ve arzu ile kılındığı için. Birde, namaz kişisel bir borçtur. Amma herşey demek değildir. Keşke bütün bunlar kendi fikriniz olsaydı. Kendi kaleminizden çıksaydı. Daha anlamlı,daha manalı olurdu. Şimdi ise sadece kopyala ve pastala yapmışsınız. Bilinen kişinin bilinen fikirleri. Kendi fikrinizi ve kendi aklınızı kullanmanız daha doğru olacaktır.
Güzel bir paylaşım.Saygılar.

Sana zor geliyorsa sıkıntı veriryorda kısmı saglık sıhhat açısından...keyfe keder ya benim moralim bozuk canım sıkkın pislojim musait deil şuan demek icin deil...

Namazı kılmamayi bırakın bilerek kazaya bırakmanin bile gunahı cok buyuk...kaldiki namaz kılmayana cennet yok bunu ayetleriyle soylemistir yuce yaradan...bize dinimiz namazin karşılıgının ne bu dunyada ne ahrirette hic seyle kıyas edilemicegi ecrini de Allah c.c den baska kimsenin bilmedigi bir ibadet bu...simdi soylermisiniz siz nasil cıkarttiniz buradan Rabbimin size canın isterse keyfin yerindeyse kıl ey kulum dedigini...zati huzura kabul olmak oyle kolay olsaydi ewt dedigin gibi herkesin keyfi gelirdi o zmn...ama rabbim herkesi huzura kabul etmiyor iste...amellerimiz niyetimize gore kaale alir rabbim...yani yaradan hepimizin icini biliyor..Allahualem...onun icin sen bence hayıflan rab beni neden huzura almiyor die...baska manalar cıkarma lutfen...
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Sana zor geliyorsa sıkıntı veriryorda kısmı saglık sıhhat açısından...keyfe keder ya benim moralim bozuk canım sıkkın pislojim musait deil şuan demek icin deil...

Namazı kılmamayi bırakın bilerek kazaya bırakmanin bile gunahı cok buyuk...kaldiki namaz kılmayana cennet yok bunu ayetleriyle soylemistir yuce yaradan...bize dinimiz namazin karşılıgının ne bu dunyada ne ahrirette hic seyle kıyas edilemicegi ecrini de Allah c.c den baska kimsenin bilmedigi bir ibadet bu...simdi soylermisiniz siz nasil cıkarttiniz buradan Rabbimin size canın isterse keyfin yerindeyse kıl ey kulum dedigini...zati huzura kabul olmak oyle kolay olsaydi ewt dedigin gibi herkesin keyfi gelirdi o zmn...ama rabbim herkesi huzura kabul etmiyor iste...amellerimiz niyetimize gore kaale alir rabbim...yani yaradan hepimizin icini biliyor..Allahualem...onun icin sen bence hayıflan rab beni neden huzura almiyor die...baska manalar cıkarma lutfen...

Merhaba yiğit bircan. Cevabınız için teşekkür ediyorum. Yalnız bazı şeyleri unutmamamız lazım. İbadet kişisel bir şey. Yani siz bütün ömrünüzce namaz kılarsınız, sevabını siz alırsınız. Oruç tutarsınız, sevabını yine siz alırsınız. Sizin sevabınızdan bendeniz garibe bir şey verilmez. Eğer siz dilememişseniz. Bizim ibadetlerimizden de size bir şey verilmez eğer biz belirtmemiş isek. Burada anlaşalım. Yani sizin ibadetiniz size, bizim ibadetimiz bizedir. Sizin namaz borcunuzu ödemeniz, başkalarına saygısızlık yapmanızın sebebi olmamalı. Burada kahvedeki gibi konuşma yapmıyoruz. Burda fikir tartışması yapıyoruz. Bu nedenle lütfen kimseyi suçlarmış gibi tavır takınmayın. İyi bir mümin karşıyı asla incitmez. İncitebilecek tavırlarda bulunmaz. Siz bize cevap verirken bizim gönlümüz kırılırsa ne olur farkındamısınız ?.. İşte size cevabı. Rabbimiz diyor ki
"" Benim yanıma nasıl gelirseniz gelin. İsterseniz bütün günahları işleyip öyle gelin. Ben bu işlediğiniz günahları affedebilirim. Çünkü Ben Allah'ım. Sadece, evet sadece kul hakkı ile gelmeyin. Ben bir kula karşı işlenmiş suçları affedemem. O suçları sadece, o kulum affedebilir. Bu nedenle ben bu günahları affedemem "" diyor. Ayeti hatırladığınızı tahmin ederim.+ "" benim kitabımdan herkes rızkı kadar rızıklanır ""diyor. Yani siz ve ben aynı ayeti okusak, siz ve ben farklı şeyler anlayabiliriz. Bu bizim bilgilerimize, aklımıza bağlı olan bir şeydir. Kuranımızın bir özelliği de budur. İşte bu nedenle karşınızdaki insanın fikrini, ister beğenmeyin, ister beğenin. Nazik ve saygıyı unutmadan konuşmalıyız. Sonradan pişman olacağınız kelimeleri, sözleri asla kullanmayın. Çok kızdınız cevaplamazsınız. Veya bilgilerinize güveniyorsunuz, tatlı bir uslupla, mümine yakışan bir tavırda karsınızdakinin fikirlerinin yanlış olduğunu ortaya koyarsınız. İşlamda zorlama diye bir şeyin olmadığını farketmiş olmalısınız. Biz sizin bilgilerinizle, bizleri yanıltabileceğinize eminiz. Koyun bilgilerinizi ortaya, bizleri yanıltın, ama kızmadan ama öfkelenmeden. İslam bilgiye, akla ve istişareye önem verir. Biz bu forumda güzel insanlarla, gerçek islamı konuşmak isteriz. Medeni insanlar gibi birbirimizi ,kırmadan, incitmeden..
Biraz daha dikkat diyorum,sevgili kardeşim. Saygılar.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Benim şahsi görüşüm şudur ki Allah ve resul'üne itaat etmek insanın kurtuluşuna yeter mahiyettedir. Yani bazı şeyleri aklım almıyor diyerek vazgeçen insanların çok doğru yaptığını düşünmüyorum. Bir askere emir verilmişse sorgulamayamaz, itaat etmelidir eğer ki isyankar değilse. Bazı konularda akıl bu yolda gidemez. Çünkü akıl her işin içinden çıkamıyor.

İkincisi ben kendi düşüncelerime ve kafamdaki tüm sorulara en iyi cevap bulduğum kaynaklar olan Risale-i Nurlar üzerinden istifade ediyorum ki diğer tüm ehli sünnet cemaatlerin de ortak görüşüdür ki bu kitapların yazarı olan Bediüzzaman Said Nursi kendi asrının en büyük Alim idi. İnkar etmek isteyen edebilir. Gözünü kapamakla insan sadece kendine karanlık yapar güneş gibi bir gerçeği ortadan kaldıramaz. Risale-i Nurlar yazarının belirttiğine göre zaten kuran kaynaklıdır ve bir kuran tefsiridir.

Şu da unutulmamalıdır ibadetler derece derecedir. İstemeyerek yaptığın bir ibadetle can-ı gönülden yaptığın bir ibadet eşit değildir. Bir padişaha hediye sunuyorsun. Biri en güzel ve en pahalı hediyelerden biri de eski püskü, çürümüş bir hediye. Padişah rahmeti ve büyüklüğü neticesinde iki hediyeyide kabul edebilir ama mükafatı asla aynı olmaz. Yani n olursa olsun insan kulluk borcunu Yaratan'a ödemeli. Çünkü borç bu. Bu benim şahsi görüşümdür. Selam ve dua ile.

Teşekkür ediyorum Dualarınıza gerçekten ihtiyacımız var. Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. biz size asla onu okuyun, bunu okumayın demiyoruz. Biz size bulabildiğiniz, her türlü kaynağı okuyunuz diyoruz. Bilginin kötüsü olmaz. Okursunuz ,anlarsınız ve kendi aklınızla filitreden geçirirsiniz bütün bilgileri. Ve gerçek ve doğru olan bilgilere ulaşmış olursunuz. bu da sadece ve sadece, yaradan'ın size bahşettiği akıl ile mümkün olur. Evet kaynaklarda yanlışlar olabilir ama sizin gibi akıllı insanlar bu yanlış bilgileri pirinç ayıklar gibi ayıklabilir kolayca. Burada önemli olan; sadece sizin doğru bilgilere ulaşmak niyetinde olmanızdır. Evet okuyun her şeyi. Deliler gibi okuyun. Ne bulursanız okuyun. Bütün okuduklarınızdan ayrı ayrı faydalandığınızı göreceksiniz. Ne demiş yaradan oku, evet sadece oku demiş. Bizde aynı şeyi söylüyoruz.
Yaradan gönlünüze göre versin. Gönül gözünüzü hep açık tutsun. Allah'a emanet olun.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Merhaba yiğit bircan. Cevabınız için teşekkür ediyorum. Yalnız bazı şeyleri unutmamamız lazım. İbadet kişisel bir şey. Yani siz bütün ömrünüzce namaz kılarsınız, sevabını siz alırsınız. Oruç tutarsınız, sevabını yine siz alırsınız. Sizin sevabınızdan bendeniz garibe bir şey verilmez. Eğer siz dilememişseniz. Bizim ibadetlerimizden de size bir şey verilmez eğer biz belirtmemiş isek. Burada anlaşalım. Yani sizin ibadetiniz size, bizim ibadetimiz bizedir. Sizin namaz borcunuzu ödemeniz, başkalarına saygısızlık yapmanızın sebebi olmamalı. Burada kahvedeki gibi konuşma yapmıyoruz. Burda fikir tartışması yapıyoruz. Bu nedenle lütfen kimseyi suçlarmış gibi tavır takınmayın. İyi bir mümin karşıyı asla incitmez. İncitebilecek tavırlarda bulunmaz. Siz bize cevap verirken bizim gönlümüz kırılırsa ne olur farkındamısınız ?.. İşte size cevabı. Rabbimiz diyor ki
"" Benim yanıma nasıl gelirseniz gelin. İsterseniz bütün günahları işleyip öyle gelin. Ben bu işlediğiniz günahları affedebilirim. Çünkü Ben Allah'ım. Sadece, evet sadece kul hakkı ile gelmeyin. Ben bir kula karşı işlenmiş suçları affedemem. O suçları sadece, o kulum affedebilir. Bu nedenle ben bu günahları affedemem "" diyor. Ayeti hatırladığınızı tahmin ederim.+ "" benim kitabımdan herkes rızkı kadar rızıklanır ""diyor. Yani siz ve ben aynı ayeti okusak, siz ve ben farklı şeyler anlayabiliriz. Bu bizim bilgilerimize, aklımıza bağlı olan bir şeydir. Kuranımızın bir özelliği de budur. İşte bu nedenle karşınızdaki insanın fikrini, ister beğenmeyin, ister beğenin. Nazik ve saygıyı unutmadan konuşmalıyız. Sonradan pişman olacağınız kelimeleri, sözleri asla kullanmayın. Çok kızdınız cevaplamazsınız. Veya bilgilerinize güveniyorsunuz, tatlı bir uslupla, mümine yakışan bir tavırda karsınızdakinin fikirlerinin yanlış olduğunu ortaya koyarsınız. İşlamda zorlama diye bir şeyin olmadığını farketmiş olmalısınız. Biz sizin bilgilerinizle, bizleri yanıltabileceğinize eminiz. Koyun bilgilerinizi ortaya, bizleri yanıltın, ama kızmadan ama öfkelenmeden. İslam bilgiye, akla ve istişareye önem verir. Biz bu forumda güzel insanlarla, gerçek islamı konuşmak isteriz. Medeni insanlar gibi birbirimizi ,kırmadan, incitmeden..
Biraz daha dikkat diyorum,sevgili kardeşim. Saygılar.

Evet güzel arkadaşım,şu yazdıklanızı okudum mu katılmamak mümkün değil.Çok doğru biliyorsunuz bir müm'in in kalbini kırmak kabe-i muazzama'yı yıkmak gibidir,Rabb kul hakkina karışmaz bırakır baş başa,ama eğer tevbeli ise ve üzerinde hakki olan kul inat etmiş hakkını helal etmiyorsa orada tevbesi olan kula yardımı oluyor Allah Teala'nın. Efendimizin veda hacc'ındaki Dua'sını okuyunuz...Elbetteki herkes kendi amel'inden günah'ından sevap'ından sorumludur,kimse kimsenin harcı borcunu ödeyemez.

Peki sorarim size,Farz ne demektir.Siz çok bilmişliğinizle 12 yaşındaki çocuğa bile soruldugunda vakit namaz'larına fazrdır diyecekken,siz kalkınız farz-ı ayn olan namaz'ı keyf-i ayn yaptiniz çok bilgili oluşunuzdan eminim ve bunuda bize namaz'ı farz kılan Rabb'in buyurduğunu söylediniz neden peki oyle yorumlamişsınız 12 yaşında bi çocuk bile farz derken sizin boyle yorumlamaniz hayret verici ... Bence siz karşınızdaki bayani aşşamaya ezmeye küçük düşürmeye çalıştınız,ben öyle bişey yapmadim diyorsaniz sizden alıntı...(Keşke bütün bunlar kendi fikriniz olsaydı. Kendi kaleminizden çıksaydı. Daha anlamlıdaha manalı olurdu. Şimdi ise sadece kopyala ve pastala yapmışsınız. Bilinen kişinin bilinen fikirleri. Kendi fikrinizi ve kendi aklınızı kullanmanız daha doğru olacaktır) bunun tecümesini yapin bizide aydınlatın lutfen o kadar çok okumakla namazin nasil farz-ı ayn değilde keyfine geldi gibi kılarsın Rabb oyle buyuruyor diyorsunuz cok çelişki...size onlarca ayet ve hadis sunmak sacma olur namazin farz olmasini ispatta bilginiz bunu bilmenize kafi olmali o kadar okumakla...ama sanirim sizde her konu hakkında kulakdan dolma bişiler ögrenip üzerine kendi eklemelerinizle bilmişlik taslayan kişilerdensiniz,işte farz olan namazi boyle yorumlamanıza sebep de bilip bilmeden konuşan başka bir cok bilmişi dinlemenizden kaynaklaniyor...Bilmediginiz her konuda ahkam kesin ama din hakkinda bilmiyorsaniz sorun ahkam kesmeyin,zira Rabb bilipde bilmişlik taslayanida kınıyor...

Eğer siz o bayana soru şeklinde yazsaydiniz ne ala,ama siz naptiniz? Küçümsemeye calistiniz....Bayana öğüt verdiniz ilk ayet gibi oku karşilıklı lutfen sizde okuyunuz...Bu arada benim size yazdim iletide hic bir hakaret,argo kelime,aşağılama v.b kelimeler yoktu varsa benim sizin bayana yaptınızı nasıl somut ornekleme yaptimsa sizde bana somut soyleyin veya yazin arkadaşım...
Şimdi size hayrli geceler Kalın saglıcakla ...Selam ve Dua ile....
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Evet güzel arkadaşım,şu yazdıklanızı okudum mu katılmamak mümkün değil.Çok doğru biliyorsunuz bir müm'in in kalbini kırmak kabe-i muazzama'yı yıkmak gibidir,Rabb kul hakkina karışmaz bırakır baş başa,ama eğer tevbeli ise ve üzerinde hakki olan kul inat etmiş hakkını helal etmiyorsa orada tevbesi olan kula yardımı oluyor Allah Teala'nın. Efendimizin veda hacc'ındaki Dua'sını okuyunuz...Elbetteki herkes kendi amel'inden günah'ından sevap'ından sorumludur,kimse kimsenin harcı borcunu ödeyemez.

Peki sorarim size,Farz ne demektir.Siz çok bilmişliğinizle 12 yaşındaki çocuğa bile soruldugunda vakit namaz'larına fazrdır diyecekken,siz kalkınız farz-ı ayn olan namaz'ı keyf-i ayn yaptiniz çok bilgili oluşunuzdan eminim ve bunuda bize namaz'ı farz kılan Rabb'in buyurduğunu söylediniz neden peki oyle yorumlamişsınız 12 yaşında bi çocuk bile farz derken sizin boyle yorumlamaniz hayret verici ... Bence siz karşınızdaki bayani aşşamaya ezmeye küçük düşürmeye çalıştınız,ben öyle bişey yapmadim diyorsaniz sizden alıntı...(Keşke bütün bunlar kendi fikriniz olsaydı. Kendi kaleminizden çıksaydı. Daha anlamlıdaha manalı olurdu. Şimdi ise sadece kopyala ve pastala yapmışsınız. Bilinen kişinin bilinen fikirleri. Kendi fikrinizi ve kendi aklınızı kullanmanız daha doğru olacaktır) bunun tecümesini yapin bizide aydınlatın lutfen o kadar çok okumakla namazin nasil farz-ı ayn değilde keyfine geldi gibi kılarsın Rabb oyle buyuruyor diyorsunuz cok çelişki...size onlarca ayet ve hadis sunmak sacma olur namazin farz olmasini ispatta bilginiz bunu bilmenize kafi olmali o kadar okumakla...ama sanirim sizde her konu hakkında kulakdan dolma bişiler ögrenip üzerine kendi eklemelerinizle bilmişlik taslayan kişilerdensiniz,işte farz olan namazi boyle yorumlamanıza sebep de bilip bilmeden konuşan başka bir cok bilmişi dinlemenizden kaynaklaniyor...Bilmediginiz her konuda ahkam kesin ama din hakkinda bilmiyorsaniz sorun ahkam kesmeyin,zira Rabb bilipde bilmişlik taslayanida kınıyor...

Eğer siz o bayana soru şeklinde yazsaydiniz ne ala,ama siz naptiniz? Küçümsemeye calistiniz....Bayana öğüt verdiniz ilk ayet gibi oku karşilıklı lutfen sizde okuyunuz...Bu arada benim size yazdim iletide hic bir hakaret,argo kelime,aşağılama v.b kelimeler yoktu varsa benim sizin bayana yaptınızı nasıl somut ornekleme yaptimsa sizde bana somut soyleyin veya yazin arkadaşım...
Şimdi size hayrli geceler Kalın saglıcakla ...Selam ve Dua ile....

Merhaba. Güzel kardeşim ben size ne anlatayım, ne söyleyeyim. Bendeniz sizin yanınızdayım. Sizin düşmanınız değilim. Hiç kimsenin de düşmanı değilim. Bütün söyledikleriniz, yazılanları peşinen verilmiş bir hükümle okuduğunuz anlaşılıyor.

bazı şeyleri iyi anlamamız gerekiyor. Biz yerdeki bir karıncayı dahi incitmeyiz. Siz bize ne söylerseniz, söyleyin, biz sizi küçümsemeyiz. biliyorsun, bilmiyorsun demeyiz. Ayrıca bizim size yazmaktaki gayemiz sizi bir yere yöneltmek belli fikirleri empoze etmek değil. Biz size kuranı kerimin ayetlerinden bahsettik. Yorum farklılıklarını gösterdik. Size kendi aklınızı kullanın dedik. Bizim dediklerimizi yapın demedik.
Sonra yazılarınızda ince mecazi hakaret var. Ama biz sizi üzmemek adına bahsetmedik. Siz ne kadar saygı görmek istiyorsanız, karşınızdakine o kadar saygı göstermelisiniz.
Bir konuda konuşulmak isteniyorsa saygı ile mümkün olabilir ancak. Bilen insan hakaret etmez ,hatta ima dahi etmez.
Bayana diyorsunuz. Bayan isterse kendi fikirlerini söyleyebilir. Birisi bayanı savunacaksa sadece ben savunurum demeniz doğru değil. Ayrıca zaten bir saldırı, bir kötü niyette yok. Ne demişiz oku demişiz. Kuranı kerimin bir ayetini söylemişiz. Neden kızdınız?. Öğüt verdik evet. İyiliğe güzelliğe doğruluğa önem vermesini istedik. Bunlara neden kızıyorsunuz?. Bu kardeşimiz, kendi aklını ve zekasını kullanırsa size ne zararı var?. Ağzınızdan gönlünüzden,güzel şeyler çıksın. Mümin niyetinden ve konuşmasından belli olur.
Ben diyorum ki, eğer konuşacaksak, güzel güzel, konuşalım tartışalım. Biz kavgada, kötülükte yokuz. bizim elimizden de dilimizden de sadece güzellik ve iyi niyet gelir. Ayrıca biz size sadece iltifat ediyoruz. Yaradan herkese kullanabileceği bir akıl vermiş. Siz ister kullanırsınız, isterseniz kullanmazsınız. Bu size aittir. Amma konuşmak istiyorsanız ,daha nazik ve güzel fikirlerinizle gelmelisiniz. Aksi halde biz cevap verme şansını bulamayız. Bizim tek şartımız güzelliktir. Okey diyorsanız buyrun. Sizinle konuşmak herkese bir şeyler kazandırmalı, güzel örnek olmalı. Saygılar güzel kardeşim
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Merhaba. Güzel kardeşim ben size ne anlatayım, ne söyleyeyim. Bendeniz sizin yanınızdayım. Sizin düşmanınız değilim. Hiç kimsenin de düşmanı değilim. Bütün söyledikleriniz, yazılanları peşinen verilmiş bir hükümle okuduğunuz anlaşılıyor.

bazı şeyleri iyi anlamamız gerekiyor. Biz yerdeki bir karıncayı dahi incitmeyiz. Siz bize ne söylerseniz, söyleyin, biz sizi küçümsemeyiz. biliyorsun, bilmiyorsun demeyiz. Ayrıca bizim size yazmaktaki gayemiz sizi bir yere yöneltmek belli fikirleri empoze etmek değil. Biz size kuranı kerimin ayetlerinden bahsettik. Yorum farklılıklarını gösterdik. Size kendi aklınızı kullanın dedik. Bizim dediklerimizi yapın demedik.
Sonra yazılarınızda ince mecazi hakaret var. Ama biz sizi üzmemek adına bahsetmedik. Siz ne kadar saygı görmek istiyorsanız, karşınızdakine o kadar saygı göstermelisiniz.
Bir konuda konuşulmak isteniyorsa saygı ile mümkün olabilir ancak. Bilen insan hakaret etmez ,hatta ima dahi etmez.
Bayana diyorsunuz. Bayan isterse kendi fikirlerini söyleyebilir. Birisi bayanı savunacaksa sadece ben savunurum demeniz doğru değil. Ayrıca zaten bir saldırı, bir kötü niyette yok. Ne demişiz oku demişiz. Kuranı kerimin bir ayetini söylemişiz. Neden kızdınız?. Öğüt verdik evet. İyiliğe güzelliğe doğruluğa önem vermesini istedik. Bunlara neden kızıyorsunuz?. Bu kardeşimiz, kendi aklını ve zekasını kullanırsa size ne zararı var?. Ağzınızdan gönlünüzden,güzel şeyler çıksın. Mümin niyetinden ve konuşmasından belli olur.
Ben diyorum ki, eğer konuşacaksak, güzel güzel, konuşalım tartışalım. Biz kavgada, kötülükte yokuz. bizim elimizden de dilimizden de sadece güzellik ve iyi niyet gelir. Ayrıca biz size sadece iltifat ediyoruz. Yaradan herkese kullanabileceği bir akıl vermiş. Siz ister kullanırsınız, isterseniz kullanmazsınız. Bu size aittir. Amma konuşmak istiyorsanız ,daha nazik ve güzel fikirlerinizle gelmelisiniz. Aksi halde biz cevap verme şansını bulamayız. Bizim tek şartımız güzelliktir. Okey diyorsanız buyrun. Sizinle konuşmak herkese bir şeyler kazandırmalı, güzel örnek olmalı. Saygılar güzel kardeşim

Hayırlı günler arkadaşım,siz inatla anlamamakta direniyorsunuz amacım tartışma uzatma degil.size ne diyorum size namazin farz olusunu ispat eden ayetler hadisler sunmam sacma olur çünki bunu 12 yaşındaki çıcuk bile bilir ki farzdir...siz ayet diyorsunuz sunun efendim namazin canın istedigi zaman moralin yerinde oldunda kendini hazir hissettiginde kılına bilecegini soyleyen ayet hadis sunun...hep okuyun aklınızı kullanin diyorsunuz sizde okudugunuz bu konudaki bilgileri sunun işte bizde yanlişimizi düzeltelim bizde canımız istediginde kılalim .
Efendimiz (s.a.v) kizi hz tafımaya bile kızım namazlarinı babam peygamber diye kılmamazlık yapma diye hadisi var...koskoca Âlemlerin peygamberinin kızının boyle bir şansı yokken siz nerde okudunuz ogrendiniz sizin dediginiz gibi sizde bize o bilginizle acıklayınız...

Ben size şunu söyledim,sizde aklınızı kullanin okuyun başkalarindan yalan yanlış duyduklarınızla din hakkinda bilgi vermeyin zira sizin yazdiginizi sizin gibi birilerini dinleyerek haraket eden biri namazlarini keyfe keder kılsa vebali sizin üzerine bunun günahı var sakıncalı bir durum sizin yaptiginiz...
varsa bilgi olarak sunavaginiz dediğiniz gibi namazin kılınış şeklinle alakalı ayet hadis buyrun yoksa şöyleyken böyle böyleyken şöylelerle tartisma konusu yapmadan konuyu kapatalım....Selametle...
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Hayırlı günler arkadaşım, konuyu kapatalım....Selametle...

