Kurtuluş

Buğra1

Kayıtlı Üye
Kurtuluş
Mehmet ERDOĞAN

Sabah bir ışıkla uyandı ruhum,
Döndü çemenzara çevremdeki kum..

Bir çölde kalmıştım derbeder yorgun,
Ümidim her şeyden daha da solgun.

Ayağım yalındı, başımsa açık,
Halim bir girdaptan daha dolaşık.

Uyku mu ne gezer, bir anlık dalış,
Uyanmak, bin yıllık yollarda kalış.

Azığım hiç yoktu, açlık zirvede,
Halim idi sanki bir kazazede.

Kan revan yollarda yürüdüm durdum,
Ahımı kalbimden kalbime vurdum.

Bir çare aradım serap içinde,
Bir çare aradım Çin’de Maçin’de.

Baktım ki her taraf sessiz ve sakin,
Kalblerde var idi nefret ile kin.

Huzurum kalmadı bu gaflet içre,
Önümde kaskalın çekilmiş sütre.

Ne yapayım derken inler bir halde,
Bir feryad belirdi lisan-ı kalde.

Bir feryad yükseldi ta arşa kadar;
Bu ses ile doldu bütün ufuklar..

Bir ses ki yakıcı ve kavurucu
Ta Sidre’de idi alevin ucu.

Bu lisan ağzımdan yükselen değil
Sanki yüreğimden konuşan bir dil.

O ses ki kavurdu geçti âlemi,
Bu idi çilenin en feci demi.

Artık tak etmişti canıma hayat,
Kalbim dedi: Cismi ruhundan soy at!

O zaman kurtulur erersin nura,
Varırsın özdeki ezeli Tûr’a

Varırsın Hira’ya bir anda uçup,
Karanlıktan ışığa bir anda uçup.

Varırsın Medine iline o an,
Bir aşk ile kavrulur özdeki can.

Dersin ki ‘Ey Habip kalbimi onar,
Bu harabeye baykuşlar konar’

Dersin ki ‘ey güzel bana bir el ver,
Ta gelsin gözüme ve gönlüme fer.’

Dersin ki ‘ey gül bana şafak sun,
Ta şu kalbim artık kaynağı bulsun.

Derbeder gitmesin çöl kumlarında,
Boğulmasın dehrin vakumlarında.

Kurtulsun bir anda elini tutup,
Çeksin onu sevda isimli kutup.’

Böyle ağladım hep uykularımda
Ağladım gezdim gaflet kumlarında.

O anda bir nida geldi öteden,
“Geçmelisin kulum her bâdireden

Yoksa bu cihan seni de yutar,
Posanı savurur yokluğa atar

Bir anda silkin ve kendini topla,
Öğünme mal, menal, soy ile sopla.

Öğünme, sana yar sade imandır,
İman ile yeşermiş lahuti cândır

Bu takvâ yolu ki sana kurtuluş,
Ve nefsi etmendir ebediyyen tuş.”

Bu sesle uyandım, kendime geldim,
Ufkumda kaskalın sütreyi deldim.

Uzandım o anda nurlu şafağa,
Düşmedim bir daha kaostan ağa.

Ve sevdim dünyada bir gülü sade
Gelmez onun aşkı lisanla yâde.

Sevdim onu ve kapıldım cezbine,
Artık o şafakla yanıyor sîne.

Yine kızıl bir ateş var lebimde,
Fakat beratim durur cebimde.

Sevda mühürlü şefaat ilâmı,
Dağıtır ufkumda sisleri, gamı.

Ömrüm oldukça ağlasam ey yâr,
Gam çekmem, değil mi bir kurtuluş var.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst