Hepimizin bildiği gibi genelde balıklar uzakta olta atarımızın sınırlarında gezerler bize de onlara ulaşması düşer.
Öncelikle makinamızın ve kamışımızın avlanabileceğimiz bölgeye uygun olması gerekmektedir. Makinamızda yeterli misina olması gerekir, bunu anlamanın en kolay yolu baş parmağımızı misinanın üstünde gezdirmektir. Eğer makinanın makarasıyla misina arasında dudak varsa biraz daha misina sarmamız gerekebilir.
Atmayı öğrendikten sonra kamışımızın kaldırabileceği en ağır kurşunla bir kaç defa atmamız lazım ki misinamız iyice sıkılaşsın yoksa gam yapabilir.
Makina ve misina işini hallettikten sonra gelelim nasıl uzağa atacağımıza; yapılacak şeyler çok basit ilk olarak kamışın alt tarafını tutan sol dirseğimizi (sağ elini kullananlara göre anlatıyorum) çenemize kadar kaldırmamız gerekir ki daha destekli atalım ve fazla kuvvet harcamadan uzağa atalım. Sonra misinamızı kamış tam omzumuzun yanından geçerken bırakmamız gerekir, yoksa takım çok havalanır veya çok kısa düşer. Parmağı çektikten sonra kamışın ucuyla kurşunu havada takip edelim. Bunun nedeni ise; parmağımızı çektikten sonra kamışı aşağı indirirsek yüzüklere çarpan misina kurşunu yavaşlatarak daha kısa düşmesine neden olmasıdır. Yukarı kaldırdığımızda da yine aynı şekilde yüzüklere çarpan misina takımın kısa düşmesine neden olur.
Şimdi gelelim daha ince ayrıntıya: Şunu kesinlikle unutmamanız gerekir; hangi takımı atıyorsak atalım, kefal, zargana, çapari veya hangisi olursa olsun. Kurşunu, şamandırayı veya başka ne kullanıyorsak, kullandığımız ağırlık yapan malzemeyi göz kararı bir çapari kurşunun olması gerektiği yere kadar indirelim Örnek vererek sanırım daha rahat açıklarım: diyelim ki ben şamandıralı takımla zarganaya atıyorum ve kamışım da 3,60 m 10 lu çapariyi taktığımda kurşun nereye geliyorsa şamandırayı da o ölçüde aşağı indirip öyle atarım. Bu şekilde kesinlikle daha uzağa atarsınız. Tabi şamandıralı takımda rüzgarın yönü de önemli rüzgar denizden eserse uzağa atmak zorlaşır.
alıntı
Öncelikle makinamızın ve kamışımızın avlanabileceğimiz bölgeye uygun olması gerekmektedir. Makinamızda yeterli misina olması gerekir, bunu anlamanın en kolay yolu baş parmağımızı misinanın üstünde gezdirmektir. Eğer makinanın makarasıyla misina arasında dudak varsa biraz daha misina sarmamız gerekebilir.
Atmayı öğrendikten sonra kamışımızın kaldırabileceği en ağır kurşunla bir kaç defa atmamız lazım ki misinamız iyice sıkılaşsın yoksa gam yapabilir.
Makina ve misina işini hallettikten sonra gelelim nasıl uzağa atacağımıza; yapılacak şeyler çok basit ilk olarak kamışın alt tarafını tutan sol dirseğimizi (sağ elini kullananlara göre anlatıyorum) çenemize kadar kaldırmamız gerekir ki daha destekli atalım ve fazla kuvvet harcamadan uzağa atalım. Sonra misinamızı kamış tam omzumuzun yanından geçerken bırakmamız gerekir, yoksa takım çok havalanır veya çok kısa düşer. Parmağı çektikten sonra kamışın ucuyla kurşunu havada takip edelim. Bunun nedeni ise; parmağımızı çektikten sonra kamışı aşağı indirirsek yüzüklere çarpan misina kurşunu yavaşlatarak daha kısa düşmesine neden olmasıdır. Yukarı kaldırdığımızda da yine aynı şekilde yüzüklere çarpan misina takımın kısa düşmesine neden olur.
Şimdi gelelim daha ince ayrıntıya: Şunu kesinlikle unutmamanız gerekir; hangi takımı atıyorsak atalım, kefal, zargana, çapari veya hangisi olursa olsun. Kurşunu, şamandırayı veya başka ne kullanıyorsak, kullandığımız ağırlık yapan malzemeyi göz kararı bir çapari kurşunun olması gerektiği yere kadar indirelim Örnek vererek sanırım daha rahat açıklarım: diyelim ki ben şamandıralı takımla zarganaya atıyorum ve kamışım da 3,60 m 10 lu çapariyi taktığımda kurşun nereye geliyorsa şamandırayı da o ölçüde aşağı indirip öyle atarım. Bu şekilde kesinlikle daha uzağa atarsınız. Tabi şamandıralı takımda rüzgarın yönü de önemli rüzgar denizden eserse uzağa atmak zorlaşır.
alıntı