PureLove6
Kayıtlı Üye
Murat İnce - Ateş Düştü
Murat İnce -Ateş Düştü
Cana telaş düştü göze ateş
Kalbe gam çöktü gönüle gurbet.
çarpıcı havalar geniş yollar ve kanda izler sonra yaralar kanayan yaralar.
Galibin habercisi acının müjdecisi nefesin azraili kötünün kolcusu yalanın söyleyicisi.
Hana hamama yola mekana sana – bana
karanfile yolcuya samana samanlığa;
cana canana ateş düştü.
Sinekli bakkala tazegül fırına yoğurtcu çocuğa seyyara – simitciye
havada teyyareye kalpte kıbleye
sana – bana ayrılık düştü.
Ölümün haberi yazgının kaderi zalimin sözü şeytanın dili
bir karanlığa; birde yaşama düştü.
çekip giderim kalmam giderim söylemem giderim susar giderim ağlamam giderim
vurur giderim sıkar giderim! devri bitti.
Kara düzen vermez mola otobüsler gelmez ola sular akmaz çicekler açmaz ola
sen benden gider ola dost bir kula satar ola.
Ne telaş ne aşk nede meşk kalmadı
sıkıysa dur sözünde sıkıyorsa kal kederin içinde
sonra çek çekebiliyorsan git gidebiliyorsan devri başladı acının ve ateşin en dibinde
Ihlamur kokuları mavinin yankısı göğün ebem kuşağı selvinin gölgesi dağların dumanı
erimemis karı ve yolların hasreti kavuşmanın lezzeti mektubun sızızı mendilin alı
sözün gümüşü sükutun altını hiç biri kalmadı
..ve hiç biri yaşamıyor adı yalan olan iklimde.
Öze kan düştü
söze ateş
yüze keder çöktü
ömre gurbet..
Asi boranlar sarp yamaçlar ve ömürde hatıralar sonra karalar
soğuk havalar..
gelmişin ve geçmişin soytarılığın pirimcisi yalakanın şakşakcısı zamanın gözcüsü ölü sevicisi.
Gerçeğe – yalana toza – toprağa sana – bana
kafeste kanaryaya yolda yolcuya cana canevine..
Temiz saydığın herşeye ve damarlarındaki kana
Sonra yabana asiye mazluma güzele çirkine..
Dedimya herşeye güzel saydığın sevdiğin önemsediğin bakmaya kıyamadığın koklamaya doyamadığın
söze özümüze sana – bana
.. sonra temmuza;
birde bitmeyen aşkımıza..
önce ayrılık / sonra ateş düştü ..
Murat İnce -Ateş Düştü
Cana telaş düştü göze ateş
Kalbe gam çöktü gönüle gurbet.
çarpıcı havalar geniş yollar ve kanda izler sonra yaralar kanayan yaralar.
Galibin habercisi acının müjdecisi nefesin azraili kötünün kolcusu yalanın söyleyicisi.
Hana hamama yola mekana sana – bana
karanfile yolcuya samana samanlığa;
cana canana ateş düştü.
Sinekli bakkala tazegül fırına yoğurtcu çocuğa seyyara – simitciye
havada teyyareye kalpte kıbleye
sana – bana ayrılık düştü.
Ölümün haberi yazgının kaderi zalimin sözü şeytanın dili
bir karanlığa; birde yaşama düştü.
çekip giderim kalmam giderim söylemem giderim susar giderim ağlamam giderim
vurur giderim sıkar giderim! devri bitti.
Kara düzen vermez mola otobüsler gelmez ola sular akmaz çicekler açmaz ola
sen benden gider ola dost bir kula satar ola.
Ne telaş ne aşk nede meşk kalmadı
sıkıysa dur sözünde sıkıyorsa kal kederin içinde
sonra çek çekebiliyorsan git gidebiliyorsan devri başladı acının ve ateşin en dibinde
Ihlamur kokuları mavinin yankısı göğün ebem kuşağı selvinin gölgesi dağların dumanı
erimemis karı ve yolların hasreti kavuşmanın lezzeti mektubun sızızı mendilin alı
sözün gümüşü sükutun altını hiç biri kalmadı
..ve hiç biri yaşamıyor adı yalan olan iklimde.
Öze kan düştü
söze ateş
yüze keder çöktü
ömre gurbet..
Asi boranlar sarp yamaçlar ve ömürde hatıralar sonra karalar
soğuk havalar..
gelmişin ve geçmişin soytarılığın pirimcisi yalakanın şakşakcısı zamanın gözcüsü ölü sevicisi.
Gerçeğe – yalana toza – toprağa sana – bana
kafeste kanaryaya yolda yolcuya cana canevine..
Temiz saydığın herşeye ve damarlarındaki kana
Sonra yabana asiye mazluma güzele çirkine..
Dedimya herşeye güzel saydığın sevdiğin önemsediğin bakmaya kıyamadığın koklamaya doyamadığın
söze özümüze sana – bana
.. sonra temmuza;
birde bitmeyen aşkımıza..
önce ayrılık / sonra ateş düştü ..