HaSaNSaBBaH
Kayıtlı Üye
Matematiği, Yınanlıların soktuğu tamamen geometrik bir kılıf içinde devralan Müslümanlar, bu kılıfı atarak matematiğe cebir ve hesap elbisesini giydirdiler. Bir Yunanın tamamen geometrik olarak işleyeceği mevzuları, Müslümanlar, cebir eşitlikleri kalıbına döktüler, sonra da bunları hesap yoluyla çözdüler.
Hârizmî'nin matematiğe kazandırdıkları:
Cebiri matematiğe kazandırıp sistemleştirmesi.
Kare ve dikdörtgen metodu denilen geometrik görünümü cebire kazandırması.
Cebirin önemli kaidelerinden birisi olan tam kareye tamamlama metodunu ilmî delilleriyle ortaya koyması.
Logaritma hesabını bulması.
Bilinen eski trigonometri cetvellerini formüle etmesi.
İkinci derece denklemlerin pozitif köklerini bulması.
Cebirdeki çarpma ve bölme yolları ve yüzey ölçümleriyle ilgili çeşitli problemleri çözmesi.
Hint matematiğini batının istifadesine sunması.
Batıya yeni hesap usulü ve sayılarını tanıtması.
Hârizmî kadar olmasa bile onunla çağdaş olan Abdülhamid İbn-i Vâsi İbn-i Türk'ün cebir ilminin temelinde büyük katkıları olmuştur. Matematik sahasında 4 büyük eser vermiş, ilim ve faziletinin üstünlüğünden dolayı kendisine " Ebu'l-Fazl" denilmiştir. En önemli eseri 7 kısımdan oluşan Kitab-ül Cami fi'l-Hesap, Kitab-ül Muâmelât'dır. Bundan başka 3 önemli eseri daha bulunmaktadır. İbn-i Türk cebire, sembol yerine sözle açıklamalar getirmiş ve bugünkü cebire uygun çözüm yolları göstermiştir.
Dokuzuncu asrın diğer matematikçileri Haccac İbn-i Yusuf, meşhur filozof Kindî, talebesi Ahmet el-Sârâhî ve Mahani'dir.
Onuncu asrın meşhurları Battanî, Sabit bin Kurra, Ebu'l-Vefa el-Buzcânî'dir. 10. yüzyılın sonu ve 11. asrın başlarında ise matematik ilmi gelişmesinin zirvesindedir. En meşhur ilim adamları olarak İhvanu's Safâ, Kûhî, Bîrûnî, İbn-i Sînâ sayılabilir.Bunun gibi asırları doldurmuş güzide alimlerimizi daha çok sayabiliriz.
Cebir ve trigonometri tamamen müslüman matematikçilerin mahsulüdür. Ömer Hayyam ile anti-Öklidçi geometri sistemi ortaya çıkarken, Nasuriddin Tûsi bunu geliştirmiştir. Sabit bin Kurra ile sayıları tarif edilerek sınıflamalara tabi tutulmuştur. Kesirli sayıları ilk ele alan Hitli matematikçi Baskara olmasına rağmen araya çizgi koyan, yani bugünkü şekline getiren yine Müslüman matematikçilerdir. Ondalık kesir sayılarını ilk keşfeden Gıyaseddin Cemşid'dir.
Müslüman matematikçilerden Hamid bin Hıdır el-Hocendi(?-1000) " İki küpün toplamı asla bir küp olmaz" şeklindeki integral denilen ilginç ve en zor teoremi ortaya koydu. Bilindiği gibi bu teoremi Fransız fizikçi Fermat(1601-1665) kendine mal etmiştir. bugünde bu teoremi O'nun adıyla bilmekteyiz. Diğer yandan Nasuriddin Tûsi, " İki sayının karesi bir kare olmaz" teoremini ilk defa ortaya koydu ve ispatladı. Kerhî'de, pozitif rasyonel sayıların teorileri ile onların cebir ve geometrik ispatlarıyla ün salmıştır.
Hârizmî'nin matematiğe kazandırdıkları:
Cebiri matematiğe kazandırıp sistemleştirmesi.
Kare ve dikdörtgen metodu denilen geometrik görünümü cebire kazandırması.
Cebirin önemli kaidelerinden birisi olan tam kareye tamamlama metodunu ilmî delilleriyle ortaya koyması.
Logaritma hesabını bulması.
Bilinen eski trigonometri cetvellerini formüle etmesi.
İkinci derece denklemlerin pozitif köklerini bulması.
Cebirdeki çarpma ve bölme yolları ve yüzey ölçümleriyle ilgili çeşitli problemleri çözmesi.
Hint matematiğini batının istifadesine sunması.
Batıya yeni hesap usulü ve sayılarını tanıtması.
Hârizmî kadar olmasa bile onunla çağdaş olan Abdülhamid İbn-i Vâsi İbn-i Türk'ün cebir ilminin temelinde büyük katkıları olmuştur. Matematik sahasında 4 büyük eser vermiş, ilim ve faziletinin üstünlüğünden dolayı kendisine " Ebu'l-Fazl" denilmiştir. En önemli eseri 7 kısımdan oluşan Kitab-ül Cami fi'l-Hesap, Kitab-ül Muâmelât'dır. Bundan başka 3 önemli eseri daha bulunmaktadır. İbn-i Türk cebire, sembol yerine sözle açıklamalar getirmiş ve bugünkü cebire uygun çözüm yolları göstermiştir.
Dokuzuncu asrın diğer matematikçileri Haccac İbn-i Yusuf, meşhur filozof Kindî, talebesi Ahmet el-Sârâhî ve Mahani'dir.
Onuncu asrın meşhurları Battanî, Sabit bin Kurra, Ebu'l-Vefa el-Buzcânî'dir. 10. yüzyılın sonu ve 11. asrın başlarında ise matematik ilmi gelişmesinin zirvesindedir. En meşhur ilim adamları olarak İhvanu's Safâ, Kûhî, Bîrûnî, İbn-i Sînâ sayılabilir.Bunun gibi asırları doldurmuş güzide alimlerimizi daha çok sayabiliriz.
Cebir ve trigonometri tamamen müslüman matematikçilerin mahsulüdür. Ömer Hayyam ile anti-Öklidçi geometri sistemi ortaya çıkarken, Nasuriddin Tûsi bunu geliştirmiştir. Sabit bin Kurra ile sayıları tarif edilerek sınıflamalara tabi tutulmuştur. Kesirli sayıları ilk ele alan Hitli matematikçi Baskara olmasına rağmen araya çizgi koyan, yani bugünkü şekline getiren yine Müslüman matematikçilerdir. Ondalık kesir sayılarını ilk keşfeden Gıyaseddin Cemşid'dir.
Müslüman matematikçilerden Hamid bin Hıdır el-Hocendi(?-1000) " İki küpün toplamı asla bir küp olmaz" şeklindeki integral denilen ilginç ve en zor teoremi ortaya koydu. Bilindiği gibi bu teoremi Fransız fizikçi Fermat(1601-1665) kendine mal etmiştir. bugünde bu teoremi O'nun adıyla bilmekteyiz. Diğer yandan Nasuriddin Tûsi, " İki sayının karesi bir kare olmaz" teoremini ilk defa ortaya koydu ve ispatladı. Kerhî'de, pozitif rasyonel sayıların teorileri ile onların cebir ve geometrik ispatlarıyla ün salmıştır.