meridyen2
Kayıtlı Üye
Mali Krizin Sebepleri:
1. Faiz
Dünya çapında gerçekleşen mali krizin birinci sebebi faiz sistemidir. Yüce Rabbimizin haram kıldığı faiz sistemi, sırf menfaate dayalı toplumlar içinde cazip gösterildiği için pervasızca uygulanmış ve insanlar bundan zarar görmeyeceklerini, hatta mutlaka yarar elde edeceklerini düşünmüşlerdir. Faiz sistemi özendirici bir görünüm altında insanlara sunulduğundan, insanlar üretim veya yatırıma yönelmektense, paralarını bankaya yatırmaya teşvik edilmişlerdir. İnsanların paralarını bankalarda, yastık altlarında veya kasalarda sakladıkları bir sistem içinde ise üretim olmadığı, piyasalarda para döngüsü gerçekleşmediği için, pahalılık, enflasyon, ekonomik çöküş gibi mali sıkıntıların oluşması elbette beklenen sonuçtur. Nitekim söz konusu küresel mali krizde de bu durum yaşanmış, üretimin durması, para döngüsünün olmaması, paraların faiz için bankalarda tutulması ekonomiyi çökertmiştir.
2. Tevekkülsüzlük
Mali krizin ikinci en büyük sebebi ise tevekkülsüzlüktür. Yani insanların, malın ve paranın, tüm mülkün sahibi olan Yüce Allahtan geleceğini unutmaları, panik içinde gelecek kaygısına düşmeleri, Allaha sığındıkları sürece Allahın kendilerini en güzele ileteceğini düşünmemeleridir. Rabbimiz olan Allah, Kendisine dayanıp güvendikleri sürece bir topluluğa mutlaka icabet edeceğini, onları mutlaka koruyacağını ve dilediği takdirde Kendi Katından onları zengin edeceğini vaad etmiştir.
Fakat insanların bir kısmı, ellerindeki paranın ve malın üstün bir gücü olduğuna inanır ve geleceklerini de bu mal ve para ile koruma ve garanti altına alabileceklerini düşünürler. Bu sebeple ellerindeki malı korumak adına sıkıntı, kaygı ve derin bir endişe içinde hareket ederler. Bu endişenin sonucunda yine malı saklar, geleceklerini, sakladıkları bu paranın kurtaracağına inanırlar. Gerçek yardımın Allahtan geleceğini unuturlar. Allaha tevekkül ettikleri takdirde mutlaka bolluk ve refaha kavuşacaklarını düşünmezler. Bunun karşılığında yine, saklanan para harekete geçmediği ve gelecek endişesi ile boş yere muhafaza edildiği için mali kriz baş gösterir. Oysa tüm mülk Rabbimize aittir. Tüm yardım Ondan gelir. Rabbimizin izni olmadan, saklanan para hiç kimseye hiçbir fayda getirmeyecektir. İnsanı şimdi de gelecekte de koruyacak olan sakladığı para değil, yalnızca Allah'ın yardımıdır.
Bazı insanların hırsla mallarını yığıp biriktirmelerinin en önemli sebeplerinden biri de şeytanın telkin ettiği "fakirlik korkusu" diğer bir deyişle, gelecek endişesidir. Gönülden Allaha iman etmeyenler, sürekli gelecekte başlarına olumsuz bir olay gelmesinden; parasız kalmaktan, tek başına yaşlanmaktan, muhtaç duruma düşmekten, iflas etmekten vs korkarak endişe içinde yaşarlar. Bu nedenle hayatlarının neredeyse her anı dünyadaki geleceklerine yönelik kişisel yatırımlarla ve planlarla geçer.
3. Biriktirme Hırsı ve Cimrilik
Gelecek kaygısı ve mal sevgisi nedeniyle parayı ve malı biriktirme hırsıyla hareket eden bir kısım insanlar, ellerindekini harcamak istemez, cimrilik ederler. Bu insanların politikaları genellikle zayıfın gitgide zayıflayıp yok olması, kendilerinin ise biriktirip güçlenerek zengin olmaları üzerine kuruludur. İşte bu nedenle, yoksulu sömürmekten çekinmez, sadaka vermez, cömert davranamaz, kendisi için bile harcayamaz, yalnızca bilinmeyen bir vakit için sürekli olarak biriktirirler. Oysa genellikle beklettikleri ve faiz ile kar getireceğini düşündükleri bu para, üretim hiç yapılmadığından artan enflasyonun hızına yetişemez ve değerini yitirir. Bekleyen bu paranın hiçbir zaman bereketi olmamıştır. Cimrilik nedeniyle piyasaya dahil edilemeyen para, daima durgun bir üretim ile karşılık görmüştür.
Oysa insanlar Allahın emrine uyup cömert davransalar, hiç beklemedikleri bir bollukla karşılaşacaklardır.
Ancak unutmamak gerekir ki; refah içinde yaşamak için dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, gereği olmadığı halde harcama yapmaktan kaçınmaktır. Çünkü Allahın yasakladığı israfa yönelik tüketim de ekonomiyi olumsuz etkilemektedir.
(makale harun yahya)
1. Faiz
Dünya çapında gerçekleşen mali krizin birinci sebebi faiz sistemidir. Yüce Rabbimizin haram kıldığı faiz sistemi, sırf menfaate dayalı toplumlar içinde cazip gösterildiği için pervasızca uygulanmış ve insanlar bundan zarar görmeyeceklerini, hatta mutlaka yarar elde edeceklerini düşünmüşlerdir. Faiz sistemi özendirici bir görünüm altında insanlara sunulduğundan, insanlar üretim veya yatırıma yönelmektense, paralarını bankaya yatırmaya teşvik edilmişlerdir. İnsanların paralarını bankalarda, yastık altlarında veya kasalarda sakladıkları bir sistem içinde ise üretim olmadığı, piyasalarda para döngüsü gerçekleşmediği için, pahalılık, enflasyon, ekonomik çöküş gibi mali sıkıntıların oluşması elbette beklenen sonuçtur. Nitekim söz konusu küresel mali krizde de bu durum yaşanmış, üretimin durması, para döngüsünün olmaması, paraların faiz için bankalarda tutulması ekonomiyi çökertmiştir.
2. Tevekkülsüzlük
Mali krizin ikinci en büyük sebebi ise tevekkülsüzlüktür. Yani insanların, malın ve paranın, tüm mülkün sahibi olan Yüce Allahtan geleceğini unutmaları, panik içinde gelecek kaygısına düşmeleri, Allaha sığındıkları sürece Allahın kendilerini en güzele ileteceğini düşünmemeleridir. Rabbimiz olan Allah, Kendisine dayanıp güvendikleri sürece bir topluluğa mutlaka icabet edeceğini, onları mutlaka koruyacağını ve dilediği takdirde Kendi Katından onları zengin edeceğini vaad etmiştir.
Fakat insanların bir kısmı, ellerindeki paranın ve malın üstün bir gücü olduğuna inanır ve geleceklerini de bu mal ve para ile koruma ve garanti altına alabileceklerini düşünürler. Bu sebeple ellerindeki malı korumak adına sıkıntı, kaygı ve derin bir endişe içinde hareket ederler. Bu endişenin sonucunda yine malı saklar, geleceklerini, sakladıkları bu paranın kurtaracağına inanırlar. Gerçek yardımın Allahtan geleceğini unuturlar. Allaha tevekkül ettikleri takdirde mutlaka bolluk ve refaha kavuşacaklarını düşünmezler. Bunun karşılığında yine, saklanan para harekete geçmediği ve gelecek endişesi ile boş yere muhafaza edildiği için mali kriz baş gösterir. Oysa tüm mülk Rabbimize aittir. Tüm yardım Ondan gelir. Rabbimizin izni olmadan, saklanan para hiç kimseye hiçbir fayda getirmeyecektir. İnsanı şimdi de gelecekte de koruyacak olan sakladığı para değil, yalnızca Allah'ın yardımıdır.
Bazı insanların hırsla mallarını yığıp biriktirmelerinin en önemli sebeplerinden biri de şeytanın telkin ettiği "fakirlik korkusu" diğer bir deyişle, gelecek endişesidir. Gönülden Allaha iman etmeyenler, sürekli gelecekte başlarına olumsuz bir olay gelmesinden; parasız kalmaktan, tek başına yaşlanmaktan, muhtaç duruma düşmekten, iflas etmekten vs korkarak endişe içinde yaşarlar. Bu nedenle hayatlarının neredeyse her anı dünyadaki geleceklerine yönelik kişisel yatırımlarla ve planlarla geçer.
3. Biriktirme Hırsı ve Cimrilik
Gelecek kaygısı ve mal sevgisi nedeniyle parayı ve malı biriktirme hırsıyla hareket eden bir kısım insanlar, ellerindekini harcamak istemez, cimrilik ederler. Bu insanların politikaları genellikle zayıfın gitgide zayıflayıp yok olması, kendilerinin ise biriktirip güçlenerek zengin olmaları üzerine kuruludur. İşte bu nedenle, yoksulu sömürmekten çekinmez, sadaka vermez, cömert davranamaz, kendisi için bile harcayamaz, yalnızca bilinmeyen bir vakit için sürekli olarak biriktirirler. Oysa genellikle beklettikleri ve faiz ile kar getireceğini düşündükleri bu para, üretim hiç yapılmadığından artan enflasyonun hızına yetişemez ve değerini yitirir. Bekleyen bu paranın hiçbir zaman bereketi olmamıştır. Cimrilik nedeniyle piyasaya dahil edilemeyen para, daima durgun bir üretim ile karşılık görmüştür.
Oysa insanlar Allahın emrine uyup cömert davransalar, hiç beklemedikleri bir bollukla karşılaşacaklardır.
Ancak unutmamak gerekir ki; refah içinde yaşamak için dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, gereği olmadığı halde harcama yapmaktan kaçınmaktır. Çünkü Allahın yasakladığı israfa yönelik tüketim de ekonomiyi olumsuz etkilemektedir.
(makale harun yahya)