Muhteşem Güzellik / La Grande Bellezza (7 Şubat 2014)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Silencio

Kayıtlı Üye
522638.jpg


Bir PAOLO SORRENTİNO Filmi !

- Muhteşem Güzellik / La Grande Bellezza (2014) -

Vizyon Tarihi: 07 Şubat 2014
Yapımı : 2013 - İtalya , Fransa
Tür : Dram , Komedi
Süre: 142 Dak.
Yönetmen : Paolo Sorrentino
Oyuncular : Toni Servillo , Carlo Verdone , Sabrina Ferilli , Carlo Buccirosso , Lorenzo Gioielli
Senaryo : Paolo Sorrentino
Yapımcı : Francesca Cima
Diğer Adı : The Great Beauty

Roma'nın büyüleyici ve görkemli atmosferinde yaşayan Jep Gamberdella, 65 yaşına gelmiş ve sıkça geçip giden gençliğini özlemekte olan bir yazardır. Gençliğinde yazmış olduğu "The Human Camera" ile ihtişamlı bir başarı yakalamış ve Roma yüksek sosyetesine kabul edilerek ihtişamlı bir hayat sürmeye başlamıştır. Hayatı başarılarla geçen Jep, bu süreçte tanıdığı insanların değişimlerine ve insanlıktan çıkma noktasına geldikleri bir krize tanık olur. Hayallerinde masumiyetini koruyan tek şey ise gençlik aşkıdır. Artık yeniden yazma zamanının geldiğine karar verir...

Son olarak 2011 yapımı This Must Be the Place filmiyle seyircisiyle buluşan Paolo Sorrentino'nun yazıp yönettiği filmin başrollerini Toni Servillo, Carlo Verdone ve Sabrina Ferilli paylaşıyor.

 
---> Muhteşem Güzellik / La Grande Bellezza (7 Şubat 2014)

İzlediğimiz birçok filmde şehirler, hikayenin geçtiği fondan öteye gidemezken bazıları ise şehrin dokusunu başarıyla hikayeleri ile uyumlu hale getirirler. Hayır, “Muhteşem Güzellik” onlardan biri değil. Yönetmen Paolo Sorrentino, eşsiz kahramanı Jep’i anlatırken Roma ne bir fon ne de hikaye ile uzlaşma içerisinde. Roma hikayenin ve başkarakterin ta kendisi.

Filmin öyküsünü dört-beş satırla açıklamak mümkün: Başkarakterimiz Jep Gambardella Roma kentinin ihtişamının tadını sonuna kadar çıkaran, zamanında başarılı bir kitap çıkarmış olsa da ikinci romanını asla yazamamış ve yaptığı vasat röportajlarla edebi yönünü satışa çıkarmış bir adam. 65. yaşını kutlarken karşılaştığımız Jep, doğum günü partisinden sonra kendi geçmişiyle ve geleceğiyle yüzleşmeye karar verir. Bu yüzleşmede dostları, anıları ve yaşadığı şehir hep onunla birlikte olacaktır.

Hikayenin oldukça duygusal yüzleşmelerle, insani ilişkiler üzerinden geveze bir biçimde ele alınması oldukça mümkün ve garantili bir yol olarak görünürken Sorrentino, farklı bir yol deniyor. Onun hayat hikayesini, Roma’nın hayat hikayesiyle paralel ele alıyor. Doğal olarak sanat ve özellikle edebiyat, öykünün doğal parçaları olarak işlev görüyorlar.

Örneğin açılış sahnesinde Gianicolo tepesine gidiyoruz. Bu tepe, eski bir Roma tanrısı olan Janus’un büstünün bulunduğu yer. Janus’un özelliği tek yüzlü, iki kafalı, bilinmeyen kapıların ve geçitlerin tanrısı olması. Böylece daha açılış sahnesinden yönetmen bizi bilinmezliğin çekiciliğine davet ederken Janus’un bakışını takip ederek Jep’in doğum günü partisine geçiş yapıyoruz. Hıristiyanlık öncesi Roma’dan çılgın bir partiye; A capella’dan Bob Sinclar’e geçiş tek bir kesmeyle mümkün kılınıyor.

The-Great-Beauty-Filmloverss-1.jpg


Ustaca kullanılan bu tezatlık filmin her köşesine sinmiş durumda. Kolezyuma bakan balkonunda Roma’nın görkemli geçmişini içine çeken Jep’in mağrur ifadesi, şehrin karanlık sokaklarına indiğinde değişime uğruyor. Orada eski kentini arıyor ama umutsuzluğa kapılıyor. Özellikle kahramanını sürekli olarak arkasından takip eden kamera, akıllara Dante’nin İlahi Komedya’sını getiriyor. Roma’nın cehenneminde ve arafında gezerken kendimizi Jep’e eşlik eden şair Virgil gibi hissediyoruz. Roma destanını yazan Virgil’in gözünden görüntü yönetmeni Luca Bigazzi’nin mükemmel çalışmasıyla kentin destanının yeniden yazılışına tanık oluyoruz. Woody Allen’ın Roma’dan Sevgilerle (From Rome With Love)’de yaptığının aksine bize bir fon değil, yaşayan mekanlar sunuluyor. Jep’in korkularını birebir olarak mekanlarda deneyimliyor, gelenek ve modernizm arasındaki çizgide gelip giderken yok olma korkusunu iliklerimiz kadar hissediyoruz. Jep, “İtalya’daki en iyi trenler bizde, neden biliyor musun? Çünkü hiçbir yere gitmiyorlar” derken umutsuzluk içinde değişime karşı koymaya çalışsa da bir yandan da devinim içindeki dünyayla mücadele edemeyecek kadar güçsüz hissediyor.

Jep’in yıllardır hayatında olan ya da hayatına girip çıkan kişilerin gelip geçiciliği ve sığındıkları küçük fikir barınaklarında günlerini gün ederek kaçınılmaz sona yaklaşmaları, entelejansiyanın değişim içerisindeki etkisizliğini gözler önüne seriyor. Muhteşem güzelliği arayan kahramanımız yeri geldiğinde edebiyatı ve din’i referans almaktan çekinmiyor. Ama belki de muhteşem güzellik, kendisine cennette eşlik edecek Beatrice aracılığıyla ulaşabileceği bir kavramdır. Çünkü filmin başında Ferdinand Celine’den yapılan alıntıda söylendiği gibi: “Seyahat etmek yararlıdır, hayal gücünü geliştirir. Geriye kalan her şey hüsran ve angaryadır.”

Paolo Sorrentino’nun Umberto Contrello ile ele aldığı ufuk açıcı ve bol referanslı metni ve Jep rolünde Toni Servillo’nun mükemmel performansıyla “Muhteşem Güzellik” sinemaseverlerin kaçırmaması gereken bir yolculuk. Özellikle İstanbul’un geleceğiyle ilgili endişelerimizin haklı olarak arttığı son dönemlerde ne bir gökdelenin ne de bir AVM’nin yer aldığı Roma’yı farklı bir bakışla keşfetmek için bulunmaz nimet.

- Batu Anadolu -​
 
---> Muhteşem Güzellik / La Grande Bellezza (7 Şubat 2014)

Seyahat etmek yararlıdır, hayal gücünü geliştirir.
Geriye kalan her şey hüsran ve angaryadır.
Yolculuğumuz tümüyle hayalîdir. Gücünü buradan almaktadır.
Yaşamdan ölüme yol alır.
İnsanlar, hayvanlar, şehirler, olaylar birer hayal ürünüdür.
Bu bir romandır, yalnızca kurgusal bir hikâyedir.
Littré öyle söylüyor ve o hiç yanılmaz. Ayrıca o kadarını herkes yapabilir.
Siz sadece gözlerinizi kapayın. O, yaşamın diğer tarafındadır.

Louis-Ferdinand Céline
“Gecenin Sonuna Yolculuk”


3-La-grande-bellezza.jpg


Yukarıdaki cümlelerle açılıyor Paolo Sorrentino’nun son filmi Muhteşem Güzellik -yüzyılın yüz kitabı listesinin tepelerinde yer alan Gecenin Sonuna Yolculuk’un açılışıyla birebir aynı olarak. Sorrentino, büyük ses getiren filminde 65′inci yaşını kutlayan bir yazarın yolculuğuna odaklanıyor. Film, sonraları bir İtalya güzellemesi olduğuna kanaat getirilmesine uygun olarak kameraların havada süzülen dansının tarihi Roma yapılarının aralarında dolaşmasıyla başlıyor. Bir turist kafilesi, güzellikleri şaşkınlıkla incelerken aralarından biri gördüğü manzara karşısında yere yığılıyor. Celine’in yaşamdan ölüme yolculuk tasvirine uyarlanan sahnenin hemen ardından Jep’le tanışıyoruz. Seneler önce yazdığı bir kitapla yoktan var olarak büyük ün kazanan bu adam, çalıştığı dergide röportaj yaparak hayatına devam ediyor. Doğum gününde yaşadıkları ve sonrasında geçmişe dair öğrendiği çarpıcı bir gerçek, onu artık eski yaşantısından koparıp Celine’in deyişiyle gecenin sonuna doğru yaptığı yolculuğa doğru sürüklüyor.

Her ne kadar filmin ismi Muhteşem Güzellik olsa da, yönetmen koltuğunda oturmasının yanında senaryoyu da kaleme alan Sorrentino’nun Celine’in eserinden ne kadar etkilendiği fark ediliyor. Jep’in kendini ve geçmişini keşfetme yolculuğu, onların gerçekliğiyle yüzleşme denemeleri, çevresindekileri aydınlatma ve onlarla aralarında olan örtüleri kaldırması odaklarında ilerleyen Muhteşem Güzellik’te Sorrentino, karakterinin hesaplaşmaları ve arayışlarında seyirci ile arasına mesafe koyarak işini yapmayı tercih ediyor. Zıtlıklar içinde güzellik arayan yönetmen, hem karakter hem de seyirci için soru işaretleriyle dolu hikayesini kurgularken yolculuk temasından faydalanarak bir durum öyküsü oluşturuyor. Alışılmışın dışında seyreden film, söz konusu işlenişi ve anlatımı itibariyle yakın dönemin etkileyici yapımlarından Holy Motors’u andırıyor. Leos Carax imzası taşıyan Holy Motors’ta, yönetmen kendi yolculuğunu ortada kalmış ve kukla olmuş bir karakterden faydalanarak seyircinin karşısına çıkmışken Muhteşem Güzellik, benzer bir şiirsellikle kavrulmuş işlenişinin yanında kalan yaşamını tamamlarken geçmişi ve şimdiyi araştıran karakteri vasıtasıyla yolculuğa devam ediyor. Holy Motors’ta Oscar’ın bir günlük yolculuğunda ona eşlik eden ve arayışını dolduran Celine’in görevini Muhteşem Güzellik’te Jep için Ramona üstleniyor. Oscar da Jep de gecenin sonuna doğru yaptıkları yolculukta aradıkları güzellik yaşamlarının bir bölümünde orada olduğu halde ona ulaşamamalarının düşünceleri ve merakıyla yoğruluyor.

Sorrentino, seyirciye anlattığı durum öyküsünde Jep’in aradığı güzelliğin yolculuğun kendisinde saklı olduğu sinyallerini bolca veriyor. İlk dakikalardan sona dek Roma’nın ürpertici derecede güzel atmosferini soluyan karakterine hayali ve gerçeği öğretiyor. Bunun için hem kamerasını oynatmaktan çekinmiyor hem de yan karakterlere önemli roller veriyor. Yolculuk dışındaki her şeyi angarya ve hüsran olarak tanımlayan Celine’e, entelektüel toplum eleştirisi ve arayış dışındaki eylemlerin gereksizliği ve zevksizliği ile yanıt veriyor. Toni Servillo, göz kamaştırıcı performansı ile tüm filmi kamera önünde sırtında taşıyan iki karakterden biri olarak yönetmenin bu amacına hizmet eden aracısı oluyor. Diğer karakter olan Roma şehrinin kendisi ise Jep’in yolculuğunu yaptığı ve muhteşem güzelliğin ta kendisi olan evrenin temelini oluşturarak yapbozu tamamlıyor.

la-grande-bellezza-paolo-sorrentino-03.jpg


İtalya’nın 86. Akademi Ödülleri için Oscar adayı olan Muhteşem Güzellik, Avrupa Film Ödülleri’nde en iyi film ve yönetmen dahil dört önemli ödülü kucakladıktan sonra çok geniş bir kitle için farkındalık yarattı. Olay öykülerinin alışılagelen örgülerinden kurtularak kaygıdan uzak, karakterinin arayış çizgisi üzerinden şiirsel bir sanat eseri verme kaygısıyla yola çıkan Sorrentino’nun amacına ulaştığını söylemek fazlasıyla mümkün. Kuşkunun, hesaplaşmanın ve güzelliği aramanın; gerçeğe ulaşmaya çalışmanın filmi olan Muhteşem Güzellik için 2013′ün Holy Motors’u demek kafalardaki soruları özetle yanıtlamak için en iyi tasvir olacaktır.

spg1ab.png


- Burak Hazine -
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst