limonlubrokoli
Bayan Üye
bararam..
89 senesinde Kastamonuda doğacakken karar değiştirip Kırıkkale de doğmuş.. göbeğini sobaya atmışlar bunun, onu söyler dururlar niyeyse .) ismi de Merve olmuş.. şu sık duyulandan..
bebekliğini Kastamonu da geçirip okul hayatına bursa Karacabey de başlamış bu insan.. kardeşi burada doğmuş, mert..
baba mesleği yüzünden Tunceli denince 2 yıl anne babadan ayrı kalmış 2 yi ve 3 ü Kırıkkale de okumuş.. yaz tatilinde ziyarete giderken Tunceli nin darıkent yollarında pusuyu öğrenmiş.. tank sesi duyup gökyüzüne baktığında o ışığın yıldız değil de alev topları olduğu görmüş.. kısıtlamayı, kısıtlanmayı öğrenmiş..
iki yıl anne baba ve kardeşten ayrı kalıp sonra biaraya gelince kardeş mert istememiş ‘o senin annen değil anne deme ona’cümleleriyle karşılaşmış… bücür..
iki yılın ardından sıradaki sürgün Alanya yaymış.. demirtaş beldesinde 4 ve 5 i okuduktan sonra güzel yıllar olan 6 ve 7 yi de Alanya da okumuş.. insan tanımaya burada başlamış garibim.. kazık yemek, kazık atmak, denizde taş sektirmek, insan kandırmak, kanmak, sigara içmek, içki tatmak, kumdan kale yapmak, sevgi görmek gösterebilmek, arkadaş edinebilmek…
bu da gelmiş geçmiş.. baba buradaki hakkını da doldurmuş.. sıra gelmiş tokat başçiflik dağına.. boyu kadar karda ilerleyemezken senelerin akışında ortaokul da burada bitivermiş..
bomboş girdiği sınavın akabinde kazanıp Niksar a inmek zorunda kalmış, bu kez babayı o sürüklemiş.. başçiftlikte lise yokmuş zira.. hazırlık sınıfını burada okuyup yeter burada kaldığımız hadi doğu görevine deyip Bayburt a gitmiş.. o stabilize yolları kat ederken ehramlı kadınları, taş evleri, koca dağları, yine farklı bir şiveyi bilmiş görmüş edinmiş.. lise 1 ve 2 de burada bitivermiş..
bitmemiş daha Bilecik var demişler.. okul serüveninin sonu buraya nasip imiş..
8 farklı okulun ardından 12 yıllık paramparça öğreniminin en iğrenç yılı burada geçirdiği ilk yılmış.. çok şey koparmış Bilecik, çok yaşatmış.. az gösterip çok vurmuş, kanatmış.. ama damlamasına izin vermemiş.. dökülse de yüzündeki çatlakları, ufalansa da toprak elleri,hep kendine şikayet etmiş.. beton olmuş kalbi..isyan etmemiş. hissizliğin hissiyatını yaşarken soluduğu acımtırak nefes katman olmuş ciğerlerine.. ‘karanlık’ ın ırzına geçip teselli etmiş kendini.. susmayı öğrenmiş.. _tek artı anı judaa dır bana bilecikten.. balım insanı .)_
velhasıl kelam o sıkıntılı dönemlerinin ardındaki o mühim sınav izin vermemiş ilkin.. bir yıl daha denedikten sonra hayalini kurduğu Eskişehir göstermiş sonunda yüzünü..
artık Osmangazi üniversitesinde kimya okuyor.. duyduğuma göre pek memnun değil... istemediği bir bölüm olmuş zira kötü şans eseri..
yoksa sever küçük şeylerle mutlu olmayı, valla ne nasıl da sever.. elma şekerini, aç kalmayı, tavan izlemeyi, yıldız saymayı.. hele de mutlu ettiği zaman nasıl mutlu olur..
Baya yorgun.. insan tanımak pek bi zor geliyor.. ama yine çaba içersinde hee baksanıza forum falan .) kim ittiyse artık .p iyi ya baya iyi.. nefes alabiliyor.. .)
Ne biçim de inatçı… ne çektim elinden aman aman.. ama yufka yüreklidir bee insan kırmayı beceremez.. tuttuğunu koparır, haksızlığa da gelemez hiç asla.. sinirlenince orayı burayı dağıtmak yerine ötesinde berisinde ne varsa toparlamaya başlar böylede dengesiz..
Yalan.. asla dayanamayacağı kabul görmeyeceği tek şey.. kimseler yalan söylememeli.. ne olursa olsun! Ağzına vurarım..!
Resim çizmeye bayılır.. bu yüzden yıllardır istediği güzel sanatlar için girişimlerde bulunuyor şu ara..
Eline kalem geçmeye dursun.. elinde kalem, yanında karanlık,dudağında sigara, baş ucunda kahve, kulağında led zeppelin var ise demeyin keyfine.. yazar, çizer, karalar durur..
Mumlara bayılır kırmızı olmalı ama yada siyah.. mumu çakmakla değil kibritle yakar hep, kibrit söndüğünde kokusunu içine çekmek için..
hayvanlara bayılır.. hamsterı var bide adı caz.. şuan kafesini kemiriyo enerji patlaması yaşıyo yazık.. her haltı ağzına doldurup yanaklarını şişirmesi yok mu.. ısırılası..
Dalga geçmeli hayatla elden geldiğince.. isyan yok.. umut olmalı.. yoksa denizle gökyüzü birleşip ufku nasıl doğururlardı?..
Beklentisiz, sevimsiz,dengesiz kara bir şey işte şu seyrettiğiniz.. e ben oynattım siz izlediniz..sıkıcıyım evet .) şimdi bi sigara yakayım black sabbath doldursun kulaklarımı.. yoruldum zira.. .)
89 senesinde Kastamonuda doğacakken karar değiştirip Kırıkkale de doğmuş.. göbeğini sobaya atmışlar bunun, onu söyler dururlar niyeyse .) ismi de Merve olmuş.. şu sık duyulandan..
bebekliğini Kastamonu da geçirip okul hayatına bursa Karacabey de başlamış bu insan.. kardeşi burada doğmuş, mert..
baba mesleği yüzünden Tunceli denince 2 yıl anne babadan ayrı kalmış 2 yi ve 3 ü Kırıkkale de okumuş.. yaz tatilinde ziyarete giderken Tunceli nin darıkent yollarında pusuyu öğrenmiş.. tank sesi duyup gökyüzüne baktığında o ışığın yıldız değil de alev topları olduğu görmüş.. kısıtlamayı, kısıtlanmayı öğrenmiş..
iki yıl anne baba ve kardeşten ayrı kalıp sonra biaraya gelince kardeş mert istememiş ‘o senin annen değil anne deme ona’cümleleriyle karşılaşmış… bücür..
iki yılın ardından sıradaki sürgün Alanya yaymış.. demirtaş beldesinde 4 ve 5 i okuduktan sonra güzel yıllar olan 6 ve 7 yi de Alanya da okumuş.. insan tanımaya burada başlamış garibim.. kazık yemek, kazık atmak, denizde taş sektirmek, insan kandırmak, kanmak, sigara içmek, içki tatmak, kumdan kale yapmak, sevgi görmek gösterebilmek, arkadaş edinebilmek…
bu da gelmiş geçmiş.. baba buradaki hakkını da doldurmuş.. sıra gelmiş tokat başçiflik dağına.. boyu kadar karda ilerleyemezken senelerin akışında ortaokul da burada bitivermiş..
bomboş girdiği sınavın akabinde kazanıp Niksar a inmek zorunda kalmış, bu kez babayı o sürüklemiş.. başçiftlikte lise yokmuş zira.. hazırlık sınıfını burada okuyup yeter burada kaldığımız hadi doğu görevine deyip Bayburt a gitmiş.. o stabilize yolları kat ederken ehramlı kadınları, taş evleri, koca dağları, yine farklı bir şiveyi bilmiş görmüş edinmiş.. lise 1 ve 2 de burada bitivermiş..
bitmemiş daha Bilecik var demişler.. okul serüveninin sonu buraya nasip imiş..
8 farklı okulun ardından 12 yıllık paramparça öğreniminin en iğrenç yılı burada geçirdiği ilk yılmış.. çok şey koparmış Bilecik, çok yaşatmış.. az gösterip çok vurmuş, kanatmış.. ama damlamasına izin vermemiş.. dökülse de yüzündeki çatlakları, ufalansa da toprak elleri,hep kendine şikayet etmiş.. beton olmuş kalbi..isyan etmemiş. hissizliğin hissiyatını yaşarken soluduğu acımtırak nefes katman olmuş ciğerlerine.. ‘karanlık’ ın ırzına geçip teselli etmiş kendini.. susmayı öğrenmiş.. _tek artı anı judaa dır bana bilecikten.. balım insanı .)_
velhasıl kelam o sıkıntılı dönemlerinin ardındaki o mühim sınav izin vermemiş ilkin.. bir yıl daha denedikten sonra hayalini kurduğu Eskişehir göstermiş sonunda yüzünü..
artık Osmangazi üniversitesinde kimya okuyor.. duyduğuma göre pek memnun değil... istemediği bir bölüm olmuş zira kötü şans eseri..
yoksa sever küçük şeylerle mutlu olmayı, valla ne nasıl da sever.. elma şekerini, aç kalmayı, tavan izlemeyi, yıldız saymayı.. hele de mutlu ettiği zaman nasıl mutlu olur..
Baya yorgun.. insan tanımak pek bi zor geliyor.. ama yine çaba içersinde hee baksanıza forum falan .) kim ittiyse artık .p iyi ya baya iyi.. nefes alabiliyor.. .)
Ne biçim de inatçı… ne çektim elinden aman aman.. ama yufka yüreklidir bee insan kırmayı beceremez.. tuttuğunu koparır, haksızlığa da gelemez hiç asla.. sinirlenince orayı burayı dağıtmak yerine ötesinde berisinde ne varsa toparlamaya başlar böylede dengesiz..
Yalan.. asla dayanamayacağı kabul görmeyeceği tek şey.. kimseler yalan söylememeli.. ne olursa olsun! Ağzına vurarım..!
Resim çizmeye bayılır.. bu yüzden yıllardır istediği güzel sanatlar için girişimlerde bulunuyor şu ara..
Eline kalem geçmeye dursun.. elinde kalem, yanında karanlık,dudağında sigara, baş ucunda kahve, kulağında led zeppelin var ise demeyin keyfine.. yazar, çizer, karalar durur..
Mumlara bayılır kırmızı olmalı ama yada siyah.. mumu çakmakla değil kibritle yakar hep, kibrit söndüğünde kokusunu içine çekmek için..
hayvanlara bayılır.. hamsterı var bide adı caz.. şuan kafesini kemiriyo enerji patlaması yaşıyo yazık.. her haltı ağzına doldurup yanaklarını şişirmesi yok mu.. ısırılası..
Dalga geçmeli hayatla elden geldiğince.. isyan yok.. umut olmalı.. yoksa denizle gökyüzü birleşip ufku nasıl doğururlardı?..
Beklentisiz, sevimsiz,dengesiz kara bir şey işte şu seyrettiğiniz.. e ben oynattım siz izlediniz..sıkıcıyım evet .) şimdi bi sigara yakayım black sabbath doldursun kulaklarımı.. yoruldum zira.. .)
Son düzenleme: