ashli
Bayan Üye
Moda ömrünün sonuna mı geldi?
Geçen hafta Yves Saint Laurent'in kreatif direktörü Stefano Pilati ve İngiliz tasarımcı Vivienne Westwood yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Pilati “Moda ömrünü tüketti. Şık kadın kalmadı”, Westwood ise “Herkes birbirinin kopyası haline gelip çirkinleşti” dedi. Türk tasarımcılar ile şıklıklarıyla ünlü iş kadınlarına sorduk: “Moda biter mi?”
Geçen hafta dünyaca ünlü modaevi Yves Saint-Laurent'in kreatif direktörü Stefano Pilati, modanın sonunun geldiğini ve artık etrafta zarif ve şık kadın görmenin zorlaştığını söyledi. Pilati, Vice Dergisi'ne verdiği demeçte "Ünlü bir marka giyip hava atmakla zarif olunmaz. Benim için şıklık, kişinin kendisine neyin yakıştığını bilmesiyle ilgilidir, gösteriş yapmakla değil. Moda ömrünü tüketti" diyerek de tartışmanın fitilini ateşledi.
Birkaç gün sonra ünlü İngiliz tasarımcı Vivienne Westwood da Londra Moda Haftası'nda defile öncesi kuliste benzer açıklamalar yaptı. Modanın şıklıktan çok uzak olduğu, stil konusunda en rüküş zamanların yaşandığını söyleyerek tartışmayı iyice alevlendirdi. Westwood, yemek kültürüne giren fast yani hızlı tüketimin modaya da hakim olmaya başlamasını, artık kaliteli, bir tarzı yansıtan kıyafetler yerine kullanılıp atılan ürünlerin revaçta olmasını da eleştirdi. Ünlü tasarımcı ayrıca stil yoksunluğu yüzünden herkes birbirinin kopyası haline gelerek çirkinleşti diyerek Pilati'ye arka çıkmış oldu.
Yurtdışında bu tartışmalar devam ederken biz de Türkiye'de şıklıklarıyla dikkat çeken, tasarımlarıyla adından söz ettiren isimlere sorduk: "Sizce gerçekten moda kendini tüketiyor mu? Artık etrafta şık kadın kalmadı mı?"
Stili sokak belirliyor
Her zaman şıklığıyla dikkatleri üzerine çeken iş kadını Feryal Gülman, son zamanlarda tüm dünyada sokak modasının takip edildiği görüşünde. En ünlü modacıların dahi sokak modasına göre koleksiyonlar hazırladığını hatırlatan Gülman, Pilati ve Westwood'un açıklamalarına katıldığını söylüyor: "Artık modayı sokak yaratıyor ama yine de 2012 kış koleksiyonlarına bakınca daha sofistike bir görünüm var ve bence bu bir karşı duruş. Ayrıca sokak modası daha çok gençlere yönelik bir akım. Fakat hepimiz genç kalmaya çalışıyoruz ve biz de takip ediyoruz."
Paris'in kendine gelmesi gerek+
Türkiye'de haute couture denilince ilk akla gelen isimlerden Vural Gökçaylı geçen hafta başlayan tartışmaya sonuna kadar katılıyor! Üstelik Stefano Pilati ve Vivienne Westwood gibi o da yeni bir polemik yaratacağa benziyor: "Artık Paris’te Yves Saint Laurent (YSL) gibi yaratıcı güce sahip moda tasarımcısı var mı ki moda güzel olsun? Hiç kimse YSL gibi modaya yeni bir soluk getiremedi. Onun yerine geçenlerin hiçbirinde onun yaratıcı gücü olmadı. YSL Paris'in en son şıklığıydı. Tabii ki o şık kadını eskisi gibi görmemiz mümkün değil. Gelelim Türkiye'ye... 40-45 yaşından sonra ev hanımlığından sıkılıp 'Ben modacıyım' deyip ortaya çıkan kadınlarla dolu bu ülke ve bu kişiler bir de modaya yön vermeye çalışıyor. Hiçbir alt yapıları olmadan sadece nakit güçleriyle yurtdışında defileler yapabiliyorlar. Renkli basının ise moda ikonu diye gösterdikleri insanların çoğu tam bir rüküşlük numunesi. Dior'un başına geçen Galliano da, Dior'un çizgisinden gitmedi ve giyilmeyecek şeyler tasarladı. Muhteşem Givenchy tasarımları da unutulur gibi değil. O dönemin starlarına bakın. İşte bence gerçek moda ikonları onlardı. Şu an moda ikonları deyince iki askı bir kuyruk, kumaş, teknik, tasarım asla yok. Paris'in kendine bir çekidüzen vermesi, Türkiye'deki tasarımcıların da akıllarını başlarına almaları gerekiyor. Uluslararası modadaki karışıklık aşikar"
Kadınları her daim şık görmeliyim
Moda tasarımcısı Siren Ertan da bazı tasarımcıların farklı olmak ve dikkat çekmek adına kadınları şık, zarif ve klas göstermekten uzaklaştırmasının, zaman zaman kendisini de rahatsız ettiğini belirtiyor: "Çünkü ben kadınları her daim şık görmek arzusundayım. Tasarımlarımla kendimi tatmin etmeyi değil, müşterimi olabilecek en güzel hali ile göstermeyi hedefliyorum."
Hızlı tüketim kaliteyi düşürdü
Paris Haute Couture Moda Haftası'na 17 kez katılan ünlü modacı Dilek Hanif modanın ömrünün tükenmeyeceğine inananlardan: "Değişim hızına yetişemediğimiz yeni trendler, markaları kalite ve şıklık üretmek yerine, ucuz ve hızlı tüketime uygun koleksiyonlar hazırlamaya mecbur ediyor. Özellikle son yıllarda lüks tasarım markalarının gençlere ulaşabilmek adına hızlı tüketim modeline uygun markalarla geliştirdiği işbirlikleri bu teslimiyetin en önemli göstergesi. Moda markaları çağın ve değişen koşulların varlığını kabul ederek markalarını ayakta tutabilmek ve yeni jenerasyonlara devredebilmek için sistemin gereğini yapıyor. Sonuçta bu hızlı değişim ve tüketim çılgınlığı sadece kalite, tarz ve şıklık vaat ederek markaları ayakta tutamıyor. Markalar da tarzı olan kaliteli şıklık üretmek yerine kolay erişilebilir, hızlı tüketilir giysilerle varlıklarını korumaya çalışıyor. Yine de modanın kalıcı markalarla yoluna devam edeceğini düşünüyorum."
Şık kadınlar hep var olacak
ABD Başkanı Ronald Reagan'ın eşi Nancy Reagan, Jennifer Lopez, Bruce Willis'in karısı Emma Heming gibi ünlüleri giydiren ünlü modacı Nedret Taciroğlu bir haftadır süren tartışmaya katılmıyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: "Modayı etkileyen bir sürü faktör var. Moda tarihine baktığımızda da ekonomi, siyaset, savaşlar hepsi modayı dolaylı yönden etkilemiştir. Tabii günümüzde de bu etkenlerden dolayı sürekli kavramlar değişiyor. Eskiye nazaran şimdi yalnızca daha sadeleştik. Ama Stefano ve Westwood'un dediğine gibi şık kadınlar tükenmedi ve hep var olacak."
Geçen hafta Yves Saint Laurent'in kreatif direktörü Stefano Pilati ve İngiliz tasarımcı Vivienne Westwood yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Pilati “Moda ömrünü tüketti. Şık kadın kalmadı”, Westwood ise “Herkes birbirinin kopyası haline gelip çirkinleşti” dedi. Türk tasarımcılar ile şıklıklarıyla ünlü iş kadınlarına sorduk: “Moda biter mi?”
Geçen hafta dünyaca ünlü modaevi Yves Saint-Laurent'in kreatif direktörü Stefano Pilati, modanın sonunun geldiğini ve artık etrafta zarif ve şık kadın görmenin zorlaştığını söyledi. Pilati, Vice Dergisi'ne verdiği demeçte "Ünlü bir marka giyip hava atmakla zarif olunmaz. Benim için şıklık, kişinin kendisine neyin yakıştığını bilmesiyle ilgilidir, gösteriş yapmakla değil. Moda ömrünü tüketti" diyerek de tartışmanın fitilini ateşledi.
Birkaç gün sonra ünlü İngiliz tasarımcı Vivienne Westwood da Londra Moda Haftası'nda defile öncesi kuliste benzer açıklamalar yaptı. Modanın şıklıktan çok uzak olduğu, stil konusunda en rüküş zamanların yaşandığını söyleyerek tartışmayı iyice alevlendirdi. Westwood, yemek kültürüne giren fast yani hızlı tüketimin modaya da hakim olmaya başlamasını, artık kaliteli, bir tarzı yansıtan kıyafetler yerine kullanılıp atılan ürünlerin revaçta olmasını da eleştirdi. Ünlü tasarımcı ayrıca stil yoksunluğu yüzünden herkes birbirinin kopyası haline gelerek çirkinleşti diyerek Pilati'ye arka çıkmış oldu.
Yurtdışında bu tartışmalar devam ederken biz de Türkiye'de şıklıklarıyla dikkat çeken, tasarımlarıyla adından söz ettiren isimlere sorduk: "Sizce gerçekten moda kendini tüketiyor mu? Artık etrafta şık kadın kalmadı mı?"
Stili sokak belirliyor
Her zaman şıklığıyla dikkatleri üzerine çeken iş kadını Feryal Gülman, son zamanlarda tüm dünyada sokak modasının takip edildiği görüşünde. En ünlü modacıların dahi sokak modasına göre koleksiyonlar hazırladığını hatırlatan Gülman, Pilati ve Westwood'un açıklamalarına katıldığını söylüyor: "Artık modayı sokak yaratıyor ama yine de 2012 kış koleksiyonlarına bakınca daha sofistike bir görünüm var ve bence bu bir karşı duruş. Ayrıca sokak modası daha çok gençlere yönelik bir akım. Fakat hepimiz genç kalmaya çalışıyoruz ve biz de takip ediyoruz."
Paris'in kendine gelmesi gerek+
Türkiye'de haute couture denilince ilk akla gelen isimlerden Vural Gökçaylı geçen hafta başlayan tartışmaya sonuna kadar katılıyor! Üstelik Stefano Pilati ve Vivienne Westwood gibi o da yeni bir polemik yaratacağa benziyor: "Artık Paris’te Yves Saint Laurent (YSL) gibi yaratıcı güce sahip moda tasarımcısı var mı ki moda güzel olsun? Hiç kimse YSL gibi modaya yeni bir soluk getiremedi. Onun yerine geçenlerin hiçbirinde onun yaratıcı gücü olmadı. YSL Paris'in en son şıklığıydı. Tabii ki o şık kadını eskisi gibi görmemiz mümkün değil. Gelelim Türkiye'ye... 40-45 yaşından sonra ev hanımlığından sıkılıp 'Ben modacıyım' deyip ortaya çıkan kadınlarla dolu bu ülke ve bu kişiler bir de modaya yön vermeye çalışıyor. Hiçbir alt yapıları olmadan sadece nakit güçleriyle yurtdışında defileler yapabiliyorlar. Renkli basının ise moda ikonu diye gösterdikleri insanların çoğu tam bir rüküşlük numunesi. Dior'un başına geçen Galliano da, Dior'un çizgisinden gitmedi ve giyilmeyecek şeyler tasarladı. Muhteşem Givenchy tasarımları da unutulur gibi değil. O dönemin starlarına bakın. İşte bence gerçek moda ikonları onlardı. Şu an moda ikonları deyince iki askı bir kuyruk, kumaş, teknik, tasarım asla yok. Paris'in kendine bir çekidüzen vermesi, Türkiye'deki tasarımcıların da akıllarını başlarına almaları gerekiyor. Uluslararası modadaki karışıklık aşikar"
Kadınları her daim şık görmeliyim
Moda tasarımcısı Siren Ertan da bazı tasarımcıların farklı olmak ve dikkat çekmek adına kadınları şık, zarif ve klas göstermekten uzaklaştırmasının, zaman zaman kendisini de rahatsız ettiğini belirtiyor: "Çünkü ben kadınları her daim şık görmek arzusundayım. Tasarımlarımla kendimi tatmin etmeyi değil, müşterimi olabilecek en güzel hali ile göstermeyi hedefliyorum."
Hızlı tüketim kaliteyi düşürdü
Paris Haute Couture Moda Haftası'na 17 kez katılan ünlü modacı Dilek Hanif modanın ömrünün tükenmeyeceğine inananlardan: "Değişim hızına yetişemediğimiz yeni trendler, markaları kalite ve şıklık üretmek yerine, ucuz ve hızlı tüketime uygun koleksiyonlar hazırlamaya mecbur ediyor. Özellikle son yıllarda lüks tasarım markalarının gençlere ulaşabilmek adına hızlı tüketim modeline uygun markalarla geliştirdiği işbirlikleri bu teslimiyetin en önemli göstergesi. Moda markaları çağın ve değişen koşulların varlığını kabul ederek markalarını ayakta tutabilmek ve yeni jenerasyonlara devredebilmek için sistemin gereğini yapıyor. Sonuçta bu hızlı değişim ve tüketim çılgınlığı sadece kalite, tarz ve şıklık vaat ederek markaları ayakta tutamıyor. Markalar da tarzı olan kaliteli şıklık üretmek yerine kolay erişilebilir, hızlı tüketilir giysilerle varlıklarını korumaya çalışıyor. Yine de modanın kalıcı markalarla yoluna devam edeceğini düşünüyorum."
Şık kadınlar hep var olacak
ABD Başkanı Ronald Reagan'ın eşi Nancy Reagan, Jennifer Lopez, Bruce Willis'in karısı Emma Heming gibi ünlüleri giydiren ünlü modacı Nedret Taciroğlu bir haftadır süren tartışmaya katılmıyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: "Modayı etkileyen bir sürü faktör var. Moda tarihine baktığımızda da ekonomi, siyaset, savaşlar hepsi modayı dolaylı yönden etkilemiştir. Tabii günümüzde de bu etkenlerden dolayı sürekli kavramlar değişiyor. Eskiye nazaran şimdi yalnızca daha sadeleştik. Ama Stefano ve Westwood'un dediğine gibi şık kadınlar tükenmedi ve hep var olacak."