Görünmezadam
Kayıtlı Üye
MEB Orta Öğretim Genel Müdürlüğü Koordinasyonunda, politika belirleyiciler ve uygulayıcılar için temel bir kaynak teşkil etmesi için hazırlanan Ortaöğretim İzleme ve Değerlendirme Raporunda, "Eğitime Katılım", "Eğitim Ortamları", "Öğrenci Destek Hizmetleri", "Eğitim Programları", "Öğretmenler", "Yönetişim ve Finansman", "Eğitimin Çıktıları" temel bileşenleri; il, bölge, ülke ve uluslararası bağlamda karşılaştırmalı bir yaklaşımla ve 2003-2013-2023 bakış açısıyla analiz edildi.
Raporda ortaöğretimin temel bileşenlerine dair son on yılda katledilen mesafe, mevcut durum analizleri ve 2023'e ışık tutacak veriler yer aldı.
Rapora göre, lise çağındakilerin (14-17) toplam nüfus içindeki oranı yüzde 6,8. Bu oran yüzde 9 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinde, en düşük ise yüzde 5,5 ile Batı Marmara'da gerçekleşti. Lise çağında bulunan 14-17 yaşındaki gençlerin, en çok Siirt, Muş ve Batman'da, en az ise Tunceli, Çanakkale ve Edirne'de olduğu belirlendi.
Ortaöğretimde hem brüt hem de net okullaşma oranı son on yıl içinde cinsiyet oranını da iyileştirerek önemli bir artış gösterdi. 2012-2013 itibarıyla brüt okullaşma oranı yüzde 96,8; net okullaşma oranı ise yüzde 70,1 olarak gerçekleşti. Cinsiyet oranı da yüzde 94,2'ye yükseldi.
LİSELİLERİN YÜZDE 10'U İMAM HATİPLERDE
2012-2013 itibarıyla resmi örgün ortaöğretimde okullaşan 3 milyon 811 bin 767 öğrencinin yüzde 47,6'sı (1.816.159) Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liselerine, yüzde 42,4'ü (1.614.837) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı meslek liselerine, yüzde 10'u (380.771) ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki imam hatip liselerine ve buralardaki programlara devam etti.
Son yıllardaki trende göre Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne giden öğrenci sayısında sınırlı düzeyde artış, Ortaöğretim Genel Müdürlüğündeki öğrenci sayısında düşüş, Din Öğretimi Genel Müdürlüğündeki okullarda ise önemli bir artış gerçekleşti. Söz konusu durumun oluşmasında talep ve arz yönlü politikalar etkili oldu.
LİSELERDE DERSLİK ARTTI
Ortaöğretimde son on yılda derslik sayısında önemli bir artış sağlandı. Bununla beraber ortaöğretimin süresinin 4 yıla çıkarılmış olması, bu kademenin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve okullaşma oranlarındaki artış derslik başına öğrenci sayısındaki iyileşmenin bazı bölgelerde sınırlı düzeyde kalmasına neden oldu. 2012-2013 yıllarında Türkiye genelinde öğrenci başına 31 olan derslik sayısı, Güneydoğu Anadolu'da 38, İstanbul'da 37 olarak gerçekleşti.
Şartlı destek, burs, pansiyon ve taşımalı eğitim gibi öğrenci destek hizmetlerden yararlanmada kızlar lehine bir gelişme kaydedildi. Pansiyon ve taşımalı ortaöğretimden faydalanmada cinsiyet oranı düzenli bir artış göstererek sırasıyla yüzde 68,5 ve yüzde 83,7'ye ulaştı. Kızlar açısından taşımalı ortaöğretimin daha tercih edilebilir olduğu anlaşıldı.
KIZLAR DAHA BAŞARILI
Liselilerin yüzde 4'ü burs aldı. Burs oranı açısından ise kız öğrenciler kısmen erkek öğrencilere göre daha avantajlı bir konuma sahip. Bu duruma kızların başarı düzeyinin daha yüksek veya pansiyon yerine bursu tercih etmelerinin etkisi var.
SEÇMELİ DERSLER OECD ÜLKELERİNDEN DAHA FAZLA
Türkiye'de evrensel ölçütlere ulaşma noktasında önemli bir dönüşüm gerçekleştirildi. OECD ülkelerinde ortak derslerin türü ve sayısı daha fazla iken Türkiye'de seçmeli derslerin oranı belirgin bir şekilde yüksek oldu. Seçmeli ders oranı Türkiye'de yüzde 42 iken OECD'de yüzde 14'tür. Türkiye'de programlar ortak derslerin oranı açısından da OECD ülkelerinden farklılaşmaktadır. Yabancı dil dersinin, genel ortaöğretim 15 yaş grubu için, program içerisindeki oranı OECD'de yüzde 14 iken Türkiye'de söz konusu oran yüzde 7 oldu.
ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI AZALDI
Liselerde öğrenci sayısındaki önemli artışa bağlı olarak ortaya çıkan öğretmen ihtiyacı büyük ölçüde karşılanıyor. Liselerde ülke genelinde öğretmen başına öğrenci sayısı 2011 yılında 18 iken 2013'te 16 oldu. Söz konusu oranın OECD ortalaması ise 14.
Raporda ortaöğretimin temel bileşenlerine dair son on yılda katledilen mesafe, mevcut durum analizleri ve 2023'e ışık tutacak veriler yer aldı.
Rapora göre, lise çağındakilerin (14-17) toplam nüfus içindeki oranı yüzde 6,8. Bu oran yüzde 9 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinde, en düşük ise yüzde 5,5 ile Batı Marmara'da gerçekleşti. Lise çağında bulunan 14-17 yaşındaki gençlerin, en çok Siirt, Muş ve Batman'da, en az ise Tunceli, Çanakkale ve Edirne'de olduğu belirlendi.
Ortaöğretimde hem brüt hem de net okullaşma oranı son on yıl içinde cinsiyet oranını da iyileştirerek önemli bir artış gösterdi. 2012-2013 itibarıyla brüt okullaşma oranı yüzde 96,8; net okullaşma oranı ise yüzde 70,1 olarak gerçekleşti. Cinsiyet oranı da yüzde 94,2'ye yükseldi.
LİSELİLERİN YÜZDE 10'U İMAM HATİPLERDE
2012-2013 itibarıyla resmi örgün ortaöğretimde okullaşan 3 milyon 811 bin 767 öğrencinin yüzde 47,6'sı (1.816.159) Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liselerine, yüzde 42,4'ü (1.614.837) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı meslek liselerine, yüzde 10'u (380.771) ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki imam hatip liselerine ve buralardaki programlara devam etti.
Son yıllardaki trende göre Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne giden öğrenci sayısında sınırlı düzeyde artış, Ortaöğretim Genel Müdürlüğündeki öğrenci sayısında düşüş, Din Öğretimi Genel Müdürlüğündeki okullarda ise önemli bir artış gerçekleşti. Söz konusu durumun oluşmasında talep ve arz yönlü politikalar etkili oldu.
LİSELERDE DERSLİK ARTTI
Ortaöğretimde son on yılda derslik sayısında önemli bir artış sağlandı. Bununla beraber ortaöğretimin süresinin 4 yıla çıkarılmış olması, bu kademenin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve okullaşma oranlarındaki artış derslik başına öğrenci sayısındaki iyileşmenin bazı bölgelerde sınırlı düzeyde kalmasına neden oldu. 2012-2013 yıllarında Türkiye genelinde öğrenci başına 31 olan derslik sayısı, Güneydoğu Anadolu'da 38, İstanbul'da 37 olarak gerçekleşti.
Şartlı destek, burs, pansiyon ve taşımalı eğitim gibi öğrenci destek hizmetlerden yararlanmada kızlar lehine bir gelişme kaydedildi. Pansiyon ve taşımalı ortaöğretimden faydalanmada cinsiyet oranı düzenli bir artış göstererek sırasıyla yüzde 68,5 ve yüzde 83,7'ye ulaştı. Kızlar açısından taşımalı ortaöğretimin daha tercih edilebilir olduğu anlaşıldı.
KIZLAR DAHA BAŞARILI
Liselilerin yüzde 4'ü burs aldı. Burs oranı açısından ise kız öğrenciler kısmen erkek öğrencilere göre daha avantajlı bir konuma sahip. Bu duruma kızların başarı düzeyinin daha yüksek veya pansiyon yerine bursu tercih etmelerinin etkisi var.
SEÇMELİ DERSLER OECD ÜLKELERİNDEN DAHA FAZLA
Türkiye'de evrensel ölçütlere ulaşma noktasında önemli bir dönüşüm gerçekleştirildi. OECD ülkelerinde ortak derslerin türü ve sayısı daha fazla iken Türkiye'de seçmeli derslerin oranı belirgin bir şekilde yüksek oldu. Seçmeli ders oranı Türkiye'de yüzde 42 iken OECD'de yüzde 14'tür. Türkiye'de programlar ortak derslerin oranı açısından da OECD ülkelerinden farklılaşmaktadır. Yabancı dil dersinin, genel ortaöğretim 15 yaş grubu için, program içerisindeki oranı OECD'de yüzde 14 iken Türkiye'de söz konusu oran yüzde 7 oldu.
ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI AZALDI
Liselerde öğrenci sayısındaki önemli artışa bağlı olarak ortaya çıkan öğretmen ihtiyacı büyük ölçüde karşılanıyor. Liselerde ülke genelinde öğretmen başına öğrenci sayısı 2011 yılında 18 iken 2013'te 16 oldu. Söz konusu oranın OECD ortalaması ise 14.