Milli marşlar devletin bağımsızlığının simgesi ve vatanseverlik duygusunun ortaya konulması olarak hükümet ya da halk tarafından onaylanmış ve genellikle bestelenmiş haliyle açılış, tören gibi etkinliklerde seslendirilen sözlü müzik parçalarıdır. Eski uygarlıklarda savaşta karşı tarafı ürkütmek, kaçırmak için sadece sözlü ve danslı olan marşlar, sonraki yıllarda Peru ve Yeni Zelanda yerlilerinin sesli müzik aletlerini dahil etmesiyle, diğer ülkeleri de teşvik etmiş ve birçok ülke aynı zamanlarda besteciler bularak marşlarını bestelemiştir.
Bilinen en eski milli marş; İngilterenin ulusal marşı olan God Save the Queen Tanrı Kraliçeyi Korusun in tarihi 1740 yılına uzanmaktadır. 1688 Devriminin ardından sürgün edilen Kral II. James ve Stuart hanedanının taraftarlarına karşı II. Georgea bağlılığın göstergesi olarak ortaya çıkmış ve söylenmiştir. God Save the Queen 18. yüzyılın ortalarından beri kraliyet törenlerinde söylenmekte ve 1825te ulusal marş ilan edilmiştir.
Fransız ulusal marşı Marseillaise de Fransız Devriminin ürünüdür. 1792de istihkâm birliği komutanı olan amatör müzikçi Claude Joseph Rouger de Lisle tarafından bir gecede bestelendi. Adı Ren Ordusunun Savaş Şarkısı iken Marsilyadan gelen gönüllü birliklerden gördüğü ilgiyle Marsilyalı anlamındaki şimdiki adını aldı. 1795te ulusal marş olarak kabul edildi, Napoleon ve XVIII. Louis zamanında 1815 te yasaklandı, 1830 Devriminde tekrar kabul edilip III. Napoleon tarafından tekrar yasaklandı ve bu yasak 1879 yılına kadar sürdü.
Bugüne doğru geldikçe ulus olma isteğiyle bir marşa sahip olmanın zorunluluk olarak görülmesi çakışmakta, ulusçuluk akımı yayılıp toplumsal tabanı genişledikçe ihtiyaç olarak hissedilmektedir. Büyük Britanyaya bağlı Gallerin marş sahibi olmakta gösterdiği toplumsal irade ilgi çekici bir örnektir. Şair ve gazeteci Thomas Jones 1848de ulusal marş konusunu gündeme getirmiş, 1856da baba oğul Evan ve James James Hen Wlad Fy Nhadau (Atalarımın Ülkesi) adlı marşı yazmış ve bu marş 1858de popüler olmuş, 1860ta kabul edilmiştir.
Almanyada da resmi ulusal marş yoktur ve üç marş da, Heil Dir Im Siegerkranz Wacht am Rhein ve Deutschland Über , Alles 1914e kadar eşit tutulmuştur. Birincisi Prusya imparatoruna doğrudan gönderme yaptığından ulusal coşkuyu kabartmakta yeterli görülmezken, Fransa düşmanlığı taşıyan ve daha popüler olan ikincisi ile yayılmacı siyasete daha uygun olan üçüncüsü arasında fark gözetilmemiştir.
Avusturyada 1797de Haydnın bir bestesi ulusal marş olarak kabul edilmişti. Birinci Dünya Savaşından sonra 1920de 1933teki rejim değişikliğinde başka, 1946da İkinci Dünya Savaşından sonra başka marşlar benimsendi.
19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa ülkelerinin çoğunda ulusal marşlar bestelenmiş ya da var olan ezgiler bu amaca uyarlanmıştır.
Kurtuluş Savaşının Londra Konferansının gündemde olduğu, İkinci İnönü, Aslıhanlar, Dumlupınar savaşlarının henüz gerçekleşmediği günlerde Birinci Büyük Millet Meclisi İstiklal Marşını seçmiştir. Marşı Meclisin veya uzmanlardan oluşacak komisyonun seçmesi, marşın komisyonda düzeltilmesi ve beste yapılıp yapılamayacağı açısından komisyona bestecilerin de alınması, marşın ısmarlama veya halkın tercümanı olması genel kurulda tartışılmış, marşı beğenmeyenlerin el kaldırmayı reddettiği iki oylamadan sonra, Mehmet Akif Ersoy un şiiri 12 Mart 1921de kabul edilmiştir.
Yirmi dört bestecinin katıldığı beste yarışması savaş nedeniyle sonuçlanamamıştı. İstiklal Marşı çeşitli yerlerde farklı bestelerle söylenmekteydi. Edirnede Ahmet Yekta Madran, İzmirde İsmail Zühtü, İstanbul tarafında Zati Arcan, Kadıköy tarafında ise Ali Rifat Çağatayın besteleri geçerliydi. 1924te Ali Rifat Çağatayın bestesi resmi marş kabul edildikten sonra 1930dan itibaren Zeki Üngörün bestesi milli marş olarak kabul edilerek çalınmaya başlandı.
Cumhuriyet dönemi milli marş yanında askeri marşların, askeri birlik ve okullar başta olmak üzere okul ve kurum marşlarının bestelenip törenlerde seslendirildiği dönem oldu.
Osmanlı döneminden günümüze gelen en eski marş 1737 yılında İstanbula gelen m. de Blainville tarafından notaya alınarak 1767 de Pariste yayımlandığı için günümüze ulaşan Yeniçeri Marşı dır. Mehter takımı Yeni Çeri ocağı ile birlikte kaldırıldığı için repertuarı da unutulmuştur. Bu gün çalınan mehter marşları İkinci Meşrutiyet döneminde bestelenmiştir.
Ulusal marşlar, müzik değerleri bakımından büyük farklılıklar gösterir; ayrıca söz ya da müzik yazarı, bazen yabancı bir milletten olabilir. Siyaset ya da uluslararası ilişkilerdeki değişiklikler de sözlerin değiştirilmesine ya da yeni bir ulusal marşın benimsenmesine yol açabilir. Örneğin 1944te SSCBde Gimn Enternasyonalin yerini almıştır. Marşın yazarı, ünlü bir şair ya da bestecidir.
Bilinen en eski milli marş; İngilterenin ulusal marşı olan God Save the Queen Tanrı Kraliçeyi Korusun in tarihi 1740 yılına uzanmaktadır. 1688 Devriminin ardından sürgün edilen Kral II. James ve Stuart hanedanının taraftarlarına karşı II. Georgea bağlılığın göstergesi olarak ortaya çıkmış ve söylenmiştir. God Save the Queen 18. yüzyılın ortalarından beri kraliyet törenlerinde söylenmekte ve 1825te ulusal marş ilan edilmiştir.
Fransız ulusal marşı Marseillaise de Fransız Devriminin ürünüdür. 1792de istihkâm birliği komutanı olan amatör müzikçi Claude Joseph Rouger de Lisle tarafından bir gecede bestelendi. Adı Ren Ordusunun Savaş Şarkısı iken Marsilyadan gelen gönüllü birliklerden gördüğü ilgiyle Marsilyalı anlamındaki şimdiki adını aldı. 1795te ulusal marş olarak kabul edildi, Napoleon ve XVIII. Louis zamanında 1815 te yasaklandı, 1830 Devriminde tekrar kabul edilip III. Napoleon tarafından tekrar yasaklandı ve bu yasak 1879 yılına kadar sürdü.
Bugüne doğru geldikçe ulus olma isteğiyle bir marşa sahip olmanın zorunluluk olarak görülmesi çakışmakta, ulusçuluk akımı yayılıp toplumsal tabanı genişledikçe ihtiyaç olarak hissedilmektedir. Büyük Britanyaya bağlı Gallerin marş sahibi olmakta gösterdiği toplumsal irade ilgi çekici bir örnektir. Şair ve gazeteci Thomas Jones 1848de ulusal marş konusunu gündeme getirmiş, 1856da baba oğul Evan ve James James Hen Wlad Fy Nhadau (Atalarımın Ülkesi) adlı marşı yazmış ve bu marş 1858de popüler olmuş, 1860ta kabul edilmiştir.
Almanyada da resmi ulusal marş yoktur ve üç marş da, Heil Dir Im Siegerkranz Wacht am Rhein ve Deutschland Über , Alles 1914e kadar eşit tutulmuştur. Birincisi Prusya imparatoruna doğrudan gönderme yaptığından ulusal coşkuyu kabartmakta yeterli görülmezken, Fransa düşmanlığı taşıyan ve daha popüler olan ikincisi ile yayılmacı siyasete daha uygun olan üçüncüsü arasında fark gözetilmemiştir.
Avusturyada 1797de Haydnın bir bestesi ulusal marş olarak kabul edilmişti. Birinci Dünya Savaşından sonra 1920de 1933teki rejim değişikliğinde başka, 1946da İkinci Dünya Savaşından sonra başka marşlar benimsendi.
19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa ülkelerinin çoğunda ulusal marşlar bestelenmiş ya da var olan ezgiler bu amaca uyarlanmıştır.
Kurtuluş Savaşının Londra Konferansının gündemde olduğu, İkinci İnönü, Aslıhanlar, Dumlupınar savaşlarının henüz gerçekleşmediği günlerde Birinci Büyük Millet Meclisi İstiklal Marşını seçmiştir. Marşı Meclisin veya uzmanlardan oluşacak komisyonun seçmesi, marşın komisyonda düzeltilmesi ve beste yapılıp yapılamayacağı açısından komisyona bestecilerin de alınması, marşın ısmarlama veya halkın tercümanı olması genel kurulda tartışılmış, marşı beğenmeyenlerin el kaldırmayı reddettiği iki oylamadan sonra, Mehmet Akif Ersoy un şiiri 12 Mart 1921de kabul edilmiştir.
Yirmi dört bestecinin katıldığı beste yarışması savaş nedeniyle sonuçlanamamıştı. İstiklal Marşı çeşitli yerlerde farklı bestelerle söylenmekteydi. Edirnede Ahmet Yekta Madran, İzmirde İsmail Zühtü, İstanbul tarafında Zati Arcan, Kadıköy tarafında ise Ali Rifat Çağatayın besteleri geçerliydi. 1924te Ali Rifat Çağatayın bestesi resmi marş kabul edildikten sonra 1930dan itibaren Zeki Üngörün bestesi milli marş olarak kabul edilerek çalınmaya başlandı.
Cumhuriyet dönemi milli marş yanında askeri marşların, askeri birlik ve okullar başta olmak üzere okul ve kurum marşlarının bestelenip törenlerde seslendirildiği dönem oldu.
Osmanlı döneminden günümüze gelen en eski marş 1737 yılında İstanbula gelen m. de Blainville tarafından notaya alınarak 1767 de Pariste yayımlandığı için günümüze ulaşan Yeniçeri Marşı dır. Mehter takımı Yeni Çeri ocağı ile birlikte kaldırıldığı için repertuarı da unutulmuştur. Bu gün çalınan mehter marşları İkinci Meşrutiyet döneminde bestelenmiştir.
Ulusal marşlar, müzik değerleri bakımından büyük farklılıklar gösterir; ayrıca söz ya da müzik yazarı, bazen yabancı bir milletten olabilir. Siyaset ya da uluslararası ilişkilerdeki değişiklikler de sözlerin değiştirilmesine ya da yeni bir ulusal marşın benimsenmesine yol açabilir. Örneğin 1944te SSCBde Gimn Enternasyonalin yerini almıştır. Marşın yazarı, ünlü bir şair ya da bestecidir.