Yeditepe
Banned
Leninizm, Marksizm üzerine kurulmuş politik ve ekonomik bir teoridir. Marksizm`in bir kolu ve aşaması olarak ele alınır, Bolşevik lider Vladimir Lenin tarafından geliştirildiği kabul edilir. Yaklaşıma göre Lenin, Marx'ın temel eserini üç temel noktada, yani felsefe, ekonomi ve siyasal alanlarda geliştirmiş, onu yeni koşullara uygun bir öğreti olarak ve temel ilkelerinden sapmaksızın yeniden üretmiştir.
Kısacası Leninizm, Marksizmin çağın gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere bağlı kalarak yeniden uyarlanması olarak anlaşılır.Leninizm'in marksist geleneğe en büyük katkısı demokratik merkeziyetçi örgüt yapısını savunmasıdır. Leninizm kavramı, yeni olgular ve yeni bilimsel gelişmeler doğrultusunda Marksizmin yeniden gelistirilmesi gereği üzerinden değerlendirilir ve Marksizmin devrimci ve bilimsel özüne uygun olarak geliştirilmesi olarak anlaşılır.
"Leninizm" terimi Lenin hayattayken çok kullanılan bir terim değildir, ancak sağlık sorunları nedeniyle ölümünden bir süre önce, Sovyet hükümetinde aktif rolünü sonlandırdıktan sonra sıklıkla kullanılmaya ve yaygınlaştırılmaya başlandı. Asıl olarak ise 3. Komünist Enternasyonal`de (Komintern) Grigory Zinoviev "Leninizm" terimini kullandı ve popüler etti. Bu tarihten itibaren, Leninizm formülasyonu, Marksizm içinde, onun yeni bir aşaması olarak formüle edildi ve kuramsallaştırıldı.
Bolşevik Parti
Lenin, Ne Yapmalı? isimli kitabında proletaryanın başarılı bir devrimi ancak devrimci bir bilince sahip olunca yapabileceği, bunun da Komünist Parti`nin "öncü parti" rolünü üstlendiği zaman gerçekleşebileceğini belirtir. Aynı kitapta Lenin profesyonel devrimcilerin partiye sahip çıkmasını ve zafere yön vermesi gerektiğini söyler. Böyle bir parti de amaçlarına ancak demokratik merkeziyetçilik'i uygulayarak varabilir.
Burada Lenin, ekonomizm ve sendikalizm denilen bir anlayışla polemik halindedir. Bu anlayışlara göre, ekonomik koşullar kendiliğinden devrimci bir gelişmeyi getirecektir ve bu nedenle işçilerin sendiklarda örgütlenmesi yeterlidir. Lenin bu görüşü, reformizm olarak değerlendirir, ekonomik koşulların kendiliğinden işçi sınıfına bilinç getirecegi fikrini kabul etmez. İşçi sınıfına bilinç ancak dışardan götürülebilir, ve bunu yapacak olanda Proletarya'nın partisi olarak öne sürülen Bolşevik Parti'dir. Menşevik örgütlenme anlayışına karşı Lenin geliştirdiği bir örgütlenme modelidir bu. Kendini işçi sınıfının temsilcisi olarak algılayıp öne süren profesyonel devrimcilerden oluşan bir örgütlenmedir sözkonusu olan.
Lenin`in görüşleri
Lenin kapitalizmin ancak devrimci yollarla yıkılabileceğini düşünüyordu. Lenin`e göre devrimi işçi diktatörlüğü süreci takip etmeliydi.
Leninizm`in diğer temel bir düşüncesi de emperyalizmi kapitalizmin en yüksek basamağı olarak görmesidir. Lenin, kapitalizmin küresel bir sistem olurken uyguladığı hileyi (Marx bu fenomeni öngörmüştür) Marx`ın çalışmalarını geliştirerek ve güncelleyerek anlatır. Lenin`e göre gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrim gerçekleşemez çünkü bu ülkeler işçilerine nispeten yüksek yaşam standartı ve çeşitli fırsatlar sağlar ve işçilerin devrimci bir bilince ulaşması mümkün olmaz (bkz: İşçi aristokrasisi). Bu yüzden ancak daha az gelişmiş ülkelerde işçi devrimi mümkün olabilir.
Fakat eğer devrim ancak fakir, gelişmemiş bir ülkede başlayabilirse burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Marx`a göre gelişmemiş ülkeler sosyalizmi inşa edemez, çünkü kapitalizm henüz buralarda bütün gücünü kullanmamış, sömürüsünü gerçekleştirmemiştir, işte bu yüzden dış güçler devrimi başarısızlığa uğratmak için elinden geleni yapacaktır. Buna Leninizm iki çözüm yolu önerir:
İlk önerisi çok sayıda gelişmemiş ülkenin kısa bir sürede birleşerek büyük federal bir yapı kuraracağı, bu sayede kapitalizme karşı direneceği ve sosyalizmi kurmayı başaracağıdır. Sovyetler Birliği`nin kurulmasının temel fikri budur.
Diğer önerisi de gelişmemiş ülkelerde başlayan devrimin veya devrim ateşinin gelişmiş kapitalist ülkelerdeki devrim kıvılcımını tetikleyebileceğidir (örnek olarak Lenin Rus Devriminin bir Alman Devrimini ateşleyebileceğini ummuştu). Gelişmiş ülke böylece sosyalizmi kuracak ve gelişmemiş ülkelerin de aynı şeyi yapmasına yardım edecektir.
Lenin'den sonra
Leninizmin tarihsel olarak yakaladığı bir şans iktidarı elde etmiş bir işçi sınıfı öncü partisi tarafından rehber kabul edilerek prensiplerinin hayata geçirilmeye çalışılmış olmasıdır.Lenin'in ölümünden sonra Bolşevikler daha önce sadece teori düzeyinde tartışılmış konularla ilgilenmek, dünyadaki ilk işçi sınıfı iktidarını ayakta tutmak ve ülkeyi kalkındırmak gibi sorunlarla başbaşa kalırlar. Bu sorunlar ekseninde, 1917 Ekim Devrimini gerçekleştiren ekip arasında ayrışmalar, düşünce farklılıkları ve tasfiyeler yaşanır. Bu parti içi mücadeleden güçlenerek ayrılan Sovyetler Birliği Komünist Partisi kısa sürede sanayileşmek, uzun yıllar süren savaşlardan sonra tükenme noktasına gelen ekonomiyi canlandırmak ve yurttaşlarına yaşanası bir ülke yaratmak gibi görevlere soyunur. Bu kapsamda NEP, kolektivizasyon, sanayileşme hamlesi gibi atılımlar gerçekleştirilir. Lenin'den sonra partinin başına geçen genel sekreter Stalin'in uygulamaya koyduğu açılımlara atıf yapılarak stalinizm deyimi kullanılsa da Stalin'in ideolojik düzeyde ayrı bir akım olarak değerlendirilecek teorik katkıları bulunmamaktadır. Ekim Devrimini izleyen iç savaş yıllarında Kızılordu komutanlğı yapmış Bolşevik lider Troçki ise fikir ayrılıklarından ötürü partiden tasfiye edildikten sonra fikirlerini troçkizm olarak adlandırılacak olan teorik sistemde toplayacaktır. 1949 yılında Çin İç Savaşından galip çıkan Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Mao Zedong ise Çin devriminin köylü tabanlı öznel durumunu teorileştirecek ve maoizm adıyla anılacak ideolojinin temellerini atacak, buna daha sonra Üç Dünya Teorisi eklenecektir.