Motosiklet Teorisi #12, Sağa Dönüş

sensiz olmaz

Kayıtlı Üye
"Evet, “Sola Dönüş” konusunda epey bir şeyler yazdık çizdik, en azından çoğunluk tarafından şimdiye kadar hep aynı sanılan sola ve sağa dönüşün aynı olmadığını, neden sola dönüşlerde zorlandığımızı, neden daha çok kaza olduğunu idrak ettik beraberce… Maalesef yollar kapalı daireler seklinde olmadığından, bazen (!) sağa da dönmemiz de gerekir… : ) Hele yolunuzu kaybedip bir otoyol yoncasında takıldıysanız sabaha kadar sağa dönebilirsiniz






Sola dönüşte anlattığım bir test faslı vardı ve biliyorsunuz artık motoru laboratuar şartlarında sağa döndürmek, bir yandan gaz veren elle aynı anda onu sağa itmek zorunda olduğunuz için, gerektiğinde ön freni kullanabilmek için hazır beklediğiniz için daha zordu. Ama kazın ayağı sokağa çıktığınız zaman öyle değildi. Çünkü bu kez yolun “kamber açısı” sizin lehinize çalışıyor. Gövdenizin karşıdan gelen trafik şeridine geçme tehlikesi de yok. Ayrıca gitmekte olan yöne bakmakta mesafe ve virajın geleceği hakkında tahminlerde bulunmak sağ yanda bir suru referans cismi (kaldırım, ağaçlar, yayalar, telefon direkleri vb.) olduğu için daha kolay.

Şimdi biraz da hem sağ hem sol virajda kullanabileceğiniz bir püf noktası vereyim. Sürücünün bakış açısından virajlarda yollar ilerde sıfır olup bitiyormuş gibi görünür. Yukarıdaki basit çizimi bunun için yaptım. İşte bu yolların, çizgilerin birleştiği noktaya “ok ucu” diyoruz. Bu ok ucu yarıçapı sabit bir virajda, hızınız koruduğunuz sürece sizle aranızdaki mesafeyi korur. Viraj biterken de yok olur gider.

Eğer bu ok ucu sizden hızla uzaklaşıyorsa viraj yarıçapı buyuyor, “viraj açılıyor” demektir. Eğer size doğru yaklaşıyorsa da tam tersi, viraj yarıçapı daralıyor, viraj sertleşiyor-kapanıyor anlamına gelir. Herhangi bir virajı güvenle almanın başlıca şartlarından biri gözünüzü bu ok ucuna dikmeniz, onu hedeflemeniz, “geniş görüş açınızla” da çevreyi taramanızdır.

Hiç unutmayın, motor nereye bakarsanız oraya gider. Ve bu özelliği kendi avantajınıza kullanmasını bilin. Virajda hedefiniz “ok ucu” dur… Virajın ÇIKIŞIDIR.

Yani şimdi biraz da “Object Fixation Syndrom” – Hedefe Kilitlenme Sendromu- ndan bahsetmem gerekiyor.
İkinci dünya savaşında hava çatışmalarına katılan havacıların başlıca dertlerinden biri pilotların ateş etmekte oldukları uçaktan gözlerini ayıramaması ve gidip o uçağa ya da uçuşan enkazına çarpmasıydı. Sonradan bu sendromun adi konulmuş ve avcı uçağı eğitiminde hedef vurulduğu anda pilotun gözlerini başka bir yere, tercihan kaçış rotasına çevirmesi eğitimi verilmeye başlanmıştır.

Aynı dert biz motorcuların başında da vardır. Yolun ortasında bir çukur görürsünüz, gözünüzü ayırmazsanız dooğru bodoslama girersiniz içine. Ya da daha tehlikelisi, viraj alırken virajın içinde-karşısında bir cisme-olaya gözünüz takılır… Hatta şöyle olur; hızınız fazladır biraz, bu hızla virajı alamayacağınızı sanırsınız/düşünürsünüz bir an için, paniğe kapılır ve çarpmanız muhtemel yere kilitlenir gözleriniz. Ve motor hiç şaşmaksızın o kilitlendiğiniz yere gider.

Bu durumda ne yapmalısınız? Hemen başınızı /gözünüzü -tüm varlığınızı- kaçış noktasına çevirin. Virajda iseniz ok ucuna. Değilseniz daha tehlikesiz başka bir referans noktasına, mesela o korkunç çukur yerine yanındaki daha küçük/masum çukura ya da sol ilerdeki sigara paketine vs. Kendinize her zaman güvenle kilitleneceğiniz hedefler bulun ve bunu motor sürerken bir eğlence haline getirin.

“Panik” bilgisizlik ve tecrübesizlik sonucu ortaya çıkan bir yangındır. Pek çok nedeni vardır ve her şeyi berbat eder. İşte hedefe kitlendiğinizde yeni hedef seçmek/ hedef değiştirmek bu yangını söndürmek için birebirdir. Bu bilgiyi tabii ki bisiklet, otomobil, jet ski vb. Her araçta kullanabilirsiniz.

Bol virajlı yollar dilerim…
 
Son düzenleme:
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst