Mr. Banks (Saving Mr. Banks) 2014

Silencio

Kayıtlı Üye
2140373.jpg


Bir JOHN LEE HANCOCK Filmi !

- Mr. Banks / Saving Mr. Banks (2014) -

Vizyon Tarihi: 07 Şubat 2014
Yapımı : 2013 - ABD
Tür : Biyografi , Dram , Komedi
Süre: 118 Dak.
Yönetmen : John Lee Hancock
Oyuncular : Emma Thompson , Tom Hanks , Ruth Wilson , Paul Giamatti , Colin Farrell
Senaryo : Sue Smith , Kelly Marcel
Yapımcı : Alison Owen , Philip Steuer

Amerikalı sinemacı Walt Disney iki kızına Mary Poppins hakkında bir film yapmak için söz verir. İlk başta orijinal romanın yazarı P.L. Travers’dan izin alması gerekmektedir. 1961’de yazar Londra’dan Hollywood’a Disney projesini görüşmek için gelir. Fakat yüzleşemediği bazı acıları ve hesaplaşmaları vardır. California’da kaldığı süre boyunca Avusturalya’daki ailesinin geçmişte çektiği sıkıntıları anımsar. O sene kaybettiği babası Mr. Banks karakterine ilham kaynağı olmuştur. Travers ve Disney film için anlaşmaya varırlar ama Walt Disney’in de masaya getireceği şartlar vardır.
Disney'in klasikler arasına girmiş filmi "Mary Poppins"in ortaya çıkış sürecini ve "kamera arkasını" ele alan filmin yönetmenliğini Pamuk Prenses ve Avcı filminin senaryosuna imza atmış olan John Lee Hancock üstleniyor. Senaryo ise Sue Smith ve Kelly Marcel ikilisine ait. Filmde Walt Disney'i ise Tom Hanks canlandırıyor.

 
Son düzenleme:
---> Mr. Banks / Saving Mr. Banks (7 Şubat 2014)

John Lee Hancock henüz rüştünü ispatlamayı başaramamış, filmografisinde az sayıda ve zayıf filmleri olan bir yönetmen. Ve nedendir bilinmez, bugüne kadar yaptığı bir eldeki parmak sayısını geçmeyen işler bir şekilde seyirciyi ve eleştirmenleri ikiye bölmüş durumda. Eğer bir film toplulukları ikiye bölüyor ve her iki grubun oranı birbirine yaklaşıyorsa, o filme şüpheyle ve merakla yaklaşmak gerekir mottosuyla yola çıkıp Hancock’ın son eseri Saving Mr. Banks’in başına oturunca kendisinin sinemacı kimliğinde ergenliğini tamamlayamadığını bir kez daha görmek hoş olmadı. Sizi bilmem ama batıdaki çocukların geceleri korkunca sığındığı limanlardan olan Mary Poppins’in yazarı P.L. Travers’a (Emma Thompson) odanlanan film, aynı anda iki hikaye birden anlatarak bir yandan Travers’ın çocukluğunu, diğer yandan Walt Disney’in (Tom Hanks) ünlü yazarı kandırarak pek çoklarına mal olmuş karakteri film edişini ele alıyor.

saving-mr-banks-1.jpg


Hancock’un film tekniklerini sorgulamak kimseye düşmez fakat iddialı bir şeyler yaparken oturup düşünmek her sinemacının görevidir. Saving Mr. Banks’i yapmadan önce ne kadar düşündü bilmem fakat bazı şeyleri iki kez tartması filmini daha değerli kılabilirdi. İki ayrı hikayeyi, birbirleriyle bütünlük yakalamaksızın sunan yönetmen, Saving Mr. Banks’in seyircisini uzunca bir süre kucaklamasına engel olan tercihi yaparak büyük hata etmiş. Travers’ın babası ile olan ilişkisinden yola çıkarak yazarın kişiliğine yön vermesi mevzusunu havada bırakması, film boyunca elde var olan bağlantıların nereden çıktığı belirsiz birkaç armut, bir atlıkarınca ve çöpler ile yapraklardan oluşan bir küçük oyuncak ev olmasına engel olamıyor. Baba ve kız ilişkisini anlatmaya çalışan Hancock, bunu beceremediği gibi filmini (The Blind Side’da yaptığı gibi) duygu dozu yüksek tepelere oturtmaya çalışarak seyircinin gönlünü kazanmayı hedefliyor. Travers’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak Mary Poppins karakterini oluşturduğunu anlamamızı da sağlayan bu flashback’ler bütünü, filmin özellikle ilk yarısını gereksiz biçimde ikiye bölüyor. Çok şükür ki ikinci yarıda Disney ile olan bölümler filmi domine ediyor.

saving-mr-banks.jpg


Gerçi filmin anlattığı bu ikinci hikaye de öyle gösterişli, derin bir hikaye olmayı başaramıyor. Tom Hanks’in ağır makyaj altında, yalnızca repliklere dayalı bayağı oyunculuğu ve Emma Thompson’ın başarılı bir şekilde tasvir ettiğine inandığım huysuz, titiz ve hoşnutsuz İngiliz tiplemesinin atışmaları ve ilişkilerindeki iniş çıkışları öyle çok da çekici sekanslar sunmuyor. Gereksiz diyaloglar ve karakterler ile uzatılan filmin Colin Farrell ve Paul Giamatti gibi önemli iki topu da mevcut. Farrell’ı uzun süredir ilk kez (hatta kariyerinde çok nadiren) ciddi ve başarılı bir performans ile seyretme zevkine nail olurken Giamatti gibi yetenekli bir oyuncuyu Driving Miss Daisy’nin Colburn’üne benzer, gereksiz ve manasız bir rolde takip etmek yorucuydu. Yine de kendisinin bu önemsiz performansında iyi bir iş çıkardığını söylemek pek ala mümkün.

Saving Mr. Banks, aslında dar açıdan bakıldığında bile bir çeşit Disney propagandası diyebiliriz. İnatçı kadını evcilleştirme, bunu yaparken onu geçmişiyle yüzleştirme gibi ucuz yöntemlerle seyirciyi duygu seline sürüklemeye çalışan; fakat alttan alttan Disney’in her anında kendi reklamını yaptığı vasat bir film. Bize anlatılanlar gerçeği ne kadar yansıtıyor, bilmemiz pek mümkün değil fakat bir insanın radikal kararlarını değiştirmek için onu Disneyland’e sürüklemek de pek samimi durmuyor. Gerçi görünen o ki işe yarıyor; en azından Hancock’ın filmde bir şeyleri (eften püften de olsa) bağlayabilme yetisine sahip olduğunu görebiliyoruz.

verw92.png


- Burak Hazine -
 
---> Mr. Banks / Saving Mr. Banks (7 Şubat 2014)

Sinema dünyasında yer etmiş isimlerin hayatlarının belli bir dönemine odaklanan filmler son yıllarda moda haline geldi. 2011′de izlediğimiz Marilyn ile Bir Hafta ve geçen sene izlediğimiz Hitchcock bu yapıya sahip biyografik filmlerdi. Mr. Banks ‘de bu iki filmin yolundan ilerliyor aslında. Fakat derdini daha geniş bir öyküye ve neden sonuç ilişkisine dayandırarak anlatıyor. 1964 yılında oldukça ilgi gören klasik film Mary Poppins’in yapılış sürecine odaklanan film bunu yazar P.L. Travers’ın hayatı ve kitabın Walt Disney tarafından beyazperdeye aktarılmasını bağdaştırarak bizlere aktarıyor.

Mr. Banks’in kamera arkasındaki kişi ise John Lee Hancock. 2009 yılında yönettiği The Blind Side’ın aldığı Oscar adaylığı ile en büyük başarısını kazanan Hancock, aynı filmle Sandra Bullock’un da en iyi kadın oyuncu ödülüne uzanmasına ön ayak olmuştu. The Blind Side dışında hayli zayıf filmlerden oluşan bir kariyere sahip olan yönetmenin belki de en yetkin işi diyebilirim Mr. Banks için. Diğer filmleri ile karşılaştırıldığında atmosfer oluşturma ve oyuncu yönetimi anlamında yönetmenin mesafe kat ettiği göze çarpan bir durum. İlerleyen yıllarda daha güçlü senaryolarda etkileyici işlere imza atabileceğini düşünüyorum.

Saving-Mr-Banks-Filmloverss.jpg


Mr. Banks’in senaryosu iki parçalı bir yapıya sahip ve film bize bunu sıçramalı kurgu ile yansıtıyor. 1906 ve 1961 arasında sürekli gidip geliyoruz. 1906′da geçen bölümlerde yazar Pamela Travers’ın çocukluğuna ve babası ile ilişkisine odaklanırken, 1961′de geçen bölümlerde Pamela Travers ve Walt Disney arasındaki Mary Poppins’in filme uyarlanmasına dair yaşanan olaylara şahit oluyoruz. Filmin bu iki bölümünde de kilit olan noktalar yazar Travers’ın hayatını şekillendiren iki farklı erkek figürü aslında. Filmin başlarından itibaren oldukça huysuz ve geçimsiz biri olarak tasvir edilen Travers’ın neden böyle olduğuna dair ortaya çıkan soru işaretleri ise geçmişine yönelik olaylar açığa çıktıkça netliğe kavuşuyor. Mary Poppins’in arkasından yatan gerçek ve dramatik öyküyü de bu şekilde öğrenmiş oluyoruz.

Oyunculuklara gelecek olursak filmin bu anlamda doyurucu olduğunu söyleyebilirim. P.L. Travers rolünde Emma Thompson kariyerinin en iyi performanslarından birini ortaya koyarken, Tom Hanks ise Walt Disney olarak gayet inandırıcı ve abartıdan uzak bir iş çıkarmış. Bu iki ismi bir kenara ayırırsak filmin esas sürprizi Colin Farrell bence. Travers Goff olarak oldukça önemli bir karaktere hayat veren Farrell, filmin duygusal yönünü sırtlayan incelikli bir performansa imza atmış.

Mr. Banks’in ilerleyen yıllarda bir kalıcılığı olacağını düşünmüyorum ama sonuç olarak seyirciye kendisini izletmeyi başaran gerçek bir öykü var karşımızda. Hem Walt Disney gibi bir dehayı içermesi hem de Mary Poppins gibi önemli bir filmin arka planını göstermesi bakımından görülmeli.

- Murat Karakuş -​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst