DANIŞTAY 1. DAİRE E. 1988/328 K. 1988/19 T. 10.2.1989
ÖZET : Meralar imar planının onayı ile bu niteliklerini yitirirler, bunlardan genel hizmetlere ayrılanların belediye ya da özel idareye bedelsiz terkini gerekir.
DANIŞTAY 1. DAİRE E. 2003/179 K. 2004/9 T. 29.1.2004
ÖZET : Mevzuatımızda harman yerlerinin tahsis amaçlarının 442 sayılı Köy Kanununun Ek 12 nci maddesi uyarınca değiştirilebilmesi mümkün olup, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ( b ) bendi ile de yalnızca anılan Genel Müdürlüğün kanunda gösterilen görevleri kapsamında ve bu hizmetlere yönelik olmak koşuluyla ihtiyaç fazlası olarak belirlenen harman yerlerinin tahsis amacının değiştirilebilmesinin olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 442 sayılı Köy Kanununun Ek 12 nci maddesi ve 3202 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ( b ) bendi hükümlerinde öngörülen usul ve şartlar dairesinde harman yerlerinin tahsis amaçlarının değiştirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
DANIŞTAY 6. DAİRE E. 1999/2290 K. 2000/3462 T. 6.6.2000
ÖZET : Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açık olan ve mera amacı dışında kullanılması mümkün olmayan taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle ecrimisil alınmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
DANIŞTAY 6. DAİRE E. 2002/1843 K. 2003/4061 T. 19.6.2003ÖZET : 4342 Sayılı Mera Kanunu'nun 14/d maddesinde; anılan Kanuna veya daha önceki kanunlara göre mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden, imar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan yerlerin, ilgili Bakanlığın, Bakanlığa ( Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığına ) talebi, Maliye Bakanlığının ve Valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tahsis amacının değiştirilebileceği ve söz konusu yerlerin Hazine adına tescilinin yapılacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda mera olarak tahsis amacı değiştirilmeyen ve halen mera vasfını koruyan bir alanın, mevzi imar planı ile spor tesisleri alanı olarak belirlenmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
DANIŞTAY 8. DAİRE E. 1997/4887 K. 1998/2635 T. 18.9.1998ÖZET : Meraların tahsis amacını değiştirme yetkisi her ne kadar tarım reformu genel müdürlüğüne tanınmışsa da; tahsis edilecek arazinin erozyon karşısındaki durumu, mera olarak bırakılan yerin hayvancılık kapasitesi açısından yeterli olup olmayacağının saptanabilmesi amacıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
HUKUK GENEL KURULU E. 1998/17-273 K. 1998/272 T. 15.4.1998
ÖZET : Taşınmaz mer'a nitelikli tapu kaydı kapsamında kalmasa dahi belirtilen özellikler nedeniyle davalı yerin mer'adan elde edildiğinin kabulü zorunludur. Mer'aların zilyetlikle iktisabı da mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/1352 K. 2003/6077 T. 8.5.2003
ÖZET : Mer'alar özel mülkiyete konu olamayıp, ekilerek kullanılması Türk Ceza Kanunu'na göre suç ise de, davacının mer'ayı ekmediği keşif ve bilirkişi raporu ile sabittir. Hazine, kendisine ait yerin kullanılması nedeniyle her zaman ecrimisil isteyebilir. Hem davacının ecrimisil ödeyip ödemediği, haksız eyleme dayalı bu davada inceleme konusu olmayacağı gibi, ecrimisil ödenmemesi üçüncü kişilerce ürüne verilen zararın tazminine de engel değildir. Şu durumda yerel mahkemece davacının zararı belirlenerek hüküm altına alınmak gerekir.
YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ E. 2001/8580 K. 2001/9380 T. 4.12.2001
ÖZET : Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilerle örtülü yerler devlet ormanı sayılan yerlerdir. 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddesi uyarınca meralar köy tüzel kişilikleri adına tescil edilemezler. Mera olarak sınırlandırılıp özel sicillerine kaydedilmeleri gereklidir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/731 K. 2004/1284 T. 29.1.2004
ÖZET : Mahkemece tesbitin iptaline karar verilmesi doğru ise de; taşınmazın niteliğine yönelik dava bulunmadığı halde taşınmazın niteliğinin değiştirilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de mer'aların tescile tabi olmadığı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2898 K. 2004/4227 T. 12.3.2004
ÖZET : Arazinin başında icra edilecek keşif sırasında varsa taraflarca ibraz edilen kayıtlar uygulanmalı, dinlenecek yansız yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, arazinin kamu orta malı niteliğinde mer'a vasfı taşıyıp taşımadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı bilirkişi ve tanık sözlerinin gerçeğe uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki bilgilere aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2536 K. 2004/3662 T. 8.3.2004
ÖZET : Çekişmeli 1542 sayılı parselin temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde olup, kamu orta malı mer'a niteliği taşımadığı ve bu bölümün davacının dayanağını oluşturan tapu kaydı kapsamında kaldığı mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlendiğine göre Hazine temsilcisinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, taşınmazın kalan bölümü hakkında hüküm kurulmaması isabetsiz ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin sonuna "taşınmazın geriye kalan bölümünün tespitte olduğu gibi mer'a olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına" ibareleri eklenmek suretiyle hükmün düzelilmesi gerekmiştir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/12499 K. 2004/12335 T. 13.12.2004
ÖZET : Kadastro sırasında 152 ada 27 parsel sayılı 13.683.69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfı ile zilyetliğin 20 yılı aşkın bir zamandan beri terk edilmesi nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz davacının murisine ait iken ölümü ile davacı tarafa intikal ettiği, ancak zilyetliğin terk edildiği, uzun süredir kullanılmadığı nedeni ile Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece tespite aykırı sonuca varıldığı halde, yeterli araştırma yapılmamıştır. Tesbit bilirkişileri dinlenmeli, ayrıca taşınmazın vergi kaydı bulunduğuna göre, vergisinin ödenip ödenmediği, miktarı ve kim tarafından ödendiği de araştırılıp, komşu parselin mera olup olmadığı ve sınırları da kesin olarak saptanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
ÖZET : Meralar imar planının onayı ile bu niteliklerini yitirirler, bunlardan genel hizmetlere ayrılanların belediye ya da özel idareye bedelsiz terkini gerekir.
DANIŞTAY 1. DAİRE E. 2003/179 K. 2004/9 T. 29.1.2004
ÖZET : Mevzuatımızda harman yerlerinin tahsis amaçlarının 442 sayılı Köy Kanununun Ek 12 nci maddesi uyarınca değiştirilebilmesi mümkün olup, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ( b ) bendi ile de yalnızca anılan Genel Müdürlüğün kanunda gösterilen görevleri kapsamında ve bu hizmetlere yönelik olmak koşuluyla ihtiyaç fazlası olarak belirlenen harman yerlerinin tahsis amacının değiştirilebilmesinin olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 442 sayılı Köy Kanununun Ek 12 nci maddesi ve 3202 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ( b ) bendi hükümlerinde öngörülen usul ve şartlar dairesinde harman yerlerinin tahsis amaçlarının değiştirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
DANIŞTAY 6. DAİRE E. 1999/2290 K. 2000/3462 T. 6.6.2000
ÖZET : Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açık olan ve mera amacı dışında kullanılması mümkün olmayan taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle ecrimisil alınmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
DANIŞTAY 6. DAİRE E. 2002/1843 K. 2003/4061 T. 19.6.2003ÖZET : 4342 Sayılı Mera Kanunu'nun 14/d maddesinde; anılan Kanuna veya daha önceki kanunlara göre mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden, imar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan yerlerin, ilgili Bakanlığın, Bakanlığa ( Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığına ) talebi, Maliye Bakanlığının ve Valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tahsis amacının değiştirilebileceği ve söz konusu yerlerin Hazine adına tescilinin yapılacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda mera olarak tahsis amacı değiştirilmeyen ve halen mera vasfını koruyan bir alanın, mevzi imar planı ile spor tesisleri alanı olarak belirlenmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
DANIŞTAY 8. DAİRE E. 1997/4887 K. 1998/2635 T. 18.9.1998ÖZET : Meraların tahsis amacını değiştirme yetkisi her ne kadar tarım reformu genel müdürlüğüne tanınmışsa da; tahsis edilecek arazinin erozyon karşısındaki durumu, mera olarak bırakılan yerin hayvancılık kapasitesi açısından yeterli olup olmayacağının saptanabilmesi amacıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
HUKUK GENEL KURULU E. 1998/17-273 K. 1998/272 T. 15.4.1998
ÖZET : Taşınmaz mer'a nitelikli tapu kaydı kapsamında kalmasa dahi belirtilen özellikler nedeniyle davalı yerin mer'adan elde edildiğinin kabulü zorunludur. Mer'aların zilyetlikle iktisabı da mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/1352 K. 2003/6077 T. 8.5.2003
ÖZET : Mer'alar özel mülkiyete konu olamayıp, ekilerek kullanılması Türk Ceza Kanunu'na göre suç ise de, davacının mer'ayı ekmediği keşif ve bilirkişi raporu ile sabittir. Hazine, kendisine ait yerin kullanılması nedeniyle her zaman ecrimisil isteyebilir. Hem davacının ecrimisil ödeyip ödemediği, haksız eyleme dayalı bu davada inceleme konusu olmayacağı gibi, ecrimisil ödenmemesi üçüncü kişilerce ürüne verilen zararın tazminine de engel değildir. Şu durumda yerel mahkemece davacının zararı belirlenerek hüküm altına alınmak gerekir.
YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ E. 2001/8580 K. 2001/9380 T. 4.12.2001
ÖZET : Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilerle örtülü yerler devlet ormanı sayılan yerlerdir. 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddesi uyarınca meralar köy tüzel kişilikleri adına tescil edilemezler. Mera olarak sınırlandırılıp özel sicillerine kaydedilmeleri gereklidir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/731 K. 2004/1284 T. 29.1.2004
ÖZET : Mahkemece tesbitin iptaline karar verilmesi doğru ise de; taşınmazın niteliğine yönelik dava bulunmadığı halde taşınmazın niteliğinin değiştirilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de mer'aların tescile tabi olmadığı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2898 K. 2004/4227 T. 12.3.2004
ÖZET : Arazinin başında icra edilecek keşif sırasında varsa taraflarca ibraz edilen kayıtlar uygulanmalı, dinlenecek yansız yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, arazinin kamu orta malı niteliğinde mer'a vasfı taşıyıp taşımadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı bilirkişi ve tanık sözlerinin gerçeğe uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki bilgilere aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2536 K. 2004/3662 T. 8.3.2004
ÖZET : Çekişmeli 1542 sayılı parselin temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde olup, kamu orta malı mer'a niteliği taşımadığı ve bu bölümün davacının dayanağını oluşturan tapu kaydı kapsamında kaldığı mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlendiğine göre Hazine temsilcisinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, taşınmazın kalan bölümü hakkında hüküm kurulmaması isabetsiz ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin sonuna "taşınmazın geriye kalan bölümünün tespitte olduğu gibi mer'a olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına" ibareleri eklenmek suretiyle hükmün düzelilmesi gerekmiştir.
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2004/12499 K. 2004/12335 T. 13.12.2004
ÖZET : Kadastro sırasında 152 ada 27 parsel sayılı 13.683.69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfı ile zilyetliğin 20 yılı aşkın bir zamandan beri terk edilmesi nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz davacının murisine ait iken ölümü ile davacı tarafa intikal ettiği, ancak zilyetliğin terk edildiği, uzun süredir kullanılmadığı nedeni ile Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece tespite aykırı sonuca varıldığı halde, yeterli araştırma yapılmamıştır. Tesbit bilirkişileri dinlenmeli, ayrıca taşınmazın vergi kaydı bulunduğuna göre, vergisinin ödenip ödenmediği, miktarı ve kim tarafından ödendiği de araştırılıp, komşu parselin mera olup olmadığı ve sınırları da kesin olarak saptanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.