' Kontes..
Bayan Üye
Yediveren Güzellikler
Çıkmaz sokakların kaldırımlarında
Lekesiz ışıltılarla büyürdü umutlar
Ne çıkmazlığı önemli idi yolun
Ne saçakları erimiş kalın perdelerin örttüğü karanlıklar….
Kapıları sokağa açılan evlerin pencere kenarlarında
Günün ilk ışıkları ile başlardı cıvıltılar
Ekmek kırıntılarına üşüşen güvercinler kadar mutluydu
Gözlerini açar açmaz birbirlerini gören çocuklar….
Ya sardunyalar….
Ya cam güzelleri, çilli begonyalar,
Nasıl da yaşanan huzur için şükranlarını sunmaktalar
Sabah sefaları nasıl da hayranlıkla güneşe bakmaktalar
Ancak dokunulduğunda
Mis gibi kokusunu lütfeden fesleğenlerin neşesiyle
Sabah mahmurluğunda ilk günaydınlar duyulmaktalar…
Ne borsa, ne at yarışı, ne hükümetteki politikalar
Sadece bir karın doyurma telaşı ve
Kaybetmekten korkulan dost bakışlardaki pırıltılar…
Mevsim değişirken
Nasıl da tek tek döküyorsa yapraklarını papatyalar
Göz göre göre kuruyup
Dallarından nasıl da kopuyorsa artık yapraksız goncalar
Ve değişen her şeye rağmen eksilmiyorsa muhabbet ve kahkahalar
Tüllerin arkasına saklanmış menekşeler
Evin mahremiyetiyle beslenirken
Nasıl da her gün yeni bir çiçek açmaktalar…
Nedir bu kulağıma gelen
Kanın gövdeyi götürdüğü naraları
Bombalar ve ağlayan insan çığlıkları
Açlıktan ölenler ve sevgisizlik mahkumları…
Aman Allah ım! ...
Yoksa sadece bir düş müydü bu?
N’ olur! ...
N’olur açmayayım gözlerimi…
Yine sadece yedi veren güzelliklere odaklı olsun umutlar…
Dünyanın vitrinini süslesin,
Teni, dili yaşı, rengi alaca gülümseyen fotoğraflar
N’olur bitmesin
N’olur bitmesin
Hala sevgiye bitek gönül topraklarında rüyalar…
Çıkmaz sokakların kaldırımlarında
Lekesiz ışıltılarla büyürdü umutlar
Ne çıkmazlığı önemli idi yolun
Ne saçakları erimiş kalın perdelerin örttüğü karanlıklar….
Kapıları sokağa açılan evlerin pencere kenarlarında
Günün ilk ışıkları ile başlardı cıvıltılar
Ekmek kırıntılarına üşüşen güvercinler kadar mutluydu
Gözlerini açar açmaz birbirlerini gören çocuklar….
Ya sardunyalar….
Ya cam güzelleri, çilli begonyalar,
Nasıl da yaşanan huzur için şükranlarını sunmaktalar
Sabah sefaları nasıl da hayranlıkla güneşe bakmaktalar
Ancak dokunulduğunda
Mis gibi kokusunu lütfeden fesleğenlerin neşesiyle
Sabah mahmurluğunda ilk günaydınlar duyulmaktalar…
Ne borsa, ne at yarışı, ne hükümetteki politikalar
Sadece bir karın doyurma telaşı ve
Kaybetmekten korkulan dost bakışlardaki pırıltılar…
Mevsim değişirken
Nasıl da tek tek döküyorsa yapraklarını papatyalar
Göz göre göre kuruyup
Dallarından nasıl da kopuyorsa artık yapraksız goncalar
Ve değişen her şeye rağmen eksilmiyorsa muhabbet ve kahkahalar
Tüllerin arkasına saklanmış menekşeler
Evin mahremiyetiyle beslenirken
Nasıl da her gün yeni bir çiçek açmaktalar…
Nedir bu kulağıma gelen
Kanın gövdeyi götürdüğü naraları
Bombalar ve ağlayan insan çığlıkları
Açlıktan ölenler ve sevgisizlik mahkumları…
Aman Allah ım! ...
Yoksa sadece bir düş müydü bu?
N’ olur! ...
N’olur açmayayım gözlerimi…
Yine sadece yedi veren güzelliklere odaklı olsun umutlar…
Dünyanın vitrinini süslesin,
Teni, dili yaşı, rengi alaca gülümseyen fotoğraflar
N’olur bitmesin
N’olur bitmesin
Hala sevgiye bitek gönül topraklarında rüyalar…
Meral Demir