Michael Jordan kimdir ?

2pacShain

Kayıtlı Üye
Michael Jordan kimdir-Michael Jordan hayatı,biyografisi

ABD'nin New York kentinde, 17 Şubat 1963'de dünyaya gelen Michael Jeffrey Jordan, Brooklyn'de geçen yaşantısını basketbola olan ilgisi sayesinde değiştirmeyi başardı. 1982 yılında Ulusal Kolej Atletizm Derneği (NCAA)'in iddialı isimlerinden North Carolina Üniversitesi'ne kendisine teklif edilen basketbol bursunu kabul ederek kaydoldu.
North Carolina takımı ile tanıştığı NCAA ligindeki ilk yılında Georgetown'a karşı oynanan şampiyonluk maçının galibiyet sayısını atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. 1983 ve 1984 yıllarında da NCAA'de yılın basketbolcusu seçilen Michael Jordan, Los Angeles Olimpiyatları'nda ABD'yi temsil eden milli takımda forma giydi.
Bu başarılarının ardından NBA takımlarından Chicago Bulls'dan çok cazip bir teklif alan Michael Jordan, Bulls forması giyebilmek için North Carolina'dan ayrıldı.
Chicago Bulls forması ve NBA ile tanıştığı ilk sezonda (1984-85), maç başına 28.2 sayı ortalamasıyla, ligin sayı kralı oldu.

Efsane doğuyor

NBA'de gösterdiği performansla, 'Yılın Çaylak Oyuncusu' seçilen Jordan, kariyerindeki 9 All-Star maçının ilkinde de yine aynı sezon oynadı. 1986-1987 sezonu sona erdiğinde, Michael Jordan artık NBA Ligi'nin efsane oyuncusu Wilt Chamberlain'in ardından bir sezonda 3 bin sayı rekorunu geçen ikinci oyuncu oldu.
1987-1993 yılları arasında üst üste yedi kez sayı kralı olan Jordan, her sezon maç başına 30 sayı ortalamasının da üzerine çıkarak Chamberlain'in rekorunu kırdı.
Chicago Bulls formasını giydiği günden itibaren play-off maçları da dahil inanılmaz sayı rekorlarına imza atan Jordan, 1986 yılında Boston Celtics'e karşı kaydettiği 63 sayı ile tüm rekorları altüst etti.
1991 yılında Chicago Bulls'un ilk NBA şampiyonluğunu yaşamasında büyük rol oynayan Michael Jordan, bu başarısını 1992 ve 1993 yıllarında da tekrarlamayı başardı.
1988, 1991 ve 1992 yıllarında ligin 'En Değerli Oyuncusu', 1988 ve 1996'da All-Star maçlarının 'En Değerli Oyuncusu' seçilen Jordan, 1991, 1992 ve 1993 yıllarında da NBA play-off serisinin 'En Değerli Oyuncusu' ünvanını kazandı.
Ayrıca ilk kez NBA oyuncularının yer aldığı ve Dream Team (Rüya Takım) adı verilen ABD Olimpik Milli Basketbol Takımı'nda da görev yapan Michael Jordan, İspanya'daki Barselona Olimpiyatları'nda takımının altın madalya kazanmasında en büyük rolü oynadı.
1993 - 1994 sezonunun ardından, babasını bıçaklı bir saldırı sonucunda kaybeden ünlü basketbolcu, sinirleri de bozulunca basketbola veda ettiğini açıklayarak tüm hayranlarını şok etti.

Basketboldan beyzbola

Basketboldan kopsa da spordan kopmayı bir türlü başaramayan Michael Jordan, 1994 yılında bu kez beyzbol oyuncusu olarak sevenlerinin karşısına çıktı. Yine Chicago forması giyen Jordan, Chicago White Sox 'Beyaz Çorap' takımı ile Amerikan Ligi'ndeki (AL) ilk sezonunda ligin önemli oyuncularından biri haline geldi. Beyzbolu iyi oynamasına karşın içindeki basketbol ateşini bir türlü söndüremeyen efsane oyuncu, 1994-1995 sezonun sonunda NBA Ligi'ne dönme kararı alarak beyzbola veda etti. Basketbola verdiği araya rağmen performansından hiçbir şey kaybetmeyen Michael Jordan, 1995-1996 sezonunda maç başına ortalama 30.4 sayı ortalaması ile 'En Değerli Oyuncu' seçilirken, Chicago Bulls takımı da bir sezonda 72 maç kazanan ilk NBA takımı olarak tarihe geçti.
NBA finallerinde de 'En Değerli Oyuncu' seçilen Jordan, aynı zamanda bu ünvanı dört kez kazanan ilk basketbolcu olarak da tüm zamanların en iyi basketbolcusu olarak anılmaya başladı.

Film yıldızı Jordan

1996 yılında Hollywood'a da el atan Michael, Looney Toons karakterlerinin rol aldığı bir çizgi filmde de 'Space Jam' kendisini oynadı.
1998 yılında altıncı şampiyonluğa çok yaklaşan Chicago Bulls, Utah Jazz karşısında son 5.2 saniyede maçı kaybedince, 1999 yılında Jordan tekrar basketboldan ayrıldığını açıkladı.
Juanita ile evlenen ve üç çocuk sahibi olan Michael Jordan, aynı zamanda lüks bir lokanta açarak işletmeye başladı.
Her ne yaparsa yapsın içindeki basketbol aşkından kurtulamayan Michael Jordan son olarak Washington Wizards formasıyla tekrar potalara geri döndü.
Wizards'ı tam anlamıyla sırtlayan Jordan, potalardan uzun süre ayrı kalmasına rağmen, eski günlerine çabuk döndü.
Wizards ile geçen basketbol dolu bir sezonun ardından Michael Jordan, Philadelphia'da oynanan play-off maçında potalara üçüncü ve son kez veda etti.

Alonzo Mourning: Eğer spor alemindeki sporcuları bir değerlendirmeye alsaydım o her yönden 10 tam puan vereceğim yegane kişi Michael Jordan dır.

Kenny Anderson: Kimi zaman maçın ortasında olduğum yerde durup kalırdım.Çünkü onun çılgınca bir hareket yapacağını bilirdim.Böyle bir durumda sağa sola koşturmaktansa, olduğum yerde kalıp seyretmeyi tercih ederim.

Shaquille O'Neal: Onun benim hayalini kuramayacağım hareketler yaptığını gördüm.Onun potanın bir tarafındaki dip çizgiden smaç yapacakmış gibi havalanıp, havada bir müddet asılı kaldıktan sonra adamın altından geçip diğer taraftan ters turnike attığını gördüm.Bunu kendim görmesem,imkansız derdim.O en iyisi

Dikembe Mutombo: Michael' ın bana gözleri kapalı faul atabileceğini söylediği günü asla unutamam.Maçtaydık ve o da yaptı ! O an tek düşündüğüm eve gidince çocuklarıma ne söyleyeceğimdi..
Bazı oyuncular Mike la aynı sahada bile olmaktan o kadar memnun oluyorlar ki onlara bu bile yetiyor
.
John Salley: O benim favori yıldızım.Benim Jordan hakkında anlatmaktan en çok hoşlandığım hikaye,Pistons da oynadığım sene Chicago-detroit arasında ki maçtır.
Mike potaya doğru ilerliyordu, önünü kesmek için yukarı sıçradım.Dilini dışarı sarkıttı ve sağımdan geçeceğini sandım.Ama O havadayken dilini ve yönünü değiştirdi.ve topu sağ eliyle potaya bastı.Ben de orda öylece durup izledim.Sonra koç Chuck Dally e dönüp baktım.Rengi atmıştı.Ona zar zor ' bir şey söylemene gerek yok bende gördüm' diyebildim o kadar.O en iyisi.

Horace Grant: Gerçekten aklımdan hiç çıkmayan bir maç var,asla unutamayacağım ve evde video kasette kayıtlı.New Jersey' e karşı oynuyorduk.Michael Michael topu aldı ,
İçeri drive da bir kişi geçti , sonra havaya kalkmaya başladı.Derrick Coleman,Chris Dudley ve Chris Morris ona doğru geldiler.Mike sıçradı, öne içe bir hamle ile Coleman ı sonra havada önce sağ sonra da sol feykle diğerlerini geçti ve arkasında kalan potaya ters turnike bıraktı ve herkes şoktaydı ve inanılmazdı.O en iyisi ,

Magic Johnson: Benim favori maçım 90-91 NBA finallerinde yaşandı.Michael topu sürerek geldi.sağa bir feyk attı,sola geçti ve sıçradı.Havada bir an asılı kaldı.Dilini dışarı sarkıttı ve bu sırada hala havadaydı.Bende içimden ^bunu bize yapamaz,hayır bunu yapmamalı,bizim takıma bu olmaz,benim üzerimden bunu yapmasın^ diye düşünüp duruyordum.Ama yaptı.Uçtu,topu sağ elinden sol eline aldı ve içine bıraktı.Michael tüm seyircilerin çıldırmasına yol açmış gibiydi.Herkes saçını başını yoluyor.Bu inanılmaz hareketi gördüklerine inanamıyorlardı. Eminim ertesi gün ofiste ,bütün millet tüm gün sırf bunu konuşmuştur.O en iyisi tamam mı?

B.J. Armstrong: Michael bu oyunu sadece iki nedenle oynuyor;1. oynamayı seviyor ve 2. si meydan okumaya bayılıyor.

John Paxson: Oyun son çizgi ve son zamanlar civarındayken, topun bu adama gelmesini istiyorsunuz ki iyi bir oyun nasıl olur göresiniz.İşte onu özetleyebileceğim kelimeler bunlar.o iyi bir oyuncu.O en iyisi.

Bill Wenington: Vancouver karşısında oynanan bir maçı hatırlıyorum.Bitime 6 dk. kala, 12 sayı gerideydik ve normalde maçı kaybetmemiz gerekiyordu.Ama Michael sadece ^Bu kadar yeter,buna izin veremem^ dedi ve Vancouver tarihe karıştı.(jordan 6dk. da 19 sayı 4 asist ve 3 top çalma yapmıştı.)

James Edwards: Ne zaman başımız sıkışsa, Michael turboları açıyor.

Dennis Rodman: Bazı oyuncuların baskete giden yolu bulmalarını seyretmek çok ilginç ve Michael da beni en çok etkileyen taraf da bu, Onun nasıl sıçradığı ve smaç yaptığı hakkında konuşup durabilirsiniz, ama basketbolu gerçekten bilen insanlar onun çembere giden yolu her defasında keşfetmesinden, şut atmak istediği her zaman,o şutu ve turnikeyi ne yapıp edip bulmasından daha çok etkileniyorlar.Chicago ya ilk geldiğim de beni inanılmaz şaşırtmıştı ve sanıyorum, onunla aynı takımda oynadığınızda, rakip takımda oynadığınızdan daha çok etkileniyorsunuz.

Karl Malone: O, oyuncuların oyuncusu.O, kendiniz oynamadığınızda seyrettiğiniz adam.Bazen onunla maç yaparken bir hareket yapıyor ve siz kendi kendinize, 'Keşke ağır çekimde tekrar görebilseydim diyorsunuz'

Sonuç:
Peki Michael Jordanı ne yapacağız?O kuşkusuz basketbol sporunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu.Motivasyonu ve kararlılığı da Allah vergisi yetenekleri kadar eşsiz.O belki de takım sporları,hatta tüm sporlar tarihinde rekabet duygusu en çok gelişmiş sporcu.
O BİR EFSANE....
adszgr6.png

adsz1rb1.png
 
Uçan adam Michael Jordan

Uçan adam Michael Jordan
NBA'nin gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından o. Michael Jordan Chamberlain'in ardından bir sezonda 3 bin sayı rekorunu geçen 2. oyuncu...

144999932.jpg


ABD'nin New York kentinde, 17 Şubat 1963'de dünyaya gelen Michael Jeffrey Jordan, Brooklyn'de geçen yaşantısını basketbola olan ilgisi sayesinde değiştirmeyi başardı. 1982 yılında Ulusal Kolej Atletizm Derneği (NCAA)'in iddialı isimlerinden North Carolina Üniversitesi'ne kendisine teklif edilen basketbol bursunu kabul ederek kaydoldu.

220400963.jpg



North Carolina takımı ile tanıştığı NCAA ligindeki ilk yılında Georgetown'a karşı oynanan şampiyonluk maçının galibiyet sayısını atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. 1983 ve 1984 yıllarında da NCAA'de yılın basketbolcusu seçilen Michael Jordan, Los Angeles Olimpiyatları'nda ABD'yi temsil eden milli takımda forma giydi. Bu başarılarının ardından NBA takımlarından Chicago Bulls'dan çok cazip bir teklif alan Michael Jordan, Bulls forması giyebilmek için North Carolina'dan ayrıldı. Chicago Bulls forması ve NBA ile tanıştığı ilk sezonda (1984-85), maç başına 28.2 sayı ortalamasıyla, ligin sayı kralı oldu.

Efsane doğuyor
NBA'de gösterdiği performansla, 'Yılın Çaylak Oyuncusu' seçilen Jordan, kariyerindeki 9 All-Star maçının ilkinde de yine aynı sezon oynadı. 1986-1987 sezonu sona erdiğinde, Michael Jordan artık NBA Ligi'nin efsane oyuncusu Wilt Chamberlain'in ardından bir sezonda 3 bin sayı rekorunu geçen ikinci oyuncu oldu.

1987-1993 yılları arasında üst üste yedi kez sayı kralı olan Jordan, her sezon maç başına 30 sayı ortalamasının da üzerine çıkarak Chamberlain'in rekorunu kırdı.
Chicago Bulls formasını giydiği günden itibaren play-off maçları da dahil inanılmaz sayı rekorlarına imza atan Jordan, 1986 yılında Boston Celtics'e karşı kaydettiği 63 sayı ile tüm rekorları altüst etti.
1991 yılında Chicago Bulls'un ilk NBA şampiyonluğunu yaşamasında büyük rol oynayan Michael Jordan, bu başarısını 1992 ve 1993 yıllarında da tekrarlamayı başardı.
1988, 1991 ve 1992 yıllarında ligin 'En Değerli Oyuncusu', 1988 ve 1996'da All-Star maçlarının 'En Değerli Oyuncusu' seçilen Jordan, 1991, 1992 ve 1993 yıllarında da NBA play-off serisinin 'En Değerli Oyuncusu' ünvanını kazandı.

586140450.jpg



Ayrıca ilk kez NBA oyuncularının yer aldığı ve Dream Team (Rüya Takım) adı verilen ABD Olimpik Milli Basketbol Takımı'nda da görev yapan Michael Jordan, İspanya'daki Barselona Olimpiyatları'nda takımının altın madalya kazanmasında en büyük rolü oynadı.
1993 - 1994 sezonunun ardından, babasını bıçaklı bir saldırı sonucunda kaybeden ünlü basketbolcu, sinirleri de bozulunca basketbola veda ettiğini açıklayarak tüm hayranlarını şok etti.

Basketboldan beyzbola
Basketboldan kopsa da spordan kopmayı bir türlü başaramayan Michael Jordan, 1994 yılında bu kez beyzbol oyuncusu olarak sevenlerinin karşısına çıktı. Yine Chicago forması giyen Jordan, Chicago White Sox 'Beyaz Çorap' takımı ile Amerikan Ligi'ndeki (AL) ilk sezonunda ligin önemli oyuncularından biri haline geldi. Beyzbolu iyi oynamasına karşın içindeki basketbol ateşini bir türlü söndüremeyen efsane oyuncu, 1994-1995 sezonun sonunda NBA Ligi'ne dönme kararı alarak beyzbola veda etti. Basketbola verdiği araya rağmen performansından hiçbir şey kaybetmeyen Michael Jordan, 1995-1996 sezonunda maç başına ortalama 30.4 sayı ortalaması ile 'En Değerli Oyuncu' seçilirken, Chicago Bulls takımı da bir sezonda 72 maç kazanan ilk NBA takımı olarak tarihe geçti. NBA finallerinde de 'En Değerli Oyuncu' seçilen Jordan, aynı zamanda bu ünvanı dört kez kazanan ilk basketbolcu olarak da tüm zamanların en iyi basketbolcusu olarak anılmaya başladı.

957525086.jpg


Film yıldızı Jordan
1996 yılında Hollywood'a da el atan Michael, Looney Toons karakterlerinin rol aldığı bir çizgi filmde de 'Space Jam' kendisini oynadı. 1998 yılında altıncı şampiyonluğa çok yaklaşan Chicago Bulls, Utah Jazz karşısında son 5.2 saniyede maçı kaybedince, 1999 yılında Jordan tekrar basketboldan ayrıldığını açıkladı. Juanita ile evlenen ve üç çocuk sahibi olan Michael Jordan, aynı zamanda lüks bir lokanta açarak işletmeye başladı.


Her ne yaparsa yapsın içindeki basketbol aşkından kurtulamayan Michael Jordan son olarak Washington Wizards formasıyla tekrar potalara geri döndü.
Wizards'ı tam anlamıyla sırtlayan Jordan, potalardan uzun süre ayrı kalmasına rağmen, eski günlerine çabuk döndü. Wizards ile geçen basketbol dolu bir sezonun ardından Michael Jordan, Philadelphia'da oynanan play-off maçında potalara üçüncü ve son kez veda etti.

Alonzo Mourning: Eğer spor alemindeki sporcuları bir değerlendirmeye alsaydım o her yönden 10 tam puan vereceğim yegane kişi Michael Jordan dır. Kenny Anderson: Kimi zaman maçın ortasında olduğum yerde durup kalırdım.Çünkü onun çılgınca bir hareket yapacağını bilirdim.Böyle bir durumda sağa sola koşturmaktansa, olduğum yerde kalıp seyretmeyi tercih ederim.

Shaquille O'Neal: Onun benim hayalini kuramayacağım hareketler yaptığını gördüm.Onun potanın bir tarafındaki dip çizgiden smaç yapacakmış gibi havalanıp, havada bir müddet asılı kaldıktan sonra adamın altından geçip diğer taraftan ters turnike attığını gördüm.Bunu kendim görmesem,imkansız derdim.O en iyisi

Dikembe Mutombo: Michael' ın bana gözleri kapalı faul atabileceğini söylediği günü asla unutamam.Maçtaydık ve o da yaptı ! O an tek düşündüğüm eve gidince çocuklarıma ne söyleyeceğimdi..
Bazı oyuncular Mike la aynı sahada bile olmaktan o kadar memnun oluyorlar ki onlara bu bile yetiyor
.
John Salley: O benim favori yıldızım.Benim Jordan hakkında anlatmaktan en çok hoşlandığım hikaye,Pistons da oynadığım sene Chicago-detroit arasında ki maçtır.
Mike potaya doğru ilerliyordu, önünü kesmek için yukarı sıçradım.Dilini dışarı sarkıttı ve sağımdan geçeceğini sandım.Ama O havadayken dilini ve yönünü değiştirdi.ve topu sağ eliyle potaya bastı.Ben de orda öylece durup izledim.Sonra koç Chuck Dally e dönüp baktım.Rengi atmıştı.Ona zar zor ' bir şey söylemene gerek yok bende gördüm' diyebildim o kadar.O en iyisi.

Horace Grant: Gerçekten aklımdan hiç çıkmayan bir maç var,asla unutamayacağım ve evde video kasette kayıtlı.New Jersey' e karşı oynuyorduk.Michael Michael topu aldı ,
İçeri drive da bir kişi geçti , sonra havaya kalkmaya başladı.Derrick Coleman,Chris Dudley ve Chris Morris ona doğru geldiler.Mike sıçradı, öne içe bir hamle ile Coleman ı sonra havada önce sağ sonra da sol feykle diğerlerini geçti ve arkasında kalan potaya ters turnike bıraktı ve herkes şoktaydı ve inanılmazdı.O en iyisi ,

Magic Johnson: Benim favori maçım 90-91 NBA finallerinde yaşandı.Michael topu sürerek geldi.sağa bir feyk attı,sola geçti ve sıçradı.Havada bir an asılı kaldı.Dilini dışarı sarkıttı ve bu sırada hala havadaydı.Bende içimden ^bunu bize yapamaz,hayır bunu yapmamalı,bizim takıma bu olmaz,benim üzerimden bunu yapmasın^ diye düşünüp duruyordum.Ama yaptı.Uçtu,topu sağ elinden sol eline aldı ve içine bıraktı.Michael tüm seyircilerin çıldırmasına yol açmış gibiydi.Herkes saçını başını yoluyor.Bu inanılmaz hareketi gördüklerine inanamıyorlardı. Eminim ertesi gün ofiste ,bütün millet tüm gün sırf bunu konuşmuştur.O en iyisi tamam mı?

B.J. Armstrong: Michael bu oyunu sadece iki nedenle oynuyor;1. oynamayı seviyor ve 2. si meydan okumaya bayılıyor.

John Paxson: Oyun son çizgi ve son zamanlar civarındayken, topun bu adama gelmesini istiyorsunuz ki iyi bir oyun nasıl olur göresiniz.İşte onu özetleyebileceğim kelimeler bunlar.o iyi bir oyuncu.O en iyisi.

Bill Wenington: Vancouver karşısında oynanan bir maçı hatırlıyorum.Bitime 6 dk. kala, 12 sayı gerideydik ve normalde maçı kaybetmemiz gerekiyordu.Ama Michael sadece ^Bu kadar yeter,buna izin veremem^ dedi ve Vancouver tarihe karıştı.(jordan 6dk. da 19 sayı 4 asist ve 3 top çalma yapmıştı.)

James Edwards: Ne zaman başımız sıkışsa, Michael turboları açıyor.

Dennis Rodman: Bazı oyuncuların baskete giden yolu bulmalarını seyretmek çok ilginç ve Michael da beni en çok etkileyen taraf da bu, Onun nasıl sıçradığı ve smaç yaptığı hakkında konuşup durabilirsiniz, ama basketbolu gerçekten bilen insanlar onun çembere giden yolu her defasında keşfetmesinden, şut atmak istediği her zaman,o şutu ve turnikeyi ne yapıp edip bulmasından daha çok etkileniyorlar.Chicago ya ilk geldiğim de beni inanılmaz şaşırtmıştı ve sanıyorum, onunla aynı takımda oynadığınızda, rakip takımda oynadığınızdan daha çok etkileniyorsunuz.

Karl Malone: O, oyuncuların oyuncusu.O, kendiniz oynamadığınızda seyrettiğiniz adam.Bazen onunla maç yaparken bir hareket yapıyor ve siz kendi kendinize, 'Keşke ağır çekimde tekrar görebilseydim diyorsunuz'

Sonuç:
Peki Michael Jordanı ne yapacağız?O kuşkusuz basketbol sporunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu.Motivasyonu ve kararlılığı da Allah vergisi yetenekleri kadar eşsiz.O belki de takım sporları,hatta tüm sporlar tarihinde rekabet duygusu en çok gelişmiş sporcu.
O BİR EFSANE....
 
Michael Jordan | Biyografi

Michael Jordan 17 Şubat 1963'de New York'un Brooklyn şehrinde doğdu. Gençken ailesi ile birlikte, Kuzey Carolina'nın Wilmington şehrine taşındı. 5 kardeşten en küçüğünün bir büyüğüydü. Ronnie ve Larry adında abisi, Dolares adında ablası ve Roslyn adında kızkardeşi vardı. Babası James bir elektrik fabrikasında çalışırken annesi Deloris'te bir bankada memur olarak çalışıyordu. Jordan daha küçük yaşlarda paranın değerini ve çok çalışmayı öğrenmişti. Hatta 16 yaşından sonra ilk kez bir bisikleti olmuştu.O da her siyah gibi ırkçılık gerçeği ile büyüdü. Hatta bir gün okul otobüsünde bir kız onun siyah oluşuyla alay etmiş bunun üzerine Michael Jordan kızı dövmüş. Bu hareketi ona pahalıya mal olmuş.Ertesi gün okuldan uzaklaştırılmıştı. Michael Jordan beyzbol, basketbol ve futbol oynamayı çok severdi. Ama bu sporlar içinde Michael Jordan en çok beyzbolu severdi... Ama çoğu saatini basketbol oynamakla geçirirdi.Ondan daha uzun ve yetenekli olan bir yaş büyük abisi Larry ile çoğu kez adama adama amaç yaparlardı. Genelde abisi Larry 'nin kazanıyor olması Jordan'da daha iyi oynama şevki ve hırsı verdi. Hatta forma numarasını belirlemesinde abisinin etkisi olmuştur.
********FAVORİ NUMARAM 45 OLMUŞTUR AMA ABİM********
Favori numaram her zaman için 45 olmuştur .Büyük abim Larry'nin numarası idi. Üniversiteye gittiğimde, 45 numaralı formayı giyemedim çünkü Larry giyiyordu. Böylece bunun yarısını giymeye karar verdim.. 22 buçuk, yuvarlarsak 23 eder. Bu neden 23 no.lu formayı giydiğimin gerçek hikayesidir." diyor Michael Jordan Okuldayken 3 farklı spor yapıyordu.Beyzbol,basketbol,futbol oynardı. Okulun basket takımında oynadı. Çok fazla dikkati üzerine çekemiyor hatta takım koçu bile onun yıldızlar takımında oynamasının daha iyi olacağını düşünüyordu. Taa ki okul ile bir kampa katılmasına kadar North Carolina'nın Georgetown üniversitesini 1982 NCAA final maçında yenerken;Jordan'ın skoru belirleyen attığı şut maçın bitmesine 15 saniye kala gelmişti... North Carolina Üniversitesi'ni üçüncü sınıftan sonra terk edip, profesyonel basketbolcu oldu. NBA'deki ilk yılında 550 milyar lira kazanmıştı. 1984 ve 1992 Olimpiyat Oyunları'nda şampiyon olan Amerikan Milli Takımı'nda yer aldı. 1984'ten beri Chicago Bulls takımının formasını giyiyordu. Nike, McDonald's, Wheaties, Quaker Oats ve Gatorade reklamlarında oynuyor. 20 Nisan 1986'da Boston'da 63 sayı atarak play-off'ta bir maçta en çok sayı atan oyuncu unvanına sahip oldu. 13 Ocak 1999'da basketbolu bıraktığını açıkladı.



Dünden bugüne Michael Jordan

1963:17 Şubat günü North Carolina'da doğdu.
1978: A.Laney lisesinde basketbola başladı.
1981:North Carolina Üniversitesi'ne girdi.
1982:Freshman yılında attığı son saniye basketi ile takımını NCAA şampiyonu yaptı.
1983:NCAA'de yılın oyuncusu seçildi.
1984:NBA draft'inde Hakeem Olajuwan ve Sam Bowie'nin ardından üçüncü sırada Bulls tarafından tarafından seçildi.Ayrıca bu yıl Los Angeles Olimpiyatları'nda altın madalya kazandı.
1985:NBA'de yılın çaylağı ödülünü aldı ve ilk kez All Star takımına seçildi.
1986:Ayağının kırılması nedeniyle 17 maç oynadı.Geri dönüş yaptığı ve uzatmaya giden Boston maçında tam 63 sayı atarak play off rekorunu kırdı.
1987:Wilt Chamberlain'den sonra bir sezonda 3000 sayı barajını aşmayı başardı.Ligi 37.1 sayı ortalaması ile tamamladı.7 kez 50 sayının üstüne çıktı ve All Star maçında smaç şampiyonu oldu.
1988:Ligin en değerli oyuncusu, yılın savunmacısı, All Star maçının en değerli oyuncusu ve yılın savunma beşine seçildi.Takımı Bulls ise play off ikinci turunda Detroit Pistons'a 4 - 1 yenilerek elendi.
1989:Kariyerinin 10000. sayısına şubat ayında ulaştı.Ligi 8.0 asist ortalaması ile kapattı ve Bulls konferans finalinde yine Pistons'a kaybetti.
1990:NBA'in en iyi beş ve savunma beşine seçildi.Altıncı kez All Star forması giydi ve Bulls bir kez daha Pistons tarafından play off dışına itildi.
1991:Chicago ilk şampiyonluğunu kazandı.Jordan play off maçlarının ve All Star maçını en değerli oyuncusu seçildi.Sayı kralı oldu ve savunma beşine seçildi.
1992:Bulls, Portland'ı 4 - 2 yenerek ikinci şampiyonluğunu kazandı.Kral finalin ilk maçında 35 sayı ve altı üçlük atarak rekor kırdı.Dream Team 1 ile Olimpiyat altın madalyası kazandı.Ligin ve play off maçlarının en değerli oyuncusu seçildi.
1993:NBA finallerinde 41.0 sayı ortalaması ile oynadı ve takımın bir kez daha şampiyonluğa taşıdı.Top çalmada birinci sırada yer aldı.6 Eylül günü babasının öldürülmesi üzerine basketbolu bıraktığını açıkladı.
1994:Jordan Birmingham Barons takımında baseball kariyerine başladı.Chicago ise play off larda New York'a elendi.
1995:18 Mart günü 18 sayı attığı Indiana maçı ile potalara döndü.Konferans yarı finalinde Orlando'ya 4 - 2 yenilerek elendi.
1996:Chicago NBA tarihinin en başarılı takımı oldu.(72-10) Jordan bir yıllığına 25 milyon dolara Bulls ile tekrar anlaştı.Kasım ayında 25.000 sayı barajını aştı. 4. kez en değreli oyuncu seçildi.
1997:Air Jordan sayı krallığında yine zirvede.1997-1998 sezonunu 28.7 sayı ortalaması ile NBA'de birinci olarak tamamladı. Play off finalinde Utah Jazz'ı 4-2 yenerek Chicago son şampiyonluğuna ulaştı. Yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmeyişi,inanılmaz savunma yetenekleri ve agresif ribaunt çabası ancak şahane şut stilinin gölgesinde kalmaktadır.



Michael Jordan'ın Kariyeri
8 yılda Chicago BULLS'a 6 NBA şampiyonluğu kazandırdı. Takımı Chicago'nun üç sezon üstüste şampiyon olmasında başrolü oynamıştı. 8 kez NBA'de sayı kralı olmuş, 4 kez yılın en değerli oyuncusu seçilmiş, aynı unvanı 4 kez de play-off'ta kazanmıştı. Durdurulması neredeyse olanaksız bir skorer olması yetmezmişçesine, 1987-88 sezonunda en iyi savunmacı seçilmeyi de başarmıştı.


ALDIĞI ÖDÜLLER YILLARA GÖRE
NBA Şampiyonluğu: 1991, 92, 93, 96, 97, 98
NBA Yılın Çaylağı: 1985
NBA En İyi Çaylak 5'i: 1985
En iyi 5: 1987, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 96, 97, 98
NBA Yılın Savunma Oyuncusu:1988
Yılın Savunma 5'i: 1988, 89, 90 ,91, 92, 93, 97, 98
NBA MVP: 1988, 91, 92, 96, 98
NBA Finalleri MVP: 1991, 92, 93, 96, 97, 98
NBA Smaç Şampiyonu: 1987, 88
 
Basketbolcu Michael Jordan Hayatı, Biyografisi, Resimleri, Videoları ve Yorumları

Michael Jordan
100_0750.jpg


Basketbol bölümünde her oyuncuyu tartıştık her oyuncuyla ilgili konuştuk ama neden bir efsaneyi atladık?Neden bu bölümde sabitlenip durması gereken her basketbolcunun tartışmasız efsane gözüyle basketbolun tanrısı gözüyle baktığı bu adamla ilgili hiç konuşup paylaşmadık?Bana hak verebilirsiniz ya da "zaten her zaman aklımızda" diyebilirsiniz ama bence yeterli ilgi ve paylaşımı göstermedik bu konuda...Bu konuyu açmak birden geldi aklıma forumun basketbol arşivini ben daha üye olmadığım sıralarda benden çok daha eski üyelerin yazılarını okuyorum boş zamanlarımda ve...Ne onlar ne de biz yeteri kadar bahsetmişiz oyunu şüphesiz en iyi oynayan bu adamdan...

İsterim ki burda Michael Jordan'la ilgili her videoyu,her resmi,her anıyı,her haberi,her sözü herşeyi paylaşalım.Eminim onunla ilgili bilmediğimiz ve bilmemiz gereken Kobe'den,Lebron'dan,Iverson'dan ya da Carter'dan daha önemli şeyler var,bilmediğimiz...

İsterseniz karşı da çıkabilirsiniz bu konuyu açtığım için ama...Bence o bunu sonuna kadar hak ediyor ve konuşulmak zorunda...Sizi bilmem ama ben başlıyorum,bildiklerim ve bulduklarım...Daha önce yazılanlar ve güzel şeyleri arşivden araştırıp buldum.

____________________

Efsane'nin Doğuşu

Bu yazıyı arşivden buldum eski moderatörümüzden Jordan efsanesiyle ilgili bu ders niteliğindeki yazı için teşekkürler.
NBA'in kralı Michael Jordan, bugün potaların yaşayan efsanesi haline geldi.

ABD'nin New York kentinde, 17 Şubat 1963'de dünyaya gelen Michael Jeffrey Jordan, Brooklyn'de geçen yaşantısını basketbola olan ilgisi sayesinde değiştirmeyi başardı. 1982 yılında Ulusal Kolej Atletizm Derneği (NCAA)'in iddialı isimlerinden North Carolina Üniversitesi'ne kendisine teklif edilen basketbol bursunu kabul ederek kaydoldu.
North Carolina takımı ile tanıştığı NCAA ligindeki ilk yılında Georgetown'a karşı oynanan şampiyonluk maçının galibiyet sayısını atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. 1983 ve 1984 yıllarında da NCAA'de yılın basketbolcusu seçilen Michael Jordan, Los Angeles Olimpiyatları'nda ABD'yi temsil eden milli takımda forma giydi.
Bu başarılarının ardından NBA takımlarından Chicago Bulls'dan çok cazip bir teklif alan Michael Jordan, Bulls forması giyebilmek için North Carolina'dan ayrıldı.
Chicago Bulls forması ve NBA ile tanıştığı ilk sezonda (1984-85), maç başına 28.2 sayı ortalamasıyla, ligin sayı kralı oldu.

Jordan efsanesi doğuyro
NBA'de gösterdiği performansla, 'Yılın Çaylak Oyuncusu' seçilen Jordan, kariyerindeki 9 All-Star maçının ilkinde de yine aynı sezon oynadı. 1986-1987 sezonu sona erdiğinde, Michael Jordan artık NBA Ligi'nin efsane oyuncusu Wilt Chamberlain'in ardından bir sezonda 3 bin sayı rekorunu geçen ikinci oyuncu oldu.

1987-1993 yılları arasında üst üste yedi kez sayı kralı olan Jordan, her sezon maç başına 30 sayı ortalamasının da üzerine çıkarak Chamberlain'in rekorunu kırdı.

Chicago Bulls formasını giydiği günden itibaren play-off maçları da dahil inanılmaz sayı rekorlarına imza atan Jordan, 1986 yılında Boston Celtics'e karşı kaydettiği 63 sayı ile tüm rekorları altüst etti.
1991 yılında Chicago Bulls'un ilk NBA şampiyonluğunu yaşamasında büyük rol oynayan Michael Jordan, bu başarısını 1992 ve 1993 yıllarında da tekrarlamayı başardı.

1988, 1991 ve 1992 yıllarında ligin 'En Değerli Oyuncusu', 1988 ve 1996'da All-Star maçlarının 'En Değerli Oyuncusu' seçilen Jordan, 1991, 1992 ve 1993 yıllarında da NBA play-off serisinin 'En Değerli Oyuncusu' ünvanını kazandı.

Ayrıca ilk kez NBA oyuncularının yer aldığı ve Dream Team (Rüya Takım) adı verilen ABD Olimpik Milli Basketbol Takımı'nda da görev yapan Michael Jordan, İspanya'daki Barselona Olimpiyatları'nda takımının altın madalya kazanmasında en büyük rolü oynadı.
1993 - 1994 sezonunun ardından, babasını bıçaklı bir saldırı sonucunda kaybeden ünlü basketbolcu, sinirleri de bozulunca basketbola veda ettiğini açıklayarak tüm hayranlarını şok etti.

Basketboldan beyzbola
Basketboldan kopsa da spordan kopmayı bir türlü başaramayan Michael Jordan, 1994 yılında bu kez beyzbol oyuncusu olarak sevenlerinin karşısına çıktı. Yine Chicago forması giyen Jordan, Chicago White Sox 'Beyaz Çorap' takımı ile Amerikan Ligi'ndeki (AL) ilk sezonunda ligin önemli oyuncularından biri haline geldi. Beyzbolu iyi oynamasına karşın içindeki basketbol ateşini bir türlü söndüremeyen efsane oyuncu, 1994-1995 sezonun sonunda NBA Ligi'ne dönme kararı alarak beyzbola veda etti. Basketbola verdiği araya rağmen performansından hiçbir şey kaybetmeyen Michael Jordan, 1995-1996 sezonunda maç başına ortalama 30.4 sayı ortalaması ile 'En Değerli Oyuncu' seçilirken, Chicago Bulls takımı da bir sezonda 72 maç kazanan ilk NBA takımı olarak tarihe geçti.
NBA finallerinde de 'En Değerli Oyuncu' seçilen Jordan, aynı zamanda bu ünvanı dört kez kazanan ilk basketbolcu olarak da tüm zamanların en iyi basketbolcusu olarak anılmaya başladı.

Film yıldızı Jordan
1996 yılında Hollywood'a da el atan Michael, Looney Toons karakterlerinin rol aldığı bir çizgi filmde de 'Space Jam' kendisini oynadı.

1998 yılında altıncı şampiyonluğa çok yaklaşan Chicago Bulls, Utah Jazz karşısında son 5.2 saniyede maçı kaybedince, 1999 yılında Jordan tekrar basketboldan ayrıldığını açıkladı.
Juanita ile evlenen ve üç çocuk sahibi olan Michael Jordan, aynı zamanda lüks bir lokanta açarak işletmeye başladı.

Her ne yaparsa yapsın içindeki basketbol aşkından kurtulamayan Michael Jordan son olarak Washington Wizards formasıyla tekrar potalara geri döndü.
Wizards'ı tam anlamıyla sırtlayan Jordan, potalardan uzun süre ayrı kalmasına rağmen, eski günlerine çabuk döndü.

Michael AIR JORDAN

Kendi yorumlarıyla Jordan'ın hayatını anlatan King_James'e teşekkürler.
HAVADA YÜRÜMEK​

Michael Jordan basketbol sporunu hiç bir zaman olmadığı kadar yükseğe taşıyan isim. Basketbol topunu eline almış, gelmiş geçmiş en iyi oyuncu, yaşayan bir efsane. Michael Jordan hikayesi, babası evin arka bahçesine bir çift pota monte ettiğinde doğdu. Ama o potalar sayesinde basketbola başlayan çocuğun, bir gün NBA' in dünya basketbolunun hakimi olacağını herhalde kimse düşünmezdi.
ÇOCUKLUĞU​

Jordan, New York Brooklyn' de doğmuş, ama Kuzey Carolina eyaletinin, küçük sahil kasabası Wilmington' da büyümüş. Annesi ve babası, zamanın ırkçı olaylarını ve sivil hareketinin dışında kalmayı başardı.Amerika'daki pek çok çocuk gibi çocukluk yıllarında rüyalarını süsleyen spor, basketbol değil beyzboldu. Basketbola başladığında tam 12 yaşındaydı ama aynı yaşta, beyzbol takımıyla Küçükler Ligi eleme maçı, bayzbol oynayan çocuklar için, NBA finalleri demek !Jordan final maçında çok iyi oynayıp, sayıda kaydetmesine rağmen, takım olarak maçı kaybettiklerinden, bölgesel şampiyonluğu kaçırdı.Michael'in beyzbol aşkına karşılık, babası basketbolu seviyordu (Gençlik yıllarında bu sporu yapmış olan James Jordan, daha başarılı olmayışını, boynunun biraz daha uzun olmasına bağlıyordu) ve 5 çocuğuna basketbol aşkını bulaştırabilmek için evlerinin arka bahçesine potalar dikmekle başladı."Rekabet insanı iyiye götürür" der Jordan sık sık. Daha çocuk yaştan itibaren her gün düzenli olarak basketbol sahasında kendisiyle rekabet edilen ve her kazandığı maçta, rakipleri her yendiğinde kendisine olan güveni artan JORDAN
LİSE YILLARI​

Laney Lisesi'ndeki ilk yılında Jordan basketbola B takımında başladı. Bu takımda daha çok küçük sınıflardaki oyunculara yer veriliyor ve son sınıf öğrencileri kabul edilmiyordu.A takımında küçük sınıflar için bir yer açıldı. Sürekli olarak kendisine yaşça büyük rakiplerle maç yapan Michael, bu konuda deneyimli olduğu için bu yeri kendisinin alacağını sandı.O günlerde Michael basketbol sahasını dünyanın merkezi olarak görüyordu. Zaten yaptığı ilk eğitim kasetinin adıda 'Basketbol Sahası'ydı.Boyu uzadıkça vücudu gelişti. Jordan o zamanlar 1.90 boyundaydı ve son sınıf öğrencisiydi. Ve birden bire kendini power forvet mevkiinde buldu. Bu Jordan bu temel seviyede post-up oyunlarını ve alçak postta hareketleri öğrenmesini sağladı. Jordan bugünlerde boy olarak ulaşabileceği en iyi noktaya ulaşmıştı. Bir guard olmak için doğmuş ve basketbol sahalarında ve antremanlarda guard özelliklerini geliştirmiş olarak, Jordan kendi mevkiisi olmayan bir yerde gayet iyi oyun çıkarıyordu. Ondaki yeteneğin işaretleri görünmeye başlamıştı. New Honnover Lisesi'nin bir maçında, son dakikalarda ipleri tamamıyla eline alarak 15 sayı attı ve maçı kazandırdı.Ahhhhh kolej yılları başlıyor. Jordan bir basketbol oyuncusu olarak o ünlü Street ve Smith dergisinin o çok prestijli Amerika'nın en iyi 300 oyuncusu listesine yer almamış olsa da, Koç Dean Smith Kuzey Carolina'lı bir çocuk beğendi ve Kasım 1980'de Jordan kendini North Carolina Üniversites' inde buldu.
NORTH CAROLİNA YILLARI​

Kolej basketbolunun önemli bir adı olan North Carolina Koleji'nde, Smith'in Boris Yeltsin'e olan benzerliği basit bir fiziksel benzerlik olmaktan daha fazlaydı.Jordan, Chapel Hill'deki bu günlerinin anlatırken "Oldukça kesin kuralları olan bir yerdi." ifadesini kullanıyor. "İnsana takım oyuncusunun ne demek olduğunu öğretiyorlardı, takımın iyiliği için nasıl kenara çekilmeyi bilmen gerektiğini. Fundamental eğitimi de kuşkusuz en iyi düzeydeydi. Ama orada ne yapman gerektiğini hiç bir zaman tam olarak bilmedim. Oyuna hakim mi olmalıyım, parçası mı ?"Tabii ki hakim olmaktan bahsederken, Jordan bugünkü Jordan standartlarına bakarak konuşuyor olmalı. Çünkü o günlerde herkes onun topla fazlasıyla oynamak istediğini konusunda hem fikirdi. Çaylak sezonunda Jordan sezonun son günlerinde doğru inanılmaz performans yakaladı. 7 maçlık bir dönemde şut ortalaması yüzde 45'in, attığı sayı da bir maç dışında iki haneli rakamların altına düşmedi. Kolejdeki ilk yılını 13.8 sayı ve %54 şut artalamasıyla bitirdi ve daha da önemlisi Smith'in sistemine, kendi bakış açısını getirerek mükemmel denecek şekilde adapte oldu.Kolej hayatı boyunca Jordan için "Onu durdurabilecek yegane kişi kıç Smith'dir" deniyordu. Jordan o günleri "O zamanlar pek çok kişi, koç Smith'in benden maç başına 20 sayının altında kalmamamı istediğini söylüyordu." diye anlatıyor. "O benim yeteneklerimi sınırlayıp beni baltalamadı, beni frenlemedi. Onun yaptığı tek şey bana maç başına nasıl 37 sayı atabileceğimi öğrenmekti. İnsanlar bunu anlamakta zorlanıyor.Jordan yine de hiç bir maçında 20 sayının üzerine çıkmadı. Yine de 1983 ve 1984 senelerinde The Sporting News'un "En İyi Kolej Oyuncusu" ödülünü aldı, bu iki sene peşpeşe All-American seçildi, Wooden ve Naismith verdiği prestijli ödülü kazandı.Hayranlıkla ve anlayış karşılıklıydı. Jordan, Mart 1993'de küçük bir gruba yaptığı konuşmada, sezon sonunda basketbolu bırakacağını açıkladı takım arkadaşları ona güldüler. Horace Grant "Tabi, tabi..." dedi "Hiç bir yere gittiği yok !" Ama Smith başka bir eyalette oturmasına rağmen, kalktı Chicago' ya geldi. O, Michael' ın son maçını salonda seyretmek istemişti. O, öğrencisinin ciddi olduğunu biliyordu.
1984 DRAFTI​

1984 draftı oldukça enteresandı. Yani bir draft ne kadar enteresan olabilirse, o kadar ! Bulls 27 galibiyetlik oldukça kötü bir sezondan sonra, drafta 3. sıradan girecekti. Portland ve Houston, İlk seçimi kimin yapacağı konusunda büyük bir olasılıkla yazı-tura atacaklardı. Uzun adamların revaçta olduğu bir dönemdi ve en büyük prayı, muhtemelen ilk iki sırada dratf edilecek Hakeem Olajuwon ve Sam Bowie alacaktı. Rockets ilk sırada draft etme hakkını kazandı ve Olajuwon'u seçti. Portland'ın Jordan yerine Bowie'yi seçmiş oluşu, hala basketbol tarihinin en büyük yöneticilik hatası olarak kabul edilir. Çünkü Jordan, Bulls'la üçüncü şampiyonluğunu kutlarken, Bowie New Jersey'de yedek oyuncu olarak bankı ısıtıyordu. Draftı 1984 Los Angeles Olimpiyatları izledi. Jordan'ın sonraki yıllarda Dream Team'de aynı takımda oynayacağı Patrick Ewing ve Chris Mullin'le birlikte oynadıkları takım, en yakın takipçisin 32 sayı önünde altın madalyayı kazandı. Jordan müsabakalar boyunca herkesin dikkatini çeken adam oldu ve Bulls'u iyi günlerin beklediği konusunda takıma umut verdi. 1992'de Michael Olimpiyatlara tekrar döndüğünde Dream Team'in bir üyesiydi ve Barcelona'da altın madalyayı kazandılar. 1984 sonrası, Jordan'ın NBA kariyeri başlamıştı.
NBA'E GİRİŞ​

Michael lige, lig tarihinin kritik bir dönüm noktasında dahil oldu. Magic-Bird rekabeti basketbolu bir süre gündemde tutmayı başaracak gibi görünse de , Dr. J'in basketbolu bırakacak oluşuyla lige taze kan gelecekti.Seyirci sayısı önemli ölçüde düşmüştü. Chicago'nun maçlarına gelen seyirci sayısı 7000'in altındaydı. Diğer şehirlerde de durum pek parlak değildi. Bazı oyuncuların şöhretli adları olsa da, basketbol insanları peşinden sürükleyen bir eğlence değil, sadece bir spordu ! Oyuncu ajanı David Falk'un, koç Smith'e yaptığı 90 dakikalık prezantasyon kendisini etkilemiş olacak ki, koç Jordan'ı onu seçmek konusunda ikna etti. Falk, benzer bir konuşmayı Bulls'a yapacak ve oldukça başarılı olacaktı. Öyle ki daha kontrat pazarlıkları sürerken takımın ileri gelenleri oyuncuyu 'heyecan verici' olarak tanımlıyorlardı bile!
DÖNÜŞ​

Şimdi Teybi 19 Mart 95'e doğru ileri saralım. Indianapolis. Ulusal televizyon. Biletleri 1000 dolar. Jordan geri dönmüş New York'daki The Garden'da mucizevi bir gece 55 sayı. 45 numara mı, 23 numara mı ? Play-off'lar ve Orlando'ya zor bir mağlubiyet. Bir daha kaybetmemeye yemin.Takım, onun dönüşünde farklı bir şeyler olduğunu farketmiş ve daha önce hayal edilmeyen 70 galibiyete şartlanmıştı. Jordan bir taraftan bunun amacını küçümsüyor. "Şampiyonluk olmadan bunu bir anlamı yok" diyordu ama herkes bunu aslında ne kadar çok istediğini biliyordu. Bulls, 72 maç kazandı, rekoru kırdı ve finallere kadar sadece 1 Play-off maçı kaybetti. Orada Jordan tekrar "En Değerli Oyuncu" seçildi ve Seattle'ı harcayıp, Bulls'a yeni bir şampiyonluk kazandırdı. Hikayenin sonu işte böyle geliyor.
VE MAJESTELERİ SON KEZ PARKELERDE...​

Bulls efsanesi ile kazandığı 6 şampiyonluk ve bir dolu ulaşılamaz başarıdan sonra yoğun isteklere dayanamayan majesteleri 2001-2002 sezonunun başında parkelere 3.kez ayak bastı.Yöneticiliğini de yaptığı Washington Wizards formasıyla ilk maçında 12 dakika oyunda kalan 38 yaşındaki bu adam 18 sayı atarak yine nasıl bir dev olduğunu gösterdi.2003 sezonunun sonuna kadar başarıyla oyununu sürdüren,bu iki sezonda bir maçta 51 ve hemen 2-3 maç sonra 46 sayı atarak 50 sayı barajını geçen en yaşlı oyuncu da olmayı başaran,bu arada o yaşta tüm sahayı koşup Chicago maçında dillere destan bir blok ve sayısız defansif başarıya imza atan,yanındaki Richard Hamilton un da şutörlüğünde büyük pay sahibi olan MJ,2003 sezonunun All-Star maçında dillere destan bir maç çıkararak 20 sayı atmayı(maça 0/7 FG ile başlasa da)ve son bir THE SHOT da yapmayı başardı ve half time da herkes etrafındayken "Ben basketbolu Dr.J,Bird,Kareem,Magic den aldım,şimdi şu gördüğünüz pırıl pırıl gençlere emanet ediyorum" diyerek de herkesin gönlünü bir kez daha feda ederek klasına,oyunculuğuna ve adına yakışır şekilde parkelere veda ediyordu...
***Peki Michael Jordan'ı ne yapacağız? O kuşkusuz basketbol sporunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu, belki bütün takım sporları tarihinde, bireysel rekabet duygusu en gelişmiş sporcu. Eğer bir şansınız olursa, onu bir kez canlı olarak seyredin. İnsan bu imkanı bir kez kaybettikten sonra, ne kadar çok özlediğini anlaması için çok kısa bir süre yetiyor ve geri dönmesinin basketbol için ne kadar gerekli olduğunu hemen anlıyor. Ama unutmayın ki Jordan'ın basketbolu bıraktı.

Jordan'ın Başarıları ve Ödülleri
Michael Jordan
Michael Jordan (doğum 17 Şubat 1963, Brooklyn New York) eski NBA liginin ve birçok otoriteye göre tüm zamanların en iyi basketbolcusu.
Pek çok kişi tarafından dünyaya gelmiş en iyi basketbolcu olarak nitelendirilir. NBA'de çeşitli istatistiklerde rekorlara sahiptir. Formasını giydiği Chicago Bulls takımıyla 6 şampiyonluk elde etmiştir. Babası ***** mafyası tarafından öldürülmüştür. Tam adı Michael Jeffrey Jordan'dır . Basketbolu iki kere bırakıp geri dönmüştür. Son olarak Washington Wizards forması giymiştir. Adına Nike firması tarafından ürünler pazarlanmaktadır. Sadece basketbol sporu icin değil spor tarihinin en büyük efsanesidir.

Başarılar
  • NBA MVP (En değerli oyuncu ödülü): 1987-88, 1990-91, 1991-92, 1995-96, 1997-98
  • NBA Finalleri MVP Ödülü: 1990-91, 1991-92, 1992-93, 1995-96, 1996-97, 1997-98
  • NBA Yılın En İyi Defans Oyuncusu Ödülü: 1987-88
  • NBA Yılın Çağlağı Ödülü: 1984-85
  • ACC Ligi Yılın Basketbolcusu: 1983-84
  • NBA All-Star Smaç Şampiyonası Ödülü: 1987, 1988
  • 23 numaralı formasıyla hafızalarda yer edindi.
Şampiyonluklar
  • NBA şampiyonluğu (6 kez)
1990-91, 1991-92, 1992-93, 1995-96, 1996-97, 1997-98
  • Olimpiyat altın madalyası (2 kez)
1984, 1992

Bundan sonrası tamamen bu basket bölümündeki değerli arkadaşlarımın,herkesin verdiği çalışmalar ve bulduğu bilgiler içermektedir.Jordan arşivinde emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.
______

Jordan'la ilgili söylenen güzel sözler

*"Dünyada iki tip basketbolcu vardır Jordan ve diğerleri" Magic Johnson
__
*son maca(philedelphia 2003) kadar oynadi.
belki son maci büyük bir mac degildi..
yada cok ciddie alinacak bir mac..
yine son bir "boozer beat" son sut a gerek te yoktu....
ama o bunlari yapmasina gerek bile yoktu, cünkü o yasta yine oynayarak , hayranlarinin gönlünü zaten fethetmisti...
tribünlerden, spikerlerden "thank you jordan" kelimesi acikliyordu herseyi.
__
*Jordan: "Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış
yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun
kazandiracak atışı ıskaladım.. Çabaladıkça başarısız
oldum, başarısız oldukça çabaladım.. İşte başarımın
sırrı..."
__
*
Hakeem gibi asrın pivot adayı bir oyuncu bile MJ için bunları söylemiş:
"Jordan içeriye drive etmiş iki adım atmış ve topu sağ eliyle üstümden potaya bırakmaya hazırlanıyordu dilini de dışarı çıkarmıştı, o sırada ben bloklamak için elimi kaldırınca havadayken topu sağ elinden sol eline geçirdi ve potaya bıraktı o sırada dudağının sağ tarafında olan dilini de sola geçirdiğini farkettim. böylece jordan'ı soracak olan torunlarıma anlatacağım bir hikaye daha yaşamış oldum."
__
*
bi boston chicago maçı mj bostonu darmaduman etmiş taş ustünde taş koymamış maç sonun da başka bir efsane larry bird şaşkınlık içinde şu lafı etmiştir: " sahada tanrının basketbolcu olmuş haliydi"
__
*
"MICHAEL JORDAN gibisi gelmedi, gelmeyecek." - Magic Johnson

"Maç bittiğinde Jordan'dan 63 sayı yediğimize hiçbirimiz inanamıyorduk." - Larry Bird

"Michael saygı duyarak izlediğim ve bana oynadığım günleri tekrar yaşatan tek oyuncu." - Dr.J
__
*
Aktif basketbol oynarken kendisinin bir sözü: "Herkes bir gün Michael Jordan olmak için çaba sarfeder, ben ise her gün Michael Jordan olduğumu kanıtlamak zorundayım"
__
Magic Johnson: "Bazen Jordan o kadar güzel oynardı ki, onu savunmaya calışmak yerine potayı güzel gören bi yerden Jordan'ın yapacağı şeyi izlemeyi seçiyodum, çünkü ertesi gün herkes o hareketten bahsederken tam anlamıyla görememiş olmak beni çıldırtıyodu."
__
84 draftında Chicagolu yetkili şunları söylemiş: "Jordan ın 7 feet olmasını isterdik, fakat ne yazık ki öyle değil, draft edecek pivot yoktu, biz de düşündük taşındık onu draft etmeye karar verdik, bilmiyorum iyi mi yaptık, kendisi yetenekli, fakat bi pivot gibi güçlü değil"
__
***Ayrıca kendisi lisede boyu kısa diye basket takımına alınmamıştır ve hırslanıp yazın sadece basket oynayarak 20 cm uzamıştır(bu gerçek)
__
***Cleveland a karşı 69 sayı attıktan sonra MJ i savunan oyuncuya mikrofon tutulduğunda elemanın yanıtı: "En azından 70 in altında tuttum"
Jordan'la ilgili diğer bilgiler

*
Jordan in neden 23 sayisini aldiginin hikayesini biliyormusunuz...??

jordan'in okul zamanlarindan kalma bir olay............
jordan'in abisi basket takimindayken 45 numarali formayi giyermis.
o da abisinin giydigi numarayai severmis yani 45 numarayi.
zamani gelip o da okulun basket takimina girince, 45 numarali formayi giymek ister fakat abisi bu numarayi giydiginden, jordan giyemez.

MJ in da aklina bir fikir gelmis, ve abisinin giydigi 45 numarasini 2'ye böler.
22.5 ' i de düz hesap yapar ve iste efsanevi numara "23" böylelikle giymeye baslar...

zaten bir ara basketi birakip baseball a gecince de 45 numarayi giymisti...
___

*Arkadaşlar MJ in heykeline The Spirit = Ruh denmiştir Kasım 1994 dikilmiştir ayrıca heykel 1901 West Madison Street / Chicago da bulunmaktadır...

Arkadaşlar resmini vermişken bende biraz bilgi vereyim dedim...

MJ asla unutulmaz...

Unutulmaz olmak kolay değildir...
http://img459.imageshack.us/my.php?i...uilding5me.gif

**Küçükken sırf bir arkadaşı onu masa tenisinde yendi diye öfkeden kudurup... eve masa tenisi aldıran ve günlerce çalışmanın ardından arkadaşını yenmeyi başaran... öfkeyle kalkıp, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi basketbolcusu ünvanını alan bu adamın hırsı ve çabasına eşsiz bir örnek...

Ayrıca kariyeri boyunca 25 tane maç kazandıran şutu olduğunu bilmek de inanılmaz...

40 yaşından sonra bir insanın böyle bir bloğu yapabiliyor olmasına söyleyecek lafımız yok.
http://www.nba.com/media/jordan_m_block_1_cc1112.avi
 
Michael Jordan (Michael Jordan Kimdir? - Michael Jordan Hakkında)

Basketboldaki ilk yılları
Brooklyn'de doğan, Dolares ve James Jordan'ın oğlu olan Michael, babası ile birlikte çoçukluğunda oynadığı ve favori sporu olan beyzbol yerine abisinin ayak izlerini takip ederek basketbola gönül verdi. Lanny Lisesi'nde okuduğu yıllarda basketbol takımından kesilen ve çelimsiz olduğu söylenen Jordan, azmi ve hırsı sayesinde son sınıfta takımdaki yerini aldı ve sergilediği performansın yanı sıra muhteşem sıçrama yeteneği sayesinde Kuzey Karolina Üniversitesi'nden burs kazanarak koç Dean Smith yönetimindeki takıma katıldı.
Kolej başarıları ve NBA'e adım atışı
Son yılında Georgetown ve ezeli rakibi olacak olan Patrick Ewing'e karşı finallerde North Carolina formasıyla sahada kendine şans bulan Michael Jordan, maçın bitimine on altı saniye kala altı metreden kaydettiği üç sayılık basket ile skoru 63-62 yaparak takımını NCAA şampiyonluğuna taşıdı. Bu son saniye basketleri ve son şutu kullanmaktaki cesareti muhteşem bir kariyerin başlama noktası olarak yavaş yavaş Jordan'ın hayatındaki yerini almaya başladı. Jordan daha sonra attığı bu basketi hayatının önemli bir dönüm noktası olarak tanımladı
Üniversite hayatı boyunca iki kez
Yılın Kolej Basketbolcusu ödülünü kazanan Jordan, son senesini tamamlamadan önce profesyonel olmaya karar verdi ve Kuzey Karolina'da düzenlediği basın toplantısında NBA'e adım atma kararını açıkladı. Bu arada Jordan'ın bir başka başarısı NBA'e imza atmadan önce seçildiği Olimpiyat Takımı ile kazandığı altın madalya oldu.
Bulls'taki ilk yılları
1984 Olimpiyatlarında kazandığı altın madalyanın ardından Chicago Bulls tarafından üçüncü sıradan draft edilen Jordan, Bulls sözleşmesinin yanı sıra, ilk olarak Nike ve diğer spor markaları ile sözleşmeler imzalamaya başladı. O yıl Houston Rockets tarafından ilk sıradan draft edilen Hakeem Olajuwan bir yıldız olmayı başardı ama ikinci sıra draft hakkını Jordan'ın yerine Sam Bowie'yi seçen Portland, yıllarca draft'ta yaptığı hatanın bedelini ödedi.
1984'te kazandığı altın madalyanın ardından NBA'deki çaylak sezonuna da fırtına gibi başlayan Jordan, ilk yılında 28,2 sayı ortalaması ile Bernard King ve Larry Bird'ün ardından üçüncü sırayı aldı, bunun yanı sıra 6,5 ribaund ve 5,9 asist ortalamasıyla da "Yılın Çaylağı” ödülünü kazandı. Yılın en iyi İkinciler Takımı'na da seçilen Jordan için en önemli başarı Bulls'un Jordan'ın da kadroya katılmasıyla 1 yıl öncesine oranla on bir maç daha fazla kazanması ve Play-off'lara kalabilmiş olması oldu. Jordan ilk Play-Off serisinde Milwaukee Bucks'a dört maç sonunda boyun eğmekten kurtulamadı.
Yıldızlığa adım atışı
Jordan ile geçen iki yılın ardından Chicago'nun en büyük sorunu arenaya gelen yolların arabalar için yetersizliği oldu. Jordan'ın kısa sürede yıldız olmasının sebebi ise her zaman alçakgönüllü ama bir o kadar da mücadeleci tavrını hem sahaya hem de dışına yansıtmayı başarmasıydı.
Kamera ile de çok iyi geçinen Jordan ve stili oynadığı reklam filmleri ve magazin dergilerinin kapaklarını süsleyerek dünyanın dört bir yanına yayılmaya kısa sürede başladı.
Nike ile yaptığı anlaşma ve ona özel üretilen spor ayakabılarıyla da bir ilk imza atan Jordan, yasak reklam yapıyor gerekçesiyle kanun değişene kadar her maçta NBA komisyonuna ceza ödemek zorunda kaldı. Ama Jordan'ın ayakkabılarından vazgeçmemesi ve Nike'ın bu cezaları seve seve ödemesi Air Jordan'ın doğmasının en büyük yardımcısı oldu.
Oyunun sevgisi adına kontratına eklettiği bir maddeyle de ilklerinden birini gerçekleştiren Jordan, sezon ortası ya da sonunda, ne zaman isterse istesin, herhangi bir yerde basketbol oynamasına izin veren maddeyle bu spora olan sevgisinin kontratlarla sınırlanmasını engelledi.
Ağzından çıkan dili, dili dışarıdayken koşuşu ve yaptığı smaçlarla da NBA'e ve basketbola yeni bir stil getirdi. Ayrıca ikinci yılından sonra Bulls formasının altına giydiği Kolej takımı Kuzey Karolina forması yüzünden uzun şortlar tercih etmesi ve kafasını kazıtması da NBA'e yeni tarzlar getirdi.
İlk yılından itibaren rakiplerinin
steps yapıyor suçlamaları ile karşılaşan Jordan, her maçın ardından videodan top sürüşünü ve hareketlerini medyaya gösterdi ve rakiplerinin yakalayamadığını, kameraların yakaladığını gösterdi. Jordan'ın ilk adımı o kadar hızlıydı ki karşısında onu savunan rakibi bunu anlamakta uzun süre zorluk çekerdi. Böylece "hakemler Jordan'a veteran muamelesi yapıyor" hurafesi de tarihe gömülmüş oldu.
Alçakgönüllü tavırlarıyla her zaman örnek bir süper yıldız olan Jordan, All-Star maçı kendisine sorulduğunda
"en azından bir tanesinde oynamak istiyorum" diyecek kadar mütevazı olmayı başardı. Amacına da aynı yılın sonunda ulaştı, 1985 Doğu Konferansı All-Star karmasına seçildi.. Jordan ilk All-Star maçında yirmi iki dakika görev aldı ve yedi sayı kaydetti. Yeni sezonda sol ayak kemiği kırılan Jordan altmış dört maçta forma giyemedi ve yeniden All-Star seçilmesine rağmen maçta oynayamadı.. Ama Play-off’ta Celtics'e karşı kaydettiği altmış üç sayı ile en çok manşet süsleyen NBA yıldızı olmayı başardı.
İlk şampiyonluk yılları ve rekorlar
Pippen'ın gelişi
1986-87 sezonu ise Jordan için çok daha iyi geçti. 37,1 sayı ortalaması ile sezonu tamamlayan Jordan, dokuz maçta kırk sayının üzerinde skor üreterek bir başka rekoru kitaba ekledi. O yıl NBA All-Star haftasında ilk smaç şampiyonluğunu da kazanan Jordan, artık tam anlamıyla "Air Jordan" olarak anılmaya başladı.
Yine kaybedilen Play-off serisinin ardından Jordan'ın paslarını daha sağlıklı kullanabilecek oyuncular takıma kazandırıldı. Horace Grant ve Scottie Pippen, Bulls'un yeni üyeleri ve Jordan'ın en yakın arkadaşları oldu. O yıl normal sezon MVP'si, yılın en iyi savunmacısı, All-Star'ın en değerli oyuncusu ödüllerini kazanan Jordan bütün ödülleri tek başına silip süpürdü. Ama konferans finallerinde "Bad Boys" olarak tanınan Detroit Pistons ekibi Jordan'a karşı çok iyi hazırlanmıştı ve Bulls'u o yıl ve devam eden iki yılda durdurmayı başardılar. Efsanevi Koç Chuck Daily ve ekibi tarafından tasarlanan
Jordan Rules (Jordan Kuralları) iki yıl daha başarılı olmuştu.
1988-89 sezonunda Jordan'ın istatistikleri belki de en üst düzeye çıkmıştı. 32,5 sayı ortalamasıyla sezonu tamamlayan Jordan, 8,0 asist ortalaması ve yine 8.0 ribaund ortalamasını da yakalamayı başarmıştı. Aynı yıl 2,89 top çalmayla da sezonu üçüncü tamamladı. Play-off'larda da Cleveland Cavaliers'ı nefes kesen beşinci maçta geçen Bulls, 101-100 lük skoru Jordan'ın Craig Ehl1o'nun üzerinden attığı son saniye basketi ile elde etmişti. Bu efsanevî şut,
"the shot" olarak da bilinmektedir.
Phil Jackson'ın gelişi
Aynı yıl golfe olan tutkusuyla gündeme oturan Jordan'ın NBA kariyerinin ardından PGA Tour'a katılacağı söylentileri her yerde dolaşıyordu, ama Bulls yönetimi ve Jordan'ın şampiyonluk yüzüğü ile ilgili planları çok daha farklıydı. Bulls o yıl takımın yönetimini efsanevi coach Phil Jackson'a verdi. Yeni taktik anlayış ve Bulls'un üçlü üçgen savunması Jordan'ın kendi şutlarını bulmasını rahatlattı ve takımın hücum gücüne güç kattı.
Bulls o yıl 1971-72 sezonundan beri tarihindeki en iyi galibiyet yüzdesini tutturdu ve normal sezonu elli beş galibiyet, yirmi yedi mağlubiyet ile tamamladı. Aynı yıl Jordan kariyer rekoru olan altmış dokuz sayıyı Cleveland Cavaliers'a karşı attı. Ama Doğu Konferansı finallerinde Bulls'u durduran ekip yine Pistons oldu ve yedinci maç sonunda Jordan'lı ve Pippen'lı Bulls, bir kez daha elendi.
Birinci three-peat dönemi
İlk şampiyonluk
Üst üste Pistons'a karşı alınan üçüncü Doğu Konferans finali mağlubiyeti, soru işaretlerinin doğmasına neden oldu, ancak işte o zaman gösterdiği kararlılık Jordan'ın karakteristik özelliklerinin en güzel örneğini sergiledi: En iyiyi başarana kadar pes etmemek.
Jordan yeni sezonda kendini kanıtlamayı başardı ve Bulls, deplasmanda sadece 2 maç kaybederek rekorunu yeniledi. Jordan da üçüncü kez art arda MVP seçildi. Fakat Play-off'larda yaptığı daha da etkileyiciydi: Üç yıldır kaybederek elendiği Detroit Pistons'ı 4-0'lık skorla süpürerek takımını finale çıkarmayı başardı.
NBA Finallerinde, Magic Johnson'ın son yılında Lakers'a karşı evlerinde kaybedilen ilk maçın ardından Jordan ve Bulls yıllardır özlemini duyduğu şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlemeye başladı. Lakers karşısında peş peşe alınan dört galibiyet ve Jordan'ın 31.4 sayı, 6,4 ribaund ve 8,4 asist ortalamaları, şampiyonluk yüzüğünü takmalarını sağladı.
Efsanevî Bulls çağı
Yeni sezonda kafasını tamamen kazıtan Jordan, yeni bir tarz ve stille oyununa geri dönmüştü. Artık Larry Bird ve Magic Johnson'da olan onda da vardı, o da yüzüğünü parmağına takmıştı. Jordan'ın önderliğindeki Chicago Bulls, devam eden iki sezonda; ilk finalde Clyde Drexler'lı Portland Trail Blazers'ı ve ikincisinde de Charles Barkley'li Phoenix Suns'ı devirdi.
1992 finallerinin açılış maçında yine bir rekor kırarak 35 sayı atan Jordan, takımının 79-64 geriden gelerek 97-93’lük bir galibiyet almasında önemli rol oynadı.
1993'de te Jordan klasikleri ve rekorları ile devam etti. Patrick Ewing'li Knicks'i 4. kez geçen Bulls, deplasman dezavantajıyla çıktığı seride rakibine şans tanımadı. 105-95 biten 4. maçta 54 sayı atan Jordan, beklentilere yeniden cevap vermeyi başarmıştı.
5. maçta Jordan 29 sayı, 10 ribaund ve 14 asistle triple-double yapmış ve yine rakibini çaresiz bırakmıştı. Madison Square Garden'da gelen 97-94 lük zafer, Knicks'i bir kez daha elemelerini sağlamıştı.
Finalde Phoenix Suns'a karşı tutturduğu maç başına 41,0 sayı ortalama ve 6 maçta gelen bir başka yüzük, belki de herkesin kendi kendisine sorduğu
"Bu başarı nereye kadar devam edecek?" sorusuna cevap olmuştu: Jordan oynadıkça bu başarı devam edecekti.
Olimpiyat şampiyonluğu
1992 yılında Barcelona Olimpiyatları'na katılan Dream Team'in en gözde üyesi Jordan'ın yanı sıra 12 kişilik takımın bugüne kadar bir araya gelmiş en başarılı ve mükemmel takım olduğu görüşü, bugün birçok otorite tarafından kabul görmektedir. Gittiği her yerde adeta pop yıldızları gibi karşılanan bu takım, altın madalyayı alarak başarılı bir olimpiyat serüveni geçirmişti.
İlk emekliliği ve beyzbol yılları
Bu yıllarda Michael için her şey çok güzel gitmekte idi... Ta ki babasının ölümüne kadar: Olimpiyatlardan sonra, aynı yıl, idolü ve kılavuzu olan babası, silahlı soygun sırasında öldürülmüştü. Bununla birlikte, Jordan da Bulls'a ve aktif basketbola veda etti.
Hakkında ne yapacağına dair çıkan spekülasyonlara ve medya baskısına fazla aldırmayan Jordan, kısa süre içinde yine spot ışıklarının altında idi; ancak bu sefer bir beyzbol sahasında. Çocukluğundan beri en büyük rüyalarından birisi olan beyzbola Birmingham Barons takımının formasıyla adım attı. Beyzbolda pek de iyi bir sezon geçirmeyen Jordan, daha sonra, basketbolun dışında geçirdiği sürenin, kafasını toparlaması için yeterli olduğunu düşünerek 1994-95 sezonun sonlarına doğru basketbola geri döndü. Basketbola döndüğünü açıklarken yaptığı basın açıklaması ise sadece iki kelimeden oluşuyordu:
"I'm back." yani, "Geri döndüm."
İkinci Bulls dönemi
23 numaralı formasının emekli edilmesi nedeniyle Birmingham Barons'ta beyzbol oynarken giydiği 45 numaralı formayla salonlara dönen Jordan, yeni bir zafer için yeni formasını terletmeye başlamıştı. 26,9 sayı ortalaması ile on yedi maç çıkartan Jordan, Bulls'un on üç galibiyet, dört mağlubiyetlik bir seri ile sezonu kapatmasını sağlamıştı. Ama Jordan'ın döndüğünün asıl kanıtı, altıncı maçı oldu: Madison Square Garden'da Knicks potasına tam elli beş sayı bırakmıştı.
Play-off'larda 23 numaralı formasına kavuşan Jordan, ilk turda 31,5 sayı ortalaması tutturmayı başarmıştı, ama Shaquille O'Neal'lı Orlando Magic, Jordan'ın ilk yılında yüzüğü almasına izin vermedi. Altı maçlık serinin sonunda kazanan Florida takımı olmuştu.
İkinci three-peat dönemi
Dennis Rodman'ın gelişi
1995-96 sezonuna iyi bir başlangıç yapmayı plânlayan Jordan, sezon öncesinde oldukça çok çalışmıştı. Ayrıca takıma ligin en iyi ribaund alan oyuncularından birisi olan Dennis Rodman dahil olmuştu. Jordan, Pippen ve Rodman üçlüsü sezona mükemmel bir başlangıç yaptı ve ilk kırk dört maçta tam kırk bir galibiyet elde etti. Normal sezonu da yetmiş iki galibiyetle kapatan Bulls, bu alanda bir NBA rekoru kırmış oldu.
İkinci şampiyonluk dönemi
Play-off'larda da önüne çıkan engelleri aşan Jordan ve ekibi, finalde altı maçlık bir serî sonunda Seattle SuperSonics'i geride bırakarak şampiyonluğa uzandı. Normal sezon, Play-off ve All-Star MVP ödüllerini kazanan Jordan ise, Willis Reed'den sonra bunu başaran ikinci oyuncu oldu.
1996-97 sezonunda da Bulls, normal sezonda altmış dokuz galibiyet alırken, Jordan normal sezon MVP ödülünü Utah Jazz oyuncusu olan Karl Malone'a kaptırmıştı.
Play-off'larda da finallerde karşı karşıya gelen bu ikiliden gülen taraf bu defa Michael Jordan oldu. Tıpkı bir önceki sene olduğu gibi altı maçlık serî sonunda Bulls, art arda ikinci şampiyonluğuna uzandı. Beşinci maçta grip olduğu hâlde oynayan Jordan, yine de otuz sekiz sayı atarak maçı kazandırmasını bildi.
1997-98 sezonunda yine iyi bir sezon geçiren Jordan ve arkadaşları, takımın normal sezonda altmış iki galibiyet almasını sağladı. Play-off'larda ise finaldeki rakipleri yine Karl Malone'lu ve John Stockton'lı Utah Jazz'dı.
Bu defa serî, geçen yıldan bile daha çekişmeli geçti. İlk beş maçın üçünden galip ayrılan Bulls, altıncı maçın sonunda bitime kırk saniye kala 86-83 gerideydi ve zor durumdaydı. Fakat Jordan önce Jazz savunmasının arasına dalarak bir turnike bırakarak farkı bire indirdi, sonra da savunmada topu Karl Malone'dan çaldı. Ardından da Jazz gardı Bryon Russell'ın üzerinden attığı basketle takımına şampiyonluğu getiren maçı kazandırdı.
Bulls yeniden art arda üçüncü şampiyonluğunu elde etmişti. Bu başarıda da en büyük pay sahibi, Michael Jordan idi.
İkinci emekliliği [değiştir]
1998 sezonunu bitiriş biçimi, artık yaşı iyice ilerlemiş olan Jordan'ın kariyeri için muhteşem bir sonmuş gibi gözüküyordu. Phil Jackson'ın ve Dennis Rodman'ın kontratlarının bitiyor oluşu ve Scottie Pippen'ın takımdan ayrılmak istemesi de Jordan'ın emeklilik kararı vermesinde etkili olan diğer nedenlerdi. NBA'de bir lokavt yaşandığı zamanlarda, 1999 yılının başlarında, Michael Jordan, kariyerinde ikinci kez, emekli olduğunu açıkladı.
Wizards yılları [değiştir]
Jordan, Chicago Bulls ile özdeşleşmiş bir oyuncu olmasına rağmen, ikinci emekliliğinin ardından bir başka NBA takımı olan Washington Wizards'ın başarısı için çalıştı.
Hissedarlık ve başkanlık dönemi [değiştir]
Jordan, 2000 yılının başlarında, Washington Wizards'ın hissedarı oldu ve ardından da bu takımda Basketbol Operasyonları Başkanı oldu. Bu, takıma ait kararların çoğunu, personel seçimlerini bile kendisinin vereceği anlamına geliyordu. Bu dönemde Jordan'ın verdiği kararlar oldukça tartışmalıydı.
Oyunculuk dönemi
1999'da yaptığı açıklamada, %99,9 ihtimalle bir daha NBA'e geri dönmeyeceğini söylemiş olsa da, Jordan, 2001'in Eylül ayında, yeni takımıyla NBA'e geri döneceğini ve elde edeceği geliri 11 Eylül saldırısı mağdurları için bağışlayacağını açıkladı.
Jordan, Wizards ile geçirdiği ilk sezonunda (2001-02 sezonu), 22,9 sayı ve 5,2 asist ortalamaları tutturdu. Fakat takımı Play-off'lara kalamadı. Jordan sakatlıktan dolayı bu sezonda yirmi iki maç kaçırdı.
Wizards'la oynadığı ikinci sezon ve kariyerinin son sezonu olan 2002-03'te ise Jordan, kırk yaşına girmesine rağmen hiç maç kaçırmadı ve 20 sayı ortalamasıyla oynamayı başardı. Aynı zamanda bu sezonda kırk iki defa 20, dokuz defa 30 ve üç defa 40 sayı barajını geçerek 40 yaşında 40 sayı atmayı başaran ilk basketbolcu oldu. Bu sezon boyunca, Wizards'ın evinde oynadığı tüm maçlarda tüm biletler satıldı ve Wizards, yılın en fazla takip edilen takımı oldu.
2003 All-Star maçında, Vince Carter, Jordan'a ilk beşteki yerini verdi. Devre arasında, kendisi adına bir tören düzenlendi.
Jordan'ın kariyerindeki son maç, Philadelphia 76ers'e karşı idi. Philadelphia'da oynanan maçta seyircilerin
"We Want Mike!" (Mike'ı istiyoruz) tezahüratları üzerine, oyuna son dakikalarda girdi ve son sayılarını serbest atıştan bularak kariyerine son noktayı koymuş oldu.
Başarıları
  • NBA MVP (En değerli oyuncu ödülü): 1987-88, 1990-91, 1991-92, 1995-96, 1997-98
  • NBA Finalleri MVP Ödülü: 1990-91, 1991-92, 1992-93, 1995-96, 1996-97, 1997-98
  • NBA Yılın En İyi Savunma Oyuncusu Ödülü: 1987-88
  • NBA Yılın Çaylağı Ödülü: 1984-85
  • ACC Ligi Yılın Basketbolcusu Ödülü: 1983-84
  • NBA All-Star Smaç Şampiyonası Ödülü: 1987, 1988
  • Kariyer sayı ortalamasında (normal sezonda 30.1, Play-off'larda 33.4) tüm zamanların en yüksek ortalamasına sahip oyuncudur.
  • Bir Play-off maçında 63 sayı atarak Play-off'ların bir maçta en çok sayı atan oyuncusu olmuştur.
  • ESPN'in anketinde 100 yılın en iyi atleti seçilmiştir.
  • 10 sezon NBA'de sayı kralı olmayı başararak bir rekora imza atmıştır.
Şampiyonluklar
  • NBA şampiyonluğu (6 kez)
1990-91, 1991-92, 1992-93, 1995-96, 1996-97, 1997-98
  • Olimpiyat altın madalyası (2 kez)
1984, 1992



jordan10.jpg
 
---> Michael Jordan kimdir ?

- Herkes bir gün Michael Jordan olmak istiyor , bense her gün Michael Jordan olmak zorundayım.''

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst