Sevgili Peygamberimizin Medine'ye yerleştikten sonra ilk yaptığı işlerden biri Hicret'den evvel vefat etmiş bir mü'minin kabri başında cenaze namazı kılmak oldu...
Medine Günleri
Bera bin Marur Hazreç kabilesinin reislerinden ve Medineli müslümanların önderlerinden.O da Resulullah'a Akabe'de biat etti...ve biat merasiminde ayağa kalkarak veciz bir konuşma yaptı... Yüce Allah'a hamd ettikten sonra O'na sallallahü aleyhi ve sellem uymanın O'nun ümmeti olmanın anlam ve değerine dikkatleri çekiyor ve kazanılan bu nimetin üzerine titremek lâzım geldiğini hatırlatıyordu...
Bera radıyallahü anh daha o günden son Peygamberin sevgisini kazanmıştı...
Bütün Medineli müslümanlar namazlarını Kudüse dönerek kılarken Bera bin Marur Kâbe'ye yöneliyordu.
Bir gün bir Medine kafilesi ile Mekke'ye giderken diğer mü'minlerle aralarında bu Kâbe-Kudüs bahsi açıldı.
Bera:
-Ben sırtımı Kâbe'ye dönerek; Kâbe-i Şerifi arkamda bırakarak Beytülmakdise yönelemem. Bu sebeple namazlarımı Mekke'ye doğru eda ediyorum dediğinde oradakiler:
-İyi ama; sen Resulullahın bildirmediği bir şeyi nasıl yaparsın. Ümmeti olduğun Peygamber üstelik Mekke'de hemen Kâbe-i Şerifin yanında yaşadığı halde kıble olarak Kâbe'ye değil de Mescidi Aksaya duruyor; sen aklına uyuyorsun... böyle olur mu?
Israr etti...
-Ben Kâbe'ye sırtımı dönemem...dediAma huzursuz olmuştu.. Ya bu yaptığından Peygamber aleyhisselâm memnun olmazsa... Bu sebeple Mekke'ye gelince doğruca ahir zaman Nebisine gitti ve yolda arkadaşları ile aralarında geçen konuşmaları arz etti...
-Ey Allahın Resulü ben namazlarımı Kâbe'ye dönerek kılmaya devam ettim ama; arkadaşlarımın ikaz ve muhalefetlerinden dolayı içime bir huzursuzluk girdi... nedir bu işin doğrusu?
Sevgili Peygamberimiz cevap buyurdular... kısa lâkin mânâsı derin işareti geleceği kucaklayan bir cevap:-Biraz sabretseydin ne iyi olurdu...
Bera radıyallahü anh'ın ondan sonra bu sözün dışına çıkması mümkün mü? ...anlaşılan daha evvel kıble hususunda Allah Resulünden nakledilen bilgiler kendisine tam ulaşamamıştı...
Sonra bütün diğer mü'minler gibi o da vefatına kadar namazlarını hep Kudüse doğru kıldı...
Hazreti Berâ Hicret'den bir ay evvel Medine'de dünyasını değiştirdi.
Hazreç'in reisi hasta yatağında iki şey vasiyet ediyordu:
-Malımın üçte birini dilediği yere sarf etmek üzere Resulullah'a veriniz... Bir de beni ölünce kabirde Kâbe istikametine çeviriniz. Çünkü Peygamberimize Hac mevsiminde yine ziyaretine gideceğimi vaad etmiştim; ama görüyorsunuz ki ölüyorum. Sözümde durmam mümkün değil.
Vasiyet edildiği gibi mezarında Kâbe tarafına çevrildi...
ve öylece toprakla örtüldü..
Hicret'ten sonra Sevgili Peygamberimiz eshabı ile birlikte Bera radıyallahü anh'ın kabrine giderek saf tutup cenaze namazını kıldılar ve Hazreti Bera için:
-Ya Rabbi Bera'yı affeyle. O'na rahmet eyle; O'ndan razı ol!Diye dua ettiler...
İşte ilk cenaze namazı.
O'nu ziyaret etmek isteyen sahabi araya ölüm engeli girdiği için Peygamberimize gidemeyince; Peygamberi; rahmet ve merhamet kaynağı olan O Sultan kabri ziyaret ediyor ve cenaze namazını kılıyor...
Mezarında Mekke tarafına uzanarak Peygamber yolunu gözleyen; O'nun hicretini bekleyen Berâ radıyallahü anh... Sevgisiyle Allah Resulünü kabrine çeken Berâ radıyallahü anh.
Kâbe sevdalısı ve Resulullah âşıkı böyle bir Bera bin Murar ölmüş aradan zaman geçmiş olsa da cenaze namazı kılınmaz mı?
....Hicretten sonra; Mescid-i Nebi yapılırken ensar'dan ilk vefat eden Külsüm bin Hidm oldu.
Sevgili Peygamberimi'zi Kuba'da evinde misafir eden bu aziz insan Hicretten önce iman edenlerdendir. Eşraf'tan biri idi...ama O'na tarihin verdiği yüksek liyakat Medine şereflilerinden olduğu için değil bütün zamanların en büyüğüne gösterdiği hürmet ve hizmet sebebiyle.
Medine Günleri
Bera bin Marur Hazreç kabilesinin reislerinden ve Medineli müslümanların önderlerinden.O da Resulullah'a Akabe'de biat etti...ve biat merasiminde ayağa kalkarak veciz bir konuşma yaptı... Yüce Allah'a hamd ettikten sonra O'na sallallahü aleyhi ve sellem uymanın O'nun ümmeti olmanın anlam ve değerine dikkatleri çekiyor ve kazanılan bu nimetin üzerine titremek lâzım geldiğini hatırlatıyordu...
Bera radıyallahü anh daha o günden son Peygamberin sevgisini kazanmıştı...
Bütün Medineli müslümanlar namazlarını Kudüse dönerek kılarken Bera bin Marur Kâbe'ye yöneliyordu.
Bir gün bir Medine kafilesi ile Mekke'ye giderken diğer mü'minlerle aralarında bu Kâbe-Kudüs bahsi açıldı.
Bera:
-Ben sırtımı Kâbe'ye dönerek; Kâbe-i Şerifi arkamda bırakarak Beytülmakdise yönelemem. Bu sebeple namazlarımı Mekke'ye doğru eda ediyorum dediğinde oradakiler:
-İyi ama; sen Resulullahın bildirmediği bir şeyi nasıl yaparsın. Ümmeti olduğun Peygamber üstelik Mekke'de hemen Kâbe-i Şerifin yanında yaşadığı halde kıble olarak Kâbe'ye değil de Mescidi Aksaya duruyor; sen aklına uyuyorsun... böyle olur mu?
Israr etti...
-Ben Kâbe'ye sırtımı dönemem...dediAma huzursuz olmuştu.. Ya bu yaptığından Peygamber aleyhisselâm memnun olmazsa... Bu sebeple Mekke'ye gelince doğruca ahir zaman Nebisine gitti ve yolda arkadaşları ile aralarında geçen konuşmaları arz etti...
-Ey Allahın Resulü ben namazlarımı Kâbe'ye dönerek kılmaya devam ettim ama; arkadaşlarımın ikaz ve muhalefetlerinden dolayı içime bir huzursuzluk girdi... nedir bu işin doğrusu?
Sevgili Peygamberimiz cevap buyurdular... kısa lâkin mânâsı derin işareti geleceği kucaklayan bir cevap:-Biraz sabretseydin ne iyi olurdu...
Bera radıyallahü anh'ın ondan sonra bu sözün dışına çıkması mümkün mü? ...anlaşılan daha evvel kıble hususunda Allah Resulünden nakledilen bilgiler kendisine tam ulaşamamıştı...
Sonra bütün diğer mü'minler gibi o da vefatına kadar namazlarını hep Kudüse doğru kıldı...
Hazreti Berâ Hicret'den bir ay evvel Medine'de dünyasını değiştirdi.
Hazreç'in reisi hasta yatağında iki şey vasiyet ediyordu:
-Malımın üçte birini dilediği yere sarf etmek üzere Resulullah'a veriniz... Bir de beni ölünce kabirde Kâbe istikametine çeviriniz. Çünkü Peygamberimize Hac mevsiminde yine ziyaretine gideceğimi vaad etmiştim; ama görüyorsunuz ki ölüyorum. Sözümde durmam mümkün değil.
Vasiyet edildiği gibi mezarında Kâbe tarafına çevrildi...
ve öylece toprakla örtüldü..
Hicret'ten sonra Sevgili Peygamberimiz eshabı ile birlikte Bera radıyallahü anh'ın kabrine giderek saf tutup cenaze namazını kıldılar ve Hazreti Bera için:
-Ya Rabbi Bera'yı affeyle. O'na rahmet eyle; O'ndan razı ol!Diye dua ettiler...
İşte ilk cenaze namazı.
O'nu ziyaret etmek isteyen sahabi araya ölüm engeli girdiği için Peygamberimize gidemeyince; Peygamberi; rahmet ve merhamet kaynağı olan O Sultan kabri ziyaret ediyor ve cenaze namazını kılıyor...
Mezarında Mekke tarafına uzanarak Peygamber yolunu gözleyen; O'nun hicretini bekleyen Berâ radıyallahü anh... Sevgisiyle Allah Resulünü kabrine çeken Berâ radıyallahü anh.
Kâbe sevdalısı ve Resulullah âşıkı böyle bir Bera bin Murar ölmüş aradan zaman geçmiş olsa da cenaze namazı kılınmaz mı?
....Hicretten sonra; Mescid-i Nebi yapılırken ensar'dan ilk vefat eden Külsüm bin Hidm oldu.
Sevgili Peygamberimi'zi Kuba'da evinde misafir eden bu aziz insan Hicretten önce iman edenlerdendir. Eşraf'tan biri idi...ama O'na tarihin verdiği yüksek liyakat Medine şereflilerinden olduğu için değil bütün zamanların en büyüğüne gösterdiği hürmet ve hizmet sebebiyle.