"Masumiyeti, tasasızlığı hatırlatıyorum"

ParadokS

Kayıtlı Üye
** Amerika ve İtalya’da eğitim gördükten sonra, Jeff Koons’un asistanlığını yapmışsınız. Bize bu sürecinizle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Teknik benim için her zaman önemli bir konu oldu ve İtalya’ya da teknik bilgilerimi ilerletmek için gittim. Jeff Koons’la çalışmambenim için çok büyük bir deneyimdi, çünkü önemli bir sanatçı o. Bütün sanatçılar gibi benimde egolarım vardı. Ama mesela Jeff Koons’la çalışırken kendi egonu dışarıda bırakıyorsun. O dönemde kafamı en çok kurcalayan şey benim ne yapmak, nasıl bir yolda ilerlemek istediğimdi. Dahil olduğum ortamda var olan şeylerin dışında bir şeyler yapmak istiyordum. Bu sürecin benim için en özel yanı kendimi geliştirmem ve başkasıyla çalışmanın verdiği disiplindir.

** Serginin adı “Biz Küçükken”. Serginin çıkış noktasını öğrenebilir miyim?
Çocukluğu, o dönemde sahip olduğumuzmasumiyeti ve sorumluluklardan uzak bir yaşamın hepimiz için bir zamanlar var olduğunu hatırlatmak istedim. Çok çabuk geçen bu dönemde bağımsızsın, hiçbir endişen ya da kaygın yok. Masumve endişesiz geçirdiğin kısa bir zaman var aslında. İyi ve kötünün ayrımını bile bilmediğin bir dönemden bahsediyoruz. “Biz Küçükken” çabucacık gelip geçen bir dönemi anlatıyor.

** Resimlerinizde çocuk figürüne geçiş nasıl oldu peki?
Önce “Yüzücüler” serisi vardı. Arada “Jackie O” serisi var. Ardından da bebek yüzücüler geldi. Bu süreçte arka arkaya iki hamilelik yaşadım. Bu, herkes kadar benim için de önemli bir dönemdi. Kendi yaşamımdaki dönüşümlerle birlikte resimlerim de değişti. Dolayısıyla “Yüzücüler” serisinden, bir şekilde bebek yüzücülere geçiş oldu resimlerimde. “Jackie O” da ikonik bir imge ve aynı zamanda şahane bir anneydi. Jackie O’nun annelik yönünü de ele alarak yapmıştımresimleri. Seriler farklı gibi dursa da aslında birbirine bağlı ve geçişleri hayatımla örtüşüyor. Sonra fantezi yüklü olan bir seri çıktı.Manhattan’da gittiğim bir parkta birdenbire karşımda tavşan kulaklı taç takmış küçük bir kız çocuğu gördüm ve fantastik bir dünyaya kaydığım ilk resim ortaya çıktı. Aslında tavşan kulaklı taç, elli sene önceye ait. Eski moda bir şey. Bu “tavşan kulaklar” bir nevi nostaljinin ve hatıraların da görselleşmesi aslında. Bu sergide ise iki seri birleşti. Daha çok masumiyet ve çocukluk dönemine doğru geçiş yaptım.

**Fra Angelico ile çalışmalarınız arasında bağlantı kuruyorsunuz. Nasıl bir bağlantı var?
İtalya’da yaşadığım dönemde fresklere bakarak çok vakit geçirdim. Bunların çoğu dini resimlerdi. Fra Angelico’nun benim için en büyük özelliği İsa’nın çarmıha gerilişini bile yapsa bunu dingin bir biçimde ifade ediyor olmasıdır. Sakinlik üstünden giden işlerle bir şeyler anlatmaya çalışıyorumçünkü her geçen gün buna daha çok ihtiyacımız olduğunu görüyorum.​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst