SuskunDervis
Kayıtlı Üye
Günlerden birinde Mecnun'u bir duvarın üstün de, ayaklarını sallandırmış otururken buldular. Kerpiçten duvarın üstünde gayet neşeli ve bahtiyardı. Kendince konuşuyor, işaretleşiyor, gülüyordu. Onu ilk defa bu kadar mutlu görenler olmuştu ve bu mutluluğuna anlam veremiyorlardı. Gelen geçen Mecnun'un bu haline bakıp iyice aklını kaybettiğini düşünüp dalga geçip gülmedeydi.
Nihayet bir gönül eri oradan geçiyordu ve Mecnun'u o halde görünce durup iyice ona doğru baktı. Bakınca Mecnun'un yanında Leyla'nın da oturmakta olduğunu gördü. Başkalarına sır olan ona aşikâr olmuştu bu manzarayı görünce gözleri doldu ve..
- Bir ömürdür koşup durdum... Çok da yoruldum... Ama sonunda bir araya geldiklerini gördüm!.. Çok şükür Allah'ım; sevenleri buluşturdun!..
deyip şükürler içerinde yoluna devam etti...
Nihayet bir gönül eri oradan geçiyordu ve Mecnun'u o halde görünce durup iyice ona doğru baktı. Bakınca Mecnun'un yanında Leyla'nın da oturmakta olduğunu gördü. Başkalarına sır olan ona aşikâr olmuştu bu manzarayı görünce gözleri doldu ve..
- Bir ömürdür koşup durdum... Çok da yoruldum... Ama sonunda bir araya geldiklerini gördüm!.. Çok şükür Allah'ım; sevenleri buluşturdun!..
deyip şükürler içerinde yoluna devam etti...