“Mehdi” Kavramının Muhtar Tarafından Başlatılması

Salvo

Kayıtlı Üye
“Mehdi” Kavramının Muhtar Tarafından Başlatılması


Muhtar isyanını, Hz. Ali'nin Hz. Fatıma haricindeki bir hanımından olan oğlu Muhammed bin Hanefiye (annesinin kabilesinin adını almış) adına başlatmıştı. Mu­hammed, Hz. Fatıma'nın oğlu olmadığından, Hz. Peygamberin soyundan değildi, takat Kerbela katliamın­dan sonra yaşayan en önemli Alevi idi. Muhtar'ın ayaklanma çağrısı, pek çok insanın, özellikle de Arap aristokratik sisteminde hem sosyal, hem ekonomik yönden (Bunlar daha büyük nispetlerde vergi ödemek zorundaydı.) İkinci sınıf olarak görülmekten dolayı kız­gın olan İran asıllı Mevali'nin (Arap olmayan müslümanlar), gönüllerinde yatan arzulan derhal uyandırdı. Bu insanlar Emevi rejimini, Arap istibdadının bir sem­bolü olarak görüyorlardı ve üyeleri, Hz. Hüseyin'in ka­nı için Emevilerden intikam alma konusunda müthiş bir gayret gösteren Şia'ya ve adil bir toplum vaad eden Muhtar'a yaklaşıyorlardı. Mevalİ'nin Hıristiyanlık ve Yahudilik geçmişlerinden dolayı yabancısı olma­dıkları, İncil'deki Mesih kavramına yakın olan Mehdi (“hidayete erdirilen” anlamında) kavramını ilk ortaya atan, Muhtar oldu. Ayrıca İranlılar, tabii olarak, mu­kaddes monarşi fikrine de alışıktılar. Muhtar, halkı, yeryüzünde mutlak adalet rejimi kuracak olan Mehdi'nin geleceğine inandırdı. Bu inanç halka, uzak bir gelecekte kederlerinin biteceği ve isteklerini gerçekle­şeceği ümidini verdi. İki yıldan daha az bir zaman içe­risinde hareketinin bastırılmasına ve kendisinin de öldürülmesine rağmen, Muhtar, ihtilal yapan bir öneme sahip oldu; Mehdi fikri, daha sağlam ve sürekli bir hal aldı. Şia, siyasi bir partiden, (temelinde Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ölümünden sonraki halifelik sorunu olan) dinî bir mezhebe dönüştü ve Mevali, ilk defa, Arap müslümanlarla eşitlik isteyen siyasi bir kuvvet olarak örgütlendi. Bütün bu gelişmelerse, İslam tarihinin ge­lecek akışı içerisinde önemii izler bırakacaktı. Mehdi­nin Şii itikadında asli unsurlardan birisi haline gelme­sine rağmen, daha sonraları, dünyayı adaletle doldurarak, ilahi kanunlarla hüküm sürmek için tekrar orta­ya çıkacak olan “Gizli İmam” ile özdeşleştirildi; ayrıca, yavaş yavaş bir Sünni Mehdi kavramı da gelişmeye başladı.
[35] Daha sonraları bu fikir, müslümanlara, baskı altına girdikleri zamanlarda ve iktidarsız bir devlet ol­duklarında sık sık başvurulan bir kuvvet kaynağı oldu; İslam tarihinin çeşitli dönemlerinde, pek çok dini lider, Mehdilik şerefine erdiğini iddia etti.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst