Mesut İlkay Yanık Şiirleri

gokturk1

Kayıtlı Üye
AKIL VE İNSAN

Utangaç saçlarından süzülüp düşer yağmur,
Yağmurlar ortasında alnında ateş durur
Ve ellerin masumca kitaplara dökülür.
Aklında ki sorular devrilir paldır küldür…
Dağılmadan düşer kar La İlahe İllallah!
Kurulur yüreğinde mazlum kutlu bir dergâh!
Aklının odaları oldukça şeffaf ve dar
Okudukça büyürsün; Himalayalar kadar!
Kalbinde koca bir aşk, ellerinde heyecan
Şair olur yazarsın daraldıkça Kehkeşan!

Ötenin ötesinden sepeler yüzüne kar
Ardından yüreğine ateşten yağmur akar
Ellerin titreyen kuş, ellerin yorgun bugün
Terk edilmiş bir hasret kasabasına sürgün
-“Nerede kitapların? kitabı severdin sen? ”
-“Sürgün kasabasında nasıl okur ki insan”
Birkaç damla su için bir parça ekmek için
Eğilip bükülmek mi direnmek mi siz seçin!
Sen şairsin arkadaş kalbinin attığı yer
Kaleminin sihriyle sırça köşke döner!

Mesut İlkay Yanık



BENİ KÜÇÜK BİR SERÇE TAŞIR


Her devrik cümle,
Her utangaç yüklem
Benden bir parça taşır.
Bir ressam gözlüğü çalsam,
Salsam kendimi kıyılara...
Okyanuslar
Boya tüpüne dolar,
Yalnızlığım
Ardımdan fırça taşır.
Öyle bitkinim,
Öyle ölüme yatkınım ki
Bu gece
Böyle ağır olmasa vücudum,
Beni küçük bir serçe taşır.
Parçalar da umudumu
Parça parça taşır...

Mesut İlkay Yanık


FANTASMA CEVELANI


Beyhude bir çığlığın son yankısı
Usul usul kayboluyor ensemde…
Ey saçları darmadağın bir yurdu
Andıran kız! Ne kadar dirensem de;

Doru bir tay gibi ilerleyen şu
Zamanı, durduramıyorum işte.
Yüreğim hak ile yeksan oluyor
Piryol nazarıyla her yükselişte…

Kan gibi kıpkırmızı dudaklarını
Öpemeden ölmek ne sert bir hismiş.
Tenine bir kez olsun değememek
En dehşetli ölümden bile pismiş.

Susmuş, ses çıkarmıyor tanıdıklar
Gömlek düğmelerine kadar susmuş.
Bir meçhule doğru yolculuk varmış,
Yol varmış ne var ki hiç yolcu yokmuş.

Bir ben yürüyorum bir de stratus
Boşluğa sarman adımlar atarak.
Yıldızlar geceyi aydınlatıyor
Şeffaf kanatlarını oynatarak…

Seni düşünüyorum, sarsılırken
Ayaklarıma dolanan hasretinle
Seni düşünüyorum, nar içinde
Tutuşup yanarken hararetinle…

Güneş üzerime doğru doğarken
Seni düşünüyorum… Seni… Seni…
Aydınlıklar alır götürür benden
Ağır ağır ağırlaşan gövdeni…

Mesut İlkay Yanık


GÜLŞAH OLUR


Gam çekince şairi, her dize bir ah olur.
Nam alınca şarkılar söylenir ah vah olur.
Seyyahlara han olan şu kargışlı acunda
Olmaz denen facia, an gelir, eyvah olur!

Ey ömrümün baharı, senin keskin rüzgârın
Yüreğimde bir hüzün, bir ürperti bah olur.
Alevinle titrerken şamdandaki mum gibi
Karanlıklar delinir, geceler sabah olur.

Eritirken vücudu, onmaz aşkın ateşi
Ruh bedenden ayrılır, çöllerde seyyah olur.
Kaç asırdır dinmeyen yanardağın lavıyla
Âşıkların yüreği yanar simsiyah olur.

Ey denizler perisi, senin gökçe gözlerin
Meftunlara hükmeden bir emsalsiz şah olur.
Varaka’nın elleri, bu aşk ile yanarken
Dokunduğu her nesne sanki bir Gülşah olur.

Mesut İlkay Yanık


KAF DAĞINDAKİ SAF PRENSESE


Yüreğimi mutlak bir aşkla
Zincirlediğim kadın!
İncir çekirdeğinin hacmini hesaplayıp
İnci tanelerinin matlığını araştırmak ve
Gökyüzünün şeffaflığını
Suyun saflığı ile ilişkilendirmek varken
Hiç gereği olmayan bir ayrılığın
Müştereği olduk seninle...

Mesut İlkay Yanık


LEHFAN

Damarların, ateş selinden lav çeken kamış.
Sen bir volkansın, asırlardır suya susamış.
Bu girdabın pis döngüsünde birkaç yudum su...
Hayalin, bir hamlede yutmak tüm okyanusu!

Güneşin ilk ışıklarıyla ağarırken tan,
Sesi kulaklara değmeyen çığlıklar atan
Kavrulmuş, çatlak dudağından, dökülür sesin.
Dökülen sözcükler altında çiğnenmelisin!

Öyle bir düşüncesin ki sen; gür ve esassız,
Yıldızlar kadar kalabalık, ay kadar ıssız...
Mutlak bir sırsın sen, efsunsun yada bir nursun.
Yüzümü nereye çevirsem, sen görünürsün!

Batmakta olan ay, İlkay'dan borcunu alsın...
Kalbimdeki bu devasa dert artık ufalsın!
Ey bakışları, gözlerime değmeyen kadın...
Yazdığım tüm şiirlerimde Lehfan'dır adın!

Mesut İlkay Yanık


SAĞIRLAR ÜLKESİ


Göğün göğsünden indi vakti şafak.
Ağarmadan saçlarım, gün ışıdı.
Bu bedbin uçuruma ufak ufak.
Beni gözlerindeki kin taşıdı.

İstiklal harbi yüreğinde zahir,
Savaşta “Aşk” ve “Riya” cepheleri…
Kalbinin attığı yerdir baş şehir.
Aklımdan sildim attım şüpheleri.

Kılcal damarlarıma kadar hakim
Gözlerinden kalbime akan efsun
Dolaşsın, dursun içimde nitekim
Her ne pahasında olursa olsun.

Mesut İlkay Yanık
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst