Müminler Şeytandan Gelen Vesveselerle Vakit Kaybetmezler

meridyen2

Kayıtlı Üye
Kafanıza Takılan Önemsiz Konuları “Bir Kaç On Yıl Sonrasına” Erteleyin…

İman eden kulların üzerinde şeytanın bir etkisi olmamakla birlikte, kimi zaman şeytan iman edenlere de yaptıkları bir işte, işledikleri bir amelde vesvese vermeye çalışabilir. Allah’ın Kuran’da bildirdiği önemli bir sır da insanın kendisine gelen vesveseden nasıl kurtulacağıdır.

Bu, Allah’tan korkan ve cenneti umut eden müminler için çok önemli bir konudur. Çünkü vesvese şeytanın insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırmak, onları boş ve amaçsız işlerle uğraştırarak vakitlerini almak amacıyla fısıldadığı yanıltıcı sözlerdir.

İnsan bazen küçük konuları gereğinden fazla büyütür. Ehemmiyetsiz olduğu halde sıradan bir konuyu, o an için hayatının en önemli konusu olarak görür. Dikkatini bu duruma verdikçe, o küçük konu, gözünde giderek daha da büyümeye ve kendisine daha da fazla rahatsızlık vermeye başlar.
Bir bakış açısıyla bakılırsa, bu konu gerçekten de bir yönüyle kişinin hayatını etkileyen bir önem taşıyabilir. Ama bir başka bakış açısıyla bakılacak olursa da, o konu dünyadaki birçok önemli meselelerin yanında bir toz tanesi kadar önem taşımaz.

İnsan belki içinde bulunduğu o an zarfında bu konunun aslında ne kadar önemsiz olduğunu fark edemez. Oysa bu gerçeği anlamanın şöyle bir yolu vardır: Şu anda geçmişe dönüp bir düşünecek olursanız, bundan on yıl önce kafanıza takılan konuların hiçbirini hatırlamadığınızı görürsünüz. Hatta o kadar geriye gitmeye bile gerek kalmaz. Bundan sadece bir sene, birkaç ay, hatta birkaç hafta öncesine gittiğinizde bile, gün içinde sizi rahatsız eden, neşenizi, huzurunuzu kaçıran, sizi sessizleştirip içinize kapanmanıza neden olan, insanlardan uzaklaştıran, hayatınızı çok derinden etkilediğini ve etkilemeye de devam edeceğini sandığınız konuların hiçbirini hatırlamazsınız. Ama hatırlasanız da aslında hiç önemli olmadıklarını anlarsınız. Çünkü o zamanlar hayatınızı kökten etkilediğini sandığınız o konu, artık sizi hiç rahatsız etmiyordur. Öyle ki en fazla birkaç saniye içinde, geçmişte kalan bir anı gibi aklınızdan geçip gidiyordur.

On Sene, Birkaç Ay ya da Birkaç Hafta Öncesinden Geriye, Elinizde Kalan Ne Oldu?

İşte asıl bu sorunun yanıtı, hayatınızı kökten ve derinden etkileyecek olan gerçektir. Geriye sadece Allah ile olan yakınlığınız, Allah’a olan sevginiz, sadakatiniz, bağlılığınız ve Allah’ı hoşnut etmek için gösterdiğiniz ihlas, samimiyet, salih amelleriniz ve azminiz kalmıştır. Eğer on sene önce Allah’ı düşünerek, Allah’ın sevgisini umarak güzel ahlak gösterdiyseniz; küçük ya da büyük bir sıkıntı ya da zorlukla karşılaştığınızda Allah’a sığınıp güzel ahlakta kararlı davrandıysanız, o gününüz dünyada ve ahirette inşaAllah sizin için büyük bir nimete dönüşmüştür. Ve ahirette de size sevinç ve nimet getirecektir.

İşte on sene öncesini düşündüğünüzde apaçık bir şekilde görünen bu gerçeği, yaşadığınız an içerisinde de unutmamak çok önemlidir. Eğer şu an içinde kendinize baktığınızda kafanıza takılan küçük ya da büyük çeşitli konular varsa, ileride de bunların büyük ölçüde bir önemi olmayacağını unutmayın. İleride bunların belki birçoğunu hatırlamayacağınızı, birçoğuna “ne kadar da büyütmüşüm” diyerek gülüp geçeceğinizi, birçoğunu da bambaşka, daha olgun ve daha derin bir bakış açısıyla değerlendirip, ne kadar ehemmiyetsiz olduklarını göreceğinizi unutmayın.

Vesveseleri Ertelemek Şeytanın Tüm Sinsi Planlarını Bozar

Şu an için karşınıza sizi rahatsız eden bir konu çıktığında da, “ ben bu konuyu birkaç ya da 5-10 sene sonrasına erteliyorum. Bu konuyu o zaman düşüneceğim” diyerek bir kenara bırakın. Muhtemelen o vakit geldiğinde, Allah’ın izniyle, gerçekten de zamanında sizi meşgul eden bu konunun hem ne olduğunu hatırlayamayacaksınız hem de konunun hiçbir öneminin kalmamış olduğunu göreceksiniz. Bütün dikkatinizi Allah’a, bütün enerjinizi Allah’ın rızasını kazanmaya, Kuran ahlakını yaşamaya verin. Küçük bir şeyin aklınızı kurcalayıp meşgul etmesine, sizi, Allah’ın sevgisini kazanacak güzel işlerde, güzel davranışlarda bulunmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Aklınızı en açık, en özgür şekilde kullanabilmenin; dikkatinizi en faydalı şekilde yoğunlaştırabilmenin tek yolunun; Allah’tan başka hiçbir güç olmadığını, tüm dünyanın, tüm olayların ve tüm insanların yalnızca Allah’ın kontrolü altında olduğunu ve Allah’ın dilemesi dışında tek bir yaprak tanesinin dahi düşmeyeceğini bilerek yaşamak olduğunu unutmayın.

Allah’ın rızası, insanın dünyada iken aklına takılabilecek her türlü küçük konunun üzerindedir. Bir mümin, bütün dikkatini Allah‘a ve O’nun istediği ahlakı yaşamaya vermekle yükümlüdür. Dünyada yaşadığı hayat kesin olarak son bulacaktır. Hayatı boyunca yaşadığı bütün olaylar, tanıdığı bütün insanlar bir anda yok olup gidecektir. Ama Baki olan; insanın asıl dikkat vermesi, asıl düşünmesi, bütün sevgisini, dikkatini ve çabasını yöneltmesi gereken ise yalnızca Rabbimiz’dir. Allah Kuran’da bu gerçeği bize şöyle bildirmiştir:

“Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O’na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, herşeyi bilendir.” (Nur Suresi, 64)

“Dikkatli olun; gerçekten onlar, Rablerine kavuşmaktan yana derin bir kuşku içindedirler. Dikkatli olun; gerçekten O, herşeyi sarıp-kuşatandır.” (Fussilet Suresi, 54)

Müminler Şeytandan Gelen Vesveselerle Vakit Kaybetmezler

Şeytanın müminlere fısıldadığı kuruntular ne olursa olsun, Allah’ın gösterdiği yola uyduklarında, şeytan onları oyalayamayacaktır. Allah, şeytana karşı müminlerin göstermesi gereken tavrı Kuran’da şöyle haber vermiştir:

“Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Allah’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” (Araf Suresi, 200-201)

Ayetlerde bildirildiği üzere, müminler şeytandan gelen vesveselere karşı çok dikkatlidir. Uzun uzun oturup ondan gelen vesveseleri düşünerek vakit kaybetmez, söz konusu vesveselere dalıp Allah’ın razı olmayacağı, bir mümine yakışmayacak sıkıntılı, hüzünlü korkulu bir ruh haline girmezler. Bir sıkıntı, Kuran ahlakına uygun olmayan bir düşünce hissettiklerinde hemen düşünürler. Bunun Allah’ın hoşnut olmayacağı, şeytandan gelen bir vesvese olduğunu anlarlar. Hemen Allah’ı ve Kuran ayetlerini düşünerek şeytanın fısıldamalarından kurtulurlar.

Sayın Adnan Oktar Vesvesenin Çözümünü Anlatıyor

SUNUCU: Allah bir ayetinde “… temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler.” (Rad Suresi, 19) diye bildiriyor. Bir vesvese geldiğinde ona cevap vermek yerine aklımı temiz tutup vesveseye hiç cevap vermeyerek aklımdan uzaklaştırıyorum. Hocam vesveseye karşı bir Müslüman aklını ve vicdanını daha nasıl güçlü hale getirebilir. Allah’ın dilemesiyle inşaAllah”.

ADNAN OKTAR: İnsanların dünyada en zor olarak değerlendirdikleri konulardan bir tanesi de vesvesedir. Yani gece gündüz insana vesvese gelir. Sağlığı ile ilgili gelir, imanı ile ilgili gelir, diğer insanlarla, diğer olaylarla ilgili gelir, güzelliği ile ilgili gelir. Bu çoktur, mesela kadınlar aynaya bakarlar. Bir gün çirkin olduğuna kanaat getirir, ertesi gün güzel olduğuna, öğlen yine çirkinleştiğine. Bu gençlerde, delikanlılarda da vardır. Bir gün olağanüstü yakışıklı olduğuna, ertesi gün başka türlü olduğuna inanır. Bu insanların karşılaştığı acz ancak cennette son buluyor. Cennette durur ama insanların gelişmesi için buna müthiş ihtiyaç var. Eğer vesveseler olmasaydı beynimiz çok durağan olurdu. Biz onunla mücadele ederek hem kişiliğimizi geliştiriyoruz, hem cennetteki karakterimizin sağlamlaşmasını sağlıyoruz. Yani çok güçlü bir karaktere doğru gidiyoruz. Hatta ayette Allah diyor ki, “… Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır…” (Tevbe Suresi, 100) Yani iki tarafın da Cenab-ı Allah’ın da, kulunun da hoşnutluğunu Cenab-ı Allah hedefliyor, bunu söylüyor ve “her ikisi oluştuktan sonra salih Müslümanların yanına cennete gideceklerini” söylüyor Allah ayette. Vesvese geldiğinde ne yapılır? Vesveseye bir çözüm de şudur, 10 yıl ilerisine bıraksınlar, 10 yıl sonra o vesvesenin hiçbirini hatırlayamazlar. Aklına bile gelmez, yani o günün en büyük derdi olan problemi olan konu, 10 yıl sonra “neydi deseler?”, “neydi hatırlıyor musun?” deseler aklına gelmez. O gün yaşamaktan beziyor bazen, Allah esirgesin, bayağı bunalım yapıyor. 10 yıl sonra hatırlattığında “ya neydi?” diyorsun, “hatırlayamıyorum, çıkaramıyorum” diyor. Demek ki bomboş bir şeymiş, en güzeli sürekli Allah’a sığınmaktır ve kaderi unutmamaktır. (Sayın Adnan Oktar’ın 11 Ocak 2010 tarihli Kral Karadeniz, Adıyaman Asu ve Ekin TV röportajından)
(makale harun yahya)

Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 73. sayı (Temmuz 2010) 46. sayfada yayınlanmıştır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst