Muhteşem Ses Cihazı: Kulak

meridyen2

Kayıtlı Üye
Muhteşem Ses Cihazı: Kulak

Ses dalgalarını algılayan bir cihaz yapmaya çalıştığınızı düşünün. Bunun için çok sayıda elektronik parça kullanmanız gerekir. Parçaların tamamını doğru seçmeniz ve doğru bir sıra ile yerleştirmeniz, ayrıca parçalar arasında da doğru bağlantılar kurmanız da şarttır. Çünkü yapılacak tek bir hata, cihazın çalışmamasına neden olur.

Şüphesiz ki böyle bir elektronik devreyi kurarak çalıştırmak, bir bilgi birikiminin ve deneyimin ürünüdür. İşte bu sistemin çok daha üstünü, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren insan vücudunda bulunmaktadır. Kulak, Yüce Rabbimiz’in mükemmel bir sistemle yarattığı, canlılar için büyük bir nimet olan önemli bir organdır.

Ses ve işitme kavramlarının olmadığı sessiz bir dünyada yaşamak nasıl olurdu?

Acaba, bize verilmiş bu mucizevi sistem üzerinde yeterince düşünüyor muyuz?

Ses, kişinin çevresiyle iletişim kurmasını sağladığı için hareketin ve yaşamın göstergesidir. Duyma yeteneğimiz olmasaydı beynimiz dış ortamdaki sesleri ayırt edemezdi. Örneğin bebek sahibi bir anne, bebeğinin yan odadan gelen ağlama sesini duyamazdı, ya da yolda yürürken arkamızdan gelen arabanın sesini fark edemezdik. Ancak duyma yeteneğinin mükemmelliği bununla da bitmez. Duyma işlevinin en önemli yanlarından biri uykudayken de sürmesidir. Uyku sırasında duyma yeteneğimizi kaybetseydik sabah alarmı çalan bir saatle güne başlama ihtimalimiz olmayacaktı. Hepsinin ötesinde, çevremizdeki insanlarla haberleşmemiz çok zorlaşacak, telefon olmayacak, müzik bilinmeyecekti.

Tüm bu hayati fonksiyonlarına rağmen, işitme duyumuzun temeli olan iç kulak ve beyindeki işitme merkezimiz bir santimetreküpten, örneğin bir kesme şekerden bile daha az yer kaplar. Çevremizdeki sesleri duymamızı sağlayan kulağımız son derece kompleks mekanik, hidrolik ve elektronik yapıları barındıran minyatür bir mühendislik tasarımı gibidir. Dünya üzerinde gördüğünüz tüm teknolojik ürünler, plan ve projeler bir birikimin sonucudur. Her yeni bina ya da makine öncekilere ait bilgilerin derlenmesi, yenileştirilmesi ve küçük ilavelerle geliştirilmesi sonucunda elde edilir. Oysa kulağın ortaya çıkması, böyle bir mühendislik bilgisinin çok ötesindedir. Yüce Allah’ın kulakta tecelli eden yaratma sanatı bir ayette şöyle bildirilmiştir:

“O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz?” (Müminun Suresi, 78)

Seslerin İşlendiği Sessiz Bir Yer: İşitme Merkezi

Beyindeki işitme merkezi iç kulaktan aldığı sinyalleri yorumlayarak işitme dediğimiz işlevi gerçekleştiren parçadır. Bütün seslerin işlendiği bu yer sanıldığının aksine çok sessizdir. Beynimizdeki işitme merkezi, henüz tam olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte, mucizevi bir işlevi yerine getirir. İşitme ile ilgili bilgi, kulağımızdan bu işitme merkezine, 2,5 cm uzunluğundaki işitme sinirimiz tarafından taşınır.

Beynimiz, kendisine ulaşan sinyalleri, saniyenin onda biri kadar bir zamanda o ana kadar duymuş olduğumuz 400 bin kadar sesi analiz ederek karşılaştırır. Bu sayede vücudumuz sese vereceği tepkiye hazır hale gelir. Eğer böyle olmasaydı arkamızdan gelen bir arabanın sesini duyamaz ve asla tam zamanında önünden kaçamazdık.

Güvenliği Sağlanmış Bir Giriş: Dış Kulak Yolu

Dış kulağımız dışarı açılan bir kapı gibidir. Bu nedenle dışarıdan gelerek vücudumuza zarar verebilecek mikrop, toz ve yabancı maddelerin girişine müsaittir. Ancak dış kulak yoluna yerleştirilmiş salgı bezleri ve tüyler, içeri girebilecek mikrop, toz ve benzeri yabancı maddelerin önünde bir engel oluşturur. Bezler terin yanında yağ ve şeker içerikli sıvılar da salgılarlar. Bu sıvılar, tüylerin çevresine temas ederek, tüyleri yapışkan hale getirirler. Sıvının yapışkan hale gelmesiyle, toz ve mikroplar daha tünelin başında bunlara yapışır ve alıkonurlar.

Dış kulakta salgılanan sıvı, hem mikrop öldürücü bir etkiye sahiptir hem de vücudun savunma sistemi hücrelerini de barındırır. Bir başka özellik de sıvının asidik özelliğinin olmasıdır. Dış kulakta oluşan asidik ortam, çoğu mikrop için öldürücüdür.

Kulak kepçesinden kulak zarına kadar uzanan yol dosdoğru bir tünel şeklinde değildir, adeta bir viraj alarak zara varır. Böylelikle dış ortamdan gelebilecek darbelere karşı zar korumaya alınmıştır. Örneğin sivri bir cismi kulağına sokan bir çocuk, çok büyük ihtimalle zara ulaşamayacak, dış kulak yolunda küçük bir yaralanmaya neden olacaktır. Kulağa tutulan basınçlı su da zara doğrudan ulaşmadığı için zarar vermez. Eğer dış kulak yolumuzun bu özel yapısı olmasa, yıkanırken bile kulak zarımız kolayca yırtılabilirdi.

Kendi Kendini Temizleyen Bir Deri

Dış kulak yolunun çok önemli bir diğer özelliği, sürekli olarak kendini yenileyebilmesidir. Artıkların ciltte toplanması, burada hem yıpranma, hem de ses dalgalarının geçmesine engel oluşturur. Bu noktada yine bir tasarım harikasının devreye girdiğini görürüz. Dış kulak yolundaki deri, merkezden dışa doğru göç ederek kendini yeniler. Örneğin girişten 2 santimetre içeride yer alan deri, zamanla dışa doğru göç ederek, 1,5 santimetreye kayar. Bir zaman sonra 1 santimetreye doğru ilerler. Bu şekilde devam ederek sonunda tamamen yenilenir. Bu şekilde göç ederek temizlenme özelliği, vücudumuzu kaplayan derinin tamamı içinde sadece dış kulak yolunda görülen bir özelliktir.

Ses Toplama Ünitesi: Dış Kulak

20. yüzyılın başında birçok evrimci, insanın kulak kepçesini işlevini kaybetmiş bir organ olarak görmekteydi. Bu organ evrimcilere göre, hayali evrimsel süreç içinde iyice küçülerek yok olacaktı. Bu tezden yola çıkan birçok evrimci, sözde geleceğin insanını hayal ederken yaptıkları çizimlerde kulak kepçesine yer vermemişlerdir. Oysa günümüzün bilimsel bulguları evrimcilerin pek çok konuda olduğu gibi bunda da tamamen yanıldıklarını göstermektedir.

Kulak kepçesi bir tür megafon görevi görür ve ses dalgalarını kulağın içine yönlendirerek burada yoğunlaşmalarını sağlar.

Kulağın; kepçeden, kulak zarına kadar olan kısmı "dış kulak yolu" olarak adlandırılır. Kulak kepçemizden başlayan 'sesi seçerek yükseltme' özelliği; dış kulağımızda da devam eder. Dış kulak yolu da sesleri yükselterek içeriye taşır. Nitekim araştırmalar kepçe ve dış kulak yolunun, seslerin kulak zarına yaptığı basıncı tam on kat arttırdığını göstermiştir.

Dış kulağın işitmedeki önemli bir görevi de havayı vücut sıcaklığına getirmesidir. Bu işlev işitmede önemlidir. Çünkü ortamın ısısı gaz moleküllerinin hızına etki etmektedir. Eğer iki ortam farklı ısıda olsalardı, hızlı hareket eden gaz moleküllerinin hareketini de ses olarak algılayacaktık.

Kulak Her Organ Gibi İndirgenemez Kompleksliğe Sahiptir

Buraya dek incelediğimiz tüm bilgiler, bizlere işitme organımızın kompleks ve kusursuz bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Duymanın gerçekleşebilmesi için birbirinden bağımsız çok sayıda parçanın eksiksiz ve kusursuz olarak var olması gerekmektedir.

Kulak gibi kompleks bir organın, evrim gibi bilinçsiz, tamamen tesadüflere dayalı hayali bir süreç tarafından aşama aşama inşa edildiği iddiası, hem bilim hem de akıl dışıdır. Canlılardaki indirgenemez kompleksliğe sahip bu organ tek başına evrim teorisini tam anlamıyla yıkmaya yeterlidir. Muhteşem özelliklere sahip bu organ bizlere, Yüce Allah'ın üstün yaratışının delillerinden bir tanesini göstermektedir. Bu gerçek, bir Kuran ayetinde de şu şekilde bildirilmektedir:

“De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?” (Yunus Suresi, 31)

