Gözde'
Bayan Üye
Bir hafta boyunca 24 saat aralıksız devam eden Sanat Maratonu sona erdi. Tiyatrocular mücadeleye devam derken elitist suçlamalarına da cevap verdiler: ''Halkla karşı karşıya değil iç içe olduğumuzu gösterdik...''
Sanatçılar Shakespeare’den ilham aldılar ve ‘Dünya bir sahnedir’ diyerek Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda başladılar Sanat Maratonu'na. Sanatçılar, Şehir Tiyatroları yönetmeliğinin değiştirilmesi ve hükümetin özelleştirme politikalarına karşı 'özgür sanat' demek için bir hafta boyunca 24 saat aralıksız seyirciyle buluştu.
Sanat Maratonu boyunca katılım çok iyiydi, özellikle geceler kalabalıktı. Sanatçılar çok memnun, Tiyatrocu Aslı İçözü, ''Biz bir şey beklemiyorduk. Çok mutlu olduk, bir şeyler paylaştığımızı gördük.'' diyor.
Tiyatro sanatçısı Semah Tuğsel ise maratonun fedakarlık sonucu ortaya çıktığını söylüyor: ''Bu bir sanat gösterisi değil aslında. Buraya gelen gruplar dekorsuz, kostümsüz oynuyorlar. Önemli olan burada bir eylemin devam etmesiydi. Burada herkes fedakarlık etti, tam bir dayanışma. Seyircilerimiz de çok iyiydi.''
İçözü, bu maratonun yöntemlerden sadece biri olduğunu söylüyor: ''Biz ilk olduğunu düşünüyoruz. Benzerleriyle karşılşmadık. Ama bu sadece yöntemlerden bir tanesi. En iyi bildiğimiz şey bu. Sahneye çıkıyoruz.. Biz her yerde işimizi yapmaya devam edebiliriz.''
MÜCADELEYE DEVAM
Maraton bitti ama 'Özgür Sanat' için mücadele etmeye devam edeceklerini söylüyorlar. ''Biz görüşmelerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim istediğimiz şey bu kadar emrivaki yapılmamamsı. Masaya oturmamız gerekiyor. Sanat üzerine bir karar verilecekse bunun sanatçısız olmayacağını anlatmaya çalışıyoruz ve direncimizi artırmaya çalışıyoruz.''
Tuğsel, 'umut' var diyor: ''Bizi bürokratlar yönetiyor. Bunu kabul edemeyiz. Sanatı sanatçılar yönetir. Yönetim kurulunda 5 tane bürokrat olur mu? İnşallah düzelecek. Umudumuz var. En büyük tehlike umudu kaybetmek.''
Asıl önemli olanın ise elitist olmakla suçlanan tiyatrocular ile halkın karşıya değil içiçe olduğunu göstermeleri olduğunu söylüyorlar.
''Bu direnç halkın direnci. Biz bunu kamuya yapıyoruz. Biz onlarla birlikteyiz. İç içeyiz, ten teneyiz. Söylemler çok tuhaf biz elitist değiliz.''
Tuğsel üzerine basa basa söylüyor: ''2 milyar maaşla elitist mi olunur. Bu etkinlikte iç içe olduğumuzu karşı karşıya olmadığımızı gösterdik. Kendi insanlarımızla bizi düşman etmeye çalışmak çok acı bir şey.''
Son olarak tekrar hatırlatıyorlar; 'mücadele devam edecek'. 98 yıllık bir tarihin birilerinin elinin tersiyle atacağı bir şey olmadığını, buna izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Ve tabii ki sahneden asla inmeyeceklerini de...
Sanatçılar Shakespeare’den ilham aldılar ve ‘Dünya bir sahnedir’ diyerek Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda başladılar Sanat Maratonu'na. Sanatçılar, Şehir Tiyatroları yönetmeliğinin değiştirilmesi ve hükümetin özelleştirme politikalarına karşı 'özgür sanat' demek için bir hafta boyunca 24 saat aralıksız seyirciyle buluştu.
Sanat Maratonu boyunca katılım çok iyiydi, özellikle geceler kalabalıktı. Sanatçılar çok memnun, Tiyatrocu Aslı İçözü, ''Biz bir şey beklemiyorduk. Çok mutlu olduk, bir şeyler paylaştığımızı gördük.'' diyor.
Tiyatro sanatçısı Semah Tuğsel ise maratonun fedakarlık sonucu ortaya çıktığını söylüyor: ''Bu bir sanat gösterisi değil aslında. Buraya gelen gruplar dekorsuz, kostümsüz oynuyorlar. Önemli olan burada bir eylemin devam etmesiydi. Burada herkes fedakarlık etti, tam bir dayanışma. Seyircilerimiz de çok iyiydi.''
İçözü, bu maratonun yöntemlerden sadece biri olduğunu söylüyor: ''Biz ilk olduğunu düşünüyoruz. Benzerleriyle karşılşmadık. Ama bu sadece yöntemlerden bir tanesi. En iyi bildiğimiz şey bu. Sahneye çıkıyoruz.. Biz her yerde işimizi yapmaya devam edebiliriz.''
MÜCADELEYE DEVAM
Maraton bitti ama 'Özgür Sanat' için mücadele etmeye devam edeceklerini söylüyorlar. ''Biz görüşmelerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim istediğimiz şey bu kadar emrivaki yapılmamamsı. Masaya oturmamız gerekiyor. Sanat üzerine bir karar verilecekse bunun sanatçısız olmayacağını anlatmaya çalışıyoruz ve direncimizi artırmaya çalışıyoruz.''
Tuğsel, 'umut' var diyor: ''Bizi bürokratlar yönetiyor. Bunu kabul edemeyiz. Sanatı sanatçılar yönetir. Yönetim kurulunda 5 tane bürokrat olur mu? İnşallah düzelecek. Umudumuz var. En büyük tehlike umudu kaybetmek.''
Asıl önemli olanın ise elitist olmakla suçlanan tiyatrocular ile halkın karşıya değil içiçe olduğunu göstermeleri olduğunu söylüyorlar.
''Bu direnç halkın direnci. Biz bunu kamuya yapıyoruz. Biz onlarla birlikteyiz. İç içeyiz, ten teneyiz. Söylemler çok tuhaf biz elitist değiliz.''
Tuğsel üzerine basa basa söylüyor: ''2 milyar maaşla elitist mi olunur. Bu etkinlikte iç içe olduğumuzu karşı karşıya olmadığımızı gösterdik. Kendi insanlarımızla bizi düşman etmeye çalışmak çok acı bir şey.''
Son olarak tekrar hatırlatıyorlar; 'mücadele devam edecek'. 98 yıllık bir tarihin birilerinin elinin tersiyle atacağı bir şey olmadığını, buna izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Ve tabii ki sahneden asla inmeyeceklerini de...