Mumları eridi gök kubbelerin
Yanan kandil değil, zaman değişti…
Gelmesi yakındır kulağa sesin
Gözleri bürüyen duman değişti…
Birken bin kimlikli insanlık yolu
Şimdi kutsal yerler samanlık yolu
Kurtların emrinde sultanlık yolu
Arslanlar kayboldu vatan değişti…
Dört kitabın son babını ezberle
Mecnuni çöllerde ebed gez Bir’le
Rahmetini çekti, son vahdetzarla
Hesap dengesinde mizan değişti…
Teknikse küfürle karındaş sanki
Bize kalan deyyus münafık kanki
İman bozdurur üç kuruşluk dünkü
Bil; yirmi üç yılda evren değişti …
Çekiç saptan, örs demirden düştü.
Yürek taşıyanlar hamura düştü.
Kubbesi altınlar bakıra düştü.
Çekirdeğe kökten eren değişti…!
Dumansız ateşin girdiği çukur
Yanardağ sessizce dibine çöker
Kutuplar eridi kurudu akar
Suyunu dağıtan taban değişti…
Kâbe örtüsü siyah mıydı böyle?
Felek çarkındaki son dişi söyle!
Bizim köyde defter dürülmez oyla,
Yumruğu masaya vuran değişti…!
Piyonsuz oyun kuran; şah mat olur.
Coğrafya kılıksız payitaht olur.
Kurulduk koltuğa nasihat olur.
Hududa gidilen yemin değişti….!
Şeceresi kadim fikirler bile,
Dillerden düşmeyen şükürler bile,
Şehit anasında zikirler bile,
Osmanlı ardından Turan değişti….!
Yörüngen değişti, var dolan dünya…
Mizacın değişti, kim kalan dünya…
Dünyevîn değişti, hey yalan dünya…
Cahilin dilinde Kur’an değişti…!
Yanan kandil değil, zaman değişti…
Gelmesi yakındır kulağa sesin
Gözleri bürüyen duman değişti…
Birken bin kimlikli insanlık yolu
Şimdi kutsal yerler samanlık yolu
Kurtların emrinde sultanlık yolu
Arslanlar kayboldu vatan değişti…
Dört kitabın son babını ezberle
Mecnuni çöllerde ebed gez Bir’le
Rahmetini çekti, son vahdetzarla
Hesap dengesinde mizan değişti…
Teknikse küfürle karındaş sanki
Bize kalan deyyus münafık kanki
İman bozdurur üç kuruşluk dünkü
Bil; yirmi üç yılda evren değişti …
Çekiç saptan, örs demirden düştü.
Yürek taşıyanlar hamura düştü.
Kubbesi altınlar bakıra düştü.
Çekirdeğe kökten eren değişti…!
Dumansız ateşin girdiği çukur
Yanardağ sessizce dibine çöker
Kutuplar eridi kurudu akar
Suyunu dağıtan taban değişti…
Kâbe örtüsü siyah mıydı böyle?
Felek çarkındaki son dişi söyle!
Bizim köyde defter dürülmez oyla,
Yumruğu masaya vuran değişti…!
Piyonsuz oyun kuran; şah mat olur.
Coğrafya kılıksız payitaht olur.
Kurulduk koltuğa nasihat olur.
Hududa gidilen yemin değişti….!
Şeceresi kadim fikirler bile,
Dillerden düşmeyen şükürler bile,
Şehit anasında zikirler bile,
Osmanlı ardından Turan değişti….!
Yörüngen değişti, var dolan dünya…
Mizacın değişti, kim kalan dünya…
Dünyevîn değişti, hey yalan dünya…
Cahilin dilinde Kur’an değişti…!