İşitme Duyusunun Gözlerle Desteklenmesi

Karşılıklı konuşma sırasında karşımızdakini anlayabilmemiz için onu işitebilmemiz gerekir. Ancak işitebilmek anlayabilmenin tek şartı değildir. Duyduklarımızın bilincine tam olarak varabilmemiz için bize seslenen kişinin görüntüsünü de algılamamız gerekir. Böylece onun ne demek istediğini daha iyi kavrarız. Bu nedenle konuşan kişinin dudak hareketlerini görmek büyük bir avantajdır. Biz farkında olmasak da, işitme duyusu görme duyusu tarafından desteklenerek, çok ince ses ayrımlarından doğan anlamlandırma farklılıkları giderilebilmektedir. Telefon konuşmalarında karşımızdakini görmek mümkün olmadığından örneğin, "hepsi" ve "tepsi" sözcüklerini sadece ses olarak duyarız ve karşımızdaki kişiyi yanlış anlayabiliriz. Oysa konuşmasını gördüğümüz kişide bu tip yanlış anlamalar çok daha azdır.

Kulak Kepçesi Olmasaydı?

Kulaklarımız kepçe biçimindeki yapıları sayesinde sesleri toplar. Kepçe içindeki kıvrımlar ise sesi kulak deliğine doğru yönlendirir. Eğer kulak kepçeleri yerine sadece başımızın iki yanındaki delikler olsaydı, işitme duyumuz küçümsenemeyecek bir işitme kaybına uğrardı. Kulak kepçesi ayrıca işitmede son derece hassas bir rolü olan kulak zarının korunmasında da görev yapar. Şekli ve konumu nedeniyle yabancı cisimlerin buraya ulaşmasını zorlaştıracak biçimde yaratılmıştır.

İşitme Cihazları Neden Kulağın Yerini Tutamıyor?

ABD Ulusal İşitme Engelliler Enstitüsü'nün işitme cihazlarını tanıtırken yaptığı hatırlatmalar son derece dikkat çekicidir:

Cihazınıza alışın! Takıp çıkarmayı, ses ayarını kontrol etmeyi, sağ ve sol cihazı ayırt etmeyi ve pili bitince değiştirmeyi öğrenin.

İşitme cihazınız rahatsızlık verebilir! Alışma döneminiz süresince cihazınızı ne sürelerle kullanabileceğinizi işitme uzmanınıza sorun. Ayrıca yine bir uzmana işitme problemi yaşadığınız, çok gürültülü ya da çok az sesli ortamlarda ayarını nasıl yapacağınızı da sorun.

Kendi sesiniz size çok gürültülü gelebilir! Bu sorunu işitme uzmanınız belki çözebilir, ama çözemeyebilir de! Çoğunlukla zaman içinde buna alışılır.

Cihazınız ıslık çalabilir! Cihazın kulak kirini engelleyen ve tıkaç oluşturabilen yan etkisi nedeniyle ıslık sesi duyabilirsiniz. Uzmanınızdan yardım isteyin.

Arka fon gürültüsünü duyabilirsiniz! İşitme cihazınızın işitmek istediğiniz sesleri, işitmek istemediklerinizden tam olarak ayıramayacağını aklınızdan çıkarmayın.

Yalnızca bu hatırlatmalar dahi sağlıklı bir işitme sistemine sahip bir kişinin Allah’a her an şükretmesi gerektiğinin açık bir delilidir.

Görüldüğü gibi günümüzde insanoğlu kulağın yerini tutabilen bir cihazı yapmaktan çok uzaktır. Bugün işitme organımızın mekanik bölümüyle yani kulak zarı ve orta kulak ile ilgili bazı problemler işitme cihazları kullanılarak telafi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak en gelişmiş araçlar bile kulak zarı ve orta kulağımızın yerini tutamamaktadır.

İşitmeyle ilgili iç kulak problemlerinde ise, teknoloji bir şey yapamamaktadır. Biyonik kulak adı verilen cihazlarla işitme siniri ve beynin işitme merkezine sinyaller gönderilmeye çalışılmaktadır. Ancak iç kulakla kıyas yapılabilecek niteliklerde bile bir cihaz henüz keşfedilememiştir.

İşitme siniri ya da beynin işitme merkezindeki problemleri telafi edebilecek bir teknolojiye henüz ulaşılamamıştır. Her gün yerine yerleştirmemiz gerekmeyen, ses ayarını, temizliğini kendisi yapan, pili bitmeyen harika bir çift kulağımız var. Üstelik ona sahip olmak için özel bir çaba da sarf etmemiz gerekmedi. Kulaktaki sistem, insan vücudundaki ihtişamlı yaratılışın sadece bir örneğidir. Buna karşılık insana düşen Allah'a her an şükretmektir. Allah kullarına karşı büyük lütuf sahibi olduğunu bir ayette şöyle bildirmektedir:

"Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar." (Neml Suresi, 73) (makale harun yahya)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst