ashli
Bayan Üye
...Kurt Çobanlık Yaparsa...
Bir zamanlar çobanların sürülerini otlattığı yamaçların yakınında bir kurt yaşarmış. Kendi alanındaki bütün hayvanları avlarmış. Ağzını sürebildiği tek bir av bile kalmayınca ister istemez çobanların sürüsüne göz dikmiş, oradan medet ummaya başlamış.
Ama bu işi nasıl yapacağını da ince ince planlamış. Önce bir çoban kıyafeti bulmuş, giymiş. Şapkasını gözlerine kadar indirip sürüye yaklaşmaya, biraz uzaktan olup bitenleri gözleyip uygun anı beklemeye başlamış.
Gerçekten de bir süre sonra çoban ağacın altında yemeğini yemiş, yere serdiği ceketinin üzerine kıvrılmış. Yardımcısına, sürüye dikkat etmesini söyleyip uyumaya başlamış.
Yardımcısı büyük köpeğin önüne bir kemik fırlatıp sırtını ağaca dayamış, sürüden gözünü ayırmamasını tembihleyip bir süre sonra oturduğu yerde şekerleme yapmaya başlamış.
Büyük köpek küçük köpeğe bir iki homurdanmış, “biraz işim var, sürü sana emanet” deyip çalılıkların arasına girmiş. Kemiğini kemirip, sonra da uykuya dalmış.
Herkes uyur da küçük köpek uyumaz mı? Çevreye bakmış. Uzaktan kurdu görmüş aslında, ama kıyafetinden ötürü insan sandığı bu yabancıdan tehlike gelmeyeceğini düşündüğünden o da yummuş gözlerini.
“İşte beklediğim an” diye sevinmiş kurt. Usulca sürüye yaklaşmış. Elindeki sopayı sallayarak koca sürüyü kendi topraklarına doğru götürmüş.
Her şey tam istediği gidiyormuş. Sürüdeki koyunları sayıp sevinçten kendinden geçiyormuş.
“Bu kadar koyun bana bir yıl yeter, bundan böyle avlanmak yok, kar kış av peşinde dolaşmak yok, üşümek, köpekten, avcıdan korkmak yok. Gül gibi yaşayacağım” diye coşmuş.
Kurt coşar da türkü söylemez mi? Başlamış en sevdiği türküye, hemde avazı çıktığı kadar yüksek sesle söylemeye!
Birden çobanlar uyanmış! Büyük köpek çalılıktan fırlamış, küçük köpek atılmış ve kaşla göz arasında kurdu sıkıştırmışlar.
Akılsız kurt sürüyü elinden kaçırdığı gibi, az kalsın postu da yitiriyormuş. Kızgın köpeklerin ve çobanların arasından zor kurtulmuş. Bir daha da asla sürünün yanına yaklaşmamış.