Efser
Bayan Üye
Yapılan bir araştırma 1-2 dolar gibi küçük rakamlarla da olsa ihtiyaç sahiplerine bağışta bulunmayı alışkanlık haline getiren insanların kendilerini çok daha mutlu hissettiklerini ortaya çıkarmış.
Yine bir başka araştırma yardımseverliğin mutluluğu artıran en önemli etkenlerden biri olduğunu tesbit etmiş. Yardımsever insanların sadece rahat uyumakla kalmayıp aynı zamanda daha da uzun yaşadıkları bilgisine ulaşılmış.
Hz. Ali’nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib’in oğlu Abdullah sıcak bir günde bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken hurmalıkta çalışan köleye yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp yeniden işine dönmek üzereydi ki olup biteni uzaktan seyreden Abdullah yaklaşıp sordu:
“Ey köle bugünkü yiyeceğin ne kadardı?”
Köle sıkılarak cevap verdi:
“İşte bu üç parça ekmek.”
“O halde neden kendine hiç ayırmadın?”
“Baktım ki hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim.”
“Peki sen ne yiyeceksin şimdi?”
“Oruç tutacağım.”
Bunun üzerine Abdullah b. Cafer köleye sahibinin evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı. Sonra döndü köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:
“Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.”
Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda bu olayı anlatır ve:
”Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sen ise ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin” dediklerinde şu karşılığı verirdi:
“Ama o elindeki her şeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını…”
A. Yasin DEMİRCİ
__________________