Malvarlığının İadesi ve Tasarrufu
Her Taraf Devlet, diğer bir Taraf Devletin bu Sözleşmeye uygun bir talebi üzerine, iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarını gözetmek suretiyle, yetkili makamlarının müsadere edilen malvarlığını iade edebilmelerini teminen, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, gerekli yasal ve diğer önlemleri alacaktır.
Talep edilen Devlet, kamu fonlarının zimmete geçirilmesi ya da zimmete geçirilen kamu fonlarının aklanması hallerinde,talep eden Devletteki nihai bir hükme dayanmak suretiyle müsadere yapılmışsa, ki talep edilen Taraf Devlet müsadereye esas teşkil eden hükmün nihai olması şartından sarfınazar edebilir, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade edecektir;
Sözleşmede öngörülen diğer herhangi bir suç gelirine ilişkin olarak, 55. maddeye uygun biçimde ve talep eden Devletteki nihai bir hükme dayanmak suretiyle müsadere yapılmışsa,-talep edilen Devlet müsadereye esas teşkil eden hükmün nihai olması şartından sarfınazar edebilir- talep eden Devletin, müsadere edilen malvarlığına ilişkin önceki mülkiyet hakkını talep edilen Taraf Devlete makul biçimde kanıtlaması ya da talep edilen Devletin, müsadere edilen malvarlığını iade etmek üzere talep eden Devletteki zararı kabul etmesi halinde, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade edecektir;
Diğer bütün hallerde, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade etmeyi, bu malvarlığını önceki yasal maliklerine iade etmeyi ya da suç mağdurlarını tazmin etmeyi öncelikle değerlendirecektir.
Uygun hallerde, diğer Taraf Devletler aksini kararlaştırmadıkça, talep edilen Taraf Devlet, müsadere edilen malvarlığının bu madde gereğince iade ya da tasarruf edilmesine neden olan soruşturma, kovuşturma ya da yargısal işlemlerden kaynaklanan makul masrafları mahsup edebilir.
Uygun hallerde, Taraf Devletler, müsadere edilen malvarlığının nihai tasarrufu amacıyla, her olay için ayrı ayrı anlaşmalar ya da karşılıklı kabul edilebilir düzenlemeler yapmayı da özel olarak değerlendirebilir. (Madde 57)
SONUÇ
Uluslararası alanda ceza yargılarının tanınması ve infazı henüz uluslararası hukukda tam olarak kabul gören bir olgu değildir. Ancak, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi bünyesinde geniş katılımlı sözleşmelere konu olmuş, uluslararası toplumun ortak sorunu halini almış önemli bazı suçlarda elkoyma ve müsadere alanında uluslararası adli işbirliği bu konuya istisna teşkil etmekte ve oldukça gelişmiş bir düzenleme çerçevesine sahip bulunmaktadır. Hollanda, İngiltere gibi bazı ülke ilgili sözleşmelerin elkoyma ve müsadere kararlarının infazına ilişkin hükümlerini sıklıkla adli yardım talebi konusu yapmaktadırlar. Bu bağlamda üllkemiz eyönelik taleplerde de son zamanlarda bir artış eğilimi görülmektedir.
Küreselleşme olgusuyla birlikte, basına ve kamuoyuna yansıyan haber ve olaylardan ülkemizden yurtdışına kaçırılan suç gelirlerinde de ciddi bir artış olduğu izlenimi edinilmektedir. Dolayısıyla, ülkemiz adli makamları da önlerindeki soruşturma ve davalarda daha sıklıkla yurtdışından elkoyma ve müsadereye ilişkin adli yardım talebinde bulunma durumundadırlar. Ülkemizden yapılacak bir talep sözkonusu olduğunda, adli makamımız öncelikle, soruşturma veya kovuşturmaya konu suçu dikkate alarak, dayanacağı sözleşme ya da sözleşmeleri tespit etmeli, ardından adli yardım talebinde bulunacağı ülkenin dayanacağı Sözleşmeye taraf olup olmadığını belirleyerek müteakip işlemleri yapmalıdır. Bu konuda terdddüt halinde, sözkonusu sözleşmeler bakımından merkezi makam olan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne başvurulması uygun olur. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, koşulları oluşmuşsa, Adli makamlarımızca dayanak sözleşme olarak malvarlıklarının iadesi imkanını veren Yolsuzluğa Karşı BM Sözleşmesinin tercih edilmesi uygun olacaktır.
