'Kartaliçe
Bayan Üye
Irakın `tek adamı Şii Başbakan Nuri el Maliki Sünni muhaliflere göz açtırmıyor.
Boston Üniversitesinden Neta Crawfordun yaptığı bir araştırmaya göre işgalin başından beri, yani 19 Mart 2003ten bu yana Irakta yaklaşık 770 milyar dolar harcayan ABD, tam 4 bin 747 askerini de bu işgal sırasında kaybetti.
Amerikan çıkarları için bu kadar kaybı göze aldığını yetkililerinin ifade etmekten çekinmediği ABD, Irakta arzu ettiği gibi bir ülke bırakamadı. Çözülmesi çok zor mezhep çatışmalarının, etnik karşıtlıkların hâlâ mevcut olduğu ülkede, Saddam Hüseyinin bir arada tutabildiği grupların birbirine girmeleri kimse için şaşırtıcı olmayacak.
Faaliyetlerini Amerikada sürdüren İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise başka bir açıdan ABDnin Irak politikasını topa tuttu. Örgüte göre ABD, çekildiği Irakta bir polis devleti bıraktı. Örgütün yıllık raporunun Irak ile ilgili bölümünde Şii yönetiminin geçen yıl başlayan Arap Baharı adı verilen süreçte ülke içindeki muhalif gruplara yönelik sert tedbirler aldığı ve ülkeyi bir polis devleti haline getirdiği belirtiliyordu.
Irak güvenlik güçlerinin protestoculara kötü muamelede bulundukları, gazetecilerin dövüldüğü, gözaltındakilere işkence yapıldığı türünden son derece vahim belirlemeler yer alıyordu. Örgütün Ortadoğu Sorumlusu Sarah Leah Whitson, bu nedenle tabii ki Irak otoriter bir rejime doğru kayıyor. ABD, Irakta istikrarlı bir demokrasi yaratılmasına yardımcı olacağı konusunda verdiği güvencelere karşın aslında geride yeni yeni tomurcuk vermeye başlayan bir polis devleti bıraktı diyor.
Maliki: Tek Güç
Irakta ABDli yetkililerin uzlaşmayla görev aldı dediği Başbakan Nuri el Maliki, kimi muhaliflere göre Saddam Hüseyinden de kötü. ABD eliyle demokratikleştirilen Irakta Başbakan Maliki hem ordunun hem de emniyet örgütünün başındaki tek isim. Şiilerin önde gelen temsilcilerinden biri olan Irak Başbakanının, özellikle Sünni muhaliflerine göz açtırmadığı biliniyor. Bunun en çarpıcı örneğini Sünni Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık el Haşimiye karşı aldığı düşmanca tutum oluşturuyor.
Tarık el Haşiminin adı Malikiye karşı bir darbe girişiminde bulunacağı iddialarıyla da gündeme gelmişti. Maliki yönetimi kısa bir süre önce Haşimi hakkında terörle bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarmıştı. Haşimi, Bağdattan ayrılarak Bölgesel Kürt Yönetimine sığınmıştı. Sorunun mezhepler arası çatışmayla ilgili olduğu ise bilinmedik değil. Gelişme üzerine Haşiminin söyledikleri de ilginçti.
Böyle bir gelişmeyi beklediğini belirten Haşimi, Biz Malikiyi hükümeti kıurduğunda desteklememiştik. Çünkü ciddi itirazlarımız vardı diyor. Haşiminin şu sözleri dikkat çekiyordu: Bize bir şeyler yapacağını biliyorduk ama bunun Amerikan askerlerinin çekilmesinden hemen sonra olacağını hiç düşünmemiştik dedi.
Boston Üniversitesinden Neta Crawfordun yaptığı bir araştırmaya göre işgalin başından beri, yani 19 Mart 2003ten bu yana Irakta yaklaşık 770 milyar dolar harcayan ABD, tam 4 bin 747 askerini de bu işgal sırasında kaybetti.
Amerikan çıkarları için bu kadar kaybı göze aldığını yetkililerinin ifade etmekten çekinmediği ABD, Irakta arzu ettiği gibi bir ülke bırakamadı. Çözülmesi çok zor mezhep çatışmalarının, etnik karşıtlıkların hâlâ mevcut olduğu ülkede, Saddam Hüseyinin bir arada tutabildiği grupların birbirine girmeleri kimse için şaşırtıcı olmayacak.
Faaliyetlerini Amerikada sürdüren İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise başka bir açıdan ABDnin Irak politikasını topa tuttu. Örgüte göre ABD, çekildiği Irakta bir polis devleti bıraktı. Örgütün yıllık raporunun Irak ile ilgili bölümünde Şii yönetiminin geçen yıl başlayan Arap Baharı adı verilen süreçte ülke içindeki muhalif gruplara yönelik sert tedbirler aldığı ve ülkeyi bir polis devleti haline getirdiği belirtiliyordu.
Irak güvenlik güçlerinin protestoculara kötü muamelede bulundukları, gazetecilerin dövüldüğü, gözaltındakilere işkence yapıldığı türünden son derece vahim belirlemeler yer alıyordu. Örgütün Ortadoğu Sorumlusu Sarah Leah Whitson, bu nedenle tabii ki Irak otoriter bir rejime doğru kayıyor. ABD, Irakta istikrarlı bir demokrasi yaratılmasına yardımcı olacağı konusunda verdiği güvencelere karşın aslında geride yeni yeni tomurcuk vermeye başlayan bir polis devleti bıraktı diyor.
Maliki: Tek Güç
Irakta ABDli yetkililerin uzlaşmayla görev aldı dediği Başbakan Nuri el Maliki, kimi muhaliflere göre Saddam Hüseyinden de kötü. ABD eliyle demokratikleştirilen Irakta Başbakan Maliki hem ordunun hem de emniyet örgütünün başındaki tek isim. Şiilerin önde gelen temsilcilerinden biri olan Irak Başbakanının, özellikle Sünni muhaliflerine göz açtırmadığı biliniyor. Bunun en çarpıcı örneğini Sünni Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık el Haşimiye karşı aldığı düşmanca tutum oluşturuyor.
Tarık el Haşiminin adı Malikiye karşı bir darbe girişiminde bulunacağı iddialarıyla da gündeme gelmişti. Maliki yönetimi kısa bir süre önce Haşimi hakkında terörle bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarmıştı. Haşimi, Bağdattan ayrılarak Bölgesel Kürt Yönetimine sığınmıştı. Sorunun mezhepler arası çatışmayla ilgili olduğu ise bilinmedik değil. Gelişme üzerine Haşiminin söyledikleri de ilginçti.
Böyle bir gelişmeyi beklediğini belirten Haşimi, Biz Malikiyi hükümeti kıurduğunda desteklememiştik. Çünkü ciddi itirazlarımız vardı diyor. Haşiminin şu sözleri dikkat çekiyordu: Bize bir şeyler yapacağını biliyorduk ama bunun Amerikan askerlerinin çekilmesinden hemen sonra olacağını hiç düşünmemiştik dedi.