Salvo
Kayıtlı Üye
Para arzı, IS-LM eğrileri analizinde LM eğrisini hareket ettiren bir değişkendir.
Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Monetarist yaklaşımdır.
Otomatik istikrar sağlayıcı maliye politikasına yöneltilen en önemli eleştiri Ekonomik büyümenin otomatik frenlenmesini ortaya çıkarmasıdır.
Enerji, hammadde veya nitelikli eleman kıtlığı gibi nedenlerle üretim artmadan fiyatların yükselmesine Yapısal enflasyon denir.
Artan kamu harcamaları hipotezini savunan iktisatçı Wagner'dir.
Gelişmekte olan ülkelerde genişletici maliye politikasının etkin olamamasının nedeni Yapısal darboğaz ve kapasite eksikliğidir.
Stagflasyon tanımı içinde yer alanlar: Kullanılmayan üretim kapasiteleri, Yüksek bir fiyat artışı, Yetersiz iktisadi büyüme, İşsizlik
Bir ekonomide bütçe açığı ve vergilemenin ekonomi üzerindeki etkisinin aynı olduğu görüşünü savunan yaklaşım Ricardian yaklaşımıdır.
Keynesyen maliye politikasının gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliğini yitirebilmesinin nedeni Gözlemlenen ekonomik dalgalanmaların yapısının ve kaynağının farklı olmasıdır.
Genel bir harcama vergisi öneren ve gelir vergisinin böyle bir vergi ile ikame edilmesi halinde iktisadi büyümenin hızlandırılacağını ileri süren iktisatçı Kaldor'dur.
Ani amortisman, otofinansman olanağını en fazla artırır.
Gelişmekte olan bir ekonomide geleneksel yöntemlerin hakim olduğu tarım kesiminde gözlemlenen durumlar: Paralı değişimin azlığı, Düşük verimlilik, Hızlı nüfus artışı, Düşük gelir düzeyi
Ekonomide net bir yararın oluşmadığı, fakat bölgelerarası ve kişilerarası rant aktarımının ortaya çıktığı yarar tipi Parasal yarardır.
Ortalama oranın yüksek, marjinal oranın düşük uygulandığı dolaysız vergilerde Gelir etkisi, ikame etkisine ağır basarak faktör arzı artar.
Borç faiz ödemeleri, Türkiye'de 1990'lı yıllarda kamu transfer harcamalarının önemli bir miktarını oluşturmuştur.
Fonksiyonel gelir dağılımı, çeşitli üretim faktörlerinin üretime katılmaları karşılığında milli gelirden aldıkları payları gösterir.
Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
Bir ekonomide, üretim ve istihdam hacminin, toplam talebe bağlı olduğunu savunan iktisatçı Keynes'tir.
Bütçe açığı veya fazlası ölçüsünün maliye politikası işlemlerinin ekonomik etkilerini ölçmede sakıncalı olmasının nedeni Ekonomik faaliyet düzeyindeki değişiklikler tarafından etkilenmesidir.
Keynes'e göre, bir ekonomide üretim ve istihdam düzeyi Toplam talep düzeyine bağlıdır.
Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımıdır.
Gider vergisi türlerinden Kişisel bir harcama vergisinin konjonktürel esnekliği en fazladır.
IMF kökenli istikrar programlarına yöneltilen eleştiriler:
Yapısal sorunlara gereken önemi göstermemesi
Gerçek gelirleri azaltması
Ekonomik büyümeye önem vermemesi
Gelir dağılımında eşitsizliklere neden olması
1980 öncesi dönemdeki ekonomik istikrarsızlığın nedenleri:
Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlı olması
Şehirleşmenin hızlı olması
Değişen talebe karşı üretim yapısının değişmemesi
Sanayi sektörünün dış piyasalarla rekabet edebilmeolanağının olmaması
Tüketim malları üzerine salınan dolaylı vergilerin tasarrufu artırmasının nedeni Tüketimi kısmasıdır.
Türkiye'de 5 yıllık kalkınma planlarının ilk üçünde özellikle, sanayi sektöründeki üretimin niteliğive üretim teknolojisi gibi konularda herhangi bir düzenleme bulunmamasının sonuçları:
İthal girdilere bağlı kalması, Teknolojik etkinliğin sağlanamaması, Üretimin yüksek maliyetle gerçekleşmesi, Sanayi sektörünün kendi kaynaklarını yaratamaması
Bir ekonomide vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yöntem Lorenz eğrisi yöntemidir.
Kış aylarında hava kirliliğini azaltmak için tek plakalı araçlarla, çift plakalı araçların trafiğe çıkışlarına farklı günlerde izin vermek İdari önleme bir örnektir.
Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
Tarafsız maliye, klasik yaklaşımın savunduğu bir görüştür.
Bir ekonomide devletin önemli bir vergi azaltması programı yürütmesinin arzulanan mal ve hizmetleri üretmek açısından gerekli teşviki sağlayabileceğini ve böylece gerçek gelirde hızlı bir gelişme yaratacağını savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımı'dır.
IS-LM analizine göre Vergilerde yapılan bir azalış IS eğrisini sağa doğru kaydırır.
Ekonomi eksik istihdamda dengede iken Merkez Bankasının Pm (para arzı) artırması karşısında Gelir artar , Yatırımlar artar , Tahvil fiyatları yükselir , LM eğrisi sağa kayar .
Enflasyonun sonuçları: Faiz oranları yükselir yatırımlar düşer Gelir dağılımı sabit gelirlerin lehine bozulur Kısa vadeli ve spekülatif yatırımları artırır Göstermelik tüketim artar ve tasarruflar azalır.
Transfer harcamaları Transfer geliri elde edenlerin marjinal tüketim eğilimi 1 olduğunda , cari ve yatırım harcamaları kadar gelir artırıcı etkiye sahip olur.
Stagflasyonla mücadelede alınacak önlemlerden biri Genişletici maliye politikası ile daraltıcı para politikasının optimal bileşimi oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
Büyük bütçe açıkları sonucunda ortaya çıkan olgular: Yüksek fiyat düzeyi Yüksek faiz Yüksek borç servisi Yüksek dış ticaret
Genel olarak gelişmekte olan bir ekonomiye özgü istikrarsızlık kaynakları: İhracat miktarında değişmeler Bütçe açıklarındaki değişmeler Uluslararası Ticaret hacmindeki değişiklikler Tarımsal üretimdeki değişmeler
Türkiye'de ocak 1980'de uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar politikası önlemleri: İhracatın artması , Yüksek faiz oranları , Ücretlerin sınırlandırılması , Kamu harcamalarının azaltılması
Türkiye'de 5 Nisan 1994 kararlarının alınmasını gerektiren nedenler: Dövize olan talebin artması , İç borç faizlerinin artması , Dış ticaret açığının artması , Kamu açıklarının artması
Tasarruf eğilimi, ekonomik büyümenin temel öğelerinden biridir.
Gelişmekte olan bir ekonomide vergi kapasitesini belirleyen etkenler: Nüfus artış hızı , Bozuk gelir dağılımı , Fert başına düşen gelir düzeyi , vergi denetiminin etkinliği
Gelişmekte olan ülkelerde vergi yönetiminin zayıf olması Gümrük vergisini ön plana çıkarmaktadır.
Yüksek faiz oranı ile yatırımların getiri süresi arasındaki ilişki: Kısa sürede getiri sağlayan yatırımlar tercih edilir.
Gelişmekte olan ülkelerde özellikle artan oranlı vergilerin kullanıldığı durumda kamu ve özel yatırımların birbirine rakip olduğu iddia edilebilir. Bu mantık Kamu yatırımları , teşvik edici olduğunda genel verimlilik artışı sağlayacağı gerekçesi ile reddedilebir.
Kamu kesimi projeler değerlendirilirken dikkate alınanlar: Dışsal maliyetler , Doğrudan faydalar , Dolaylı Fayda , Doğrudan maliyetler
Gerçek gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerin yol açabileceği en önemli sakınca Toplam birikim düzeyinin azalmasıdır.
Bir ekonomide gelişmenin ilk aşamalarında Gider vergisi ağırlıklı olarak uygulanır.
Ortalama vergi oranı yüksek , marjinal vergi oranı düşük olan bir vergi sisteminde Gelir etkisi en fazladır.
Dolaylı vergilerin özellikleri: Tüketim üzerine salınır , Malların fiyatını yükseltir , Uyarılmış yatırımları artırır , Tüketim harcamalarının azalmasına neden olur .
Türkiye'de 1980'li yıllarda uygulanan ekonomi politikası İhracatın artırılmasına bağlı bir kalkınma anlayışına dayanır.
Türkiyede 1970'lilerden sonra Türkiye'yi istikrarsızlığa iten ve 28 Ocak 1980 kararlarına sürükleyenunsurlar: Üretim niteliği ve üretim teknolojisinin geri kalması , Fiyatların hızla yükselmesi , İthal girdilere aşırı bağlı kalınması , Spekülatif faaliyetlere ağırlık verilmesi
1980'li yıllarda izlenen ekonomi politikasının uygulama sonuçları incelendiğinde İhracatın artırılması amacının öne çıktığı görülmektedir.
Devlet depresyonla mücadele etmek için bütçe açığı verir bunu borçlanmayla finanse etmek isterse konjonktür politikasına ters düşmemek için borçlanmanın Merkez Bankasından yapılması gerekir.
Vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yönteme Lorenz eğrisi yöntemi denir.
Gerçek gelir üzerine salınan dolaysız vergilerden vergi kaçırma kanallarının fazla olmasının sonuçları: Kamu kesimine aktarılan fonların az olması , Tasarruf kanallarının özel birimlerce verilmesi , Sermaye birikiminin özel sektörde oluşması , Vergilemede adalet ilkesinin sarsılması
Yeniden gelir dağılımı değiştirilmesi maliye politikasının temel amaçlarından biri değildir.
Yerel yönetimlerin kendi gelir kaynakları: Emlak vergisi , Bazı meslek vergileri , İşyeri kurma izin rüsumları , Hemşehrilik mükellefiyetleri
Ani amortismanın getirisi ilk yıllarda elde edilen yatırımları daha avantajlı hale getiren bir teşvik aracıdır.
Klasik yaklaşımın temel varsayımları: Her arzın kendi talebini yaratması , Bütün piyasalarda tam rekabetin geçerli olması , Ekonominin tam istihdamda olduğu , Miktar kuramının geçerli olması
Keynesyen Yaklaşıma göre Kamu harcamalarının arttırılması toplam talebi doğrudan doğruya ve kesinlikle artırır.
Post Keynesyen beklentilerin ekonomik davranışa hakim olduğunu ve bir ekonomide yatırımların temel belirleyicisi olduğunu savunur.
Philips Eğrisi analizi Tam istihdam - Fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.
Tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen öğeler: Vergi oranları , Kamu harcamaları , Fiyat düzeyi , Potansiyel gayrisafi milli hasıla
Maliye politikasının araçları: Kamu cari harcamaları , Kamu yatırım harcamaları , Katma Değer Vergisi hasılatı , Gelir vergisi oranı
Transfer harcamalarındaki değişikliklerin, milli gelir üzerinde aynı miktardaki reel harcamalara oranla daha az bir etkiye sahip olmasının temel nedeni Transfer harcamalarından yararlananların gelirlerinin bir kısmını tasarruf etmeleridir.
Kamu harcamalarında gerçekleştirilecek bir artış eşit düzeyde vergi artışı ile finanse edildiğinde milli gelir denge düzeyindeki değişme Kamu harcamasındaki artış kadar artar .
Keynesyen yaklaşıma göre yatırım talebi faiz esnekliği Sıfırdır.
Esnek döviz kurunun benimsendiği bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinde meydana gelecek bir artıştan dolayı Ülke parasının değeri düşer, İhracat azalır, İthalat artar, Yurt dışına döviz çıkışı artar.
Yatırım talebi faiz esnekliğinin sonsuz kabul edildiği bir ekonomide Para arzı artışı yoluyla milli gelir arttırılabilir.
İhtiyari maliye politikası yönteminde önlemlerin fiilen uygulamaya konması ile ekonomik istikrarsızlığın giderilmesi arasındaki süre Etkilemeye ilişkin gecikmeye örnektir.
Gider vergileri içinde konjonktürel esnekliği en düşük olan vergi Özel tüketim vergisidir.
Kişisel gelir vergisinin konjonktürel esnekliğini arttıran etkenler: Artan oranlılık derecesinin kuvvetli olması , Verginin kaynaktan kesme usulü ile tahsil edilmesi , Vergi matrahnın konjonktürel gelişmeye hassas gelir türlerinden oluşması , Verginin tahsil süresinin kısa tutulması
Anti-enflasyonist politikaların gündeme geldiği dönemlerde en şiddetli darbeyi Yatırım harcamaları almaktadır.
Kamu cari harcamalarında yapılacak bir kısıntı aşağıdaki etkilerden hangisini ortaya çıkan etkiler: Önceden yapılmış kamu yatırım harcamalarının veriminin düşmesine yol açar. Personel ödemelerinde yapılan kısıntı sosyal adalet ilkesi ile çatışır. Uzun dönemde üretimde kalite kaybına yol açar. Toplam kamu harcamaları üzerindeki baskı azalır.
Anti-enflasyonist politika aracı olarak servet vergilerinin doğurabileceği en önemli sakınca Servet dağılımını bozmasıdır.
"Artan Kamu Harcamaları Hipotezi" iktisatçı Wagner tarafından ortaya atılmıştır.
Devlet tahvillerinin halka satılması durumunda Vadeleri içinde kişi ve kurumların portföyünde tutulması likiditeyi kısıcı etki en yüksektir.
Enflasyonda uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlara tercih edilmesinin temel nedeni Likiditeyi daha fazla kısabilmeleridir.
Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayı tasarruf oranlarını arttıracaklarını söyleyen görüş Barro Hipotezidir.
Durgunluk dönemlerinde gelir vergisi otomatik istikrar sağlayıcı olarak Artan oranlı tarife yapısı ile etkili olur.
1930'lara gelininceye kadar kuram ve uygulamadaki hakim görüş tam istihdam ve fiyat istikrarının Otomatik olarak sağlanacağını savunmaktaydı.
B.Kitching'in 1971'de yapısal işsizlik ve enflasyonun bir arada görünmesi olayını açıkladığı yaklaşım Real Crowding Out Hipotezi
Keynesyen Yaklaşıma göre geçici bir vergi azalması toplam talep üzerinde ani ve önemli bir etki yaratarak milli gelirin yükselmesine neden olur.
Neo klasik yaklaşıma göre sermaye hareketlerinin de kapsandığı dışa açık küçük bir ekonomide bütçe açıkları Net ihracatın dışlanmasına neden olur.
İthal girdi fiyatlarının çok artması, gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan enflasyonun mali olmayan bir nedenidir.
Gelişmekte olan ülkelerde görülen iç istikrarsızlık kaynakları: Tarımsal üretimdeki değişmeler , Devletin mali sorunları yönetmedeki hataları , Politik karışıklık ve istikrarsızlıklar , İzlenen yanlış para politikaları
çı.1980 yılında toptan eşya fiyatları endeksine göre fiyat artışı %107.6 ve o güne kadarki en yüksak degerdir.
-1970lerden sonra ülkemizi etkisi altına alan istikrarsızların nedenleri
tarımsal üretimin doğal koşullara bağlı olması
üretim yapısı ve işletme büyüklüklerinin değişmemesi
1970lerden itibaren petrol fiyatlarının hızla artması
yurtiçi tasarruf oranının düşüklüğü
kamu bütçe açıklarının giderek artması,hızlı şehirleşme,kaynak kıtlığı
sanayi sektörünün maliyet ve nitelik açısından dış rekabet gücünün olmaması
bütce gelir artış hızının yavaş olması
-nisan 1978de ve mart haziran 1979da yürürlüğe giren istikrar politikalarının kapsadığı önlemler
devalüasyon,faizlerin artması,dış kredi olanaklarının yaratılması,temel mal ve hizmet fiyatlarının artması
-türkiyede ocak 1980de uyulanmaya başlanan istikrar politikası önlemleri,ihracatın artması ,faizlerin yükseltilmesi,ücretlerin sınırlandırılması,kamu harcamalarının azaltılması,serbest döviz kuru
-1980de ücretlerin sınırlandırılması politikasının altında yatan nedenler şunlardır
yatırımların arttırılması,ihracata rekabet gücü kazandırılması,iç talebin sınırlandırılması,kar payları yükseltilerek yurtiçi üretimin artması,maliyetlerin düşürülüp yatırım ve üretimin arttırılması
-ocak 1980de uygulanan yüksek faiz politikası uygulanış nedenleri şunlardır
atıl fonların bankalar kanalıyla verimli yatırımlara yöneltmek,tasarrufları arttırmak,yurtiçi talebi kısmak
spekülasyona kaçan fonları yatırıma yönlendirmek
-1981den itibaren TL dolar karşısında sürekli olarak ayarlanmaya başlandı
-24 ocak 1980kararlarıyla serbest kur politikasına geçildi serbest kur politikasına geçilmesinin kısa dönem amacı:resmi ve karaborsa kur arasındaki farkı azaltmak uzun dönemli amacı: ihracatı arttırmak iithalatı azaltmak,ülkemizde ihracat artısını sağlamak amacıyla alınan önlemler,TLsının yabancı paralara göre ayarlanması,daraltıcı para politikası,ücretlerin sınırlandırılması,yurtiçi talebin kısılması
-türkiyenin ihracatı içindeki sektörlerin sıralışı söyledir tarım>sanayi> maden
-türkiyenin temel sorunu yapısal sorundur. Türkiyede uzun süreden beri yaşanan enflasyonun önlenmesi degil ihracatın arttırılması olduğu gözlenmistir. ihracattada gerçekten önemli artışlar sağlanmıştır
-türkiye 1990 yılında %9.4lük büyüme hızı yakalamıştır. körfez krizi bu büyümeyi sağlayan unsurlardan biri degildir körfez krizi nedeniyle döviz gelirlerinde ve sermaye girişinde görülen düşüş 1990daki canlılığı 1991de yerini durgunluğa bırakmasına neden olmuştur
-5nisan kararlarının alınmasını gerektiren nedenler şunlardır
kamu harcamalarının artması,dövize olan talebin artması,iç borç faizlerinin artması,dış ticaret açığının büyümesi
-güçlü ekonomiye geçiş programı çerçevesinde Türkiyede uygulanmaya konan döviz kuru sistemi dalgalı kurdur
-5nian 1994 istikrar politikasında kapsanan önlemler,kil'lerin özellestirilemesi
merkez bankasının yeniden yapılandırılması,tarımsal destekleme alımlarının yeniden yapılandırılması
%138.9 oranında devalüasyon yapılması,vergilerin arttırılması ek vergi konulması
-5nisan istikrar programında öngörülen hedefler:ekonomik ve sosyal sürdürülebilir bir temele oturtmak
TLye istikrar kazandırmak,ihracatı arttırmak,kamu gelirlerini arttırmak,enflasyon hızını düşürmek
-Türkiyede 1998 yılında enflasyonun gerilemesinin nedeni krizin yarattığı durgunlugun etkisiyle harcamaların gerilemesidir
-1996dan sonra hazırlanan kaynak paketlerinin amaçları şunlardır:döviz ve dövize endeksli borçlanma
bedelsiz ithalat,özelleştirmenin hızlandırılması,vergi tahsilatı
-vergi reformu:1998de kit fiyatlarının dondurulmasıyla başlanan enflasyonla mücadele programı çerçevesinde amaçlanan yapısal önlemlerde ulaşılan tek hedeftir
-Türkiyede 1990lı yıllarda yaşanan krizin nedenleri şunlardır:yurtdışı piyasalarda yaşanan olumsuzluklar
mali sistemdeki sağlıksız yapı,yarısal sorunlara kalıcı çözümler getirilememesi
sürdürülemez borç niteliğinin olması
-2000de uygulanmaya konulan enflasyonla mücadele programı çerçevesinde izlenen politika kur çapasına dayalı para politikasıdır
-güçlü ekonomiye geçiş programında uygulanan maliye politikasına ilişkin üzerinde durulan en temel degişken faiz dışı fazladır
-güçlü ekonomiye geçiş programında öngörülen yapısal refomlar şunlardır:ekonomide rekabet ve etkinliğin arttırılması,şeffaflığın arttırılması,kamu finansmanının güçlendirilmesi
mali sektörün yeniden yapılandırılması
-güçlü ekonomiye geçiş programında iç denge faiz dışı fazla ile kamu açığının azaltılmasına bağlıdır. dış denge ise dalgalı kur rejımine bağlıdır.
-Türkiyede 2
de yaşanan olumlu gelişmeler şunlardır:özel sektörün rekabet gücü sağlanması
piyasaların uygulamalara olumlu yanıt vermesi,hazine faizlerinin düşmesi
özel sektörün verimlilik artışı sağlaması,yurtdışına sermaye kaçışının tersine dönmesi
doların deger kaybı,dünya faizlerinin düşük olması
-1970li yıllardan itibaren Türkiyeyi etkisi altına alan istikrarsızlıklar şunlardır
aşırı fiyat artışları,işsizlik,sanayi sektöründe üretimin düşmesi
dış ödeme dengesi açığı
-1980lı yılları izleyen istikrar politikasının genel olarak yarattığı sonuçlar şunlardır
enflesyon artmış,gelir dagılımı bozulmuş,kamunun borcu artmış,işsizlik artmış
-2000 yılında başlayan enflasyonla mücadele programında ele alınan önlemler şunlardır
sıkı maliye politikası,dalgalı kur politikası,kamu açıklarının azaltılması
kur çapasına dayalı para politikası
-Türkiye 1963 yılında planlı döneme girdi
-ülkemizde 2000yılında ımf ile imzalanana stand-by anlaşması ile enflasyonla mücadele programı desteklendi
-1998de ımf ile imzalanan ''yakın izleme anlaşamsı'' ile açıklanan enflasyonla mücadele programında enflasyonun 3 yıl içinde %5e düşürülecegi hedeflendi
-Türkiye güçlü ekonomiye geçiş programını kasım 2000--şubat 2001 krizleri sonrası uygulamaya koydu
-ekonomik büyüme, reel GSMHdaki artıştır
-üretim potansiyeli; ulusal ekonomiye ilişkin üretim olanaklarının tam sanlamıyla kullanılması halinde elde edilecek sosyal hasıladır
nitel büyüme: kişi başına düşen reel GSMHnın sosyal göstergeler sistemi ile tanımlanmasıdır
-bir ekonomide refahın ölçülebilmesi için sosyal hasıla ölçütünün sosyal göstergelerle tanımlanmadsı gerekir
-ekonamiık büyümenin gerçekleşmesinde katkıda bulunduğu faktörler şunlardır
yapısal degişimi kolaylaştırır,yüksek istihdamı garanti eder,çevre korunmasına verilen önem artar
gelir dagılımı farkarını azaltır
-ekonomik büyüme sürekli bir degişim ve gelişim ifade eden süreçtir yani dinamik bir kavramdır
-gelir etkisi:yatırımların mali gelir üzerinde yaptığı etkidir
-klasik yaklaşım: büyüme sürecinde yatırımların sadece kapasite etkisi üzerinde duran yaklaşımdır. tek taraflıdır. gelir etkisini ihmal eder
-keynesyen yaklaşım: tek yönlüdür. tam istihdamı garanti eden gelir düzeyi ile bu düzeyin korunması üzerinde durmuştur ve yatırımların sadece gelir etkisini dikkate almıştır kapasite etkisini ihmal etmiştir.
-harrod- domar:büyüme kuramında yatırımların gelir yaratıcı ve kapasite genişletici etkisini dikkate alan yaklasımdır. ekonomik büyümenin sermaye birikimi tarafından belirlendiğini kabul eden büyüme modelidir
-neo klasik yaklaşım: işgücü ve sermaye arası ikame olanagının mevcut olduğu üretim fonksiyonunu kabul etmiş ve büyümeyi nüfua artış hızı ile teknolojik gelişmeye bağlamıştır
-uyarılmış teknolojik gelişme: eğitim, araştırma, geliştirme, organizasyona ilişkin yatırımlarla teknolojik gelişmeyi inceler
-günümüzde ekonomik büyümenin 3 temel ögesi vardır bunlar emek sermaye teknolojik gelişmedir
-otofinansman: karların eskiye göre daha hafif vergilendirilmesiyle işletmelerde yaratılan ek fondur
-özel yatırımların otofinansmanına ilişkin kullanılan araçlar şunlardır
vergi indirimi,iyatırım indirimi,amortisman kolaylıkları,vergi istisnası ve muafiyeti
3/Maliye politikasında klasik görüşten sapmalar özellikle 1930 yılından sonra önem kazanmaya başlamıştır.
Para arzı, IS-LM eğrileri analizinde LM eğrisini hareket ettiren bir değişkendir.
n Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılmasıgerektiğini savunan yaklaşım Monetaristyaklaşımdır.
n Otomatik istikrar sağlayıcımaliye politikasınayöneltilen en önemli eleştiri Ekonomik büyümenin otomatik frenlenmesini ortaya çıkarmasıdır.
n Enerji, hammadde veya nitelikli eleman kıtlığıgibi nedenlerle üretim artmadan fiyatların yükselmesine Yapısal enflasyon denir.
n Artan kamu harcamalarıhipotezini savunan iktisatçı Wagner'dir.
n Gelişmekte olan ülkelerde genişletici maliye politikasının etkin olamamasının nedeni Yapısal darboğaz ve kapasite eksikliğidir.
n Stagflasyon tanımıiçinde yer alanlar: Kullanılmayan üretim kapasiteleri, Yüksek bir fiyat artışı, Yetersiz iktisadi büyüme, İşsizlik
n Bir ekonomide bütçe açığıve vergilemenin ekonomiüzerindeki etkisinin aynıolduğu görüşünü savunan yaklaşım Ricardian yaklaşımıdır.,
n Keynesyen maliye politikasının gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliğini yitirebilmesinin nedeni Gözlemlenen ekonomik dalgalanmaların yapısının ve
kaynağının farklıolmasıdır.
n Genel bir harcama vergisi öneren ve gelir vergisininböyle bir vergi ile ikame edilmesi halinde iktisadi büyümenin hızlandırılacağınıileri süren iktisatçıKaldor'dur.
n Ani amortisman, otofinansman olanağınıen fazla artırır.
n Gelişmekte olan bir ekonomide geleneksel yöntemlerin hakim olduğu tarım kesiminde
gözlemlenen durumlar: Paralıdeğişimin azlığı, Düşük verimlilik, Hızlınüfus artışı, Düşük gelir düzeyi
n Ekonomide net bir yararın oluşmadığı, fakat bölgelerarasıve kişilerarasırant aktarımının ortaya çıktığıyarar tipi Parasal yarardır.
n Ortalama oranın yüksek, marjinal oranın düşük uygulandığıdolaysız vergilerde Gelir etkisi, ikame etkisine ağır basarak faktör arzı artar.
n Borç faiz ödemeleri, Türkiye'de 1990'lıyıllarda kamu transfer harcamalarının önemli bir miktarını oluşturmuştur.
n Fonksiyonel gelir dağılımı, çeşitli üretim faktörlerinin üretime katılmalarıkarşılığında milli gelirden aldıklarıpaylarıgösterir.
n Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
n Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapıyatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
n Bir ekonomide, üretim ve istihdam hacminin, toplam talebe bağlıolduğunu savunan iktisatçıKeynes'tir.
n Bütçe açığıveya fazlasıölçüsünün maliye politikası işlemlerinin ekonomik etkilerini ölçmede sakıncalı olmasının nedeni Ekonomik faaliyet düzeyindeki değişiklikler tarafından etkilenmesidir.
n Keynes'e göre, bir ekonomide üretim ve istihdam düzeyi Toplam talep düzeyine bağlıdır.
n Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımıdır.
n Gider vergisi türlerinden Kişisel bir harcama vergisinin konjonktürel esnekliği en fazladır.
n IMF kökenli istikrar programlarına yöneltilen eleştiriler:
Yapısal sorunlara gereken önemi göstermemesi,Gerçek gelirleri azaltması
Ekonomik büyümeye önem vermemesi
Gelir dağılımında eşitsizliklere neden olması
n 1980 öncesi dönemdeki ekonomik istikrarsızlığın nedenleri:
Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlıolması,Şehirleşmenin hızlıolması
Değişen talebe karşıüretim yapısının değişmemesi
Sanayi sektörünün dışpiyasalarla rekabet edebilme olanağının olmaması
n Tüketim malları üzerine salınan dolaylı
vergilerin tasarrufu artırmasının nedeni Tüketimi kısmasıdır.
n Türkiye'de 5 yıllık kalkınma planlarının ilk üçünde özellikle, sanayi sektöründeki üretimin niteliğive üretim teknolojisi gibi konularda herhangi bir düzenleme bulunmamasının sonuçları:
İthal girdilere bağlı kalması, Teknolojik etkinliğin sağlanamaması, Üretimin yüksek maliyetle gerçekleşmesi, Sanayi sektörünün kendi kaynaklarını yaratamaması
n Bir ekonomide vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yöntem Lorenz eğrisi yöntemidir.
n Kışaylarında hava kirliliğini azaltmak için tek plakalı araçlarla, çift plakalı araçların trafiğe çıkışlarına farklı günlerde izin vermek İdari önleme bir örnektir.
n Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
n Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapıyatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
n Tarafsız maliye, klasik yaklaşımın savunduğu bir görüştür.
n Bir ekonomide devletin önemli bir vergi azaltması programı yürütmesinin arzulanan mal ve hizmetleri üretmek açısından gerekli teşviki sağlayabileceğini ve böylece gerçek gelirde hızlıbir gelişme yaratacağını savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımı'dır.
n IS-LM analizine göre Vergilerde yapılan bir azalışIS eğrisini sağa doğru kaydırır.
n Ekonomi eksik istihdamda dengede iken Merkez Bankasının Pm (para arzı) artırmasıkarşısında Gelir artar , Yatırımlar artar , Tahvil fiyatlarıyükselir , LM eğrisi sağa kayar .
n Enflasyonun sonuçları: Faiz oranlarıyükselir yatırımlar düşer Gelir dağılımısabit gelirlerin lehine bozulur Kısa vadeli ve spekülatif yatırımları artırır Göstermelik tüketim artar ve tasarruflar azalır.
n Transfer harcamalarıTransfer geliri elde edenlerin marjinal tüketim eğilimi 1 olduğunda , cari ve yatırım harcamalarıkadar gelir artırıcıetkiye sahip olur.
n Stagflasyonla mücadelede alınacak önlemlerden biri Genişletici maliye politikasıile daraltıcıpara politikasının optimal bileşimi oluşturulmalıve uygulanmalıdır.
n Büyük bütçe açıklarısonucunda ortaya çıkan olgular: Yüksek fiyat düzeyi Yüksek faiz Yüksek borç servisi Yüksek dışticaret
n Genel olarak gelişmekte olan bir ekonomiye özgü istikrarsızlık kaynakları: İhracat miktarında değişmeler Bütçe açıklarındaki değişmeler UluslararasıTicaret hacmindeki değişiklikler Tarımsal üretimdeki değişmeler
n Türkiye'de ocak 1980'de uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar politikasıönlemleri: İhracatın artması, Yüksek faiz oranları, Ücretlerin sınırlandırılması, Kamu harcamalarının azaltılması
n Türkiye'de 5 Nisan 1994 kararlarının alınmasını gerektiren nedenler: Dövize olan talebin artması, İç borç faizlerinin artması, Dışticaret açığının artması, Kamu açıklarının artması
n Tasarruf eğilimi, ekonomik büyümenin temel öğelerinden biridir.
n Gelişmekte olan bir ekonomide vergi kapasitesini belirleyen etkenler: Nüfus artışhızı, Bozuk gelir dağılımı, Fert başına düşen gelir düzeyi , vergi denetiminin etkinliği
n Gelişmekte olan ülkelerde vergi yönetiminin zayıf olmasıGümrük vergisini ön plana çıkarmaktadır.
n Yüksek faiz oranıile yatırımların getiri süresi arasındaki ilişki: Kısa sürede getiri sağlayan yatırımlar tercih edilir.
n Gelişmekte olan ülkelerde özellikle artan oranlı vergilerin kullanıldığıdurumda kamu ve özel yatırımların birbirine rakip olduğu iddia edilebilir. Bu mantık Kamu yatırımları, teşvik edici olduğunda genel verimlilik artışı sağlayacağı gerekçesi ile reddedilebir.
n Kamu kesimi projeler değerlendirilirken dikkate alınanlar: Dışsal maliyetler , Doğrudan faydalar , DolaylıFayda , Doğrudan maliyetler
n Gerçek gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerin yol açabileceği en önemli sakınca Toplam birikim düzeyinin azalmasıdır. Bir ekonomide gelişmenin ilk aşamalarında Gider vergisi ağırlıklıolarak uygulanır. Ortalama vergi oranıyüksek , marjinal vergi oranı düşük olan bir vergi sisteminde Gelir etkisi en fazladır.
n Dolaylıvergilerin özellikleri: Tüketim üzerinesalınır , Malların fiyatını yükseltir Uyarılmış yatırımlarıartırır , Tüketim harcamalarının azalmasına neden olur .
n Türkiye'de 1980'li yıllarda uygulanan ekonomi politikasıİhracatın artırılmasına bağlıbir kalkınma anlayışına dayanır.
n Türkiyede 1970'lilerden sonra Türkiye'yi istikrarsızlığa iten ve 28 Ocak 1980 kararlarına
sürükleyen unsurlar: Üretim niteliği ve üretim teknolojisinin geri kalması, Fiyatların hızla
yükselmesi , İthal girdilere aşırıbağlıkalınması, Spekülatif faaliyetlere ağırlık verilmesi
n 1980'li yıllarda izlenen ekonomi politikasının uygulama sonuçlarıincelendiğinde İhracatın artırılması amacının öne çıktığı görülmektedir.
n Devlet depresyonla mücadele etmek için bütçe açığı verir bunu borçlanmayla finanse etmek isterse konjonktür politikasına ters düşmemek için borçlanmanın Merkez Bankasından yapılması gerekir.
n Vergilerin kişisel gelir dağılımıüzerindeki etkilerini gösteren yönteme Lorenz eğrisi yöntemi denir.
n Gerçek gelir üzerine salınan dolaysız vergilerden vergi kaçırma kanallarının fazla olmasının sonuçları:
Kamu kesimine aktarılan fonların az olması,Tasarruf kanallarının özel birimlerce verilmesi ,
Sermaye birikiminin özel sektörde oluşması,Vergilemede adalet ilkesinin sarsılması
n Yeniden gelir dağılımıdeğiştirilmesi maliye politikasının temel amaçlarından biri değildir.
n Yerel yönetimlerin kendi gelir kaynakları: Emlak vergisi , Bazımeslek vergileri , İşyeri kurma izin rüsumları, Hemşehrilik mükellefiyetleri
n Ani amortismanın getirisi ilk yıllarda elde edilen yatırımlarıdaha avantajlıhale getiren bir teşvik aracıdır.
n Klasik yaklaşımın temel varsayımları: Her arzın kendi talebini yaratması, Bütün piyasalarda tam rekabetin geçerli olması, Ekonominin tam istihdamda olduğu , Miktar kuramının geçerli olması
n Keynesyen Yaklaşıma göre Kamu harcamalarının arttırılmasıtoplam talebi doğrudan doğruya ve kesinlikle artırır.
n Post Keynesyen beklentilerin ekonomik davranışa hakim olduğunu ve bir ekonomide yatırımların temel belirleyicisi olduğunu savunur.
n Philips Eğrisi analizi Tam istihdam - Fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.
n Tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen öğeler: Vergi oranları, Kamu harcamaları, Fiyat düzeyi , Potansiyel gayrisafi milli hasıla
nMaliye politikasının araçları: Kamu cari harcamaları, Kamu yatırım harcamaları, Katma
Değer Vergisi hasılatı, Gelir vergisi oranı
n Transfer harcamalarındaki değişikliklerin, milli gelir üzerinde aynımiktardaki reel harcamalara oranla daha az bir etkiye sahip olmasının temel nedeni Transfer harcamalarından yararlananların gelirlerinin bir kısmınıtasarruf etmeleridir.
n Kamu harcamalarında gerçekleştirilecek bir artış eşit düzeyde vergi artışıile finanse edildiğinde milli gelir denge düzeyindeki değişme Kamu harcamasındaki artışkadar artar .
n Keynesyen yaklaşıma göre yatırım talebi faiz esnekliği Sıfırdır.
n Esnek döviz kurunun benimsendiği bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinde meydana gelecek bir artıştan dolayıÜlke parasının değeri düşer, İhracat azalır, İthalat artar, Yurt dışına döviz çıkışıartar.
n Yatırım talebi faiz esnekliğinin sonsuz kabul edildiği bir ekonomide Para arzıartışı yoluyla milli gelirarttırılabilir.
n İhtiyari maliye politikasıyönteminde önlemlerin fiilen uygulamaya konmasıile ekonomik
istikrarsızlığın giderilmesi arasındaki süre Etkilemeye ilişkin gecikmeye örnektir.
n Gider vergileri içinde konjonktürel esnekliği en düşük olan vergi Özel tüketim vergisidir.
n Kişisel gelir vergisinin konjonktürel esnekliğini arttıran etkenler: Artan oranlılık derecesinin kuvvetli olması, Verginin kaynaktan kesme usulü ile tahsil edilmesi , Vergi matrahnın konjonktürel gelişmeye hassas gelir türlerinden oluşması, Verginin tahsil süresinin kısa tutulması
n Anti-enflasyonist politikaların gündeme geldiği dönemlerde en şiddetli darbeyi Yatırım harcamaları almaktadır.
n Kamu cari harcamalarında yapılacak bir kısıntı aşağıdaki etkilerden hangisini ortaya çıkan etkiler: Önceden yapılmışkamu yatırım harcamalarının veriminin düşmesine yol açar. Personel ödemelerinde yapılan kısıntısosyal adalet ilkesi ile çatışır. Uzun dönemde üretimde kalite kaybına yol açar. Toplam kamu harcamalarıüzerindeki baskıazalır.
n Anti-enflasyonist politika aracıolarak servet vergilerinin doğurabileceği en önemli sakınca Servet dağılımınıbozmasıdır.
n "Artan Kamu HarcamalarıHipotezi" iktisatçı Wagner tarafından ortaya atılmıştır.
n Devlet tahvillerinin halka satılmasıdurumunda Vadeleri içinde kişi ve kurumların portföyünde tutulmasılikiditeyi kısıcıetki en yüksektir.
n Enflasyonda uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlara tercih edilmesinin temel nedeni Likiditeyi daha fazla kısabilmeleridir.
n Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayıtasarruf oranlarını arttıracaklarınısöyleyen görüşBarro Hipotezidir. Durgunluk dönemlerinde gelir vergisi otomatik istikrar sağlayıcıolarak Artan oranlıtarife yapısıile etkili olur.
n 1930'lara gelininceye kadar kuram ve uygulamadaki hakim görüştam istihdam ve fiyat istikrarının Otomatik olarak sağlanacağınısavunmaktaydı.
n B.Kitching'in 1971'de yapısal işsizlik ve enflasyonunbir arada görünmesi olayınıaçıkladığıyaklaşım Real Crowding Out Hipotezi Keynesyen Yaklaşıma göre geçici bir vergi azalmas toplam talep üzerinde ani ve önemli bir etki yaratarak milli gelirin yükselmesine neden olur.
n Neo klasik yaklaşıma göre sermaye hareketlerinin de kapsandığıdışa açık küçük bir ekonomide bütçe açıklarıNet ihracatın dışlanmasına neden olur.
İthal girdi fiyatlarının çok artması, gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan enflasyonun mali olmayan bir nedenidir.Gelişmekte olan ülkelerde görülen iç istikrarsızlık kaynakları: Tarımsal üretimdeki değişmeler , Devletin mali sorunlarıyönetmedeki hataları, Politik karışıklık ve istikrarsızlıklar , İzlenen yanlışpara politikaları 1. Toplam talebin para politikası ile her zaman artırılamayacağını savunan görüş aşağıdakilerden hangisidir? Keynesyen görüş
1. İlk Keynesyenlerin en çok çekindikleri ekonomik sorun aşağıdakilerden hangisidir?
Ekonomik durgunluğun sürekli olması1. yeni kaynesyen en çok çekindikleri ekonomik sorun aşağıdakilerden hangisidir?
Fiyat yapışkanlığı piyasanın temiz olmaması1. Rasyonel beklentiler varsayımı aşağıdakilerden hangisine aittir? Yeni Klasiklere
1. Cari gerçek ücret düzeyinde çalışma arzusunda olmayan ve gönüllü olarak işlerini değiştiren kişileri kapsayan orana ne ad verilir? Doğal işsizlik oranı2. Aşağıdakilerden hangisi klasik kuramın varsayımlarından biri değildir? Fiyat yapışkanlığı
2. Belli bir faiz oranında, halkın arz edilen tüm para miktarını tutmaya hazır olduğu duruma ne ad verilir?
Likidite tuzağı3. Büyüyen bir ekonomide, bütçe gelirlerindeki otomatik artışın ekonomi üzerinde ters bir etki yaratarak, ekonomiyi aşırı ölçüde istikrara getirme olgusuna ne ad verilir? Mali sürüklenme
3. İşsizlik oranı ile parasal ücretlerin artış oranı arasındaki ters ilişkiyi gösteren eğriye ne ad verilir?
Phillips eğrisi
4. Maliye politikasının zamanlama ile ilgili temel sorunu aşağıdakilerden hangisidir?
Ekonomideki konjonktür durumunun anında ve doğru olarak tahmin edilememesi
4. Aşağıdakilerden hangisi, bir ekonomideki istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyen olgulardan biridir? Stagflasyon
4. A.W. Phillips’ten sonra, parasal ücretlerle işsizlik arasındaki negatif ilişkiyi onaylayan ve bu durumun ekonomi politikasının önemli bir aracı haline gelmesine yol açan çalışmayı yapan iktisatçılar aşağıdakilerin hangisinde birlikte ve doğru olarak verilmiştir? Samuelson ve Solow
4. Aşağıdakilerden hangisi tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen unsurlardan biri değildir? Faiz oranlarında değişiklik
5. Planlanan harcamaların gelire eşit olduğu faiz oranı ve çıktı düzeyi bileşimlerini gösteren eğriye ne ad verilir? IS eğrisi
5. Kamu harcamaları çarpımının cebirsel ifadesi aşağıdakilerden hangisidir? (1/1-c)
6. Planlanan harcamaların gelire eşit olduğu faiz oranı ve çıktı düzeyi bileşimlerini gösteren eğriye ne adıverilir? IS eğrisi
5. Denk bütçe çarpanının değeri nasıldır? Denk bütçe çarpanı=1
6. Keynesyen açık ekonomi modelinde, ithalat ve ihracata ilişkin varsayımlar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? İhracat otonom, ithalat gelirin bir fonksiyonudur.
5. Aşağıdakilerden hangisi denk bütçe çarpan kuramının dayandığı varsayımlardan biri değildir?
Faiz oranları değişmemelidir.
Kamu harcamalarından yararlananların marjinal tüketim eğilimleri ile vergi ödeyenlerin marjinal tüketim eğilimleri birbirine eşit olmalıdır.
Kamu harcamalarının tümü mal ve hizmet alımına yönelik olmalıdır.
Kamu harcamaları içinde yatırım harcamaları ağırlıklı olmalıdır.
Kamu harcamalarındaki bir artış özel harcamalar üzerinde olumsuz bir etki yapmamalıdır.
6. GSMH’nın kişiler tarafından kişisel gelir olarak elde edildiği ve transfer harcamalarının vergi dışı olduğu bir durumda vergi fonksiyonunun cebirsel ifadesi aşağıdakilerden hangisidir? T=t.Y
7. Spekülasyon güdüsü ile para talebinin faiz esnekliğinin çok yüksek, buna karşın yatırım talebinin faiz esnekliğinin çok düşük olduğunu varsayan görüş aşağıdakilerden hangisidir? Keynesyen
8. Dışa açık bir ekonomide, enflasyonun önlenmesi ve işsizliğin azaltılması gibi konuları kapsayan kavram aşağıdakilerden hangisidir? İç denge
9. Bir ekonomide, mal ve para piyasalarının eşanlı olarak dengede olduğu fiyat düzeyi ve çıktı miktarı bileşimlerini gösteren eğriye ne ad verilir? Toplam talep eğrisi
10. Ekonominin tam istihdamda olduğunu gösteren toplam arz eğrisinin dikey kısmına ne ad verilir?
Klasik alan
11. Ekonomide bir istikrarsızlığın ortaya çıkması ile bir mali işlem için harekete geçme kararı arasındaki sürede meydana gelen gecikmeye ne ad verilir? Tanıma gecikmesi
12. Uygulamada esnekliği en yüksek olan vergi aşağıdakilerden hangisidir? Kişisel gelir vergisi
13. Enerji ve bazı hammadde kıtlıkları nedeniyle üretim artışı sağlanamaması sonucunda gerçekleşen fiyat artışına ne ad verilir? Yapısal enflasyon
14. Bazı iktisatçılar tarafından ekonomide sağlıklı bir gelişmenin belirtisi olarak kabul edilen ve istihdam düzeyinin korunabilmesi için gerekli görülen enflasyon oranı aşağıdakilerden hangisidir? % 2-3
maliye politikasının amaçları1-tam istihdam sağlayıp korunması2-nisbi fiyat istikrarı3-bölgesel dengesizliklerin giderilmesi4-ödemeler bilançosu dengesinin gerçekleşmesi*maliye politikasının kısa dönemdeki amacı ekonomik istikrarı saglamaktır*ekonomideki istikrarın sağlanması için fiyat istikrarı vce tam istihdam birlikte gerçekleşmalidir*fiyat istikrarını sağlamak için geniş ölçüde enflasyonla mücadele etmek gerekir*STAGFLASYON: DURGUNLUK İÇİNDE YAŞANAN ENFLASYONDUR YANİ İŞSİZLİKLE ENFLASYON BİR ARADA GÖRÜLÜR*stagflasyonu açıklayan yaklaşımlar1-sendikalar nedeniyle ücretlerin aşağıya doğru esnek olmaması2-eksik rekabet koşullarında çalışan firmaların izledikleri yüksek fiyat politikalar3-işciler ve müteşebbisler arasındakigelir paylaşımı mücadelesi*friksiyonel işsizlik: kişilerin iş degiştirmeleri yeni iş aramaları sonucuortaya çıkan işsizliktir*PHİLİPS EGRİSİ: tam istihdam ile fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi açıklar parasal ücretler ile işsizlik arasındaki negatif ilişkiyi gösterir beklentiler rasyonelse kısa dönemde philips egrisi dik doğru olur bu nedenle enflasyonla mücadele kısa bir süre için bile olsa işsizlik ortaya çıkmayacaktır(yeni keynesyen yaklaşım)*ekonomik büyüme: kişi başına gerçek gelirdeki artış*bütçe açığı ekonomi üzerinde genişletici etki yaratır*tam istihdam bütçe fazlasının eksikliği:bütçe gelirindeki artış artış egilimidir nedeni ise ekonomik faaliyet düzeyindeki degişikliklerin etkisini ortadan kaldırılmasıdırTAM İSTİHDAM BÜTÇE FAZLASINDA DEGİŞİKLİĞE YOL AÇAN UNSUNLAR
1VERGİ ORANI(iradi degişikliğe yol açar)2KAMU HARCAMALARI(iradi degişiklige yol açar)
3POTANSİYEL GSMH (mali sürüklenmeye yol açar)4FİYAT DÜZEYİ( mali sürüklenmeye yol açar)
marjinal tüketim egilimi:kullanılabilir gerçek gelir miktarındaki degişiklikten kaynaklanan tüketimdeki degişiklik miktarıdırKAMU HARCAMALARI ÇARPANI:1/1-cburdaki c:marjınal egilimi gösterir 0 ile 1 arasında bir deger alır. kamu harcamalarındaki başlangıç degişikliğine göre gerçek gelir düzeyindeki degişiklik miktarıdırkamu harcamaları çarpanının ilk etkisi milli gelir üzerindedir
vergi çarpanının ilk etkisi kişisel gelir üzerindedir
kamu harcamalarındaki bir artışn verfilerle finanse edilmesinde milli gelir denge degerinin kamu harcamalarındaki artışı kadar degişmesi DENK BÜTÇE ÇARPANINI yansıtır DENK BÜTÇE ÇARPANININ VARSAYIMLARI
1-faiz oranı degişmemelidir2-kamu harcamaları mal ve hizmet alımına yöneltilmelidir
3-harcamadan yararlananlarla vergi ödeyenlerin marjınal tüketim egilimi aynı olmalıdır
4kamu harcamalar özel yatırımları olumsuz etkilememelidir
TRANSFER HARCAMALARI
transfer harcamalarındeki değişiklik milli gelir üzerinde mal ve hizmet alımına yönelen kamu harcamalarındaki degişikliklere göre daha az bir etkiye sahirtir
transfer harcamalarından yararlananların kişisel gelirinini1-c kadarını tasarrufa ayırmaları gerekir
ithalat fonksiyonu M=my dir-1/1-c en büyük çarpandır---------
ekonominin dışa açılması halinde çarpanın değerinin düşmesinin nedeni yurt içi talebın bir kısmının yabancı mallara kayması dır
**bir ekonomide denge gelir düzeyinde para ve maliye politikalarının etkinlik derecesi o ekonomide spekülasyon güdüsüyle para talebi egrisini ve yatırım talebi egrisinin faiz oranına göre esnekliğine bağlıdırkamu harcamaları azalırsa IS sola kayar,vergi çarpanı kamu harcamaları çarpanından küçüktür
**ekonomi dışa açılırsa çapanın degeri küçülür**para arzı artarsa LM sağa kayar
**işlem güdüsüyle para talebi gelir düzeyi ile pozitif ilişkilidir**fiyat artarsa ekonomide gerçek para arzı kısılır
SPEKÜLASYON GÜDÜSÜYLE PARA TALEBİNİN FAZİ ESNEKLİĞİ
SONSUZ ise;LM yatay eksene paraleldir
SIFIR ise;gelir düzeyini arttırmak için para arzını arttırmak gereki
YATIRIM TALEBİNİN FAİZ ESNEKLİĞİ
SIFIR ise; milli gelir düzeyi kamu harcamalarının arttırılmasıyla arttırılır IS egrisi düşey eksene paraleldir para politikası gelir üzerinde etkisizleşir geliri arttırmanın tek yolu GENİŞLETİCİ MALİYE POLİTİKASI ileIS sağa kaydırmaktır
0 İLE1 arasında ise;hem maliye hemde para politikası birlikte uygulanmalıdır
NÖTR PARA para stoğundaki bir degişikliğin reel degişkenleri degiştirmeden yanlızca fiyat düzeyinde bir degişmeye neden olmasıdır
REEL BALANS elde tutulan gercek para degeridir
İÇ DENGE tamistihdamı sürdürmek yada işsizliği azaltmaktır
DIŞ DENGEödemeler dengesini sağlama yada açıgını azaltmaktır
SABİT DÜVİZ KURU SİSTEMİmerkez bankasının bellirlenmiş bir kur üzerinden döviz alım- satımı yapmasıdır
ESNEK DÖVİZ KURU SİSTEMİdöviz kurunun döviz arz ve talebine eşitleyecek şekilde piyasada belirlenmesidir. yurtiçi talebin yurt dışına sızmasını kolaylıkla önler.
esnek döziz kuru sisteminde fiyat artışının etkileri şunlardır
1/dış ticaret açığı artar
2/döviz kuru yükselir
3/ reel para arzı zalır
4/uluslararası para deger kaybeder
5/ihracat azalır
Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Monetarist yaklaşımdır.
Otomatik istikrar sağlayıcı maliye politikasına yöneltilen en önemli eleştiri Ekonomik büyümenin otomatik frenlenmesini ortaya çıkarmasıdır.
Enerji, hammadde veya nitelikli eleman kıtlığı gibi nedenlerle üretim artmadan fiyatların yükselmesine Yapısal enflasyon denir.
Artan kamu harcamaları hipotezini savunan iktisatçı Wagner'dir.
Gelişmekte olan ülkelerde genişletici maliye politikasının etkin olamamasının nedeni Yapısal darboğaz ve kapasite eksikliğidir.
Stagflasyon tanımı içinde yer alanlar: Kullanılmayan üretim kapasiteleri, Yüksek bir fiyat artışı, Yetersiz iktisadi büyüme, İşsizlik
Bir ekonomide bütçe açığı ve vergilemenin ekonomi üzerindeki etkisinin aynı olduğu görüşünü savunan yaklaşım Ricardian yaklaşımıdır.
Keynesyen maliye politikasının gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliğini yitirebilmesinin nedeni Gözlemlenen ekonomik dalgalanmaların yapısının ve kaynağının farklı olmasıdır.
Genel bir harcama vergisi öneren ve gelir vergisinin böyle bir vergi ile ikame edilmesi halinde iktisadi büyümenin hızlandırılacağını ileri süren iktisatçı Kaldor'dur.
Ani amortisman, otofinansman olanağını en fazla artırır.
Gelişmekte olan bir ekonomide geleneksel yöntemlerin hakim olduğu tarım kesiminde gözlemlenen durumlar: Paralı değişimin azlığı, Düşük verimlilik, Hızlı nüfus artışı, Düşük gelir düzeyi
Ekonomide net bir yararın oluşmadığı, fakat bölgelerarası ve kişilerarası rant aktarımının ortaya çıktığı yarar tipi Parasal yarardır.
Ortalama oranın yüksek, marjinal oranın düşük uygulandığı dolaysız vergilerde Gelir etkisi, ikame etkisine ağır basarak faktör arzı artar.
Borç faiz ödemeleri, Türkiye'de 1990'lı yıllarda kamu transfer harcamalarının önemli bir miktarını oluşturmuştur.
Fonksiyonel gelir dağılımı, çeşitli üretim faktörlerinin üretime katılmaları karşılığında milli gelirden aldıkları payları gösterir.
Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
Bir ekonomide, üretim ve istihdam hacminin, toplam talebe bağlı olduğunu savunan iktisatçı Keynes'tir.
Bütçe açığı veya fazlası ölçüsünün maliye politikası işlemlerinin ekonomik etkilerini ölçmede sakıncalı olmasının nedeni Ekonomik faaliyet düzeyindeki değişiklikler tarafından etkilenmesidir.
Keynes'e göre, bir ekonomide üretim ve istihdam düzeyi Toplam talep düzeyine bağlıdır.
Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımıdır.
Gider vergisi türlerinden Kişisel bir harcama vergisinin konjonktürel esnekliği en fazladır.
IMF kökenli istikrar programlarına yöneltilen eleştiriler:
Yapısal sorunlara gereken önemi göstermemesi
Gerçek gelirleri azaltması
Ekonomik büyümeye önem vermemesi
Gelir dağılımında eşitsizliklere neden olması
1980 öncesi dönemdeki ekonomik istikrarsızlığın nedenleri:
Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlı olması
Şehirleşmenin hızlı olması
Değişen talebe karşı üretim yapısının değişmemesi
Sanayi sektörünün dış piyasalarla rekabet edebilmeolanağının olmaması
Tüketim malları üzerine salınan dolaylı vergilerin tasarrufu artırmasının nedeni Tüketimi kısmasıdır.
Türkiye'de 5 yıllık kalkınma planlarının ilk üçünde özellikle, sanayi sektöründeki üretimin niteliğive üretim teknolojisi gibi konularda herhangi bir düzenleme bulunmamasının sonuçları:
İthal girdilere bağlı kalması, Teknolojik etkinliğin sağlanamaması, Üretimin yüksek maliyetle gerçekleşmesi, Sanayi sektörünün kendi kaynaklarını yaratamaması
Bir ekonomide vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yöntem Lorenz eğrisi yöntemidir.
Kış aylarında hava kirliliğini azaltmak için tek plakalı araçlarla, çift plakalı araçların trafiğe çıkışlarına farklı günlerde izin vermek İdari önleme bir örnektir.
Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
Tarafsız maliye, klasik yaklaşımın savunduğu bir görüştür.
Bir ekonomide devletin önemli bir vergi azaltması programı yürütmesinin arzulanan mal ve hizmetleri üretmek açısından gerekli teşviki sağlayabileceğini ve böylece gerçek gelirde hızlı bir gelişme yaratacağını savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımı'dır.
IS-LM analizine göre Vergilerde yapılan bir azalış IS eğrisini sağa doğru kaydırır.
Ekonomi eksik istihdamda dengede iken Merkez Bankasının Pm (para arzı) artırması karşısında Gelir artar , Yatırımlar artar , Tahvil fiyatları yükselir , LM eğrisi sağa kayar .
Enflasyonun sonuçları: Faiz oranları yükselir yatırımlar düşer Gelir dağılımı sabit gelirlerin lehine bozulur Kısa vadeli ve spekülatif yatırımları artırır Göstermelik tüketim artar ve tasarruflar azalır.
Transfer harcamaları Transfer geliri elde edenlerin marjinal tüketim eğilimi 1 olduğunda , cari ve yatırım harcamaları kadar gelir artırıcı etkiye sahip olur.
Stagflasyonla mücadelede alınacak önlemlerden biri Genişletici maliye politikası ile daraltıcı para politikasının optimal bileşimi oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
Büyük bütçe açıkları sonucunda ortaya çıkan olgular: Yüksek fiyat düzeyi Yüksek faiz Yüksek borç servisi Yüksek dış ticaret
Genel olarak gelişmekte olan bir ekonomiye özgü istikrarsızlık kaynakları: İhracat miktarında değişmeler Bütçe açıklarındaki değişmeler Uluslararası Ticaret hacmindeki değişiklikler Tarımsal üretimdeki değişmeler
Türkiye'de ocak 1980'de uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar politikası önlemleri: İhracatın artması , Yüksek faiz oranları , Ücretlerin sınırlandırılması , Kamu harcamalarının azaltılması
Türkiye'de 5 Nisan 1994 kararlarının alınmasını gerektiren nedenler: Dövize olan talebin artması , İç borç faizlerinin artması , Dış ticaret açığının artması , Kamu açıklarının artması
Tasarruf eğilimi, ekonomik büyümenin temel öğelerinden biridir.
Gelişmekte olan bir ekonomide vergi kapasitesini belirleyen etkenler: Nüfus artış hızı , Bozuk gelir dağılımı , Fert başına düşen gelir düzeyi , vergi denetiminin etkinliği
Gelişmekte olan ülkelerde vergi yönetiminin zayıf olması Gümrük vergisini ön plana çıkarmaktadır.
Yüksek faiz oranı ile yatırımların getiri süresi arasındaki ilişki: Kısa sürede getiri sağlayan yatırımlar tercih edilir.
Gelişmekte olan ülkelerde özellikle artan oranlı vergilerin kullanıldığı durumda kamu ve özel yatırımların birbirine rakip olduğu iddia edilebilir. Bu mantık Kamu yatırımları , teşvik edici olduğunda genel verimlilik artışı sağlayacağı gerekçesi ile reddedilebir.
Kamu kesimi projeler değerlendirilirken dikkate alınanlar: Dışsal maliyetler , Doğrudan faydalar , Dolaylı Fayda , Doğrudan maliyetler
Gerçek gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerin yol açabileceği en önemli sakınca Toplam birikim düzeyinin azalmasıdır.
Bir ekonomide gelişmenin ilk aşamalarında Gider vergisi ağırlıklı olarak uygulanır.
Ortalama vergi oranı yüksek , marjinal vergi oranı düşük olan bir vergi sisteminde Gelir etkisi en fazladır.
Dolaylı vergilerin özellikleri: Tüketim üzerine salınır , Malların fiyatını yükseltir , Uyarılmış yatırımları artırır , Tüketim harcamalarının azalmasına neden olur .
Türkiye'de 1980'li yıllarda uygulanan ekonomi politikası İhracatın artırılmasına bağlı bir kalkınma anlayışına dayanır.
Türkiyede 1970'lilerden sonra Türkiye'yi istikrarsızlığa iten ve 28 Ocak 1980 kararlarına sürükleyenunsurlar: Üretim niteliği ve üretim teknolojisinin geri kalması , Fiyatların hızla yükselmesi , İthal girdilere aşırı bağlı kalınması , Spekülatif faaliyetlere ağırlık verilmesi
1980'li yıllarda izlenen ekonomi politikasının uygulama sonuçları incelendiğinde İhracatın artırılması amacının öne çıktığı görülmektedir.
Devlet depresyonla mücadele etmek için bütçe açığı verir bunu borçlanmayla finanse etmek isterse konjonktür politikasına ters düşmemek için borçlanmanın Merkez Bankasından yapılması gerekir.
Vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yönteme Lorenz eğrisi yöntemi denir.
Gerçek gelir üzerine salınan dolaysız vergilerden vergi kaçırma kanallarının fazla olmasının sonuçları: Kamu kesimine aktarılan fonların az olması , Tasarruf kanallarının özel birimlerce verilmesi , Sermaye birikiminin özel sektörde oluşması , Vergilemede adalet ilkesinin sarsılması
Yeniden gelir dağılımı değiştirilmesi maliye politikasının temel amaçlarından biri değildir.
Yerel yönetimlerin kendi gelir kaynakları: Emlak vergisi , Bazı meslek vergileri , İşyeri kurma izin rüsumları , Hemşehrilik mükellefiyetleri
Ani amortismanın getirisi ilk yıllarda elde edilen yatırımları daha avantajlı hale getiren bir teşvik aracıdır.
Klasik yaklaşımın temel varsayımları: Her arzın kendi talebini yaratması , Bütün piyasalarda tam rekabetin geçerli olması , Ekonominin tam istihdamda olduğu , Miktar kuramının geçerli olması
Keynesyen Yaklaşıma göre Kamu harcamalarının arttırılması toplam talebi doğrudan doğruya ve kesinlikle artırır.
Post Keynesyen beklentilerin ekonomik davranışa hakim olduğunu ve bir ekonomide yatırımların temel belirleyicisi olduğunu savunur.
Philips Eğrisi analizi Tam istihdam - Fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.
Tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen öğeler: Vergi oranları , Kamu harcamaları , Fiyat düzeyi , Potansiyel gayrisafi milli hasıla
Maliye politikasının araçları: Kamu cari harcamaları , Kamu yatırım harcamaları , Katma Değer Vergisi hasılatı , Gelir vergisi oranı
Transfer harcamalarındaki değişikliklerin, milli gelir üzerinde aynı miktardaki reel harcamalara oranla daha az bir etkiye sahip olmasının temel nedeni Transfer harcamalarından yararlananların gelirlerinin bir kısmını tasarruf etmeleridir.
Kamu harcamalarında gerçekleştirilecek bir artış eşit düzeyde vergi artışı ile finanse edildiğinde milli gelir denge düzeyindeki değişme Kamu harcamasındaki artış kadar artar .
Keynesyen yaklaşıma göre yatırım talebi faiz esnekliği Sıfırdır.
Esnek döviz kurunun benimsendiği bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinde meydana gelecek bir artıştan dolayı Ülke parasının değeri düşer, İhracat azalır, İthalat artar, Yurt dışına döviz çıkışı artar.
Yatırım talebi faiz esnekliğinin sonsuz kabul edildiği bir ekonomide Para arzı artışı yoluyla milli gelir arttırılabilir.
İhtiyari maliye politikası yönteminde önlemlerin fiilen uygulamaya konması ile ekonomik istikrarsızlığın giderilmesi arasındaki süre Etkilemeye ilişkin gecikmeye örnektir.
Gider vergileri içinde konjonktürel esnekliği en düşük olan vergi Özel tüketim vergisidir.
Kişisel gelir vergisinin konjonktürel esnekliğini arttıran etkenler: Artan oranlılık derecesinin kuvvetli olması , Verginin kaynaktan kesme usulü ile tahsil edilmesi , Vergi matrahnın konjonktürel gelişmeye hassas gelir türlerinden oluşması , Verginin tahsil süresinin kısa tutulması
Anti-enflasyonist politikaların gündeme geldiği dönemlerde en şiddetli darbeyi Yatırım harcamaları almaktadır.
Kamu cari harcamalarında yapılacak bir kısıntı aşağıdaki etkilerden hangisini ortaya çıkan etkiler: Önceden yapılmış kamu yatırım harcamalarının veriminin düşmesine yol açar. Personel ödemelerinde yapılan kısıntı sosyal adalet ilkesi ile çatışır. Uzun dönemde üretimde kalite kaybına yol açar. Toplam kamu harcamaları üzerindeki baskı azalır.
Anti-enflasyonist politika aracı olarak servet vergilerinin doğurabileceği en önemli sakınca Servet dağılımını bozmasıdır.
"Artan Kamu Harcamaları Hipotezi" iktisatçı Wagner tarafından ortaya atılmıştır.
Devlet tahvillerinin halka satılması durumunda Vadeleri içinde kişi ve kurumların portföyünde tutulması likiditeyi kısıcı etki en yüksektir.
Enflasyonda uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlara tercih edilmesinin temel nedeni Likiditeyi daha fazla kısabilmeleridir.
Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayı tasarruf oranlarını arttıracaklarını söyleyen görüş Barro Hipotezidir.
Durgunluk dönemlerinde gelir vergisi otomatik istikrar sağlayıcı olarak Artan oranlı tarife yapısı ile etkili olur.
1930'lara gelininceye kadar kuram ve uygulamadaki hakim görüş tam istihdam ve fiyat istikrarının Otomatik olarak sağlanacağını savunmaktaydı.
B.Kitching'in 1971'de yapısal işsizlik ve enflasyonun bir arada görünmesi olayını açıkladığı yaklaşım Real Crowding Out Hipotezi
Keynesyen Yaklaşıma göre geçici bir vergi azalması toplam talep üzerinde ani ve önemli bir etki yaratarak milli gelirin yükselmesine neden olur.
Neo klasik yaklaşıma göre sermaye hareketlerinin de kapsandığı dışa açık küçük bir ekonomide bütçe açıkları Net ihracatın dışlanmasına neden olur.
İthal girdi fiyatlarının çok artması, gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan enflasyonun mali olmayan bir nedenidir.
Gelişmekte olan ülkelerde görülen iç istikrarsızlık kaynakları: Tarımsal üretimdeki değişmeler , Devletin mali sorunları yönetmedeki hataları , Politik karışıklık ve istikrarsızlıklar , İzlenen yanlış para politikaları
çı.1980 yılında toptan eşya fiyatları endeksine göre fiyat artışı %107.6 ve o güne kadarki en yüksak degerdir.
-1970lerden sonra ülkemizi etkisi altına alan istikrarsızların nedenleri
tarımsal üretimin doğal koşullara bağlı olması
üretim yapısı ve işletme büyüklüklerinin değişmemesi
1970lerden itibaren petrol fiyatlarının hızla artması
yurtiçi tasarruf oranının düşüklüğü
kamu bütçe açıklarının giderek artması,hızlı şehirleşme,kaynak kıtlığı
sanayi sektörünün maliyet ve nitelik açısından dış rekabet gücünün olmaması
bütce gelir artış hızının yavaş olması
-nisan 1978de ve mart haziran 1979da yürürlüğe giren istikrar politikalarının kapsadığı önlemler
devalüasyon,faizlerin artması,dış kredi olanaklarının yaratılması,temel mal ve hizmet fiyatlarının artması
-türkiyede ocak 1980de uyulanmaya başlanan istikrar politikası önlemleri,ihracatın artması ,faizlerin yükseltilmesi,ücretlerin sınırlandırılması,kamu harcamalarının azaltılması,serbest döviz kuru
-1980de ücretlerin sınırlandırılması politikasının altında yatan nedenler şunlardır
yatırımların arttırılması,ihracata rekabet gücü kazandırılması,iç talebin sınırlandırılması,kar payları yükseltilerek yurtiçi üretimin artması,maliyetlerin düşürülüp yatırım ve üretimin arttırılması
-ocak 1980de uygulanan yüksek faiz politikası uygulanış nedenleri şunlardır
atıl fonların bankalar kanalıyla verimli yatırımlara yöneltmek,tasarrufları arttırmak,yurtiçi talebi kısmak
spekülasyona kaçan fonları yatırıma yönlendirmek
-1981den itibaren TL dolar karşısında sürekli olarak ayarlanmaya başlandı
-24 ocak 1980kararlarıyla serbest kur politikasına geçildi serbest kur politikasına geçilmesinin kısa dönem amacı:resmi ve karaborsa kur arasındaki farkı azaltmak uzun dönemli amacı: ihracatı arttırmak iithalatı azaltmak,ülkemizde ihracat artısını sağlamak amacıyla alınan önlemler,TLsının yabancı paralara göre ayarlanması,daraltıcı para politikası,ücretlerin sınırlandırılması,yurtiçi talebin kısılması
-türkiyenin ihracatı içindeki sektörlerin sıralışı söyledir tarım>sanayi> maden
-türkiyenin temel sorunu yapısal sorundur. Türkiyede uzun süreden beri yaşanan enflasyonun önlenmesi degil ihracatın arttırılması olduğu gözlenmistir. ihracattada gerçekten önemli artışlar sağlanmıştır
-türkiye 1990 yılında %9.4lük büyüme hızı yakalamıştır. körfez krizi bu büyümeyi sağlayan unsurlardan biri degildir körfez krizi nedeniyle döviz gelirlerinde ve sermaye girişinde görülen düşüş 1990daki canlılığı 1991de yerini durgunluğa bırakmasına neden olmuştur
-5nisan kararlarının alınmasını gerektiren nedenler şunlardır
kamu harcamalarının artması,dövize olan talebin artması,iç borç faizlerinin artması,dış ticaret açığının büyümesi
-güçlü ekonomiye geçiş programı çerçevesinde Türkiyede uygulanmaya konan döviz kuru sistemi dalgalı kurdur
-5nian 1994 istikrar politikasında kapsanan önlemler,kil'lerin özellestirilemesi
merkez bankasının yeniden yapılandırılması,tarımsal destekleme alımlarının yeniden yapılandırılması
%138.9 oranında devalüasyon yapılması,vergilerin arttırılması ek vergi konulması
-5nisan istikrar programında öngörülen hedefler:ekonomik ve sosyal sürdürülebilir bir temele oturtmak
TLye istikrar kazandırmak,ihracatı arttırmak,kamu gelirlerini arttırmak,enflasyon hızını düşürmek
-Türkiyede 1998 yılında enflasyonun gerilemesinin nedeni krizin yarattığı durgunlugun etkisiyle harcamaların gerilemesidir
-1996dan sonra hazırlanan kaynak paketlerinin amaçları şunlardır:döviz ve dövize endeksli borçlanma
bedelsiz ithalat,özelleştirmenin hızlandırılması,vergi tahsilatı
-vergi reformu:1998de kit fiyatlarının dondurulmasıyla başlanan enflasyonla mücadele programı çerçevesinde amaçlanan yapısal önlemlerde ulaşılan tek hedeftir
-Türkiyede 1990lı yıllarda yaşanan krizin nedenleri şunlardır:yurtdışı piyasalarda yaşanan olumsuzluklar
mali sistemdeki sağlıksız yapı,yarısal sorunlara kalıcı çözümler getirilememesi
sürdürülemez borç niteliğinin olması
-2000de uygulanmaya konulan enflasyonla mücadele programı çerçevesinde izlenen politika kur çapasına dayalı para politikasıdır
-güçlü ekonomiye geçiş programında uygulanan maliye politikasına ilişkin üzerinde durulan en temel degişken faiz dışı fazladır
-güçlü ekonomiye geçiş programında öngörülen yapısal refomlar şunlardır:ekonomide rekabet ve etkinliğin arttırılması,şeffaflığın arttırılması,kamu finansmanının güçlendirilmesi
mali sektörün yeniden yapılandırılması
-güçlü ekonomiye geçiş programında iç denge faiz dışı fazla ile kamu açığının azaltılmasına bağlıdır. dış denge ise dalgalı kur rejımine bağlıdır.
-Türkiyede 2
piyasaların uygulamalara olumlu yanıt vermesi,hazine faizlerinin düşmesi
özel sektörün verimlilik artışı sağlaması,yurtdışına sermaye kaçışının tersine dönmesi
doların deger kaybı,dünya faizlerinin düşük olması
-1970li yıllardan itibaren Türkiyeyi etkisi altına alan istikrarsızlıklar şunlardır
aşırı fiyat artışları,işsizlik,sanayi sektöründe üretimin düşmesi
dış ödeme dengesi açığı
-1980lı yılları izleyen istikrar politikasının genel olarak yarattığı sonuçlar şunlardır
enflesyon artmış,gelir dagılımı bozulmuş,kamunun borcu artmış,işsizlik artmış
-2000 yılında başlayan enflasyonla mücadele programında ele alınan önlemler şunlardır
sıkı maliye politikası,dalgalı kur politikası,kamu açıklarının azaltılması
kur çapasına dayalı para politikası
-Türkiye 1963 yılında planlı döneme girdi
-ülkemizde 2000yılında ımf ile imzalanana stand-by anlaşması ile enflasyonla mücadele programı desteklendi
-1998de ımf ile imzalanan ''yakın izleme anlaşamsı'' ile açıklanan enflasyonla mücadele programında enflasyonun 3 yıl içinde %5e düşürülecegi hedeflendi
-Türkiye güçlü ekonomiye geçiş programını kasım 2000--şubat 2001 krizleri sonrası uygulamaya koydu
-ekonomik büyüme, reel GSMHdaki artıştır
-üretim potansiyeli; ulusal ekonomiye ilişkin üretim olanaklarının tam sanlamıyla kullanılması halinde elde edilecek sosyal hasıladır
nitel büyüme: kişi başına düşen reel GSMHnın sosyal göstergeler sistemi ile tanımlanmasıdır
-bir ekonomide refahın ölçülebilmesi için sosyal hasıla ölçütünün sosyal göstergelerle tanımlanmadsı gerekir
-ekonamiık büyümenin gerçekleşmesinde katkıda bulunduğu faktörler şunlardır
yapısal degişimi kolaylaştırır,yüksek istihdamı garanti eder,çevre korunmasına verilen önem artar
gelir dagılımı farkarını azaltır
-ekonomik büyüme sürekli bir degişim ve gelişim ifade eden süreçtir yani dinamik bir kavramdır
-gelir etkisi:yatırımların mali gelir üzerinde yaptığı etkidir
-klasik yaklaşım: büyüme sürecinde yatırımların sadece kapasite etkisi üzerinde duran yaklaşımdır. tek taraflıdır. gelir etkisini ihmal eder
-keynesyen yaklaşım: tek yönlüdür. tam istihdamı garanti eden gelir düzeyi ile bu düzeyin korunması üzerinde durmuştur ve yatırımların sadece gelir etkisini dikkate almıştır kapasite etkisini ihmal etmiştir.
-harrod- domar:büyüme kuramında yatırımların gelir yaratıcı ve kapasite genişletici etkisini dikkate alan yaklasımdır. ekonomik büyümenin sermaye birikimi tarafından belirlendiğini kabul eden büyüme modelidir
-neo klasik yaklaşım: işgücü ve sermaye arası ikame olanagının mevcut olduğu üretim fonksiyonunu kabul etmiş ve büyümeyi nüfua artış hızı ile teknolojik gelişmeye bağlamıştır
-uyarılmış teknolojik gelişme: eğitim, araştırma, geliştirme, organizasyona ilişkin yatırımlarla teknolojik gelişmeyi inceler
-günümüzde ekonomik büyümenin 3 temel ögesi vardır bunlar emek sermaye teknolojik gelişmedir
-otofinansman: karların eskiye göre daha hafif vergilendirilmesiyle işletmelerde yaratılan ek fondur
-özel yatırımların otofinansmanına ilişkin kullanılan araçlar şunlardır
vergi indirimi,iyatırım indirimi,amortisman kolaylıkları,vergi istisnası ve muafiyeti
3/Maliye politikasında klasik görüşten sapmalar özellikle 1930 yılından sonra önem kazanmaya başlamıştır.
Para arzı, IS-LM eğrileri analizinde LM eğrisini hareket ettiren bir değişkendir.
n Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılmasıgerektiğini savunan yaklaşım Monetaristyaklaşımdır.
n Otomatik istikrar sağlayıcımaliye politikasınayöneltilen en önemli eleştiri Ekonomik büyümenin otomatik frenlenmesini ortaya çıkarmasıdır.
n Enerji, hammadde veya nitelikli eleman kıtlığıgibi nedenlerle üretim artmadan fiyatların yükselmesine Yapısal enflasyon denir.
n Artan kamu harcamalarıhipotezini savunan iktisatçı Wagner'dir.
n Gelişmekte olan ülkelerde genişletici maliye politikasının etkin olamamasının nedeni Yapısal darboğaz ve kapasite eksikliğidir.
n Stagflasyon tanımıiçinde yer alanlar: Kullanılmayan üretim kapasiteleri, Yüksek bir fiyat artışı, Yetersiz iktisadi büyüme, İşsizlik
n Bir ekonomide bütçe açığıve vergilemenin ekonomiüzerindeki etkisinin aynıolduğu görüşünü savunan yaklaşım Ricardian yaklaşımıdır.,
n Keynesyen maliye politikasının gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliğini yitirebilmesinin nedeni Gözlemlenen ekonomik dalgalanmaların yapısının ve
kaynağının farklıolmasıdır.
n Genel bir harcama vergisi öneren ve gelir vergisininböyle bir vergi ile ikame edilmesi halinde iktisadi büyümenin hızlandırılacağınıileri süren iktisatçıKaldor'dur.
n Ani amortisman, otofinansman olanağınıen fazla artırır.
n Gelişmekte olan bir ekonomide geleneksel yöntemlerin hakim olduğu tarım kesiminde
gözlemlenen durumlar: Paralıdeğişimin azlığı, Düşük verimlilik, Hızlınüfus artışı, Düşük gelir düzeyi
n Ekonomide net bir yararın oluşmadığı, fakat bölgelerarasıve kişilerarasırant aktarımının ortaya çıktığıyarar tipi Parasal yarardır.
n Ortalama oranın yüksek, marjinal oranın düşük uygulandığıdolaysız vergilerde Gelir etkisi, ikame etkisine ağır basarak faktör arzı artar.
n Borç faiz ödemeleri, Türkiye'de 1990'lıyıllarda kamu transfer harcamalarının önemli bir miktarını oluşturmuştur.
n Fonksiyonel gelir dağılımı, çeşitli üretim faktörlerinin üretime katılmalarıkarşılığında milli gelirden aldıklarıpaylarıgösterir.
n Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
n Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapıyatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
n Bir ekonomide, üretim ve istihdam hacminin, toplam talebe bağlıolduğunu savunan iktisatçıKeynes'tir.
n Bütçe açığıveya fazlasıölçüsünün maliye politikası işlemlerinin ekonomik etkilerini ölçmede sakıncalı olmasının nedeni Ekonomik faaliyet düzeyindeki değişiklikler tarafından etkilenmesidir.
n Keynes'e göre, bir ekonomide üretim ve istihdam düzeyi Toplam talep düzeyine bağlıdır.
n Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması gerektiğini savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımıdır.
n Gider vergisi türlerinden Kişisel bir harcama vergisinin konjonktürel esnekliği en fazladır.
n IMF kökenli istikrar programlarına yöneltilen eleştiriler:
Yapısal sorunlara gereken önemi göstermemesi,Gerçek gelirleri azaltması
Ekonomik büyümeye önem vermemesi
Gelir dağılımında eşitsizliklere neden olması
n 1980 öncesi dönemdeki ekonomik istikrarsızlığın nedenleri:
Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlıolması,Şehirleşmenin hızlıolması
Değişen talebe karşıüretim yapısının değişmemesi
Sanayi sektörünün dışpiyasalarla rekabet edebilme olanağının olmaması
n Tüketim malları üzerine salınan dolaylı
vergilerin tasarrufu artırmasının nedeni Tüketimi kısmasıdır.
n Türkiye'de 5 yıllık kalkınma planlarının ilk üçünde özellikle, sanayi sektöründeki üretimin niteliğive üretim teknolojisi gibi konularda herhangi bir düzenleme bulunmamasının sonuçları:
İthal girdilere bağlı kalması, Teknolojik etkinliğin sağlanamaması, Üretimin yüksek maliyetle gerçekleşmesi, Sanayi sektörünün kendi kaynaklarını yaratamaması
n Bir ekonomide vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini gösteren yöntem Lorenz eğrisi yöntemidir.
n Kışaylarında hava kirliliğini azaltmak için tek plakalı araçlarla, çift plakalı araçların trafiğe çıkışlarına farklı günlerde izin vermek İdari önleme bir örnektir.
n Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
n Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak altyapıyatırımlarının getirdiği en önemli yarar Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
n Tarafsız maliye, klasik yaklaşımın savunduğu bir görüştür.
n Bir ekonomide devletin önemli bir vergi azaltması programı yürütmesinin arzulanan mal ve hizmetleri üretmek açısından gerekli teşviki sağlayabileceğini ve böylece gerçek gelirde hızlıbir gelişme yaratacağını savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımı'dır.
n IS-LM analizine göre Vergilerde yapılan bir azalışIS eğrisini sağa doğru kaydırır.
n Ekonomi eksik istihdamda dengede iken Merkez Bankasının Pm (para arzı) artırmasıkarşısında Gelir artar , Yatırımlar artar , Tahvil fiyatlarıyükselir , LM eğrisi sağa kayar .
n Enflasyonun sonuçları: Faiz oranlarıyükselir yatırımlar düşer Gelir dağılımısabit gelirlerin lehine bozulur Kısa vadeli ve spekülatif yatırımları artırır Göstermelik tüketim artar ve tasarruflar azalır.
n Transfer harcamalarıTransfer geliri elde edenlerin marjinal tüketim eğilimi 1 olduğunda , cari ve yatırım harcamalarıkadar gelir artırıcıetkiye sahip olur.
n Stagflasyonla mücadelede alınacak önlemlerden biri Genişletici maliye politikasıile daraltıcıpara politikasının optimal bileşimi oluşturulmalıve uygulanmalıdır.
n Büyük bütçe açıklarısonucunda ortaya çıkan olgular: Yüksek fiyat düzeyi Yüksek faiz Yüksek borç servisi Yüksek dışticaret
n Genel olarak gelişmekte olan bir ekonomiye özgü istikrarsızlık kaynakları: İhracat miktarında değişmeler Bütçe açıklarındaki değişmeler UluslararasıTicaret hacmindeki değişiklikler Tarımsal üretimdeki değişmeler
n Türkiye'de ocak 1980'de uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar politikasıönlemleri: İhracatın artması, Yüksek faiz oranları, Ücretlerin sınırlandırılması, Kamu harcamalarının azaltılması
n Türkiye'de 5 Nisan 1994 kararlarının alınmasını gerektiren nedenler: Dövize olan talebin artması, İç borç faizlerinin artması, Dışticaret açığının artması, Kamu açıklarının artması
n Tasarruf eğilimi, ekonomik büyümenin temel öğelerinden biridir.
n Gelişmekte olan bir ekonomide vergi kapasitesini belirleyen etkenler: Nüfus artışhızı, Bozuk gelir dağılımı, Fert başına düşen gelir düzeyi , vergi denetiminin etkinliği
n Gelişmekte olan ülkelerde vergi yönetiminin zayıf olmasıGümrük vergisini ön plana çıkarmaktadır.
n Yüksek faiz oranıile yatırımların getiri süresi arasındaki ilişki: Kısa sürede getiri sağlayan yatırımlar tercih edilir.
n Gelişmekte olan ülkelerde özellikle artan oranlı vergilerin kullanıldığıdurumda kamu ve özel yatırımların birbirine rakip olduğu iddia edilebilir. Bu mantık Kamu yatırımları, teşvik edici olduğunda genel verimlilik artışı sağlayacağı gerekçesi ile reddedilebir.
n Kamu kesimi projeler değerlendirilirken dikkate alınanlar: Dışsal maliyetler , Doğrudan faydalar , DolaylıFayda , Doğrudan maliyetler
n Gerçek gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerin yol açabileceği en önemli sakınca Toplam birikim düzeyinin azalmasıdır. Bir ekonomide gelişmenin ilk aşamalarında Gider vergisi ağırlıklıolarak uygulanır. Ortalama vergi oranıyüksek , marjinal vergi oranı düşük olan bir vergi sisteminde Gelir etkisi en fazladır.
n Dolaylıvergilerin özellikleri: Tüketim üzerinesalınır , Malların fiyatını yükseltir Uyarılmış yatırımlarıartırır , Tüketim harcamalarının azalmasına neden olur .
n Türkiye'de 1980'li yıllarda uygulanan ekonomi politikasıİhracatın artırılmasına bağlıbir kalkınma anlayışına dayanır.
n Türkiyede 1970'lilerden sonra Türkiye'yi istikrarsızlığa iten ve 28 Ocak 1980 kararlarına
sürükleyen unsurlar: Üretim niteliği ve üretim teknolojisinin geri kalması, Fiyatların hızla
yükselmesi , İthal girdilere aşırıbağlıkalınması, Spekülatif faaliyetlere ağırlık verilmesi
n 1980'li yıllarda izlenen ekonomi politikasının uygulama sonuçlarıincelendiğinde İhracatın artırılması amacının öne çıktığı görülmektedir.
n Devlet depresyonla mücadele etmek için bütçe açığı verir bunu borçlanmayla finanse etmek isterse konjonktür politikasına ters düşmemek için borçlanmanın Merkez Bankasından yapılması gerekir.
n Vergilerin kişisel gelir dağılımıüzerindeki etkilerini gösteren yönteme Lorenz eğrisi yöntemi denir.
n Gerçek gelir üzerine salınan dolaysız vergilerden vergi kaçırma kanallarının fazla olmasının sonuçları:
Kamu kesimine aktarılan fonların az olması,Tasarruf kanallarının özel birimlerce verilmesi ,
Sermaye birikiminin özel sektörde oluşması,Vergilemede adalet ilkesinin sarsılması
n Yeniden gelir dağılımıdeğiştirilmesi maliye politikasının temel amaçlarından biri değildir.
n Yerel yönetimlerin kendi gelir kaynakları: Emlak vergisi , Bazımeslek vergileri , İşyeri kurma izin rüsumları, Hemşehrilik mükellefiyetleri
n Ani amortismanın getirisi ilk yıllarda elde edilen yatırımlarıdaha avantajlıhale getiren bir teşvik aracıdır.
n Klasik yaklaşımın temel varsayımları: Her arzın kendi talebini yaratması, Bütün piyasalarda tam rekabetin geçerli olması, Ekonominin tam istihdamda olduğu , Miktar kuramının geçerli olması
n Keynesyen Yaklaşıma göre Kamu harcamalarının arttırılmasıtoplam talebi doğrudan doğruya ve kesinlikle artırır.
n Post Keynesyen beklentilerin ekonomik davranışa hakim olduğunu ve bir ekonomide yatırımların temel belirleyicisi olduğunu savunur.
n Philips Eğrisi analizi Tam istihdam - Fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.
n Tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen öğeler: Vergi oranları, Kamu harcamaları, Fiyat düzeyi , Potansiyel gayrisafi milli hasıla
nMaliye politikasının araçları: Kamu cari harcamaları, Kamu yatırım harcamaları, Katma
Değer Vergisi hasılatı, Gelir vergisi oranı
n Transfer harcamalarındaki değişikliklerin, milli gelir üzerinde aynımiktardaki reel harcamalara oranla daha az bir etkiye sahip olmasının temel nedeni Transfer harcamalarından yararlananların gelirlerinin bir kısmınıtasarruf etmeleridir.
n Kamu harcamalarında gerçekleştirilecek bir artış eşit düzeyde vergi artışıile finanse edildiğinde milli gelir denge düzeyindeki değişme Kamu harcamasındaki artışkadar artar .
n Keynesyen yaklaşıma göre yatırım talebi faiz esnekliği Sıfırdır.
n Esnek döviz kurunun benimsendiği bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinde meydana gelecek bir artıştan dolayıÜlke parasının değeri düşer, İhracat azalır, İthalat artar, Yurt dışına döviz çıkışıartar.
n Yatırım talebi faiz esnekliğinin sonsuz kabul edildiği bir ekonomide Para arzıartışı yoluyla milli gelirarttırılabilir.
n İhtiyari maliye politikasıyönteminde önlemlerin fiilen uygulamaya konmasıile ekonomik
istikrarsızlığın giderilmesi arasındaki süre Etkilemeye ilişkin gecikmeye örnektir.
n Gider vergileri içinde konjonktürel esnekliği en düşük olan vergi Özel tüketim vergisidir.
n Kişisel gelir vergisinin konjonktürel esnekliğini arttıran etkenler: Artan oranlılık derecesinin kuvvetli olması, Verginin kaynaktan kesme usulü ile tahsil edilmesi , Vergi matrahnın konjonktürel gelişmeye hassas gelir türlerinden oluşması, Verginin tahsil süresinin kısa tutulması
n Anti-enflasyonist politikaların gündeme geldiği dönemlerde en şiddetli darbeyi Yatırım harcamaları almaktadır.
n Kamu cari harcamalarında yapılacak bir kısıntı aşağıdaki etkilerden hangisini ortaya çıkan etkiler: Önceden yapılmışkamu yatırım harcamalarının veriminin düşmesine yol açar. Personel ödemelerinde yapılan kısıntısosyal adalet ilkesi ile çatışır. Uzun dönemde üretimde kalite kaybına yol açar. Toplam kamu harcamalarıüzerindeki baskıazalır.
n Anti-enflasyonist politika aracıolarak servet vergilerinin doğurabileceği en önemli sakınca Servet dağılımınıbozmasıdır.
n "Artan Kamu HarcamalarıHipotezi" iktisatçı Wagner tarafından ortaya atılmıştır.
n Devlet tahvillerinin halka satılmasıdurumunda Vadeleri içinde kişi ve kurumların portföyünde tutulmasılikiditeyi kısıcıetki en yüksektir.
n Enflasyonda uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlara tercih edilmesinin temel nedeni Likiditeyi daha fazla kısabilmeleridir.
n Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayıtasarruf oranlarını arttıracaklarınısöyleyen görüşBarro Hipotezidir. Durgunluk dönemlerinde gelir vergisi otomatik istikrar sağlayıcıolarak Artan oranlıtarife yapısıile etkili olur.
n 1930'lara gelininceye kadar kuram ve uygulamadaki hakim görüştam istihdam ve fiyat istikrarının Otomatik olarak sağlanacağınısavunmaktaydı.
n B.Kitching'in 1971'de yapısal işsizlik ve enflasyonunbir arada görünmesi olayınıaçıkladığıyaklaşım Real Crowding Out Hipotezi Keynesyen Yaklaşıma göre geçici bir vergi azalmas toplam talep üzerinde ani ve önemli bir etki yaratarak milli gelirin yükselmesine neden olur.
n Neo klasik yaklaşıma göre sermaye hareketlerinin de kapsandığıdışa açık küçük bir ekonomide bütçe açıklarıNet ihracatın dışlanmasına neden olur.
İthal girdi fiyatlarının çok artması, gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan enflasyonun mali olmayan bir nedenidir.Gelişmekte olan ülkelerde görülen iç istikrarsızlık kaynakları: Tarımsal üretimdeki değişmeler , Devletin mali sorunlarıyönetmedeki hataları, Politik karışıklık ve istikrarsızlıklar , İzlenen yanlışpara politikaları 1. Toplam talebin para politikası ile her zaman artırılamayacağını savunan görüş aşağıdakilerden hangisidir? Keynesyen görüş
1. İlk Keynesyenlerin en çok çekindikleri ekonomik sorun aşağıdakilerden hangisidir?
Ekonomik durgunluğun sürekli olması1. yeni kaynesyen en çok çekindikleri ekonomik sorun aşağıdakilerden hangisidir?
Fiyat yapışkanlığı piyasanın temiz olmaması1. Rasyonel beklentiler varsayımı aşağıdakilerden hangisine aittir? Yeni Klasiklere
1. Cari gerçek ücret düzeyinde çalışma arzusunda olmayan ve gönüllü olarak işlerini değiştiren kişileri kapsayan orana ne ad verilir? Doğal işsizlik oranı2. Aşağıdakilerden hangisi klasik kuramın varsayımlarından biri değildir? Fiyat yapışkanlığı
2. Belli bir faiz oranında, halkın arz edilen tüm para miktarını tutmaya hazır olduğu duruma ne ad verilir?
Likidite tuzağı3. Büyüyen bir ekonomide, bütçe gelirlerindeki otomatik artışın ekonomi üzerinde ters bir etki yaratarak, ekonomiyi aşırı ölçüde istikrara getirme olgusuna ne ad verilir? Mali sürüklenme
3. İşsizlik oranı ile parasal ücretlerin artış oranı arasındaki ters ilişkiyi gösteren eğriye ne ad verilir?
Phillips eğrisi
4. Maliye politikasının zamanlama ile ilgili temel sorunu aşağıdakilerden hangisidir?
Ekonomideki konjonktür durumunun anında ve doğru olarak tahmin edilememesi
4. Aşağıdakilerden hangisi, bir ekonomideki istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyen olgulardan biridir? Stagflasyon
4. A.W. Phillips’ten sonra, parasal ücretlerle işsizlik arasındaki negatif ilişkiyi onaylayan ve bu durumun ekonomi politikasının önemli bir aracı haline gelmesine yol açan çalışmayı yapan iktisatçılar aşağıdakilerin hangisinde birlikte ve doğru olarak verilmiştir? Samuelson ve Solow
4. Aşağıdakilerden hangisi tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol açabilen unsurlardan biri değildir? Faiz oranlarında değişiklik
5. Planlanan harcamaların gelire eşit olduğu faiz oranı ve çıktı düzeyi bileşimlerini gösteren eğriye ne ad verilir? IS eğrisi
5. Kamu harcamaları çarpımının cebirsel ifadesi aşağıdakilerden hangisidir? (1/1-c)
6. Planlanan harcamaların gelire eşit olduğu faiz oranı ve çıktı düzeyi bileşimlerini gösteren eğriye ne adıverilir? IS eğrisi
5. Denk bütçe çarpanının değeri nasıldır? Denk bütçe çarpanı=1
6. Keynesyen açık ekonomi modelinde, ithalat ve ihracata ilişkin varsayımlar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? İhracat otonom, ithalat gelirin bir fonksiyonudur.
5. Aşağıdakilerden hangisi denk bütçe çarpan kuramının dayandığı varsayımlardan biri değildir?
Faiz oranları değişmemelidir.
Kamu harcamalarından yararlananların marjinal tüketim eğilimleri ile vergi ödeyenlerin marjinal tüketim eğilimleri birbirine eşit olmalıdır.
Kamu harcamalarının tümü mal ve hizmet alımına yönelik olmalıdır.
Kamu harcamaları içinde yatırım harcamaları ağırlıklı olmalıdır.
Kamu harcamalarındaki bir artış özel harcamalar üzerinde olumsuz bir etki yapmamalıdır.
6. GSMH’nın kişiler tarafından kişisel gelir olarak elde edildiği ve transfer harcamalarının vergi dışı olduğu bir durumda vergi fonksiyonunun cebirsel ifadesi aşağıdakilerden hangisidir? T=t.Y
7. Spekülasyon güdüsü ile para talebinin faiz esnekliğinin çok yüksek, buna karşın yatırım talebinin faiz esnekliğinin çok düşük olduğunu varsayan görüş aşağıdakilerden hangisidir? Keynesyen
8. Dışa açık bir ekonomide, enflasyonun önlenmesi ve işsizliğin azaltılması gibi konuları kapsayan kavram aşağıdakilerden hangisidir? İç denge
9. Bir ekonomide, mal ve para piyasalarının eşanlı olarak dengede olduğu fiyat düzeyi ve çıktı miktarı bileşimlerini gösteren eğriye ne ad verilir? Toplam talep eğrisi
10. Ekonominin tam istihdamda olduğunu gösteren toplam arz eğrisinin dikey kısmına ne ad verilir?
Klasik alan
11. Ekonomide bir istikrarsızlığın ortaya çıkması ile bir mali işlem için harekete geçme kararı arasındaki sürede meydana gelen gecikmeye ne ad verilir? Tanıma gecikmesi
12. Uygulamada esnekliği en yüksek olan vergi aşağıdakilerden hangisidir? Kişisel gelir vergisi
13. Enerji ve bazı hammadde kıtlıkları nedeniyle üretim artışı sağlanamaması sonucunda gerçekleşen fiyat artışına ne ad verilir? Yapısal enflasyon
14. Bazı iktisatçılar tarafından ekonomide sağlıklı bir gelişmenin belirtisi olarak kabul edilen ve istihdam düzeyinin korunabilmesi için gerekli görülen enflasyon oranı aşağıdakilerden hangisidir? % 2-3
maliye politikasının amaçları1-tam istihdam sağlayıp korunması2-nisbi fiyat istikrarı3-bölgesel dengesizliklerin giderilmesi4-ödemeler bilançosu dengesinin gerçekleşmesi*maliye politikasının kısa dönemdeki amacı ekonomik istikrarı saglamaktır*ekonomideki istikrarın sağlanması için fiyat istikrarı vce tam istihdam birlikte gerçekleşmalidir*fiyat istikrarını sağlamak için geniş ölçüde enflasyonla mücadele etmek gerekir*STAGFLASYON: DURGUNLUK İÇİNDE YAŞANAN ENFLASYONDUR YANİ İŞSİZLİKLE ENFLASYON BİR ARADA GÖRÜLÜR*stagflasyonu açıklayan yaklaşımlar1-sendikalar nedeniyle ücretlerin aşağıya doğru esnek olmaması2-eksik rekabet koşullarında çalışan firmaların izledikleri yüksek fiyat politikalar3-işciler ve müteşebbisler arasındakigelir paylaşımı mücadelesi*friksiyonel işsizlik: kişilerin iş degiştirmeleri yeni iş aramaları sonucuortaya çıkan işsizliktir*PHİLİPS EGRİSİ: tam istihdam ile fiyat istikrarı arasındaki ilişkiyi açıklar parasal ücretler ile işsizlik arasındaki negatif ilişkiyi gösterir beklentiler rasyonelse kısa dönemde philips egrisi dik doğru olur bu nedenle enflasyonla mücadele kısa bir süre için bile olsa işsizlik ortaya çıkmayacaktır(yeni keynesyen yaklaşım)*ekonomik büyüme: kişi başına gerçek gelirdeki artış*bütçe açığı ekonomi üzerinde genişletici etki yaratır*tam istihdam bütçe fazlasının eksikliği:bütçe gelirindeki artış artış egilimidir nedeni ise ekonomik faaliyet düzeyindeki degişikliklerin etkisini ortadan kaldırılmasıdırTAM İSTİHDAM BÜTÇE FAZLASINDA DEGİŞİKLİĞE YOL AÇAN UNSUNLAR
1VERGİ ORANI(iradi degişikliğe yol açar)2KAMU HARCAMALARI(iradi degişiklige yol açar)
3POTANSİYEL GSMH (mali sürüklenmeye yol açar)4FİYAT DÜZEYİ( mali sürüklenmeye yol açar)
marjinal tüketim egilimi:kullanılabilir gerçek gelir miktarındaki degişiklikten kaynaklanan tüketimdeki degişiklik miktarıdırKAMU HARCAMALARI ÇARPANI:1/1-cburdaki c:marjınal egilimi gösterir 0 ile 1 arasında bir deger alır. kamu harcamalarındaki başlangıç degişikliğine göre gerçek gelir düzeyindeki degişiklik miktarıdırkamu harcamaları çarpanının ilk etkisi milli gelir üzerindedir
vergi çarpanının ilk etkisi kişisel gelir üzerindedir
kamu harcamalarındaki bir artışn verfilerle finanse edilmesinde milli gelir denge degerinin kamu harcamalarındaki artışı kadar degişmesi DENK BÜTÇE ÇARPANINI yansıtır DENK BÜTÇE ÇARPANININ VARSAYIMLARI
1-faiz oranı degişmemelidir2-kamu harcamaları mal ve hizmet alımına yöneltilmelidir
3-harcamadan yararlananlarla vergi ödeyenlerin marjınal tüketim egilimi aynı olmalıdır
4kamu harcamalar özel yatırımları olumsuz etkilememelidir
TRANSFER HARCAMALARI
transfer harcamalarındeki değişiklik milli gelir üzerinde mal ve hizmet alımına yönelen kamu harcamalarındaki degişikliklere göre daha az bir etkiye sahirtir
transfer harcamalarından yararlananların kişisel gelirinini1-c kadarını tasarrufa ayırmaları gerekir
ithalat fonksiyonu M=my dir-1/1-c en büyük çarpandır---------
ekonominin dışa açılması halinde çarpanın değerinin düşmesinin nedeni yurt içi talebın bir kısmının yabancı mallara kayması dır
**bir ekonomide denge gelir düzeyinde para ve maliye politikalarının etkinlik derecesi o ekonomide spekülasyon güdüsüyle para talebi egrisini ve yatırım talebi egrisinin faiz oranına göre esnekliğine bağlıdırkamu harcamaları azalırsa IS sola kayar,vergi çarpanı kamu harcamaları çarpanından küçüktür
**ekonomi dışa açılırsa çapanın degeri küçülür**para arzı artarsa LM sağa kayar
**işlem güdüsüyle para talebi gelir düzeyi ile pozitif ilişkilidir**fiyat artarsa ekonomide gerçek para arzı kısılır
SPEKÜLASYON GÜDÜSÜYLE PARA TALEBİNİN FAZİ ESNEKLİĞİ
SONSUZ ise;LM yatay eksene paraleldir
SIFIR ise;gelir düzeyini arttırmak için para arzını arttırmak gereki
YATIRIM TALEBİNİN FAİZ ESNEKLİĞİ
SIFIR ise; milli gelir düzeyi kamu harcamalarının arttırılmasıyla arttırılır IS egrisi düşey eksene paraleldir para politikası gelir üzerinde etkisizleşir geliri arttırmanın tek yolu GENİŞLETİCİ MALİYE POLİTİKASI ileIS sağa kaydırmaktır
0 İLE1 arasında ise;hem maliye hemde para politikası birlikte uygulanmalıdır
NÖTR PARA para stoğundaki bir degişikliğin reel degişkenleri degiştirmeden yanlızca fiyat düzeyinde bir degişmeye neden olmasıdır
REEL BALANS elde tutulan gercek para degeridir
İÇ DENGE tamistihdamı sürdürmek yada işsizliği azaltmaktır
DIŞ DENGEödemeler dengesini sağlama yada açıgını azaltmaktır
SABİT DÜVİZ KURU SİSTEMİmerkez bankasının bellirlenmiş bir kur üzerinden döviz alım- satımı yapmasıdır
ESNEK DÖVİZ KURU SİSTEMİdöviz kurunun döviz arz ve talebine eşitleyecek şekilde piyasada belirlenmesidir. yurtiçi talebin yurt dışına sızmasını kolaylıkla önler.
esnek döziz kuru sisteminde fiyat artışının etkileri şunlardır
1/dış ticaret açığı artar
2/döviz kuru yükselir
3/ reel para arzı zalır
4/uluslararası para deger kaybeder
5/ihracat azalır