Her Taraf Devlet, diğer bir Taraf Devletin bu Sözleşmeye uygun bir talebi üzerine, iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarını gözetmek suretiyle, yetkili makamlarının müsadere edilen malvarlığını iade edebilmelerini teminen, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, gerekli yasal ve diğer önlemleri alacaktır.
Talep edilen Devlet, kamu fonlarının zimmete geçirilmesi ya da zimmete geçirilen kamu fonlarının aklanması hallerinde,talep eden Devletteki nihai bir hükme dayanmak suretiyle müsadere yapılmışsa, ki talep edilen Taraf Devlet müsadereye esas teşkil eden hükmün nihai olması şartından sarfınazar edebilir, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade edecektir;
Sözleşmede öngörülen diğer herhangi bir suç gelirine ilişkin olarak, 55. maddeye uygun biçimde ve talep eden Devletteki nihai bir hükme dayanmak suretiyle müsadere yapılmışsa,-talep edilen Devlet müsadereye esas teşkil eden hükmün nihai olması şartından sarfınazar edebilir- talep eden Devletin, müsadere edilen malvarlığına ilişkin önceki mülkiyet hakkını talep edilen Taraf Devlete makul biçimde kanıtlaması ya da talep edilen Devletin, müsadere edilen malvarlığını iade etmek üzere talep eden Devletteki zararı kabul etmesi halinde, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade edecektir;
Diğer bütün hallerde, müsadere edilen malvarlığını talep eden Taraf Devlete iade etmeyi, bu malvarlığını önceki yasal maliklerine iade etmeyi ya da suç mağdurlarını tazmin etmeyi öncelikle değerlendirecektir.
Uygun hallerde, diğer Taraf Devletler aksini kararlaştırmadıkça, talep edilen Taraf Devlet, müsadere edilen malvarlığının bu madde gereğince iade ya da tasarruf edilmesine neden olan soruşturma, kovuşturma ya da yargısal işlemlerden kaynaklanan makul masrafları mahsup edebilir.
Uygun hallerde, Taraf Devletler, müsadere edilen malvarlığının nihai tasarrufu amacıyla, her olay için ayrı ayrı anlaşmalar ya da karşılıklı kabul edilebilir düzenlemeler yapmayı da özel olarak değerlendirebilir. (Madde 57)
SONUÇ
Uluslararası alanda ceza yargılarının tanınması ve infazı henüz uluslararası hukukda tam olarak kabul gören bir olgu değildir. Ancak, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi bünyesinde geniş katılımlı sözleşmelere konu olmuş, uluslararası toplumun ortak sorunu halini almış önemli bazı suçlarda elkoyma ve müsadere alanında uluslararası adli işbirliği bu konuya istisna teşkil etmekte ve oldukça gelişmiş bir düzenleme çerçevesine sahip bulunmaktadır. Hollanda, İngiltere gibi bazı ülke ilgili sözleşmelerin elkoyma ve müsadere kararlarının infazına ilişkin hükümlerini sıklıkla adli yardım talebi konusu yapmaktadırlar. Bu bağlamda üllkemiz eyönelik taleplerde de son zamanlarda bir artış eğilimi görülmektedir.
Küreselleşme olgusuyla birlikte, basına ve kamuoyuna yansıyan haber ve olaylardan ülkemizden yurtdışına kaçırılan suç gelirlerinde de ciddi bir artış olduğu izlenimi edinilmektedir. Dolayısıyla, ülkemiz adli makamları da önlerindeki soruşturma ve davalarda daha sıklıkla yurtdışından elkoyma ve müsadereye ilişkin adli yardım talebinde bulunma durumundadırlar. Ülkemizden yapılacak bir talep sözkonusu olduğunda, adli makamımız öncelikle, soruşturma veya kovuşturmaya konu suçu dikkate alarak, dayanacağı sözleşme ya da sözleşmeleri tespit etmeli, ardından adli yardım talebinde bulunacağı ülkenin dayanacağı Sözleşmeye taraf olup olmadığını belirleyerek müteakip işlemleri yapmalıdır. Bu konuda terdddüt halinde, sözkonusu sözleşmeler bakımından merkezi makam olan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne başvurulması uygun olur. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, koşulları oluşmuşsa, Adli makamlarımızca dayanak sözleşme olarak malvarlıklarının iadesi imkanını veren Yolsuzluğa Karşı BM Sözleşmesinin tercih edilmesi uygun olacaktır.