GokLeRiNdeRDi
Kayıtlı Üye
KUR'AN NEDİR ?
Kur'an inandığımız Allah'ın nasıl bir Allah olduğunu, O'na nasıl inanacağımızı ve inancımızı nasıl yaşayacağımızı; öncelikle Allaha karşı, kendimize karşı ve yaşadığımız hayata karşı sorumluluklarımızın neler olduğunu ve bunları nasıl yerine getireceğimizi bildiren, Allah'ın elçi seçtiği Hz. Muhammed (sav) aracılığı ile biz kullarına gönderdiği kitabın adıdır.
Kur'an, bu dünyanın ve bu hayatın kitabıdır. Kulların hayatlarını, yaşam biçimlerini, toplumsal sistemlerini ve düzenlerini O'na göre düzenlesinler diye, Allah tarafindan gönderilen Kur'an; insanları kurtuluşa, hidayete, hakka ve en doğru yola götürendir. Müslümanların rehberi olan Kur'an, kendisine rehberlik etme hakkı sağlanmadığı için, hayatımızın kitabı olmaktan çıkıp, kuru bir inancın, pratiği olmayan bir teorinin kitabı haline dönüştü. İşi bittigi için rafa kaldırılan herhangi bir eşya gibi, süslenmiş bez kılıflar içinde duvarlara asılan/ kaldırılan Kur'an, Ölülerin kitabı haline getirildi.
Yaşadıkları bireysel ve toplumsal hayatı kendisine göre düzenlesinler diye gönderilen Müslümanların siyasal, ekonomik, ahlakî, hukukî, sosyal yapılarını düzenlemede ana kaynak alınması gereken Kur'an, topluma rehberlik ve hayata kaynaklık etmekten alınarak, kutsanma adına bid'at ve hurafelere kaynak yapıldı.
Kur'an nedir?' diye bir soru olabilir mi hiç? 'Kur'-an'ın ne olduğunu bilmeyenmi var?' denilebilir. Müslümanim diyenlerin tercihlerine, yaşadıkları hayata ve Kur'an'ın hayattaki yerine baktığımızda Müslüman olduğunu söyleyen büyük bir çoğunluğun Kur'an'ın ne olduğunu ya bilmediğini yada yanlış bildiğini görmekteyiz.
Kur'an'ın hayatımızda yeniden yer etmesi, kendisine tabi olanları kurtuluşun yoluna erdirmesi, insanlığın kurtuluşuna öncülük etmesi, kulu hidayete kavuşturması için,ne olduğunun bilinmesi zorunludur. Çünkü, Kur'an'm ne olduğu anlaşılmadan, içindekilerinin doğru anlaşılması mümkün değildir, içindekileri doğru anlaşılmadan da, O'na göre inanmak ve yaşamak mümkün değildir.
Anlayışları Kur'an'ca olmayanlar, Kur'an'a göre oluşmuş bir hayatı yaşayarak, Allah'a kul olunacağını idrak edemezler. Kulluğu 'Allah'a has' kılmak isteyen bir insanın, bunu gerçekleştirebilmesi Kur'an'ı doğru anlamasına bağlıdır.
Evet, Kur'an'ın ne olduğu doğru tanımlanmadan, içindekiler doğru anlaşılmaz. Doğru anlaşılmamış Kuranın ise, bağlısını doğru yola iletmesi mümkün değildir.
Zaten Kur'an'dan sapmanın gerçek nedeni de Kur'an'ın ne olduğunun anlaşılmamağından kaynaklanmaktadır.
Kim Kur'an'a ne anlam veriyorsa, yani onu nasıl tanımlıyorsa içindekilerini de bu tanımlamaya göre değerlendirmektedir. Dolayısıyla, Kur'an'ın ne olduğunu doğru tanımlayanlar,içindekilerin! de doğru anlamakta; tanımı, yanlış olanlar, içindekilerini de yanlış anlamaktadırlar. Böyle olunca da Kur'an'm yerine kendi yanlış tanımlanna uymaktadırlar, Müslümanlarla Kuran arasında derin uçurumlann oluşmasının gerçek nedeni budur, Öyle ya, baş ağrısı için yapılmış ilaç. romatizma için kullanılır mı?
Kullanılsa bile yararı olur mu? Tıpkı bunun gibi, Kuran da hangi amaç için gönderilmişse, o amaç doğrultusunda yararlanılmazsa hiçbir fayda sağlamaz, önemli olan Kuranın gönderiliş amacını bilmektir. Yani, ilacın hangi ağrı için olduğunu bilirsek ona göre kullanabiliriz. Sadece bunu bilmek de yetmez. Onu nasıl kullanacağımızı da bilmek zorundayız.
Yoksa fayda yerine zarar verir. Evet? Kur'an'ın ne olduğunu ve niçin gönderildiğini bilmek ve ona göre yaşamak temel şarttır,Diğer yandan, Kur'an, kendisine hiçbir şey ilave edilmeden ve eksiltilmeden tâbi olunacak kitaptır.
Kimilerinin, sanki Allah'ın Kitabında bir eksiklik varmış gibi, dine kendi yanından bir takım şeyleri ilave etmeye kalkışmaları veya fazlalık varmışcasına dinde bir takım eksiltmeler yapmaya çalışmalarıda Kur'an'dan sapmanın başka bir şekli. Doğrusu, Allah'ın koyduğu Ölçüyü değiştirmeye kalkmak, apaçık sapıklıktan başka bir şey değildir.
Allah tarafından din adına konulmuş hükümlere,ilave veya çıkarma yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Her iki tutum da sapıklıktır, dinden sapmadır. Böylesi sapıklıklara düşenler Kür'an'ı gereğince anlamamış olanlardır.
Sormak gerekir; Kur'an Ölüye okunsun diye mi? - Kutsal gün ve gecelerde sevap kazanmak için okunsun diye mi? -Hastaya şifa olsun diye mi? - Yaldızlı bez kılıflar içinde duvarlara asılsın diye mi? - Bilim kitabı veya tarih kitabı olsun diye mi? - Sadece ibadet içerikli kuralları belirleyen bir kitap olsun diye mi indirildi? Yoksa Hak ile batılı ayırmak - Hakkı hayata hakim kılmak. - Müslüman/Mü'min ile kafîr/müşrik olanların kimlisini belirlemek kendisine uyanların Mü'min/Müslüman, uymayanların da kafir/müşrik olduklarını hükme bağlamak, - Müslümanların toplumsal, siyasal, sosyal, ekonomik, kültüre! ve ahlakî yaşamlarım, yani doğumları ile ölümleri arasındaki hayatlarını bütün yönleri ile kendisine göre düzenlemeleri ve islam'ın dışında kalan bütün sistem ve düzenleri reddederek, yalnızca O'nun hükümlerine uymak için mi gönderildi?
Evet hangisi? "Elif, Lam, RA. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da onu uzun- uzadıya açıklanmış bir Kitap'tır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim." (Hud - 1,2)
Allah'tan başkasına kul olmamak, sadece O'nun Kitabnın koyduğu yasalara uymakla mümkündür.
Kur'an'dan başka 'hükmüne uyulan'ı olanlar, hükmüne uydukları şeyin kulu/kölesi olurlar. Kur'an'a eş veya ondan daha üstün kitabı olan olabilir mi? Ya da daha doğru ve iyi olanı? Olamaz diyorsak, ne diye hayatımızı başka kitaplara göre düzenliyoruz.
Evet diyorsak, hayatımızı ona göre düzenlememiz gerekmez mi? En üstün ve en doğru kitap varken; yalnız bu dünyanın kurtuluşu değil, Ona uymanın sonucu olarak öte dünyayı da kazanmanın teminatı olan Kur'an varken, nasıl oluyor da Ondan başka (sahibi insanlar olan, hayatımızı düzenleyen ilkeleri belirleyen) kitaplara uyabiliyoruz? Yoksa, onlar Allah'ın Kitabından daha mı dogru ve üstün?
'Elbette hayır' diyorsanız, o zaman onların öngördüğü hayatı ne diye yaşıyorsunuz?
Andolsun eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplanmalar ve birbirlerine destek olup yardım etseler, yine de onun benzerini getiremezler." (Isra - 88) demiyor mu Rabb'imiz? Hangi kitabın yolunu izleyeceğiz? Hangi kitap daha üstün? Hangi kitap daha doğru? Allah'ın Kitabı mı?
Yoksa başka bitaplar mı? Sahibi üstün olanın, kitabı da üstün olmaz mı? O halde Allah mı üstün, diğer varlıklar mı? Elbette ki Allah'ın Kitabı diğer kitaplarından daha üstündür. Ne Allah'ın Kitabından başka bir kitap ne de Allah'ın Kitab'ı ile birlikte bir kitap.-Yalnız ve yalnız Allah'ın Kitab'ı yaşadığımız hayatın ana kaynağı, anayasası (yasaların temeli) olmalıdır.
Ondan başka kitapların egemenliğini kabul edenler veya O'nun Kitabı ile birlikte başka kitapları da kendileri için anayasa olarak öngörenler kendi heva ve heveslerini ilah edinmektedirler.
"En doğru yola ileten kitap Kuran'dır..." (lsra-9) insanlığı kurtuluşa götürecek, hak ve doğru olana iletecek, izzetli ve şerefli kılacak gerçek özgürlüğe kavuşmasını sağlayacak, "Karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, doğru yola iletecek" (Maide-16)
Kılavuz Kur'an'dır, Kur'an'dan daha güzel kılavuzu olan kim vardır? O halde ya, Kur'an'ın kılavuzluğu ya da başka kılavuzlar! Dileyen dilediği kılavuzu seçsin. Dikkat ediniz! Ya Kur'an, ya da başka kılavuzlar, Kur'an'dan başka veya Kur'an'la birlikte başka bir kılavuz seçme hakkımız yok. Çünkü, böylesi bir seçim, sahibini 'müşrik' yapar. Kitaplaştırılmamış hiç bir fikir; düşünce, sistem, düzen ve dünya görüşü (ideoloji) yoktur. Her düşünce/görüş bir/birkaç kitaba dayanmaktadır, insanlar yaşamlarını seçtikleri kitaplara göre düzenlerler.
Her kitabın, ana ilkeleri ve değiştirilemez sabitleri vardır. Her kitabın, dayandığı kaynağı ve sahibi/sahipleri vardır. Kim hangi kitab'ın dinin görüşüne göre inanıyor ve yaşıyorsa, o kitabın dininden sayılır. Tıpkı sahibi Allah, kaynağı vahiy olan kitabın dinine göre inanıp yaşayana Müslüman dendiği gibi.
Müslümanlığın ana ilkesi Tevhiddir, Yani, Allah'a ve O'nun dinine hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamaktır. Kişi seçtiği kitabın dinindendir. İslam'ın kitabını seçenler islam dinine, diğer kitapları seçenler de seçtikleri kitabın dinine girerler Bu gerçeğe rağmen insanların kendi yanlarından uydurdukları, heva ve heveslerine dayalı kitapların dinine uydukları halde kendilerini Müslüman olarak görüyor olmaları, gerçekten hiç birşey ifade etmez. Onlar sadece zanlarma uymaktadırlar.
Çünkü Müslüman olmanın şartı sadece Allah'ın kitabını esas almaktır. Zira, Rabb'imiz; "Rabbinizden size İndirilen Kitab'a uyun. O'dan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Ne kadar az düşünüyorsunuz?" (A'raf 3} buyurmaktadır, Şu bir gerçektir ki; karmaşık, çarpık ve 'hakla', 'batılın içice olduğu bir hayatı yaşıyoruz.
Beşeri ideolojilerin temel alındığı, Islamın kitabı'na mevcut rejimin müsade ettiği oranda yer verildiği (ve o da halkı aldatmak amacına dayanmaktadır) adına demokratik, laik düzen denilen bir hayatı benimseyenlerin, bu seçimlerine rağmen kendilerini Müslüman olarak nitelemeleri, hangi haklı gerekçeye dayanmaktadır? Bu çelişkinin sahipleri kendilerini Allah'a karşı nasıl savunacaklar?
Allah'a, 'Biz Senin kitabını beğenmedik 'mi diyecekler, yoksa Senin kitabında bir takım eksikler ve yanlışlar olduğu için onunla birlikte başka kitaplara da uymak zorunda kaldık mı diyecekler? "...inananlara doğruyu gösteren bir kılavuz/ rehber ve rahmet gelmişken" (Yunus - 57)
Çağrısı apaçık ve anlaşılır bir çağrı iken, Allah'ın kitabı yanında başka kitaplara da uyanlar, bu tutumları ile Allah'a karşı yalan uydurmaktadırlar. Ve sonları hüsrandır; "De ki: Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler". (Yunus - 69) "Bu Kur'an, onunla uyarılmaları, Allah'ın tek ilah olduğunu bilmeleri ve akıl sahiplerinin öğüt alması için insanlara bir tebliğdir." (ibrahim - 52)
"O içinizden doğru yola yönelmek isteyen kimseler için öğüttür." (Tekvir - 27,28)
"Doğrusu Kur'an inananlara yol gösterici ve rahmettir." (Nemi - 77)
"Sana bu mübarek Kitap'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt atsınlar diye indirdik." (Sad-29)
"Andolsıın ki Biz Öğüt alsınlar diye, bu Kur'-an'da insanlara her türlü örneği verdik." (Zümer-27)
Yukarıdaki ayetler ve buna benzer bir çok ayet,bize Kuranın niçin gönderildiğini açıkça ifade ederken; yaşanmak için gönderilen bir kitabın, sadece yüzünden ve o da ne dediği anlaşılmadan okunmakla yetinilen bir kitap haline dönüştürülmesi, O'nu hayatımızdan, hayatımızı da Ondan uzak tutmaya neden olmaktadır Yukarıdaki ayetler bir kez daha ve aklederek okunursa, Kur'an'ın ne olduğu, Kur'an'ın kendisinden öğrenilmiş olunur.
İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı sanmaktadır? Ki dilediği gibi kendisine bir yol tutsun ve tuttuğu yoldan sorumlu olmasın. Dileyen dilediği yolu tutacaktır elbet. Fakat sonucuna da katlanmak zorundadır. Allah'ın kitabı mı, yoksa başka bir kitap mı? Evet, seçim, kitaplar'arası bir seçimdir.
Din, Kitaplarda kayıtlı olandır. Ve kim hangi kitabı seçerse o kitabın dinindendir, iyiyi ve kötüyü ne belirliyorsa,Helâli ve haramı ne tesbit ediyorsa, Doğruyu ve yanlışı ne ayırıyorsa, Güzeli ve çirkini kim tanımlıyorsa, Faydalı ve zararlıya kim karar veriyorsa; işte Din (kitap) odur.
Evet yukarıda sayılan şeyler neye göre belirleniyorsa, bunların 'kendisine göre belirlendiği' şey Dindır. Ve bütün dinlerin kitaplarında bunlar kendi doğrularına/değerlerine göre) hükme baglamıstır. Önemli olan kitaplardan hangi kitabın doğru olduğuna karar vermektir.
Yani, hangi kitaba bunları belirleyecegimizdir. Veya hangi kitabın uyacağız? Kur'an'ın mı, diğer kitapların mı? Ancak, 'Kur'an'ın hükmü ne' demekle herşey bitmiyor. Çünkü asıl sorun, Kuranı gereğince anlayamamış ve Kuran yerine, Kur'an adına uydurulmuş şeyleri kendisine kitap edinmiş olmakta yatıyor. Kur'an gereğince anlaşılamazsa bu sorunda çözülemez.
..
Kur'an inandığımız Allah'ın nasıl bir Allah olduğunu, O'na nasıl inanacağımızı ve inancımızı nasıl yaşayacağımızı; öncelikle Allaha karşı, kendimize karşı ve yaşadığımız hayata karşı sorumluluklarımızın neler olduğunu ve bunları nasıl yerine getireceğimizi bildiren, Allah'ın elçi seçtiği Hz. Muhammed (sav) aracılığı ile biz kullarına gönderdiği kitabın adıdır.
Kur'an, bu dünyanın ve bu hayatın kitabıdır. Kulların hayatlarını, yaşam biçimlerini, toplumsal sistemlerini ve düzenlerini O'na göre düzenlesinler diye, Allah tarafindan gönderilen Kur'an; insanları kurtuluşa, hidayete, hakka ve en doğru yola götürendir. Müslümanların rehberi olan Kur'an, kendisine rehberlik etme hakkı sağlanmadığı için, hayatımızın kitabı olmaktan çıkıp, kuru bir inancın, pratiği olmayan bir teorinin kitabı haline dönüştü. İşi bittigi için rafa kaldırılan herhangi bir eşya gibi, süslenmiş bez kılıflar içinde duvarlara asılan/ kaldırılan Kur'an, Ölülerin kitabı haline getirildi.
Yaşadıkları bireysel ve toplumsal hayatı kendisine göre düzenlesinler diye gönderilen Müslümanların siyasal, ekonomik, ahlakî, hukukî, sosyal yapılarını düzenlemede ana kaynak alınması gereken Kur'an, topluma rehberlik ve hayata kaynaklık etmekten alınarak, kutsanma adına bid'at ve hurafelere kaynak yapıldı.
Kur'an nedir?' diye bir soru olabilir mi hiç? 'Kur'-an'ın ne olduğunu bilmeyenmi var?' denilebilir. Müslümanim diyenlerin tercihlerine, yaşadıkları hayata ve Kur'an'ın hayattaki yerine baktığımızda Müslüman olduğunu söyleyen büyük bir çoğunluğun Kur'an'ın ne olduğunu ya bilmediğini yada yanlış bildiğini görmekteyiz.
Kur'an'ın hayatımızda yeniden yer etmesi, kendisine tabi olanları kurtuluşun yoluna erdirmesi, insanlığın kurtuluşuna öncülük etmesi, kulu hidayete kavuşturması için,ne olduğunun bilinmesi zorunludur. Çünkü, Kur'an'm ne olduğu anlaşılmadan, içindekilerinin doğru anlaşılması mümkün değildir, içindekileri doğru anlaşılmadan da, O'na göre inanmak ve yaşamak mümkün değildir.
Anlayışları Kur'an'ca olmayanlar, Kur'an'a göre oluşmuş bir hayatı yaşayarak, Allah'a kul olunacağını idrak edemezler. Kulluğu 'Allah'a has' kılmak isteyen bir insanın, bunu gerçekleştirebilmesi Kur'an'ı doğru anlamasına bağlıdır.
Evet, Kur'an'ın ne olduğu doğru tanımlanmadan, içindekiler doğru anlaşılmaz. Doğru anlaşılmamış Kuranın ise, bağlısını doğru yola iletmesi mümkün değildir.
Zaten Kur'an'dan sapmanın gerçek nedeni de Kur'an'ın ne olduğunun anlaşılmamağından kaynaklanmaktadır.
Kim Kur'an'a ne anlam veriyorsa, yani onu nasıl tanımlıyorsa içindekilerini de bu tanımlamaya göre değerlendirmektedir. Dolayısıyla, Kur'an'ın ne olduğunu doğru tanımlayanlar,içindekilerin! de doğru anlamakta; tanımı, yanlış olanlar, içindekilerini de yanlış anlamaktadırlar. Böyle olunca da Kur'an'm yerine kendi yanlış tanımlanna uymaktadırlar, Müslümanlarla Kuran arasında derin uçurumlann oluşmasının gerçek nedeni budur, Öyle ya, baş ağrısı için yapılmış ilaç. romatizma için kullanılır mı?
Kullanılsa bile yararı olur mu? Tıpkı bunun gibi, Kuran da hangi amaç için gönderilmişse, o amaç doğrultusunda yararlanılmazsa hiçbir fayda sağlamaz, önemli olan Kuranın gönderiliş amacını bilmektir. Yani, ilacın hangi ağrı için olduğunu bilirsek ona göre kullanabiliriz. Sadece bunu bilmek de yetmez. Onu nasıl kullanacağımızı da bilmek zorundayız.
Yoksa fayda yerine zarar verir. Evet? Kur'an'ın ne olduğunu ve niçin gönderildiğini bilmek ve ona göre yaşamak temel şarttır,Diğer yandan, Kur'an, kendisine hiçbir şey ilave edilmeden ve eksiltilmeden tâbi olunacak kitaptır.
Kimilerinin, sanki Allah'ın Kitabında bir eksiklik varmış gibi, dine kendi yanından bir takım şeyleri ilave etmeye kalkışmaları veya fazlalık varmışcasına dinde bir takım eksiltmeler yapmaya çalışmalarıda Kur'an'dan sapmanın başka bir şekli. Doğrusu, Allah'ın koyduğu Ölçüyü değiştirmeye kalkmak, apaçık sapıklıktan başka bir şey değildir.
Allah tarafından din adına konulmuş hükümlere,ilave veya çıkarma yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Her iki tutum da sapıklıktır, dinden sapmadır. Böylesi sapıklıklara düşenler Kür'an'ı gereğince anlamamış olanlardır.
Sormak gerekir; Kur'an Ölüye okunsun diye mi? - Kutsal gün ve gecelerde sevap kazanmak için okunsun diye mi? -Hastaya şifa olsun diye mi? - Yaldızlı bez kılıflar içinde duvarlara asılsın diye mi? - Bilim kitabı veya tarih kitabı olsun diye mi? - Sadece ibadet içerikli kuralları belirleyen bir kitap olsun diye mi indirildi? Yoksa Hak ile batılı ayırmak - Hakkı hayata hakim kılmak. - Müslüman/Mü'min ile kafîr/müşrik olanların kimlisini belirlemek kendisine uyanların Mü'min/Müslüman, uymayanların da kafir/müşrik olduklarını hükme bağlamak, - Müslümanların toplumsal, siyasal, sosyal, ekonomik, kültüre! ve ahlakî yaşamlarım, yani doğumları ile ölümleri arasındaki hayatlarını bütün yönleri ile kendisine göre düzenlemeleri ve islam'ın dışında kalan bütün sistem ve düzenleri reddederek, yalnızca O'nun hükümlerine uymak için mi gönderildi?
Evet hangisi? "Elif, Lam, RA. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da onu uzun- uzadıya açıklanmış bir Kitap'tır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim." (Hud - 1,2)
Allah'tan başkasına kul olmamak, sadece O'nun Kitabnın koyduğu yasalara uymakla mümkündür.
Kur'an'dan başka 'hükmüne uyulan'ı olanlar, hükmüne uydukları şeyin kulu/kölesi olurlar. Kur'an'a eş veya ondan daha üstün kitabı olan olabilir mi? Ya da daha doğru ve iyi olanı? Olamaz diyorsak, ne diye hayatımızı başka kitaplara göre düzenliyoruz.
Evet diyorsak, hayatımızı ona göre düzenlememiz gerekmez mi? En üstün ve en doğru kitap varken; yalnız bu dünyanın kurtuluşu değil, Ona uymanın sonucu olarak öte dünyayı da kazanmanın teminatı olan Kur'an varken, nasıl oluyor da Ondan başka (sahibi insanlar olan, hayatımızı düzenleyen ilkeleri belirleyen) kitaplara uyabiliyoruz? Yoksa, onlar Allah'ın Kitabından daha mı dogru ve üstün?
'Elbette hayır' diyorsanız, o zaman onların öngördüğü hayatı ne diye yaşıyorsunuz?
Andolsun eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplanmalar ve birbirlerine destek olup yardım etseler, yine de onun benzerini getiremezler." (Isra - 88) demiyor mu Rabb'imiz? Hangi kitabın yolunu izleyeceğiz? Hangi kitap daha üstün? Hangi kitap daha doğru? Allah'ın Kitabı mı?
Yoksa başka bitaplar mı? Sahibi üstün olanın, kitabı da üstün olmaz mı? O halde Allah mı üstün, diğer varlıklar mı? Elbette ki Allah'ın Kitabı diğer kitaplarından daha üstündür. Ne Allah'ın Kitabından başka bir kitap ne de Allah'ın Kitab'ı ile birlikte bir kitap.-Yalnız ve yalnız Allah'ın Kitab'ı yaşadığımız hayatın ana kaynağı, anayasası (yasaların temeli) olmalıdır.
Ondan başka kitapların egemenliğini kabul edenler veya O'nun Kitabı ile birlikte başka kitapları da kendileri için anayasa olarak öngörenler kendi heva ve heveslerini ilah edinmektedirler.
"En doğru yola ileten kitap Kuran'dır..." (lsra-9) insanlığı kurtuluşa götürecek, hak ve doğru olana iletecek, izzetli ve şerefli kılacak gerçek özgürlüğe kavuşmasını sağlayacak, "Karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, doğru yola iletecek" (Maide-16)
Kılavuz Kur'an'dır, Kur'an'dan daha güzel kılavuzu olan kim vardır? O halde ya, Kur'an'ın kılavuzluğu ya da başka kılavuzlar! Dileyen dilediği kılavuzu seçsin. Dikkat ediniz! Ya Kur'an, ya da başka kılavuzlar, Kur'an'dan başka veya Kur'an'la birlikte başka bir kılavuz seçme hakkımız yok. Çünkü, böylesi bir seçim, sahibini 'müşrik' yapar. Kitaplaştırılmamış hiç bir fikir; düşünce, sistem, düzen ve dünya görüşü (ideoloji) yoktur. Her düşünce/görüş bir/birkaç kitaba dayanmaktadır, insanlar yaşamlarını seçtikleri kitaplara göre düzenlerler.
Her kitabın, ana ilkeleri ve değiştirilemez sabitleri vardır. Her kitabın, dayandığı kaynağı ve sahibi/sahipleri vardır. Kim hangi kitab'ın dinin görüşüne göre inanıyor ve yaşıyorsa, o kitabın dininden sayılır. Tıpkı sahibi Allah, kaynağı vahiy olan kitabın dinine göre inanıp yaşayana Müslüman dendiği gibi.
Müslümanlığın ana ilkesi Tevhiddir, Yani, Allah'a ve O'nun dinine hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamaktır. Kişi seçtiği kitabın dinindendir. İslam'ın kitabını seçenler islam dinine, diğer kitapları seçenler de seçtikleri kitabın dinine girerler Bu gerçeğe rağmen insanların kendi yanlarından uydurdukları, heva ve heveslerine dayalı kitapların dinine uydukları halde kendilerini Müslüman olarak görüyor olmaları, gerçekten hiç birşey ifade etmez. Onlar sadece zanlarma uymaktadırlar.
Çünkü Müslüman olmanın şartı sadece Allah'ın kitabını esas almaktır. Zira, Rabb'imiz; "Rabbinizden size İndirilen Kitab'a uyun. O'dan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Ne kadar az düşünüyorsunuz?" (A'raf 3} buyurmaktadır, Şu bir gerçektir ki; karmaşık, çarpık ve 'hakla', 'batılın içice olduğu bir hayatı yaşıyoruz.
Beşeri ideolojilerin temel alındığı, Islamın kitabı'na mevcut rejimin müsade ettiği oranda yer verildiği (ve o da halkı aldatmak amacına dayanmaktadır) adına demokratik, laik düzen denilen bir hayatı benimseyenlerin, bu seçimlerine rağmen kendilerini Müslüman olarak nitelemeleri, hangi haklı gerekçeye dayanmaktadır? Bu çelişkinin sahipleri kendilerini Allah'a karşı nasıl savunacaklar?
Allah'a, 'Biz Senin kitabını beğenmedik 'mi diyecekler, yoksa Senin kitabında bir takım eksikler ve yanlışlar olduğu için onunla birlikte başka kitaplara da uymak zorunda kaldık mı diyecekler? "...inananlara doğruyu gösteren bir kılavuz/ rehber ve rahmet gelmişken" (Yunus - 57)
Çağrısı apaçık ve anlaşılır bir çağrı iken, Allah'ın kitabı yanında başka kitaplara da uyanlar, bu tutumları ile Allah'a karşı yalan uydurmaktadırlar. Ve sonları hüsrandır; "De ki: Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler". (Yunus - 69) "Bu Kur'an, onunla uyarılmaları, Allah'ın tek ilah olduğunu bilmeleri ve akıl sahiplerinin öğüt alması için insanlara bir tebliğdir." (ibrahim - 52)
"O içinizden doğru yola yönelmek isteyen kimseler için öğüttür." (Tekvir - 27,28)
"Doğrusu Kur'an inananlara yol gösterici ve rahmettir." (Nemi - 77)
"Sana bu mübarek Kitap'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt atsınlar diye indirdik." (Sad-29)
"Andolsıın ki Biz Öğüt alsınlar diye, bu Kur'-an'da insanlara her türlü örneği verdik." (Zümer-27)
Yukarıdaki ayetler ve buna benzer bir çok ayet,bize Kuranın niçin gönderildiğini açıkça ifade ederken; yaşanmak için gönderilen bir kitabın, sadece yüzünden ve o da ne dediği anlaşılmadan okunmakla yetinilen bir kitap haline dönüştürülmesi, O'nu hayatımızdan, hayatımızı da Ondan uzak tutmaya neden olmaktadır Yukarıdaki ayetler bir kez daha ve aklederek okunursa, Kur'an'ın ne olduğu, Kur'an'ın kendisinden öğrenilmiş olunur.
İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı sanmaktadır? Ki dilediği gibi kendisine bir yol tutsun ve tuttuğu yoldan sorumlu olmasın. Dileyen dilediği yolu tutacaktır elbet. Fakat sonucuna da katlanmak zorundadır. Allah'ın kitabı mı, yoksa başka bir kitap mı? Evet, seçim, kitaplar'arası bir seçimdir.
Din, Kitaplarda kayıtlı olandır. Ve kim hangi kitabı seçerse o kitabın dinindendir, iyiyi ve kötüyü ne belirliyorsa,Helâli ve haramı ne tesbit ediyorsa, Doğruyu ve yanlışı ne ayırıyorsa, Güzeli ve çirkini kim tanımlıyorsa, Faydalı ve zararlıya kim karar veriyorsa; işte Din (kitap) odur.
Evet yukarıda sayılan şeyler neye göre belirleniyorsa, bunların 'kendisine göre belirlendiği' şey Dindır. Ve bütün dinlerin kitaplarında bunlar kendi doğrularına/değerlerine göre) hükme baglamıstır. Önemli olan kitaplardan hangi kitabın doğru olduğuna karar vermektir.
Yani, hangi kitaba bunları belirleyecegimizdir. Veya hangi kitabın uyacağız? Kur'an'ın mı, diğer kitapların mı? Ancak, 'Kur'an'ın hükmü ne' demekle herşey bitmiyor. Çünkü asıl sorun, Kuranı gereğince anlayamamış ve Kuran yerine, Kur'an adına uydurulmuş şeyleri kendisine kitap edinmiş olmakta yatıyor. Kur'an gereğince anlaşılamazsa bu sorunda çözülemez.
..