nones
Bayan Üye
Olumsuz duyguları çok fazla yaşayan kişiler kendi kapasitelerini küçük görür, başarıları önemsemez ve adeta hayatın kendilerine düşman olduğunu düşünürler.
İnsan önce kendi değerini bilmelidir. Bunun için de kendisini tanıması gerekir. İnsanı tanıdığımız zaman, onun ne düşündüğünü, ne hissettiğini, nasıl davrandığını ve nasıl mutlu ve başarılı olabileceğini de öğrenmiş oluruz.
Kendini yönetme, insanın, bilinçaltını olumlu yönde oluşturma sanatıdır. Burada insanların başarısız olmalarının nedeni, dış etkenlerin tesiri altında kalmalarıdır. Kendini iyi yönetebilen insan, hayat ve çevresiyle de uyum içerisindedir. Bu tip insanlar mutlu ve huzurludurlar. Huzurlu insanlar, inatçı bir tutum ve davranış içerisinde olamazlar.
Sevmek ve sevilmek insanın en doğal ihtiyacıdır. Sevmeyen insanın mutlu olması düşünülemez. Çünkü sevgi varlığımızın özüdür, cevheridir; bedenle kuşatılmış ruhumuzun yücelere yükselmesidir. Aşk yeteneği olmayan insanların yükselmesi mümkün değildir ve böylelerinin varlıkları negatiftir.
Mutluluk bir tutumdur. Mutluluk her zaman kişiye bağlıdır. Mutluluk her an bir seçimdir.
Kimsenin kalbini kırmayan, herkesle barış içinde yaşayan ve kendinin dışında amaçları olan insanlar mutlu insanlardır.
Mutluluk, hayatın çeşitli basamaklarından geçtikten sonra kazanılan bir ödüldür. Onun için belirli bir tecrübe birikimi ve ruh olgunluğu şarttır. Yoksa insan durduk yerde mutlu olmaz ancak ve ancak üretken ve çalışkan inanlar mutluluğu hak ederler.
Başarılı ve mutlu insanlar ne olmak istediklerini, nereye varmak istediklerini bilirler. Onların önünde atış yapabilecekleri bir hedef tahtası vardır ve bu hedefe odaklanmışlardır.
Yaşadığı a’nı iyi değerlendiremeyen insanın bütün hayatı boşa geçebilir. İnsan, en güvenilecek etmenin yaşanılan an olduğunu hakkıyla anlamalıdır. Dün geçmiştir, yarın daha gelmemiştir elimizde olan sadece bugündür. Bugün yaşananlar ve hissedilenler çok önemlidir umutlarımızın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bugün ne düşündüğümüze ve ne yaptığımıza bağlıdır.
Üzüntünün asıl kaynağı zihnimizde oluşan negatif düşüncelerdir. Kötümser insanlar, hep felaketlerden bahsetmek isterler. Her şeyden şikayetçidirler. Onlar için hayat neşe pınarı değil, acı ve ıstıraplarımızın kaynağıdır. Hayat enerjisini çok çabuk tüketmiş bu insanlar için mutlu olmak çok uzaklardadır.
Sevmek, a’nı yaşamak demektir. Seven kişi içinde bulunulan an’ın değerini bilir geriye dönüp bakmaz bile o geçmişi yaşamış ve onda en iyi olarak ne varsa almayı bilmiştir. Seven insan geleceği de kendine dert edinmez. Çünkü sevgi yalnız şimdiki zamanda mümkündür.
Gücün ve mutluluğun temeli sağlıktır. Kızgın ve düşmanca düşünceler kalp atışlarını hızlandırır ve kan basıncını arttırır.
Kişiliğini geliştiren birey hayatını kendi özgür iradesiyle şekillendirmiştir. Başkalarının yönetimine girmemiş ve iç özgürlüğüne kavuşmuştur. O başkalarıyla iyi geçinmeyi bilir. Mutlu ve verimli bir hayat sürer.
İslam dini, insanın gerçek potansiyelinin ortaya çıkması, sevme yeteneklerinin gelişmesi, canlılığının artması ve kişiliğinin kazanılması için yöntemler gösterir. Kişinin kendini mutlu hissetmesi için her türlü yolu gösterir.
Kırılıp öfkelendiğimizde, kırıp öfkelendirdiğiniz kadar dünyaya acı ve ıstırap verirsiniz. Öfkeye kapılan insanlar olayları sağlıklı değerlendiremezler ve ani kararlar vererek istenmedik hatalar yaparlar.
Bu böyle olsaydı şeklindeki itiraz, bir bakıma ilahi sisteme itirazdır. Mutlu ve verimli olabilmek için hayata bir bütün olarak bakmalıyız.
Hayatında olup biten şeylerin, dilediğin şekilde olmasını isteme. Nasıl oluyorlarsa öyle olmasını iste. Böylece her zaman mutlu olursun. Şimdi her şeyin değiştiği bir dünyada, bir şeylerin aynı kalmasını isteyenler mutlu olabilirler mi?
Mutlu yaşama kurallarından biri de, iyimser bir bakış açısına sahip olmaktır. Zihinsel yaklaşımı iyi olan kişiler, her olayda başarılı oldukları gibi başkalarının başarılarına da katkıda bulunurlar. İyimserlik değerinin yükseldiği oranında başarı ve mutluluk artmaktadır.
Sözle iyilik, güven yaratır. Düşünceyle iyilik, derinlik; vermekle iyilik sevgi yaratır.
Pek çok kişi kendilerini ifade edemeyip duygu ve düşüncelerini içlerinde hapsettikleri için mutsuz ve başarısız olmuşlardır.
Başkalarının yaptığı hatalardan dolayı öfkelenirsek, onları değil, kendimizi cezalandırmış oluruz.
Hayatın her zaman eğlenceli ve kolay olduğunu da düşünmemeliyiz. Birçok güçlüğün bizi beklediğini peşinen kabul etmeliyiz. Fakat bütün bunlara rağmen içimizdeki coşkuyu söndürmemeliyiz
İnsan önce kendi değerini bilmelidir. Bunun için de kendisini tanıması gerekir. İnsanı tanıdığımız zaman, onun ne düşündüğünü, ne hissettiğini, nasıl davrandığını ve nasıl mutlu ve başarılı olabileceğini de öğrenmiş oluruz.
Kendini yönetme, insanın, bilinçaltını olumlu yönde oluşturma sanatıdır. Burada insanların başarısız olmalarının nedeni, dış etkenlerin tesiri altında kalmalarıdır. Kendini iyi yönetebilen insan, hayat ve çevresiyle de uyum içerisindedir. Bu tip insanlar mutlu ve huzurludurlar. Huzurlu insanlar, inatçı bir tutum ve davranış içerisinde olamazlar.
Sevmek ve sevilmek insanın en doğal ihtiyacıdır. Sevmeyen insanın mutlu olması düşünülemez. Çünkü sevgi varlığımızın özüdür, cevheridir; bedenle kuşatılmış ruhumuzun yücelere yükselmesidir. Aşk yeteneği olmayan insanların yükselmesi mümkün değildir ve böylelerinin varlıkları negatiftir.
Mutluluk bir tutumdur. Mutluluk her zaman kişiye bağlıdır. Mutluluk her an bir seçimdir.
Kimsenin kalbini kırmayan, herkesle barış içinde yaşayan ve kendinin dışında amaçları olan insanlar mutlu insanlardır.
Mutluluk, hayatın çeşitli basamaklarından geçtikten sonra kazanılan bir ödüldür. Onun için belirli bir tecrübe birikimi ve ruh olgunluğu şarttır. Yoksa insan durduk yerde mutlu olmaz ancak ve ancak üretken ve çalışkan inanlar mutluluğu hak ederler.
Başarılı ve mutlu insanlar ne olmak istediklerini, nereye varmak istediklerini bilirler. Onların önünde atış yapabilecekleri bir hedef tahtası vardır ve bu hedefe odaklanmışlardır.
Yaşadığı a’nı iyi değerlendiremeyen insanın bütün hayatı boşa geçebilir. İnsan, en güvenilecek etmenin yaşanılan an olduğunu hakkıyla anlamalıdır. Dün geçmiştir, yarın daha gelmemiştir elimizde olan sadece bugündür. Bugün yaşananlar ve hissedilenler çok önemlidir umutlarımızın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bugün ne düşündüğümüze ve ne yaptığımıza bağlıdır.
Üzüntünün asıl kaynağı zihnimizde oluşan negatif düşüncelerdir. Kötümser insanlar, hep felaketlerden bahsetmek isterler. Her şeyden şikayetçidirler. Onlar için hayat neşe pınarı değil, acı ve ıstıraplarımızın kaynağıdır. Hayat enerjisini çok çabuk tüketmiş bu insanlar için mutlu olmak çok uzaklardadır.
Sevmek, a’nı yaşamak demektir. Seven kişi içinde bulunulan an’ın değerini bilir geriye dönüp bakmaz bile o geçmişi yaşamış ve onda en iyi olarak ne varsa almayı bilmiştir. Seven insan geleceği de kendine dert edinmez. Çünkü sevgi yalnız şimdiki zamanda mümkündür.
Gücün ve mutluluğun temeli sağlıktır. Kızgın ve düşmanca düşünceler kalp atışlarını hızlandırır ve kan basıncını arttırır.
Kişiliğini geliştiren birey hayatını kendi özgür iradesiyle şekillendirmiştir. Başkalarının yönetimine girmemiş ve iç özgürlüğüne kavuşmuştur. O başkalarıyla iyi geçinmeyi bilir. Mutlu ve verimli bir hayat sürer.
İslam dini, insanın gerçek potansiyelinin ortaya çıkması, sevme yeteneklerinin gelişmesi, canlılığının artması ve kişiliğinin kazanılması için yöntemler gösterir. Kişinin kendini mutlu hissetmesi için her türlü yolu gösterir.
Kırılıp öfkelendiğimizde, kırıp öfkelendirdiğiniz kadar dünyaya acı ve ıstırap verirsiniz. Öfkeye kapılan insanlar olayları sağlıklı değerlendiremezler ve ani kararlar vererek istenmedik hatalar yaparlar.
Bu böyle olsaydı şeklindeki itiraz, bir bakıma ilahi sisteme itirazdır. Mutlu ve verimli olabilmek için hayata bir bütün olarak bakmalıyız.
Hayatında olup biten şeylerin, dilediğin şekilde olmasını isteme. Nasıl oluyorlarsa öyle olmasını iste. Böylece her zaman mutlu olursun. Şimdi her şeyin değiştiği bir dünyada, bir şeylerin aynı kalmasını isteyenler mutlu olabilirler mi?
Mutlu yaşama kurallarından biri de, iyimser bir bakış açısına sahip olmaktır. Zihinsel yaklaşımı iyi olan kişiler, her olayda başarılı oldukları gibi başkalarının başarılarına da katkıda bulunurlar. İyimserlik değerinin yükseldiği oranında başarı ve mutluluk artmaktadır.
Sözle iyilik, güven yaratır. Düşünceyle iyilik, derinlik; vermekle iyilik sevgi yaratır.
Pek çok kişi kendilerini ifade edemeyip duygu ve düşüncelerini içlerinde hapsettikleri için mutsuz ve başarısız olmuşlardır.
Başkalarının yaptığı hatalardan dolayı öfkelenirsek, onları değil, kendimizi cezalandırmış oluruz.
Hayatın her zaman eğlenceli ve kolay olduğunu da düşünmemeliyiz. Birçok güçlüğün bizi beklediğini peşinen kabul etmeliyiz. Fakat bütün bunlara rağmen içimizdeki coşkuyu söndürmemeliyiz