TSunami_61
Kayıtlı Üye
Kapitalizm, şeytanın sömürü tuzağıdır. Bu tuzağın sun’i yemi olarak kadın seçilmiştir. Kadını “bakılacak bir dişi” haline getiren, “teşhir eden” ticâri çarklar kurdular. Çarklarını öylesine sinsi çalıştırdılar ki, şehveti, parayı, mevkiyi ve şöhreti hep sihirli değnek olarak kullandılar.
Buradan hareketle kadını öne çıkararak onların kafalarına şunu yerleştirdiler:
“Ekonomik özgürlüğü kazan, elindekileri bize aktar.”
Ekonomik özgürlük dedikleri şey kadın için yüzde yüz esarettir. Birçok sahtekâra oyuncak olmanın neresi özgürlüktür.Birlikte olduğu “erkek”lerin oyuncağı olmak özgürlük müdür? Bedenlerini ihanet oltalarına yem yapanların marifeti esirliktir; bunun adı da esarettir.
Bunca gayelerle defileler yapılıyor. Bu gayeleri ortaya çıkaran faktör modadır. Moda denilen şey esaret zincirinin bir halkasıdır. Moda, zamana göre değişen, bedenin belli noktalarını ön plana çıkaran bir hiçleşme metodudur. Bu anlayış kadını oyuncak yapar. Özgürlük şarkıları söyliyerek kadını esaret zincirine vurur. Esarette olduğunu da farkettirmemek için hileden hileye koşar.
Kur’ân’ın tesettür emri küfrün korkulu rüyasıdır. Çünkü böylesi olduğu takdirde sömürü çanına ot tıkanacağını çok iyi bilir.
Tesettür kadının kişiliğini ön plana alır. Defileler ise dişiliğini farkettirmeyi hedefler. Bakılacak, kullanılacak sonra da atılacak bir meta olarak zihinlere yerleştirir.
20’nci asır sonlarından itibaren “tesettür defileleri” adı altında bir bid’at ortaya atıldı. Aslında bu iki kelime birbirinin zıddıdır. Bir arada söylenirse garabet oluşur.
Dünyada herşey bir plan dahilinde icra ediliyor. Rastgele yapılan bir şey yok.
“Ilımlı İslâm” diyorlar ya, işin bir ucu da buralara dayanıyor. Kur’ân’ın hükümlerine açıkca muhalefet edenler bir taraftan hırçınlıklarını sürdürüyorlar. Bir taraftan da yalakalıkla görevli ahmaklar
-Bunlar bu hâlimizle bize müsaade etmeyecekler. Öyle ise giyimimizi biraz değiştirelim. Yumuşamış gibi görünelim. Tarzda farklılıklar yapalım. Pardesülerimiz tunik, badi, altımız pantolon, başta rengarenk “başörtüsü” olsun. “Değiştik” diyelim. Dönüşebileceğimizin de sinyallerini vermiş olalım.
Ahmakların bu beyanları öylesine çabuk netice verdi ki, kadın giyimlerinde ve kadın-erkek anlayışlarında korkunç değişimler ve dönüşümler oldu. Açılanlar ölçüsüzce açıldı. Kendilerini tesettürlü zannedenler çıplakmış gibi giyinişleriyle “giyinik çıplaklara ALLAH lânet etsin” Peygamber (SAV) Efendimizin bedduasının muhatabı oldular.
Tesettür defileleri düzenleyip vücutlarını bir başka açıdan teşhir ettirmek ve etmek için kucak dolusu para harcamak Müslümanlara yakışıyor mu?
Bu ülkede asgari ücret bile alamadan yaşamaya çalışan insanlar yarı aç, yarı tok ev geçindirmeye çalışırken marka kıyafet, defile, moda esareti içinde kucak dolusu para harcamak şefkat dininin mensuplarına yakışıyor mu hiç?
Mazlum toplumlara ehl-i küfür fiilen saldırmış.Kadınlarının ırzı payumal edilmiş. Gözyaşları sel olup akarken defilelerle hangi kıyafetle daha cazip teşhir olunmanın hesabını yapmak mensuplarını kardeş yapan İslâm’a inananlara yakışıyor mu?
Ey Müslümanlar!..
Kapitalizmin sömürü tuzağına esir olmak bizlere yakışmaz.
Moda denilen şey, zamana göre değişen vücudun belli noktalarını ön plana çıkarmaktır. Buna teşhir denir ki, hiç bir Müslüman kendini teşhir etmek kepazeliğinin suçunu işleyemez.
Defile, kadının dişiliğini göstermeyi hedefleyen, onu illaki bakılacak hale getiren bir olaydır. Oysa kadın için dişilikten önce kişilik ön planda olmalıdır. Herkes kişiliği ile insanlığını isbatlamalıdır.
Marka kıyafet kaliteli giyinmek demek değildir. Marka olsun diye maymunlaştıran modellere ne diyeceğiz?
Lütfen kadın-erkek hepimiz Müslüman olduğumuzu unutmayalım.VeMüslümanlığımızı daima ön planda tutalım. Yoksa helâk olanlarla birlikte sapıklığın bedelini ağır öderiz. ALLAH (CC) muhafaza eylesin
Buradan hareketle kadını öne çıkararak onların kafalarına şunu yerleştirdiler:
“Ekonomik özgürlüğü kazan, elindekileri bize aktar.”
Ekonomik özgürlük dedikleri şey kadın için yüzde yüz esarettir. Birçok sahtekâra oyuncak olmanın neresi özgürlüktür.Birlikte olduğu “erkek”lerin oyuncağı olmak özgürlük müdür? Bedenlerini ihanet oltalarına yem yapanların marifeti esirliktir; bunun adı da esarettir.
Bunca gayelerle defileler yapılıyor. Bu gayeleri ortaya çıkaran faktör modadır. Moda denilen şey esaret zincirinin bir halkasıdır. Moda, zamana göre değişen, bedenin belli noktalarını ön plana çıkaran bir hiçleşme metodudur. Bu anlayış kadını oyuncak yapar. Özgürlük şarkıları söyliyerek kadını esaret zincirine vurur. Esarette olduğunu da farkettirmemek için hileden hileye koşar.
Kur’ân’ın tesettür emri küfrün korkulu rüyasıdır. Çünkü böylesi olduğu takdirde sömürü çanına ot tıkanacağını çok iyi bilir.
Tesettür kadının kişiliğini ön plana alır. Defileler ise dişiliğini farkettirmeyi hedefler. Bakılacak, kullanılacak sonra da atılacak bir meta olarak zihinlere yerleştirir.
20’nci asır sonlarından itibaren “tesettür defileleri” adı altında bir bid’at ortaya atıldı. Aslında bu iki kelime birbirinin zıddıdır. Bir arada söylenirse garabet oluşur.
Dünyada herşey bir plan dahilinde icra ediliyor. Rastgele yapılan bir şey yok.
“Ilımlı İslâm” diyorlar ya, işin bir ucu da buralara dayanıyor. Kur’ân’ın hükümlerine açıkca muhalefet edenler bir taraftan hırçınlıklarını sürdürüyorlar. Bir taraftan da yalakalıkla görevli ahmaklar
-Bunlar bu hâlimizle bize müsaade etmeyecekler. Öyle ise giyimimizi biraz değiştirelim. Yumuşamış gibi görünelim. Tarzda farklılıklar yapalım. Pardesülerimiz tunik, badi, altımız pantolon, başta rengarenk “başörtüsü” olsun. “Değiştik” diyelim. Dönüşebileceğimizin de sinyallerini vermiş olalım.
Ahmakların bu beyanları öylesine çabuk netice verdi ki, kadın giyimlerinde ve kadın-erkek anlayışlarında korkunç değişimler ve dönüşümler oldu. Açılanlar ölçüsüzce açıldı. Kendilerini tesettürlü zannedenler çıplakmış gibi giyinişleriyle “giyinik çıplaklara ALLAH lânet etsin” Peygamber (SAV) Efendimizin bedduasının muhatabı oldular.
Tesettür defileleri düzenleyip vücutlarını bir başka açıdan teşhir ettirmek ve etmek için kucak dolusu para harcamak Müslümanlara yakışıyor mu?
Bu ülkede asgari ücret bile alamadan yaşamaya çalışan insanlar yarı aç, yarı tok ev geçindirmeye çalışırken marka kıyafet, defile, moda esareti içinde kucak dolusu para harcamak şefkat dininin mensuplarına yakışıyor mu hiç?
Mazlum toplumlara ehl-i küfür fiilen saldırmış.Kadınlarının ırzı payumal edilmiş. Gözyaşları sel olup akarken defilelerle hangi kıyafetle daha cazip teşhir olunmanın hesabını yapmak mensuplarını kardeş yapan İslâm’a inananlara yakışıyor mu?
Ey Müslümanlar!..
Kapitalizmin sömürü tuzağına esir olmak bizlere yakışmaz.
Moda denilen şey, zamana göre değişen vücudun belli noktalarını ön plana çıkarmaktır. Buna teşhir denir ki, hiç bir Müslüman kendini teşhir etmek kepazeliğinin suçunu işleyemez.
Defile, kadının dişiliğini göstermeyi hedefleyen, onu illaki bakılacak hale getiren bir olaydır. Oysa kadın için dişilikten önce kişilik ön planda olmalıdır. Herkes kişiliği ile insanlığını isbatlamalıdır.
Marka kıyafet kaliteli giyinmek demek değildir. Marka olsun diye maymunlaştıran modellere ne diyeceğiz?
Lütfen kadın-erkek hepimiz Müslüman olduğumuzu unutmayalım.VeMüslümanlığımızı daima ön planda tutalım. Yoksa helâk olanlarla birlikte sapıklığın bedelini ağır öderiz. ALLAH (CC) muhafaza eylesin