Merhaba. Biz başka yazıyoruz siz başka okuyor başka yorumluyorsunuz. Ya biz ifade edemiyoruz, ya siz bilmediğimiz bir nedenle farklı anlıyorsunuz. Biz ifade edemiyoruz diyelim en iyisi. İkimizin aynı dili kullanmadığı anlaşılıyor. Bu nedenle, ikimizin anlaşması mümkün gözükmüyor.
Konuşma, tartışma olabilmesi için birbirimizin ne söylediğini anlamamız lazım. Sadece bir tanesini söyleyeceğim. ""Biz kimseye namaz kılmayın demedik ,demiyoruz "". Tekrar yazayım. ""Biz kimseye namaz kılmayın demedik, demeyiz de "". En azından bunu kabul edin. Diğer şeyler yorumdur. Anlayış ve eğitim durumuna göre değişebilir. Her neyse, en azından anlaşamadığımız konusunda anlaştık. Bu da güzel bir şey. Zaman sizi olgunlaştırdığında ne demek istediklerimiz anlama fırsatınız olur.
Ne olursa olsun, güzel bağlamanız, ve tartışmadan ,kavgadan taraf olmayışınız bizi çok sevindirdi. Buna inanın lütfen. Yorum demekle ne kastettiğimizi son olarak bir ayet ile anlatmak istiyorum. Bana kızmamanızı sağlamak için.

Ne diyor yaradan "" Kuran'ı okuyan kimseler, dinleyenler (anlayanlar kastediliyor),Her okumada rızkı kadar rızıklanırlar. ". Ne demek bu, bendeniz şöyle anlıyorum. Bir tıp doktoru, bir imam-hatip mezunu, bir ilkokula giden çocuk, bir atom mühendisi, bir hamal, bir tefeci diyelim. Bunların hepsinin kitabımızı sular seller gibi okuyup anladıklarını düşünelim. Yani türkçe, arapça hiç farketmiyor, o kadar yani. Bu insanlar .aynı ayeti okusalar kitaptan, ve ne anladıklarını yazsalar, iki kişinin bile yazdığı aynı olmaz. Herkes kendine göre farklı anlar aynı ayeti.
Müsadenizle biraz daha basitleştirelim. Bir pencere var binanın üst katlarında. Ve manzara çok güzel. Yüz tane insan getirsek, ve desek ki, bu pencereden gördüklerinizi yazın desek. Ve bu yazılar, veya gördükleri aynı olur mu?. Olmaz neden çünkü, her birinin, fikri başka, aklı başka, kültürü başkadır. Dolayısı ile gördükleri de, anlattıkları da, birbirinden çok farklı olacaktır.. İsterseniz bunu deneyin ve görün.
Evet bu kadar yeter. Ben fikirlerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum. İşin özü ikimizde aynı şeyleri söylüyoruz. Ama yöntemlerimiz biraz farklı o kadar. Ne olursa olsun, güzel sohbetiniz için, anlayışınız için teşekkür ediyorum. Yaradan gönlünüze göre versin. Saygılar.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Merhaba. Biz başka yazıyoruz siz başka okuyor başka yorumluyorsunuz. Ya biz ifade edemiyoruz, ya siz bilmediğimiz bir nedenle farklı anlıyorsunuz. Biz ifade edemiyoruz diyelim en iyisi. İkimizin aynı dili kullanmadığı anlaşılıyor. Bu nedenle, ikimizin anlaşması mümkün gözükmüyor.
Konuşma, tartışma olabilmesi için birbirimizin ne söylediğini anlamamız lazım. Sadece bir tanesini söyleyeceğim. ""Biz kimseye namaz kılmayın demedik ,demiyoruz "". Tekrar yazayım. ""Biz kimseye namaz kılmayın demedik, demeyiz de "". En azından bunu kabul edin. Diğer şeyler yorumdur. Anlayış ve eğitim durumuna göre değişebilir. Her neyse, en azından anlaşamadığımız konusunda anlaştık. Bu da güzel bir şey. Zaman sizi olgunlaştırdığında ne demek istediklerimiz anlama fırsatınız olur.
Ne olursa olsun, güzel bağlamanız, ve tartışmadan ,kavgadan taraf olmayışınız bizi çok sevindirdi. Buna inanın lütfen. Yorum demekle ne kastettiğimizi son olarak bir ayet ile anlatmak istiyorum. Bana kızmamanızı sağlamak için.

Ne diyor yaradan "" Kuran'ı okuyan kimseler, dinleyenler (anlayanlar kastediliyor),Her okumada rızkı kadar rızıklanırlar. ". Ne demek bu, bendeniz şöyle anlıyorum. Bir tıp doktoru, bir imam-hatip mezunu, bir ilkokula giden çocuk, bir atom mühendisi, bir hamal, bir tefeci diyelim. Bunların hepsinin kitabımızı sular seller gibi okuyup anladıklarını düşünelim. Yani türkçe, arapça hiç farketmiyor, o kadar yani. Bu insanlar .aynı ayeti okusalar kitaptan, ve ne anladıklarını yazsalar, iki kişinin bile yazdığı aynı olmaz. Herkes kendine göre farklı anlar aynı ayeti.
Müsadenizle biraz daha basitleştirelim. Bir pencere var binanın üst katlarında. Ve manzara çok güzel. Yüz tane insan getirsek, ve desek ki, bu pencereden gördüklerinizi yazın desek. Ve bu yazılar, veya gördükleri aynı olur mu?. Olmaz neden çünkü, her birinin, fikri başka, aklı başka, kültürü başkadır. Dolayısı ile gördükleri de, anlattıkları da, birbirinden çok farklı olacaktır.. İsterseniz bunu deneyin ve görün.
Evet bu kadar yeter. Ben fikirlerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum. İşin özü ikimizde aynı şeyleri söylüyoruz. Ama yöntemlerimiz biraz farklı o kadar. Ne olursa olsun, güzel sohbetiniz için, anlayışınız için teşekkür ediyorum. Yaradan gönlünüze göre versin. Saygılar.

Güzel arkadaşım yazılani soyleneni algılayamıyorsun bunu anladım ...Ben size namaz kılamyın diyorsunuz demedim,keyfiniz geldi zaman kılın diyorsun.
Ben size sizin anlicaginiz sizinde belli zamanlarda duydugunuz bir kac ornek vereyim o zaman anlarsiniz namaz keyfe morale istegin zaman mi kılınır anlarsınız...
Bircok ornekler vermiş Rabb...H.z Yunus a.s bir balıgın karnında kılmış namaz keyfden mi sizce ? H.z Yusuf a.s zindanda kılmış namazini sizce keyfden mi ? H.z Eyyüb r.a kimsenin cekmedigi kadar buyuk bir hastalık zamanlarinda kılmış namazini ....şimdi size sorum şu...hangisi sizce kafasi rahatken sıkıntısı olmadı morali piskolojisi yerinde iken kılmış...Aksine namaz bir Dua yalvariştir yardim istemedin en kotu en sıkıntılı anlarınızda kılıcaksınız...Rabb buyuruyor namazla isteyiniz benden diye.... Anlaşıldımı merkez huuu ...neymiş birdaha okuyun sizin basitleştirip keyfin gelince yapilicak bir ibadet degilmis dimi..
Namaz kılmam diye birsey yok....Eger Elhamdulillah muslumanım diyorsan kılacaksin bu üzerine Farz...ne sekilde kılmazsin....musluman deilsen kılmazsin ..
eger uyku halindeysen ezan okunmus vakit cikmişsa bile uyanır uyanmaz sunnetinle beraber kaza olmadan kılıcaksin...eger kendinde deilsen mesela ornek..yogun bakımdaysan kılmazsin...ama iylesince kılarsın mecbursun....
namaz hangi hallerde kılınır bunu bilseniz size kafi gelir....yolda yururken bile namaz kıla bilirsiniz...elleriniz kollariniz calismiyor Allah gostermesin oderece hastasiniz gozlerinizle ima yolu ile kıla bilirsiniz...yani size her sekilde kılmak farz...canim istedigi zaman keyfim oldu zmn hanım tripde moralim bozuk baristigimiz zaman kılarım falan deil yani sizin dediginiz gibi...
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?


Peki diyelim. Siz haklısınız. İşte bizim gibi cahiller bilir bilmez konuşuyorlar. İşte bu da hayatın bir gerçeği. Maalesef bizlere de tahammül etmek zorundasınız. İşiniz hakikaten zor. Allah yardımcınız olsun. Uzun hayat yolunda inşallah her şey istediğiniz gibi olur. Saygılar sevgili kardeşim. sizleri çok seviyoruz.
 
---> Namaz Kılmıyorsun Ücreti Az mı Geliyor?

Emeginiz için Allah razı olsun öncelikle.... Bu yazılarınızı başka sitelerde de paylaşıyormusunuz ?

Diğer forumlarda ve facebook, twiter gibi sayfalarda da paylaşmaya çalışıyoruz. Nasibi olan herkes bir şekilde okur. Milyonlarca kişi de okusa bir kişi de okusa problem etmeyiz. Çünkü kemiyet önemli değildir her daim keyfiyet önemlidir. Dua ile...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst